Haseke’de akaryakıta yapılan zam protesto edildi

Fiyat artışı turizm sektörünü ve ulaşımı yüzde 300’den fazla bir oranda etkiledi.

Haseke’deki bir akaryakıt istasyonu. (Şarku’l Avsat)
Haseke’deki bir akaryakıt istasyonu. (Şarku’l Avsat)
TT

Haseke’de akaryakıta yapılan zam protesto edildi

Haseke’deki bir akaryakıt istasyonu. (Şarku’l Avsat)
Haseke’deki bir akaryakıt istasyonu. (Şarku’l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin mazot fiyatlarını artırma kararı tepkiye neden oldu. Yüzde 300’ü aşan artış halk tarafından protesto edildi.

Özerk Yönetim, herhangi bir resmi karar yayınlamadan Fırat’ın doğusundaki nüfuz alanlarında iki akaryakıtın türünün fiyatlarını artırdı. Akıllı kartla satın alınan, turistik araçlara tahsis edilen mazot da bu artıştan etkilendi. Bu karardan önce 525 liraya satılan litre fiyatı 2 bin 100 Suriye lirasına (15 sent) yükseldi. Sübvanse edilmeyen mazotun litre fiyatı ise bin 200 liradan 4 bin 100 liraya (30 sent) çıktı. Turistik araçlar, ulaşım araçları ve askeri ve sivil kurumlara tahsis edilen endüstriyel mazot da bu artıştan nasibini alarak yeni litre fiyatı 2 bin 50 lira oldu.

Kamışlı kentinin doğusundaki Mabada beldesinde halk, yönetimin mazota zam yapma kararına karşı protesto gösterisi düzenledi. Protestonun organizatörlerinden aktivist Mezgin Mahmud, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
 

“Belde, dükkanlar tarafından genel bir greve tanık oldu. Protesto gösterisi düzenledik. Gösteri hala devam ediyor. Yönetim mazotla ilgili son kararından vazgeçene kadar bu protestoları sürdüreceğiz.”

Ulusal para biriminin yabancı para birimleri karşısında ciddi bir değer kaybı yaşaması ve 1 doların 14 bin lira eşiğini geçmesinin ardından protestocular, yaşam ve ekonomik koşulların kötüleşmesinin durdurulması için bölgeyi yöneten Özerk Yönetim yetkililerine acil müdahale çağrısında bulundu.

Kamışlı’da taksi şoförlüğü yapan Nafi Muhammed, şehir içi ulaşım tarifesini üç kat artırdıklarına dikkat çekti. “Daha önce yolculuk başına altı bin lira civarında ücret alıyordum. Bugün ise yönetimin mazot fiyatlarını artırma kararı almasının ardından 15 bin lira ve üzeri istiyorum” dedi. Kararın işlerini olumsuz etkileyeceğini belirten Muhammed “Talebin azalması ve insanların taksiye binmemesi bekleniyor. Bu işlerimizin durmasına neden olacak” ifadesini kullandı.

Yönetimin savunması

Yönetimden üst düzey bir yetkili, akaryakıt türevlerinin fiyatlarındaki artışın hizmet sektörü ve fırınları kapsamayacağını söyledi. Ancak Suriye’nin en kuzeydoğusunda, Kamışlı şehrinin doğusundaki belde halkı söz konusu kararları kınamak için protesto gösterileri düzenledi.

Son zam kararı herhangi bir uyarı yapılmadan ve genel bir resmi karar yayınlanmadan yapıldı. Özerk Yönetim Akaryakıt İdaresi Başkanı Sadık el-Halef konuya ilişkin olarak Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte zam kararının şehir içi ve kırsal alanlarda faaliyet gösteren ve yönetimin nüfuz bölgelerini birbirine bağlayan toplu taşıma araçlarını kapsamadığını belirtti. Halef “Akaryakıt fiyatlarını artırma kararı sanayi tesislerini içeren sanayi sektörünü, turistik araçları ve malzeme ve yük taşıyan nakil kamyonlarını kapsıyor” dedi.

Yetkili, bu kararın elektrik jeneratörlerinin yakıtını, hizmet tesislerini ısıtılmasını, fırınları ve tarım sektörünü kapsamadığını söyledi. Söz konusu sektörlere mazotun sübvansiyonlu fiyattan, yani 525 liradan satılacağını vurguladı. Yetkili bu karardan geri adım atmayacaklarını söyleyerek bu kararın gerekçesi olarak ‘bölgenin yatırım projelerini geliştirmeye ve daha iyi hizmetler sunmaya ihtiyacı olmasını’ gösterdi. Bu kararı çıkarmadan önce konuyu ‘yerel, yürütme ve sivil meclislerde görüştüklerini’ de sözlerine ekledi.

Özerk Yönetim’in önde gelenlerinden isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, yönetimin yürütme meclisinin bu konuda önemli bir karar alarak akaryakıt türevlerinin fiyatlarını dolara bağladığını ve sübvansiyonlu mazotun 15 sentten, sübvansiyonsuz mazotun ise 30 sentten satılacağını belirtti. Buna göre fiyatlar Suriye lirasının dalgalanmalarına ve yabancı para birimleri karşısındaki değer kaybına göre ayarlanacak. Ulusal para birimi geçtiğimiz ay önemli bir düşüş yaşayarak dolar karşısında 16 bine ulaşmıştı. Ancak içinde bulunduğumuz ay içerisinde liranın döviz kurunda nispeten bir istikrar görüldü ve bir dolar 14 bin lira civarında seyretti.

Özerk Yönetim’in askeri kanadı olan ve Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un desteklediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye petrolünün yaklaşık yüzde 90’ını kontrol ediyor. Bölgeleri, en büyük doğal gaz yataklarının yanı sıra Deyrizor ve Haseke vilayetlerinin kırsalındaki en büyük petrol ve enerji yataklarını da içeriyor. Yönetim, dört vilayet (Halep, Rakka, Deyrizor ve Haseke) arasında dağılmış yedi büyük şehir ve beldeyi kapsıyor. Son dönemde liranın değer kaybetmesi ve yönetimin kurum ve birimlerinde çalışanlara ödediği maaşların azalmasıyla yaşam koşullarında bozulma kaydedildi.

Kamışlı kentinde akaryakıt istasyonu olan Codi, cumartesiyi pazara bağlayan gece WhatsApp üzerinden yeni fiyat listesini aldıklarını ve Akaryakıt İdaresi resmi bir karar çıkarana kadar herhangi bir bilgi vermemelerinin istendiğini söyledi. Codi “Haseke ve Kamışlı şehirlerindeki çoğu benzin istasyonu, halkın bu kararlara tepkisinden çekinerek resmi bir karar çıkana kadar yeni fiyatlar üzerinden mazot satmaktan kaçındı” dedi.

Özerk Yönetim bölgelerinde aylardır, özellikle mazot ve ev tipi gaz gibi yakıt maddelerinin tedarikinde ciddi krizler yaşanıyor. Birçok aktivist ve sosyal medya kullanıcısı, Haseke ve Kamışlı şehirlerindeki akaryakıt istasyonlarının önünde yüzlerce aracın uzun kuyruklar oluşturduğunu gösteren fotoğraflar ve videolar paylaşıyor.



Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
TT

Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas üzerindeki askeri baskıyı iki katına çıkarma tehdidinin ve hükümetindeki bakanların Hamas’ın Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını ve savaşın sona erdirilmesini öngören kapsamlı bir anlaşmaya varma talebini reddederek Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme çağrılarının ardından İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını arttırarak dün daha fazla can kaybına neden oldu.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine düzenlenen çok sayıdaki hava saldırısı, topçu bombardımanı ve insansız hava aracı (İHA) ile açılan ateş sonucunda 30'dan fazla Filistinli hayatını kaybetti.

Aynı istatistiklere göre kurbanların çoğu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerindendi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne düzenlenen bombardımanlarda ölenlerin sayısının 51 bin 201'e, yaralananların sayısının ise 116 bine yükseldiği bildirildi.

Yeni bir teknik

Şarku’l Avsat muhabiri, dün gece, Gazze şehrinin doğusunda yer alan Zeytun, Şecaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin her noktasını vuran İsrail’in saldırılarının yoğunluğu açısından zor geçtiğini, özellikle et-Tuffah Mahallesi ve Yafa Caddesi çevresi ile Gazze şehrinin orta kesimlerine yakın bölgelerden çok sayıda insanı kaçmaya zorladığını bildirdi.

İsrail, 18 Mart'ta çatışmaların yeniden başlamasından bu yana İsrail askerleri arasında yaşanan ilk ölümcül olay olan, Hamas üyeleri ile İsrail askerleri arasında et-Tuffah Mahallesi’nin doğusunda yaşanan çatışmalarda bir İsrail askerinin ölmesi ve dört askerin yaralanmasından bir gün bu bölgelere saldırdı.

İsrail askerleri coğrafi olarak, ateşle korudukları, ancak asker bulundurmadıkları kuzeybatı bölgeleri dışında Refah şehrinin tamamını karadan kontrol ediyorlar. Refah şehrini Han Yunus'tan ayıran ve ‘Morag Koridoru’ olarak bilinen bölgede konuşlanmış durumdalar.

sdfgthy
Dün Gazze’nin kuzey yakınlarında İsrail’e ait askeri bir aracı taşıyan bir tır (Reuters)

İsrail kara kuvvetleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyini orta kesimlerden ve güneyden ayıran Netzarim Koridorunda konuşlu olsa da bölgede tam kontrol sağlanmış değil, Reşid sahil yolu halen açık durumda. İsrail kara kuvvetleri aynı zamanda Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin dış bölgelerinde de konuşlu ve buradaki operasyonlar, kuzeydeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiye semtlerinin dış mahallelerindeki diğer askeri birlikler gibi yavaş ve temkinli bir şekilde yayılıyor.

Operasyonlarında yeni bir taktiksel yaklaşım benimseyen İsrail güçleri, bir yandan Hamas'ı yavaş ilerleyen kara operasyonlarıyla baskı altına almayı hedeflerken, diğer yandan da bomba ya da patlayıcıları tespit etmek amacıyla geriye kalan binaları ve evleri havaya uçurmak için patlayıcı robotlar kullanıyor.

Öte yandan İsrail güçleri, Gazzelilerin evlerine dönmelerini engellemek için onların evlerini yıkmayı ve buraları yaşanmaz alanların ve belki de gelecekte girmelerinin yasak olduğu tampon bölgelerin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Hamas'a baskı

Başta Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililer, Hamas üzerinde baskı kurmak amacıyla operasyonları yoğunlaştırmayı planladıklarını açıkladılar. Netanyahu cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İsrail güçlerine Hamas üzerindeki baskıyı her zamankinden daha fazla arttırmaları talimatını verdiğini ve İsrail'in mutlak zafer elde edene kadar savaşmaya devam etmekten başka çaresi olmadığını söyledi. ‘Katiller’ dediği kişilere teslim olmayacağını ve herhangi bir dikteye boyun eğmeyeceğini vurgulayan Netanyahu, Hamas tarafından ‘kapsamlı anlaşma’ olarak adlandırılan anlaşma kapsamında yeniden belirlenen koşulları reddettiğini belirtti.

Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar bu konuşmayı överken, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gazze'deki askeri operasyonların sürdürülmesi ve yoğunlaştırılması, herhangi bir müzakerenin kabul edilmemesi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilerek askeri yönetimin kurulması için çalışılması çağrısında bulundu. Buna karşın İsrailli gazeteciler ve analistler, İsrail için askeri ve ekonomik risklere değindiler.

dfgthyu
İleri karakol kurmak için Gazze'ye geçmeye çalışan radikal Yahudi yerleşimciler, Şubat 2024 (DPA)

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin yüzde 30 ila 40'ını etkin bir şekilde kontrol ediyor. Bu durum yerleşimcilerin liderlerini ve onları destekleyen bakanları, 2005 yılında boşaltılan Gazze Şeridi'nde yerleşim inşaatlarının yeniden başlatılması çağrısında bulunmaya teşvik ediyor.

Giderek kötüleşen insani kriz

İsrail'in İbranice yayın yapan haber sitesi Walla, İsrail ordusunun, Hamas'ın gücünü zayıflatmak ve yönetimini sarsmak amacıyla, Gazze'deki bölgeleri daha ufak bölgelere ayırmak amacıyla daha büyük operasyonlara hazırlandığını bildirdi. Walla’nın aktardığına göre bu çerçevede sivil şirketler tarafından işletilen ve doğrudan sivillere gıda yardımı dağıtacak merkezlerin kurulması da söz konusu.

İsrail, Hamas'a baskı uygulamak için sivilleri yerlerinden ederek ve evlerini yıkarak operasyonlarında açıkça sivilleri hedef alıyor. Ayrıca ablukayı sıkılaştırarak ve yardım ve ticari ürünlerin girişini engelleyerek onları açlığa mahkum ediyor.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre 90 binden fazlası kendisine ait 115 barınakta olmak üzere, yaklaşık 420 bin kişi yeniden başlayan saldırıların ardından yerinden edilmiş durumda ve askeri operasyonlar ve insani yardım girişinin engellenmesi sonucunda insani koşullar hızla kötüleşiyor.

Öte yandan Dünya Gıda Programı (WFP) tüm tarafları sivillere öncelik vermeye ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışanlarını korumaya çağırdı. WFP, İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde yürütülen savaş nedeniyle insani acıların daha da arttığını vurguladı.

WFP tarafın dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Gazze'deki aileler bir sonraki öğünlerinin nereden geleceğini bilmiyorlar. WFP tüm taraflara sivillerin ihtiyaçlarına öncelik vermeleri, insani yardım çalışanlarının korunmasını sağlamaları ve Gazze'ye derhal yardım girmesine izin vermeleri çağrısında bulunuyor.

sdfgrthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda ücretsiz gıda dağıtım noktasının önünde bekleyen Filistinliler, 12 Nisan 2025 (AFP)

Gazze Elektrik Kurumu (GEDCO) tarafından dün yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi'nde yaklaşık 18 aydır elektrik kesintisi yaşandığı ve bu süre zarfında Gazzelilerin 1,88 milyar kilowatt saatten (kWsa) fazla elektriği kullanmaktan mahrum kaldığını bildirdi.

Bu uzun süreli kesinti, başta sağlık, su ve sanitasyon olmak üzere hayati öneme sahip alanları çöküşün eşiğine getirdi. Çünkü temel altyapıyı çalıştıracak enerji kaynağı yok ve kötüleşen insani durumla birleştiğinde salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme riski artıyor.

İsrail, 2 Mart'ta Gazze'ye tam bir abluka uygulayarak ateşkesle birlikte yeniden başlayan uluslararası yardımların girişini engelledi. Ayrıca Gazze’nin başlıca deniz suyunu tuzdan arındırma tesisine giden elektriği de kesti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), bu hafta insani durumun savaşın başlamasından bu yana geçen 18 ayın en kötü halinde olduğu uyarısında bulundu. Gazze'ye herhangi bir malzemenin geçişine izin verilmesinin üzerinden bir buçuk ay geçtiğini vurgulayan OCHA, bu durumun bugüne kadarki en uzun süreli tedarik kesintisi olduğunun altını çizdi.