Hafter, Libya'daki sel felaketini "fırsata çevirdi"

Uluslararası yardımlar Hafter'in oğlu Saddam'ın sıkı denetiminde

Derne'de patlayan iki barajın bakımlarının 2002'den bu yana yapılmadığı ortaya çıkmıştı (AA)
Derne'de patlayan iki barajın bakımlarının 2002'den bu yana yapılmadığı ortaya çıkmıştı (AA)
TT

Hafter, Libya'daki sel felaketini "fırsata çevirdi"

Derne'de patlayan iki barajın bakımlarının 2002'den bu yana yapılmadığı ortaya çıkmıştı (AA)
Derne'de patlayan iki barajın bakımlarının 2002'den bu yana yapılmadığı ortaya çıkmıştı (AA)

Libya'nın doğusunu kontrol eden güçlerin lideri Halife Hafter ve oğullarının, sel felaketinin vurduğu Derne kentindeki kurtarma çalışmalarını bölgedeki kontrollerini artırmak için kullandıkları öne sürüldü.

Birleşik Krallık merkezli Guardian gazetesinin sahadaki gözlemcilere dayandırdığı haberinde, sahadaki arama kurtarma ekiplerinin Hafter'in yönettiği Libya Ulusal Ordusu'ndan militanlarla çevrili şekilde çalıştığı ifade edildi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council'de Libya analisti olarak görev yapan Emadeddin Badi, "Yardımların aktarılmasına aracı olmak yerine engeller yaratan askeri oluşumlar var. Yardım çalışmaları hem kontrolde gözükerek bundan çıkar sağlayan hem de sorumluluğu üstünden atan askeri liderlik tarafından değil, gönüllüler, sağlık ekipleri, Libya Kızılayı ve yabancı kurtarma ekipleri tarafından yürütülüyor" diye konuştu.

2014'ten bu yana Libya'nın doğusundaki bölgelerin önemli bir bölümünü kontrol eden Halife Hafter, cuma günü Derna'ya bir ziyaret düzenlemiş ve Libya Ulusal Ordusu savaşçılarının kentte yürüttüğü kurtarma çalışmalarını övmüştü.

Hafter'in kurtarma çalışmalarının yüzü ve şehrin koruyucusu gibi görünmek istediğini belirten Badi, "Ancak bu durum her yerde yeni engeller yarattı. Hafter'in ziyareti bunun küçük bir örneğiydi. Halkla ilişkiler faaliyeti için bir saatliğine tüm çalışmalar donduruldu" ifadelerini kullandı.

Derne kentindeki kurtarma ve yardım çalışmalarıyla Hafter kadar, bölgede kendi mali ve askeri ağlarına sahip olan oğulları da ilgilendi.

Halife Hafter'in varisi olarak görülen 32 yaşındaki Saddam Hafter, felaketin ardından Libya afet komitesinin başkanı sıfatıyla bölgeye gönderilen tüm uluslararası yardımları sıkı denetimi altına aldı.

Birleşik Krallık merkezli düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nden Libya uzmanı Calel Harchaoui şu değerlendirmeleri yaptı:

Her şey Hafter ailesinin ellerinde toplandı. Libya'nın doğusunda başka güç merkezleri olduğunu söylemek isterdim ama böyle bir şey yok. Saddam kendini patron olarak konumlandırıyor. Kurbanlara ve şehre fiziksel olarak erişmek istiyorsanız bu tamamen onun iyi niyetine bağlı.

Derne'de patlayan iki barajın neden olduğu sel felaketiyle ilgili soruşturma çağrılarını da değerlendiren Harchaoui, "Yavaş yavaş tek bir sonuca doğru gidiyoruz. O da sadece orta düzey yetkililerin suçlanacak olması. Elde edilecek sonucun önemli bir kısmı en baştan soruşturma dışında bırakıldı. Bu şeffaf bir soruşturma değil" ifadelerini kullandı.

Derne tamamen tahliye edilebilir

Libya'nın Akdeniz kıyısındaki Derne kentinde geçen hafta yaşanan Danyal Fırtınası'nın bıraktığı yağış yükünü taşıyamayan iki baraj patlamış ve şehir sular altında kalmıştı.

Libya Kızılayı'nın açıkladığı rakamlara göre felakette en az 11 bin 300 kişi hayatını kaybetti, 10 binden fazla kişiyse hâlâ kayıp.

Felaket nedeniyle şehirde yaklaşık 900 bina tamamen yıkılırken, 200 bina hasar aldı, neredeyse 400 bina da çamura gömüldü. 

Şehir resmi olarak afet bölgesi ilan edilirken, selden en çok etkilenen şehir merkezine giriş çıkışlar kapatıldı. Şehirde ayrıca elektrik, temiz su ve gıda sıkıntıları da yaşanıyor.

Libyalı yetkililer, denize sürüklenen cansız bedenler nedeniyle salgınlar yaşanabileceğinden endişe ediyor. Bu nedenle felaket öncesinde 100 bin kişinin yaşadığı kentin tamamen tahliye edilerek kapatılması da gündemde.

Independent Türkçe



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.