Avrupa Komisyonu, Libya'ya 5,2 milyon euro ek yardım ayırdı

Yardım, Daniel Fırtınası’nın neden olduğu yıkımdan kaynaklanan ihtiyaçların karşılanması için kullanılacak.

İnşaat işçileri, Daniel Fırtınası'nın neden olduğu sel sonrasında barajın çökmesi nedeniyle Derne'nin doğu ve batı kısımlarını birbirine bağlayan bir köprü inşa ediyor. (AP)
İnşaat işçileri, Daniel Fırtınası'nın neden olduğu sel sonrasında barajın çökmesi nedeniyle Derne'nin doğu ve batı kısımlarını birbirine bağlayan bir köprü inşa ediyor. (AP)
TT

Avrupa Komisyonu, Libya'ya 5,2 milyon euro ek yardım ayırdı

İnşaat işçileri, Daniel Fırtınası'nın neden olduğu sel sonrasında barajın çökmesi nedeniyle Derne'nin doğu ve batı kısımlarını birbirine bağlayan bir köprü inşa ediyor. (AP)
İnşaat işçileri, Daniel Fırtınası'nın neden olduğu sel sonrasında barajın çökmesi nedeniyle Derne'nin doğu ve batı kısımlarını birbirine bağlayan bir köprü inşa ediyor. (AP)

Avrupa Komisyonu tarafından bugün yapılan açıklamada, büyük bir yıkıma ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Daniel Fırtınası'nın etkileriyle mücadele etmesi ve ihtiyaçların karşılanması için Libya'ya 5,2 milyon euro (5,55 milyon dolar) yardım tahsis edildiği duyuruldu.

Arap Dünyası Haber Ajansı'na göre, Komisyon’un X hesabından (eski adıyla Twitter) yapılan açıklamada, “Libya'daki ihtiyaçlar arttıkça, Avrupa Birliği desteğini güçlendirmek için çalışıyor. Avrupa Birliği'nin insani yardım çalışmaları alanında faaliyet yürüten ortakları aracılığıyla 5,2 milyon euro destek sağlayacağız ve Avrupa Birliği'nin sivil koruma mekanizması aracılığıyla daha fazla yardım yönlendireceğiz" ifadeleri kullanıldı. 

Böylece Avrupa Birliği'nin Libya'ya sağladığı mali yardımın toplamı 5,7 milyon euroya ulaşırken, bazı Avrupa ülkeleri de felaketin yaşandığı bölgeye yardım malzemeleri ve uzman ekipler gönderdi.

11 Eylül'de Libya'nın doğusunda etkili olan fırtına, Derne'deki iki barajın çökmesine yol açtı. Seller, binaları ve altyapısıyla birlikte şehrin bazı kısımlarını denize sürükledi. Bazı Libyalılar tarafından ‘tsunami’ olarak nitelendirilen sel suları metrelerce yüksekliğe ulaşırken, şehrin doğusunu ve batısını birbirine bağlayan köprüler ise yok oldu.

BM’ye tepki

Öte yandan Libya Parlamentosu tarafından atanan hükümetin Sağlık Bakanı Osman Abdulcelil, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin kasırganın ardından yaşanan şiddetli selde ölenlerin sayısının yaklaşık 11 bin 300 kişi olduğu yönündeki açıklamalarını eleştirdi.

Abdulcelil düzenlediği basın toplantısında "Birleşmiş Milletler ölüm sayısının 11 bin 300 olduğunu belirtiyor ve bu haberi nereden aldıklarını bilmiyorum. Libya Kızılayı ise bu konuda Birleşmiş Milletler'e bilgi verildiğini yalanladı. Açıkladığımız rakamlar kesin olmasa da doğrudur, çok sayıda kayıp kişinin olduğunu, arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini biliyoruz” dedi.



Trump geri döndü: Tel Aviv'de sevinç, Ramallah'ta korku hakim

Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)
Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)
TT

Trump geri döndü: Tel Aviv'de sevinç, Ramallah'ta korku hakim

Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)
Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)

İsrail'de iktidardaki koalisyon hükümetinin liderleri, Donald Trump'ın başkanlık seçimlerini bir kez daha kazanmasını en az Trump'ın ABD'deki destekçileri kadar büyük bir sevinçle karşıladılar.

Başta Filistinliler olmak üzere dünyanın geri kalanı temkinli, endişeli ve kaygılı bir şekilde Trump’ın neler yapacağını, nasıl bir yol izleyeceğini görmek için bekliyor. Fakat sadece savaşları gerçekten sona erdirmesini ve herkesçe çok iyi bilinen ‘düşmanca’ politikasını değiştirmesini umabilirler, o kadar.

Trump, seçimleri kazandıktan sonra dünyada savaşları sona erdireceğini söyleyerek Filistinlilerin ve İsraillilerin kendi istekleri doğrultusunda karşıladıkları güçlü bir mesaj verdi. Trump, söz konusu mesajda “Savaşları ben başlatmayacağım, ama ben sonlandıracağım” diye vurguladı.

Bu cümle Tel Aviv için endişe verici, Filistinliler içinse cesaret verici olsa da her iki tarafın da Trump’ın göreve başlaması için iki ay, dış politikaya atılması içinse daha da uzun bir süre beklemesi gerekecek.

Bu arada İsrail'deki koalisyon hükümeti, Trump'ın zafer haberini basit bir inanca dayanan sevinç ve coşkuyla karşıladı. Koalisyon hükümetinin liderleri, sadece İran, Lübnan ve Gazze Şeridi'ne karşı savaşlarında değil, aynı zamanda Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olma hayallerini sona erdirme, onları topraklarından sürme ve Batı Şeria, Golan Tepeleri ve muhtemelen Lübnan'daki bazı bölgeleri etkin bir şekilde ilhak etme yönündeki diğer emellerinde de Trump’tan mümkün olan her türlü askeri, güvenlik ve siyasi desteği almayı bekliyorlar.

Netanyahu’dan Trump’a tebrik mesajı

Başbakan Binyamin Netanyahu, Başkan Trump'ı şu sözlerle kutladı:

“Sevgili Donald ve Melania Trump, tarihin en büyük geri dönüşünü kutluyoruz. Beyaz Saray'a tarihi dönüşünüz, ABD için yeni bir başlangıç ve İsrail ile ABD arasındaki büyük ittifaka güçlü bir yeniden bağlılık sunuyor. Bu çok büyük bir zafer.”

Netanyahu neredeyse Trump'ı tebrik eden ilk lider olurken, onu İsrail’in aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich takip etti. Smotrich, Trump’ın seçim zaferini “Tanrı İsrail'i korusun, Tanrı Amerika'yı korusun” sözleriyle kutladı.

rfgrrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (AP)

İsrailli birçok bakan gibi Trump’ın zaferini tarihi olarak nitelendiren İsrail’in yeni Savunma Bakanı Yisrael Katz, tebrik mesajında “Birlikte ABD-İsrail ittifakını güçlendirecek, Gazze’deki İsrailli rehineleri geri getirecek ve İran liderliğindeki şer eksenini yenmek için sağlam bir duruş sergileyeceğiz” diye yazdı.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, İsrailli bakanların tebrik yağmuru arasında X platformundan“evet” yazdığı bir paylaşımda bulundu. Ben-Gvir, temmuz ayında “Tanrı Trump'ı korusun” diye yazmıştı.

Daha sonra İsrail parlamentosu Knesset’te kürsüye çıktığında mutluluğunu gizlemeyen Ben-Gvir, önce Trump'ı tebrik etmeyi tercih ederek “Bu egemenlik zamanıdır. Bu mutlak zafer zamanıdır. Bu teröristler için idam cezasını yürürlüğe koyma zamanıdır. Bu her türlü yasanın onaylanması için uygun zamandır. İsrail Devletini kutluyor ve Tanrı'nın yardımıyla mutlak zafere ulaşmasını diliyorum” dedi.

Knesset Anayasa, Hukuk ve Adalet Komitesi Başkanı Simcha Rothman, sevincin ayyuka çıktığı esnada ayağa kalkarak Trump'ın zaferi için şükran duası ederken, Kudüs İşleri Bakanı Meir Porush, “Hepimiz dua ediyoruz” yorumunda bulundu. Dini Siyonizm Partisi’nden Milletvekili Ohad Tal ise “Her şey yeniden harika olacak” ifadelerini kullandı.

İsrail'in talepleri

İsrail’in günlük gazetelerinden Israel Hayom’un siyasi analisti Ariel Kahana, Donald Trump'ın ikinci zaferinin birçok açıdan ve birçok nedenden ötürü ilkinden daha dramatik olduğunu ve Trump'ın dünyayı değiştireceğinden şüphe olmadığını söyledi.

Kahana, “Elbette o da bizim savaşımıza gelecek. Biden’ın İsrail'e uyguladığı kısıtlamalar kaldırılacak ve İsrail ihtiyacı olan her şeyi alacak” diye ekledi.

İsrail'in ihtiyacı olanları alacağını, Netanyahu'nun koalisyonundaki büyük sevincin sebebinin bu olduğunu, ancak Netanyahu'nun aslında belirli beklentileri olduğunu belirten Kahana, Ben-Gvir'in yazdıklarının yanında mevcut Başkan Joe Biden'ın yönetimi sırasında yapılması zor olacak şeyleri beklediklerini ifade etti.

İsrail'in rüyası

İsrail gazetesi Yediot Aharonot, genel olarak Trump'ın zaferinin ‘İsrail’in Batı Şeria'daki yerleşim birimlerine egemenliğini dayatması hakkını elde etme hayalini’ yeniden gündeme getireceğini yazdı.

Gazeteye göre İsrail, ABD’de Mike Pompeo gibi birini Savunma Bakanı olarak görmeyi umuyor. Trump yönetiminde ABD’nin eski İsrail Büyükelçisi David Friedman da üst düzey bir göreve getirilebilir ve böyle bir gelişme, Yahudi yerleşimcileri çok mutlu edecektir. İsrail'i açıkça destekleyen ve yerleşimci yanlısı olan Friedman, İsrail'in geleceği için, İsrail’in Yahudiye ve Samarya Bölgesi (Batı Şeria) üzerinde egemenliğini dayatmasını öngören bir siyasi plan yayınlamıştı.

rftbgtr
Tel Aviv'deki bir kavşakta Donald Trump'ı tebrik eden büyük bir reklam panosunun önünden geçen arabalar, 6 Kasım 2024 (AFP)

Bununla birlikte Cumhuriyetçilerin bu zaferi bölgede normalleşme sürecini önemli ölçüde ilerletebilir.

Öte yandan İranlıların Trump'ın zaferini, İsrail'e saldırma ya da planladıkları misillemeyi düzenlemekten vazgeçme konusundaki nihai kararlarına giden yolda dikkate alacaklarına şüphe yok.

Bir diğer önemli nokta ise Trump'ın zaferinin Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Netanyahu ve görevden alınan Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarma ihtimalini azaltabilecek olması. Mevcut Başkan Biden geçmişte UCM'ye karşı yaptırım uygulanmasını engellemişti, ancak Trump, bununla yeniden tehdit edebilir.

Ayrıca İsrail'de Cumhuriyetçi Parti’den bir başkanın göreve geldiği ilk gün, uygulanması halinde İsrail’e yönelik silah ambargosunu iptal edeceği inancı hâkim.

Kritik aşama

İsrail, şu an ile Trump'ın göreve gelişi arasında Biden yönetiminin bir misillemede bulunmasından endişeli. Yedioth Ahronoth gazetesi, “Ülkenin kritik bir aşamaya girdiği söylenmeli. Şu andan itibaren Başkan Trump'ın 20 Ocak'taki yemin törenine kadar, Başkan Biden istediğini yapma hakkına sahip. İsrail'de, Biden'ın bu dönemi Netanyahu ile hesaplaşmak için kullanma ihtimalini göz önünde bulundurmalıyız” diye yazdı.

Yedioth Ahronoth gazetesinden siyasi analist Ron Ben-Yishai, Kamala Harris'in kaybetmesinin ardından Biden'ın muhtemelen geri dönüp direksiyonu eline alacağını, seçim kampanyasının kısıtlamalarından ve aşırı sağcı kanadın teröründen kurtulacağını ve bu nedenle arkasında net ve unutulmaz bir miras bırakmak istediğini değerlendirdi. Ben-Yishai’ye göre Biden’ın ABD'nin iç işlerinde yapacağı çok fazla şey olmasa da Ortadoğu'da Gazze Şeridi’ndeki ve Lübnan'daki savaşı sona erdiren, Filistinlilerin acılarına son veren ve İran'ı caydıran kişi olarak tarihe geçmeyi istiyor.

Biden yönetiminin göreve devam edeceği iki ay boyunca İsrail'den Gazze'ye giren insani yardım miktarını önemli ölçüde arttırmasını ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çatışmaların yoğunluğunun azalmasını bekleyen Ben-Yishai, Biden yönetiminin İsrail’den Gazze'de en azından resmi olarak Filistin Yönetimi’nden isimlerin yer aldığı alternatif bir yönetimin kurulmasını kabul etmesini isteyeceğini de sözlerine ekledi.

Asıl anlaşmazlığın ise Gazze’de tutulan rehinelerle ilgili yaşanacağını düşünen Ben-Yishai, “Biden onların geri dönüşünden kendine pay çıkarmak isteyebilir. Peki tüm bunların koalisyon hükümeti üzerine ne tür etkileri olacak? Bunu söylemek zor” ifadelerini kullandı.

Ramallah'ta korku ve umut bir arada

İsrailliler Trump'ın gelişini heyecanla beklerken Ramallah'ta durum öyle değil. Filistinli liderler, Trump'ın önceki politikasını değiştirmeyeceğinden korkuyorlar.

as
Ramallah, Trump'ın dönüşünü korku ve umutla karşıladı (AFP)

Londra merkezli Rasd İnsani Yardım ve Kalkınma Çalışmaları Merkezi tarafından hazırlanan bir rapora göre Trump'ın önceki başkanlık dönemi Filistinlileri olumsuz etkileyen kararlarla doluydu. Bunların başında ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınması ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA'ya sağladığı fonun iptal edilmesi geliyor ve hepsi Filistin Yönetimi'nin yalnızlaşmasına ve siyasi taleplerinin marjinalleşmesine katkıda bulundu.

Raporda, şu ifadelere yer verildi:

“Bu politikaların devam edeceği ve Filistinlilere yönelik uluslararası desteğin azaltılması ya da yeni yerleşim planlarının teşvik edilmesi gibi daha katı uygulamalarla kapsamının genişleyeceği yönünde korkular hakim. Filistinliler için tüm bunlar, siyasi, ekonomik ve insani durumu daha da karmaşık hale getiren yeni bir gerçeklikle yüzleşmek anlamına geliyor.”

Ayrıca Trump'ın direniş gruplarının şiddetli bir muhalifi olduğu biliniyor. Öyle ki Hamas lideri Yahya Sinvar öldürüldüğünde, onun ölümünün bölgenin istikrara kavuşması yolunda önemli bir adım olduğunu söylemişti.

Filistinlilerin artık beklemekten başka çareleri yok. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Trump'ı kutladı ve bölgede barış ve güvenlik için Trump’la birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini söyledi. Abbas, Trump'a yazdığı tebrik mesajında “Barışa olan bağlılığımızı sürdüreceğiz ve sizin liderliğinizde ABD'nin Filistin halkının meşru isteklerini destekleyeceğinden eminiz” diye yazdı.

scdvf
Ramallah'ta bir berber dükkanında Trump'ın seçim zaferi haberini izleyen iki Filistinli (AFP)

Filistinlilerin Trump'tan istedikleri tek şey bir Filistin devletini desteklemek ama bugün ilk olarak savaşı sona erdirmek istiyorlar. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, Trump'ın savaşları sona erdirecek, bölgede ve dünyada barış, güvenlik ve istikrarı sağlayacak net politikalar benimsemesini umduğunu söyledi.

Hamas da neredeyse kesinlikle aynı şeyi diliyor. Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, Trump'ın zaferinin kendisini, savaşı birkaç saat içinde durdurabileceği yönündeki açıklamalarını pratiğe dökme sınavıyla karşı karşıya bıraktığını söyledi. Hamas tarafından ABD’deki başkanlık seçimlerinin sonuçlarıyla ilgili yapılan ilk açıklamada, yeni ABD yönetimine ilişkin tutumunun Filistin halkına, meşru haklarına ve haklı davasına yönelik tutumlarına ve pratik davranışlarına bağlı olacağını vurgulandı.

Trump'ın hem İsrailliler hem de Filistinliler için nasıl bir politika izleyeceğini kestirmek zor. Çünkü Trump, İsrail medyasının tanımıyla ‘ruh halleri değişken, öngörülemez ve duygularıyla hareket eden biri’.