Irak yerel meclis seçimlerine hazırlanıyor

Irak’ta Seçim Komisyonu adayların dördüncü dereceye kadar akrabalarını Komisyondaki önemli görevlerden uzaklaştırdı

Irak yerel meclis seçimlerine hazırlanıyor
TT

Irak yerel meclis seçimlerine hazırlanıyor

Irak yerel meclis seçimlerine hazırlanıyor

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, adayların dördüncü dereceye kadar akrabası olan çalışanlarının Komisyon’daki önemli görevlerden uzaklaştırılmaları ve sandık günü görevlendirilmemeleri kararı aldı.

Komisyon ayrıca kayıt için gerekli şartları karşılayamayan 18 partiyi il meclisi seçimlerinden ihraç etti.

Komisyon Sözcüsü Cumana Galayi, Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP) yaptığı açıklamada, Komisyonun, adayların dördüncü dereceye kadar akrabası olan kadrolu ve sözleşmeli çalışanlarının kayıt merkezlerinden ve seçim bürolarından uzaklaştırılması kararı aldığını söyledi.

Irak'ta 18 Aralık’ta 18 ilin 15'inde il meclis seçimlerinin yapılması planlanıyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı kalan üç ilde (Erbil, Süleymaniye ve Duhok) ise seçimlerin önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yapılması bekleniyor.

İl meclis seçimleri, ülkenin siyasi haritasının çizilmesi için atılan ilk adım olarak görülüyor. Çünkü il meclislerini oluşturan koalisyonlarla siyasi ittifakların ilk dokunuşlarını temsil ediyor.  Bu sayede ittifaklar, devletin ve toplumun eklemlerini kontrol etme gücünü, maddi ve insani kaynaklarını milletvekilliği seçimlerine taşıma kabiliyetlerini test ediyorlar.

Irak’ta son yerel seçimler 2013 yılında yapılmış, ertesi yıl DEAŞ terör örgütünün ülkeyi işgal etmesiyle birlikte, il meclisleri, eski Başbakan Adil Abdulmehdi’nin 2019 yılındaki iptal kararına kadar çalışmalarını sürdürmüştü.

Şarku’l Avsat’ın AWP’den aktardığı habere göre Komisyon Sözcüsü Galayi, söz konusu kararın seçim merkezlerindeki sandık görevlilerini de kapsadığını belirterek bu kişilerin seçim günü işten uzaklaştırılacaklarını söyledi.

Galayi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Komisyon, devlet kurumlarıyla iş birliği yaparak Komisyon çalışanlarından adayların dördüncü dereceye kadar olan akrabalarını tespit edecek bir mekanizma kurdu. Bu bilgilerin diğer devlet kurumlarıyla birlikte teyit edilmesi için Birleşmiş Milletler (BM) ile ortak bir komite oluşturuldu.”

Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun medya ofisinden İmad Cemil, geçtiğimiz haziran ayında AWP’ye yaptığı açıklamada, Irak’ın yerel seçimleri yönetebilmesi için 990 seçim merkezinde 250 bin çalışana ihtiyacı olduğunu söyledi.

Seçimlere, kayıtlı 296 partiden 39 koalisyon katılırken 15 ilde yaklaşık 13 milyon seçmen bulunuyor.

AWP’ye yaptığı açıklamada, 18 partinin ‘çoğunlukla idari nedenlerden dolayı’ seçimlerden ihraç edildiğini belirten Galayi, “Komisyon’un Partiler Dairesi'ne sunulan iç yönetmeliğe göre bazı partiler kayıt işlemlerini tamamlamamış, bazıları ise liderlerini seçmek üzere yıllık kurultayını düzenlememiş” dedi.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.