El-Huz’da depremin merkez üssünde enkaz altından acı hikayeler yükseliyor

Yıkımdan görüntüler (Şarku'l Avsat)
Yıkımdan görüntüler (Şarku'l Avsat)
TT

El-Huz’da depremin merkez üssünde enkaz altından acı hikayeler yükseliyor

Yıkımdan görüntüler (Şarku'l Avsat)
Yıkımdan görüntüler (Şarku'l Avsat)

Atlas Dağları arasındaki vadide, el-Huz ilindeki köylere giden dar yolda, 8 Eylül’de meydana gelen, 3 bin kişinin hayatını kaybettiği yıkıcı depremden etkilenen köylere yardım taşıyan otomobil ve kamyonlar sıraya dizilmiş halde.

Bu yol birkaç gün öncesine kadar şiddetli titreşimler dolayısıyla dağların tepelerinden düşen devasa kayalar ve taşlar nedeniyle kapalıydı. Yetkililer günlerdir ağır makine ve ekipmanlar kullanarak bu kayaları kaldırmak, yardım ve kurtarma ekiplerinin yıkılan köylere ulaşmasını sağlamak için çalışıyor.

FOTOĞRAF: Kayaları kaldırmak ve yardım ekiplerinin yıkılan köylere ulaşmasını sağlamak için çalışan ağır makine ve ekipmanlar (Şarku’l Avsat)
Kayaları kaldırmak ve yardım ekiplerinin yıkılan köylere ulaşmasını sağlamak için çalışan ağır makine ve ekipmanlar (Şarku’l Avsat)

Toz ve çakıllarla kaplı bu dar ve engebeli yollarda, evleri yıkılan vatandaşların barınması için kurulan çadırlar bulunuyor. Bu yol, depremin merkez üssü Igil köyüne ulaşana dek el-Huz ilindeki bazı köylerden geçiyor. Depremden en çok etkilenen bu bölgelerde evler, dükkanlar ve tesisler moloz yığınlarına dönüşmüş durumda.

Depremin merkez üssünde Marakeş'in yaklaşık 100 kilometre güneyindeki Talat Niyakub köyü bulunuyor. Deprem burada kapsamlı bir yıkıma neden oldu. Tek bir ev dahi depremin etkilerinden kurtulamadı.

FOTOĞRAF: Depremin etkileri (Şarku’l Avsat)
Depremin etkileri (Şarku’l Avsat)

Depremin ardından kaydedilen toprak kayması, köye giden yolları kapattı. Bunun üzerine yetkililer, bölgeye giden yolu açmak ve bölgeye ulaşmak için günlerce çalıştı. Kurtarma ekipleri, bölgedeki yıkımın ardından yoğun bir şekilde kayıp şahısları aramaya başladı. Ekipler çok sayıda cesede ulaşırken bazılarının ise yıkılan evlerin duvarları ve çöken çatıların altında mahsur kaldığı aktarıldı.

FOTOĞRAF: Talat Niyakub köyü (Şarku’l Avsat)
Talat Niyakub köyü (Şarku’l Avsat)

Köyde yıkılan evlerden birinde enkazının üzerinde tek başına oturan 20’li yaşlarındaki genç, enkaz altında ölen ailesinin yasını tutuyor. Gönlündeki yükler, köyün çevresindeki yüksek dağlar kadar ağır görünüyor. Kendisiyle selamlaştıktan sonra konuşmak isteyip istemediğini sorduk. Üzerine ailesini ve sevdiklerini kaybetmenin ağırlığı çökmüş olan bu genç, titreyen sesiyle gözyaşlarına boğularak konuşamadığını anlattı. Ailesine ve sevdiklerine ulaşma umuduyla toprağı kazmaya başladığı sırada telefonunun hoparlöründen Kur'an-ı Kerim ayetlerinin sesi geliyordu. Bu oldukça acı bir sahneydi.

Köyün ana caddesinde, yıkılan evinin molozları önünde koltuk değnekleriyle duran Hasan ise deprem anında ailesiyle birlikte yaşadığı dehşet dolu anları bize ayrıntılarıyla anlatıyor. Yaşananların hafızalardan silinmeyeceğini, acı detayların nesiller boyu anlatılacağını belirten Hasan, deprem gecesi evde iki oğluyla futbol maçı izlediğini söylüyor. Aynı zamanda, “Silah sesine benzer yüksek sesler duyduk. Sıradan bir deprem sesi değildi, korkunç bir sesti. Sanki bir perdeyi kaldırmışsınız gibi evin çatısı çok hızlı bir şekilde ortadan kayboldu. Ardından güçlü, çok parlak bir ışık patlak verdi. Çocuklarım ile hızla dışarı çıktık. Yatak odasında uyuyan eşimi kurtarmak için geri döndüm. Onu yerde yatarken buldum ve dışarı sürükledim. Hemen yanımızda yaşayan ailemi kurtarmak için koştum. Onlara doğru giderken çığlıklarını duydum ve onları dışarı çıkarabildim” ifadelerini kullanıyor.

Marangozluk yapan genç, ardından ise yeğeni ve onun eşini enkaz altında bulduğunu söylüyor. “Büyük zorluklarla onları enkazın altından çıkardım, ancak bir artçı deprem kaydedildi. O sırada yüksekten atladığım için ayağım kırıldı” ifadelerini kullanıyor.

Enkazda komşularının ve çocuklarının çığlıklarını duyduğu o anları acı detaylarıyla anlatmaya devam eden Hasan, “Enkaz altındaki komşularımızın yardım çığlıklarını duyuyorduk” diyor. Son anlarındaki nidalarını işitmesinden duyduğu üzüntüyü anlatan Hasan, “Enkaz altında can veren komşum ve çocuklarının sesini duydum. Komşum, üç yaşındaki küçük oğlu ve iki kızı hayatını kaybetti. Kelimenin tam anlamıyla bir felaket, bir trajediydi. Bu mahallede çocukluğumdan beri tanıdığım ve birlikte yaşadığım yaklaşık 75 kişi enkaz altında hayatını kaybetti” ifadelerini kullanıyor. O sırada yandaki evin yıkıntıları arasından ölüm kokusu yayılıyor. Ekipler onlara ulaşamadan cesetlerin toprağın altında çürüdüğünü söyleyen Hasan, “Burası eskiden hayat doluydu, bugün ise harabe yığınına dönüştü” diyor.

FOTOĞRAF: Deprem bölgesinde yıkılan bir ev evlerden (Şarku’l Avsat)
Deprem bölgesinde yıkılan bir ev evlerden (Şarku’l Avsat)

Köydeki bir sokakta “satılık ev” yazılı kırmızı demir bir tabela var. Ancak arkasındaki evin çatısı ve duvarları çökmüş halde. İçerideki eşyaların ise taşların ve demir tellerin arasında dağılmış olduğu görülüyor. Akıbeti bilinmeyen ev sakinleri, belli ki evi satıp yeni bir yola geçme umudu taşıyordu, ancak yaşanan yıkıcı deprem, hem umutlarını hem de evlerini harabeye çevirdi.

Köy pazarındaki dükkanların çöktüğü, eşyaların taş yığınları arasına saçıldığı görülüyor. Tamamıyla yıkılan pazarın ortasında hasır sepetler ve buğday çuvalları seçilebiliyor. Bazı çanak çömlekler ise tamamen yıkılmış bir dükkanın önündeki rafta garip bir şekilde dik duruyor. Tüm bu karmaşada, pazarın gelmeyecek müşterileri ve dönmeyecek satıcıları bekleniyor.



Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)

 


Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.


HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
TT

HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın uluslararası taraflarca sunulan ateşkes önerisini reddettiğini açıklamasının ardından, üç ay sürecek tek taraflı bir insani ateşkes ilan etti.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, ses kaydı olarak yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

“Ulusal sorumluluğumuz ve başta ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimi ve Uluslararası Dörtlü ülkelerinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve ABD) çabaları olmak üzere uluslararası çabalar doğrultusunda üç aylık bir süre için saldırıların durdurulmasını ve uluslararası bir izleme mekanizmasının oluşturulmasını içeren insani bir ateşkes ilan ediyoruz.”

Dagalu konuşmasına şöyle devam etti:

“Radikal İslamcı terörist hareket Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ve Ulusal Kongre Partisi dışında herkesin katıldığı bir siyasi sürece bağlıyız. Zira bu gruplar halkımızın son otuz yılda çektiği tüm acılardan sorumlu.”

Sudan iç savaşının her iki tarafı da son iki yıl içinde, tüm ateşkes anlaşmalarını ihlal ederek müzakere çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Orgeneral Burhan daha önce geçiş dönemi veya Sudan'ın geleceği ile ilgili herhangi bir anlaşma yoluyla HDK'yı muhafaza edecek veya iktidar ortaklığına geri getirecek herhangi bir çözümü reddettiğini vurgulamıştı. Orgeneral Burhan, ABD'nin Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos'u HDK lehine önyargılı olduğu gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, savaşı durdurmak için kendilerine sunulan ‘en kötü kart’ olarak gördüğü Uluslararası Dörtlü’nün girişimine olan güvensizliğini dile getiren Orgeneral Burhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Uluslararası Dörtlü’ye katılımını eleştirerek HDK'yı desteklemekle suçlarken, Suudi Arabistan'ın rolünü ve ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimini övdü.

Orgeneral Burhan'ın açıklamaları, 12 Eylül'de açıklanan ve ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın yer aldığı Uluslararası Dörtlü ülkelerinin girişimi etrafındaki tartışmaları yatıştırdı. En önemli özelliği üç aylık bir insani ateşkes olan girişim, Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası içeriyor. Bunu, kalıcı bir ateşkes ve sivil bir hükümete giden kısa bir geçiş dönemi izliyor. Girişimde, askeri bir çözümün olmadığına ve savaş sonrası dönemde İslamcıların siyasi sahneden uzaklaştırılacağı vurgulanıyor.

Şiddet devam ediyor

HDK, 7 Kasım'da insani ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak ertesi gün ordunun kontrolü altındaki Hartum ve Atbara'yı bombaladı. Bunu HDK üyelerinin ‘büyük kalabalıklar’ halinde Batı Kordofan'daki Babnusa şehrine ulaşarak oradaki ordu karargahını ele geçirmeye çalıştığı, ancak Güney Kordofan'daki Kadugli ve Dilling şehirlerini kuşatmaya devam ettiği yönünde bir açıklama izledi.

HDK kasım ayı ortalarında Sudan'ın kuzeyindeki Merowe Barajı'nı birkaç kez insansız hava araçları (İHA) ile hedef aldı ve şehirdeki ordu karargahını bombaladı.

Sudan ordusu 26 Ekim'de Sudan'ın batısını tamamen kontrol altına alan HDK’nın uzun süren kuşatmasının ardından Faşir’i kaybetti.

Çatışmalar Darfur bölgesinden, başkent Hartum’u batı Sudan'a bağlayan petrol zengini komşu eyalet Kordofan’a sıçradı.

Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinden bu yana, toplu katliamlar, etnik şiddet, kaçırma ve cinsel saldırıların yaşandığına dair haberler gelirken, insan hakları örgütleri HDK'nın kontrolündeki bölgelerde etnik katliamlar yaşandığını bildirdi.

Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre geçtiğimiz ayın sonundan bu yana, Kuzey Kordofan'dan yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş kişinin yanı sıra 100 binden fazla sivil Faşir'den komşu şehirlere kaçtı. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta, Washington'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Veliaht Prensin talebi üzerine Sudan'daki ‘zulmü’ sona erdirme niyetini açıkladı.

HDK ve BAE, Trump’ın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve Burhan, savaşı sona erdirmek için Washington ve Riyad ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

İki yıldan fazla süredir devam eden Sudan savaşında on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi, bu durum milyonlarca sivili tehdit eden ciddi bir açlık krizine yol açtı.