Irak: Tahran’a muhalifi Kürt örgütler silahsızlandırılıyor

Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci üst düzey bir güvenlik heyetinin başında Erbil’e gitti (Instagram)
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci üst düzey bir güvenlik heyetinin başında Erbil’e gitti (Instagram)
TT

Irak: Tahran’a muhalifi Kürt örgütler silahsızlandırılıyor

Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci üst düzey bir güvenlik heyetinin başında Erbil’e gitti (Instagram)
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci üst düzey bir güvenlik heyetinin başında Erbil’e gitti (Instagram)

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY), Tahran’ın Irak’ın kuzeyinde faaliyet gösteren İran rejimi muhalifi silahlı Kürt örgütleri silahsızlandırmak için verdiği süre sona ermeye yaklaşırken endişe ve beklenti yaşıyor.

Tahran, silahsızlanma ve rejime muhalif Kürt partilerin genel merkezlerinin Irak ile İran arasındaki sınır şeridinden uzak bölgelere taşınması için 19 Eylül Salı gününü son tarih olarak belirlemişti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı güvenlik kaynaklarının aktardığına göre, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), son iki gündür Bağdat merkezi hükümetine ve Erbil bölgesel  hükümetine, Tahran’ın İran’ın ulusal güvenliğine zarar vermekle suçladığı örgütlere ilişkin iki taraf arasında imzalanan güvenlik anlaşmasının uygulanması yönünde baskı yapıyor. DMO bu kapsamda İran-Irak sınırına askeri yığınağını güçlendirdi.

Irak Kürdistanı’nda ise Tahran’ın bölgeye saldırma olasılığına ilişkin endişeler artıyor. Bağdat yönetimi de iki taraf arasındaki güvenlik anlaşması uygulanmazsa İran’ın gerginliği tırmandıracağından endişeli. Bu nedenle Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci, üst düzey bir güvenlik heyeti başkanlığında dün (18 Eylül Pazartesi) Erbil’e gitti.

Yapılan açıklamaya göre Araci’nin ziyareti, Başbakan ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Muhammad Şiya es-Sudani’nin direktiflerine dayanarak gerçekleşiyor ve Irak ile İran arasındaki güvenlik anlaşmasının uygulanmasının takip edilmesini amaçlıyor.

Belki de Bağdat’ın ve bölgenin korkularını artıran şey, İran Savunma Bakanı Muhammed Aştiyani’nin süre dolmadan açıklamalarda bulunması. Şarku’l Avsat’ın DMO’ya bağlı Mehr haber ajansından aktardığı habere göre Bakan, “Teröristleri silahsızlandırmayı ve onları Irak’ın Kürdistan bölgesinden sürmeyi öngören İran - Irak anlaşması uzatılmayacak” dedi.

Aştiyani, “Belirtilen sürenin uzatılması söz konusu değil. Uygun zamanda vardığımız anlaşmaya göre tedbirlerimizi alacağız” açıklamasında bulundu.

Irak tarafının bazı faaliyetlerini tamamladığını belirten İranlı Bakan, son saatlerde konuyu değerlendireceklerini ve kararı bu değerlendirmeye göre vereceklerini ifade etti.

Belirsizlik hala İran’ın ‘silahsızlanma sürecine ve Kürt muhalif grupların sınırlardan çekilmesine’ ilişkin olumsuz değerlendirmeleriyle ortaya çıkan tepkisiyle bağlantılı. Ancak Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral Tahsin el-Hafaci, “Güvenlik güçleri, Irak topraklarının herhangi bir komşu ülkeye saldırmak amacıyla kullanılmasını önlemek için İran’la olan tüm sınır noktalarında hukukun ve devlet otoritesinin dayatılması sürecini başlattı. Bu, Irak anayasası tarafından da teyit edilmektedir” dedi.

Süleymaniye’deki bazı siyasi kaynaklar, Tahran karşıtı bazı Kürt partilerinin mevzilerini boşaltarak Kürdistan bölgesinde Irak ile İran arasındaki sınır şeridinden çekildiğini belirtti. İran merkezli Sosyalist Kürt partisi Komala’nın önde gelen bir yetkilisi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Savaşçılar, Süleymaniye’nin otuz kilometre güneyinde bulunan Zarkuviz bölgesindeki mevzilerini koruyor” ifadelerini kullandı.

Adını mahfuz tutan etkili, “DMO, savaşçılarımıza saldırı düzenlerse buna mutlaka karşılık veririz” dedi.

Yetkili, İran Devrim Muhafızları’nın ‘kalelerine kara ve hava saldırıları düzenleme’ niyeti hakkında bilgilerinin olduğunu açıkladı.

Yetkili ayrıca, “İranlı Kürt partinin savaşçılarının aileleri, olası İran operasyonlarından ve saldırılarından korunmak için kampları ve parti merkezlerini terk ederek Kürdistan bölgesinin şehir ve kasabalarına taşındı” dedi.



Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor'un kuzey kırsalındaki karargâhlarına yapılan benzer saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Rakka vilayeti kırsalındaki Tabka kenti ve Haseke vilayetinin güneyindeki eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik noktalarını hedef alan bir dizi silahlı saldırıda 5 üyesinin öldüğünü ve 2 üyesinin de yaralandığını duyurdu. Bu arada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, silahlı grupların SDG'nin etki alanlarına yönelik saldırılarında 4 savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.

Kürt yönetimine bağlı İç Güvenlik Güçleri dün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ‘terörist’ olarak nitelediği grupların ‘Tabka kentinde güçlerine ait iki noktayı hedef aldığını ve iki üyesinin yaralanmasına neden olduğunu, 14 Temmuz sabahı da eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik kontrol noktalarından birine saldırı düzenlendiğini ve beş üyesinin öldüğünü belirtti.

Özerk Yönetim ve SDG liderliği söz konusu saldırıları genellikle DEAŞ hücrelerinin gerçekleştirdiğini iddia ederek, ‘medya saldırıları ve Suriye genelinde, özellikle de ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde kaos ve fitne yaymak isteyen tarafların sürekli kışkırtmaları ışığında’ bu saldırıların arttığını ve sıklaştığını kaydetti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri liderlerinden Ali el-Hüseyin Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, son dönemde Özerk Yönetim bölgelerindeki güvenlik durumunun, doğrudan karargâhları ve güvenlik kontrol noktalarını hedef alan DEAŞ hücrelerinin hareketlerinde bir artışa sahne olduğunu söyledi. Hüseyin, “Bu girişimlere rağmen, kuvvetlerimiz yüksek hazırlık ve uyanıklıkları sayesinde saldırıları etkili bir şekilde engellemeyi başardı” dedi.

jukıo
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan karargahlarından birinde (Şarku’l Avsat)

Genel Komutanlığın bu grupların kimliğini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı soruşturmalar başlattığını belirten el-Hüseyin, “Güvenlik güçlerimiz, bu tür girişimleri boşa çıkarmak konusunda daima tam teyakkuz hâlindedir ve sivillerin güvenliğini ve emniyetini korumak için gerekli tüm önlemleri almıştır” ifadesini kullandı.

SDG'nin güvenlik kanadı olan güvenlik güçlerinin mevzilerine yönelik bu silahlı saldırılar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kontrolü altındaki bölgelerin akıbetine ilişkin gerginlik ve endişe ortamında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak amacıyla Özerk Yönetim’den bir heyetin ABD ve Fransa arabuluculuğunda başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptığı son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığının açıklanmasının ardından geldi.

vdfghyju
Suriye hükümeti Tişrin Barajı'nda bakım çalışmalarına başladı. (Arşiv)

Konuyla ilgili olarak SDG Medya Merkezi, Halep'in doğu kırsalında Türk ordusu ve müttefik Suriyeli silahlı gruplar ile aralarında devam eden çatışmalarda 4 savaşçısının öldüğünü bildirdi.

Bu bölgeler, 10 Nisan'da Münbiç kırsalında varılan Tişrin Barajı anlaşmasından bu yana temkinli bir sükunete tanıklık etti. Cumhurbaşkanı eş-Şera ve Abdi arasındaki ikili anlaşmanın bir parçası olarak, tüm askeri tarafların çekilmesi ve Suriye Savunma Bakanlığı güçlerinin barajı korumak üzere bölgeye girmesiyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki stratejik barajın ortak yönetimi oluşturuldu.