Abbas’tan Doğu Kudüs seçimleriyle ilgili tutumu nedeniyle AB’ye tepki

İştiyye, Washington’a İsrail’e daha fazla baskı uygulaması çağrısında bulundu.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Arap Birliği’nin Kahire’deki genel merkezinde Kudüs’ü desteklemek amacıyla düzenlenen konferansta konuşuyor, Şubat 2023 (AP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Arap Birliği’nin Kahire’deki genel merkezinde Kudüs’ü desteklemek amacıyla düzenlenen konferansta konuşuyor, Şubat 2023 (AP)
TT

Abbas’tan Doğu Kudüs seçimleriyle ilgili tutumu nedeniyle AB’ye tepki

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Arap Birliği’nin Kahire’deki genel merkezinde Kudüs’ü desteklemek amacıyla düzenlenen konferansta konuşuyor, Şubat 2023 (AP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Arap Birliği’nin Kahire’deki genel merkezinde Kudüs’ü desteklemek amacıyla düzenlenen konferansta konuşuyor, Şubat 2023 (AP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 2021 Filistin genel seçimleri arka planında Avrupa Birliği’ni (AB) benzeri görülmemiş ve sert bir şekilde eleştirdi. Abbas, Brüksel’in, İsrail’i Doğu Kudüs’te parlamento ve başkanlık seçimlerinin yapılmasına izin vermeye ikna etme sözünü yerine getirmediğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığı habere göre Abbas, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’tayken Filistin- ABD toplumunun liderleriyle yaptığı yıllık toplantıda AB’ye eleştiride bulundu.

Toplantıya katılan ve isimlerinin açıklanmaması kaydıyla İsrail merkezli gazeteye konuşan iki kaynak, Filistin’in son dönemde Doğu Kudüs’te seçim yapma girişimine ilişkin AB’nin tutumundan duyduğu hayal kırıklığını dile getirdiğini söyledi. Abbas (87 yaşında), Filistin davasına zarar verdiğini düşündüğü dünya liderlerine ve ülkelere karşı duyduğu memnuniyetsizliği kapalı kapılar ardında sert ifadelerle dile getirmesiyle tanınıyor. Ancak Brüksel’in yıllardır Ramallah’a en büyük bağışçı olduğu göz önüne alındığında AB’ye yönelik bu şekildeki eleştirisi istisnai.

Doğu Kudüs’teki Arap mahallesinde bulunan bir binanın üzerinde İsrail bayrağı (AFP)
Doğu Kudüs’teki Arap mahallesinde bulunan bir binanın üzerinde İsrail bayrağı (AFP)

Avrupa’nın 2020’deki vaatleri

Abbas, Grand Hyatt New York otelinde katılımcılara, üst düzey AB yetkililerinin, sırasıyla 2005 ve 2006’dan bu yana yapılmayan başkanlık ve parlamento seçimlerinin yapılması konusunda 2020 yılında kendisiyle temasa geçtiğini ve seçimleri düzenlemesini istediğini söyledi. Ancak Abbas, İsrail’in Doğu Kudüs’te oy kullanılmasına izin vermemesi halinde bunu yapmayacağını söyledi. Nihayetinde AB’li yetkililer de bu konuda İsrail’e baskı yapacaklarının güvencesini verdi.

Abbas, Ocak 2021’de bir kararname yayınlayarak, bir sonraki Mayıs ayında parlamento seçimlerinin Temmuz ayında ise cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını belirtmişti. Fakat Nisan ayında İsrail’in Kudüs’te oylama yapılmasına izin vermemesi nedeniyle seçimlerin süresiz olarak ertelendiğini açıkladı.

Mahmud Abbas, pazartesi günkü toplantıya katılanlara, seçim kararnamesini açıkladıktan sonra AB temsilcileriyle iletişime geçtiğini ve Doğu Kudüs konusunda İsrail ile yaptıkları görüşmelerdeki gelişmeleri sorduğunu söyledi. Cevap, Brüksel’in, Binyamin Netanyahu liderliğindeki geçici hükümet tarafından yönetilen İsrail’i ikna edemediği yönündeydi. Netanyahu, Doğu Kudüs’te Filistin seçimlerinin yapılmasına izin vermeyi açıkça reddediyor.

İsrail askerleri, Doğu Kudüs’teki Şuafat mülteci kampının bir girişinde, Ekim 2022 (AFP)
İsrail askerleri, Doğu Kudüs’teki Şuafat mülteci kampının bir girişinde, Ekim 2022 (AFP)

Posta yoluyla oylama

İsrail, birleşik başkentin bir parçası olması nedeniyle Doğu Kudüs’te Filistin Yönetimi’nin her türlü egemenlik faaliyetini engelliyor. Bu çerçevede Abbas, AB yetkililerinin kendisine, geçmişte olduğu gibi postayla yoluyla da olsa seçimleri yine de düzenlemesi yönünde baskı yaptığını, ancak kendisinin bunu reddettiğini söyledi. Mahmud Abbas, Brüksel’in sadece konuştuğunu, ancak bunları hayata geçiremediğini ifade ederek, “Onlara bu konuda müzakere yapmayacağımı söyledim” ifadelerini kullandı.

Abbas’ın sözleri, AB’nin Filistin’deki eski elçisinin, ‘Abbas’ı, bu konuda uzlaşmaya ikna etmeye çalıştığını’ söylediği önceki açıklamalarıyla da destekleniyor. AB’nin Filistin topraklarındaki temsilcisi Sven Kühn Von Burgsdorff, o dönemde “Başkan Abbas’a cevabım şuydu ve hâlâ da öyle; Siyasi olarak kendi kaderini tayin etme hakkınızı istediğiniz yerde ve istediğiniz zaman kullanıp kullanamayacağınız konusunda İsrail’e veto yetkisini nasıl verirsiniz?” açıklamasında bulunmuştu.

Yönetimdeki yetkililer, daha önce eski ABD Başkanı Donald Trump’a, mevcut ABD Dışişleri Bakanı’na ve ülkelerin yetkililerine ve büyükelçilerine saldıran ve Holokost’la ilgili birçok kez tartışmalara yol açan Abbas için bu alışılmadık olmayan durum hakkında yorum yapmadı.

Aktivistler, Doğu Kudüs'teki sağcı Yeşiva okulunun önünde gösteri yapıyor (AFP)
Aktivistler, Doğu Kudüs'teki sağcı Yeşiva okulunun önünde gösteri yapıyor (AFP)

İştiyye ve işgali sonlandırma

Seçimler Filistinlilerin geniş bir talebi ve seçimlerle ilgili anlaşmazlık, Filistin uzlaşmasının başarısızlığının en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Salı günü Filistin Başbakanı Muhammad İştiyye, ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf’i İsrail’e bu konuda baskı yapmaya çağırdı. İştiyye, New York’ta ABD’li temsilci ile yaptığı toplantıda, “Kudüs de dahil olmak üzere genel seçimleri yapmamızı sağlamak için acilen İsrail üzerinde ABD baskısına ihtiyaç var ve bu, Filistin halkı için hayati önem taşıyor” dedi.

Öte yandan İştiyye, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgaline son vermesinin zorunlu kılınması gerektiğini vurgulayarak, uluslararası toplumun bu konudaki rolünün önemine dikkat çekti. Filistin Başbakanı, New York’taki BM merkezinde düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Uluslararası karar ve mercilere uygun olarak İsrail’in Filistin işgaline son vermesini sağlamak için çalışmak, tüm uluslararası toplumun sorumluluğunda olup, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması burada sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının en önemli şartıdır” ifadelerini kullandı. İştiyye, Filistin halkının ‘toprağı kontrol eden, insanı zayıflatan, Filistin Devleti’nin sınırlarını ve geçişlerini kontrol eden, halkın kaynaklarını ve yeteneklerini çalan ve Filistin’deki kalkınma fırsatlarını baltalayacak her şeyi yapan yerleşimci sömürgecilik gölgesinde’ dünyaya yetişmek için mücadele ettiğini söyledi. Filistin Başbakanı ayrıca, “Filistin Devletimizin topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi gerçeğinden kaynaklanan engellere rağmen hükümetimiz, Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi hedeflerine ulaşmak için gerekli kurumsal düzenlemeleri oluşturmuştur” diyerek, Filistin halkının ilerleyen yıllarda bağımsızlığına kavuşmak ve 2030 yılına kadar barışa ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmak için mücadelesini sürdüreceğini vurguladı.



ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
TT

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, geçen hafta yaşanan kanlı mezhep çatışmalarının ardından Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’ya politikalarını gözden geçirmesi ve daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi çağrısında bulundu. Aksi takdirde uluslararası desteği kaybetme ve ülkenin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.

Barrack, özel görüşmelerde eş-Şera’ya savaş öncesi ordunun yapısını yeniden gözden geçirmesini, İslamcıların etkisini azaltmasını ve bölgesel güvenlik yardımı talep etmesini tavsiye ettiğini belirtti.

Beyrut'ta Reuters’a verdiği röportajda Barrack, hızlı bir değişiklik yapılmazsa eş-Şera'nın bir zamanlar onu iktidara taşıyan itici gücü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Eş-Şera, 13 yıldan fazla süren iç savaşın ardından, komutasındaki silahlı grupların aralık ayında Beşşar Esed'i devirmesinden sonra iktidara geldi.

Eş-Şera, Suriye'deki çok sayıda dini azınlık üyesini korumaya söz verdi. Ancak bu söz, önce mart ayında Esed'in mensubu olduğu Alevi mezhebine mensup kişilerin toplu katliamlarıyla, şimdi de güneybatıda yaşanan son şiddet olaylarıyla sınanıyor.

Güneydeki Suveyda vilayetinde Dürzi militanlar, Sünni Bedevi aşiretleri ve eş-Şera'nın kendi güçleri arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişinin öldüğü bildirildi.

Öte yandan İsrail, hükümet güçleri tarafından Dürzilerin toplu katliamına engel olmak için hava saldırıları düzenledi.

Hükümet güçleri Dürzilere karşı ihlallerde bulunmadı

Barrack, yeni hükümetin azınlıkların yönetim yapısına entegrasyonu konusunda ‘daha hızlı ve daha kapsayıcı’ olmayı düşünmesi gerektiğini söyledi.

Ancak Suriye güvenlik güçlerinin Dürzi sivillere karşı ihlallerde bulunduğuna dair haberleri de reddetti. DEAŞ militanlarının hükümet üniforması giymiş olabileceğini ve sosyal medyada yayınlanan videoların kolayca manipüle edilebileceğini, dolayısıyla güvenilir olmadığını belirtti.

Barrack, “Hükümet güçleri şehre girmedi. Yaşanan bu zulümler Suriye hükümet güçleri tarafından işlenmiyor. Onlar şehirde bile değiller. Çünkü İsrail ile şehre girmeme konusunda anlaştılar” ifadelerini kullandı.

Şera’nın varisi yok

ABD, geçen hafta ateşkesin sağlanmasına yardımcı oldu ve 13 Temmuz'da Bedevi aşiretleri ile Dürzi gruplar arasında çıkan çatışmalar sona erdi.

Barrack, Suriye'de yeni hükümet için bir halef veya alternatif planın olmaması nedeniyle risklerin çok yüksek olduğunu söyledi.

Barrack, “Suriye hükümetinde alternatif bir plan yok. Bu Suriye rejimi başarısız olursa, birileri başarısızlığa teşvik etmiştir. Ne amaçla? Ortada bir halef yok” dedi.

Libya'dan ‘daha kötü’

Suriye'nin Libya ve Afganistan'ın durumuna düşüp düşmeyeceği sorusuna yanıt olarak Barrack, “Evet, hatta dahada kötüsü” cevabını verdi.

ABD, İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarını desteklemediğini açıkladı ve Barrack, saldırıların Suriye'deki kaosu artırdığını söyledi.

Şam'daki mevcut yetkilileri tehlikeli radikaller olarak nitelendiren İsrail, hükümet güçlerini Suriye'nin güneybatısından uzak tutmayı ve bölgedeki Dürzi azınlığı korumayı taahhüt ediyor. İsrail'deki Dürzi mezhebinin çağrıları da Netanyahu hükümetini bu yönde teşvik ediyor.

Barrack, İsrail'e mesajının Suriye'nin yeni lideriyle ilgili endişelerini gidermek için diyalog kurması olduğunu ve ABD'nin endişelerin giderilmesine yardımcı olmak için ‘tarafsız arabulucu’ rolünü üstlenebileceğini belirtti.

Barrack, eş-Şera'nın iktidarının başında İsrail'in düşmanı olmadığını ve zamanı geldiğinde İsrail ile ilişkileri normalleştirebileceğini ima ettiğini söyledi.

ABD'nin Suriye'nin nasıl bir siyasi yapıya sahip olması gerektiğini dayatmadığını, ancak istikrar, birlik, adalet ve kapsayıcılık özelliklerine sahip olması gerektiğini ifade eden Barrack, “Eğer sonuçta federal bir hükümet kurulursa, bu onların kararıdır” dedi.