Faslı Bakan: Depremi 312 yabancı gazeteci haber yaptı, yasaları ihlal eden 2 Fransız gazeteci sınır dışı edildi

Hükümet, ‘ülkenin sponsor olduğu kişiler’ kararnamesini yasalaştırıyor.

Fas’ın Parlamento ve Sivil Toplum ile İlişkiler Delege Bakanı Mustafa Baytas (MAP)
Fas’ın Parlamento ve Sivil Toplum ile İlişkiler Delege Bakanı Mustafa Baytas (MAP)
TT

Faslı Bakan: Depremi 312 yabancı gazeteci haber yaptı, yasaları ihlal eden 2 Fransız gazeteci sınır dışı edildi

Fas’ın Parlamento ve Sivil Toplum ile İlişkiler Delege Bakanı Mustafa Baytas (MAP)
Fas’ın Parlamento ve Sivil Toplum ile İlişkiler Delege Bakanı Mustafa Baytas (MAP)

Fas’ın Parlamento ve Sivil Toplum ile İlişkiler Delege Bakan ve hükümet sözcüsü Mustafa Paytas dün (Perşembe) en az 312 yabancı gazetecinin el-Huz depremini haber yaptığını belirtirken, iki Fransız gazetecinin idari olarak sınır dışı edilmesi kararının gazetecilerin yasa ihlalinde bulunmasından dolayı alındığını açıkladı.

Baytas, meclis toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, “Sınır dışı edilen iki Fransız gazetecinin el-Huz depremini haber yapmak için herhangi bir izin talebinde bulunmadığını’ belirtti. Bu kişilerin Fas’a turizm amaçlı girdiklerini, bu nedenle kanunun öngördüğü şekilde idari makamların kararıyla sınır dışı edilmelerinin normal olduğunu vurguladı.

Baytas, 90 medya kuruluşunu temsilen en az 312 yabancı gazetecinin depremi haber yaptığını, etkilenen tüm bölgelerde özgürlük ve şeffaflık atmosferinde çalıştıklarını vurguladı.

Baytas, bu gazetecilerin 78’inin yani dörtte birinin Fransız olduğunu, 16 medya kuruluşunu temsil ettiklerini, bunların 13’ünün depremi haber yapmak için onay aldığını, 3’ünün ise kalıcı onaya sahip olduğunu açıkladı. Baytas “Ülkemiz bir şeffaflık ve özgürlük ülkesi olduğunu bir kez daha teyit ederken, gazetecilerin görevlerini tam bir özgürlükle yerine getirmesinden yanadır” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Baytas, Hükümet Meclisi’nin, el-Huz depremi mağduru çocuklara ‘ülkenin sponsor olduğu kişiler’ statüsü veren 2.23.845 sayılı Kanun Hükmünde Kararname taslağını bir sonraki hükümet oturumuna sunulmak üzere bir yasa taslağına dönüştürme kararı aldığını duyurdu.

Parlamento ve Sivil Toplum ile İlişkiler Delege Bakanı, “El-Huz depreminde mağdur olan yetimlere ‘ülkenin sponsor olduğu kişiler’ statüsü verilmesi bir yasayı gerektiriyor ancak iki dönem arasında olduğumuz için bunu kanun hükmünde kararname ile geçirmeye karar verdik. Bu konunun büyük ve çok önemli olduğunu, belki de Anayasa’nın 48 ve 49’uncu maddeleriyle bağlantılı bir düzenleme yapılabilir. Bu nedenle Meclis’e konu hakkında daha fazla tartışma olanağı verilmesine karar verdik” ifadelerini kullandı. Hükümetin yasa taslağını önümüzdeki hafta onaya hazırlayacağını da sözlerine ekledi.

Baytas, bunun hemen ardından Meclis komisyonunda bu konuyla ilgili görüşmelerin başlayacağını, Meclis açıldıktan sonra da genel kurul onayı aşamasına geçeceğini vurguladı. Bu yasanın ‘Yetimlerin yerel sayımı tamamlanana kadar Meclis’te normal seyrine devam edeceğine’ dikkat çekti.

Fotoğraf altı: Kral VI. Muhammed, deprem sonrasında ailelerini kaybeden ve desteksiz kalan yetim çocukların sayılması yönünde talimat verdi (AFP)
Kral VI. Muhammed, deprem sonrasında ailelerini kaybeden ve desteksiz kalan yetim çocukların sayılması yönünde talimat verdi (AFP)

Kral VI. Muhammed, depremde ailelerini kaybeden ve desteksiz kalan yetim çocukların sayılması yönünde talimat verdi ve bu çocuklara ‘‘ülkenin sponsor olduğu kişiler’ statüsü verdi. Söz konusu karar, 14 Eylül’de VI. Muhammed’in başkanlığını yaptığı, depremden etkilenenlerin yeniden barındırılması ve el-Huz depreminden en çok etkilenen gruplarla ilgilenmek için acil durum programının etkinleştirilmesine yönelik toplantı sırasında alındı.



Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi
TT

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

ABD Başkanı Donald Trump, Mike Waltz'u Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi olarak aday göstereceğini, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun ise Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapacağını ve Dışişleri Bakanlığı'nı yönetmeye devam edeceğini duyurdu.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve yardımcısı Alex Wong'un görevden alınması haberinin ardından analistler, bu kararın Waltz'un The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg'in de dahil olduğu bir Signal hesabı skandalına karışmasının sonucu olduğunu değerlendirdi. Goldberg'in açıklamalarında, Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik askeri saldırı planları hakkında üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı.

Ancak Trump'ın Truth Social platformunda paylaştığı tweet, Waltz'ı eleştirilerden kurtardı.

Trump, tweetinde Waltz'un ordudaki, Kongre'deki ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak yaptığı hizmetleri övdü. "Savaş meydanında, Kongre'de ve Ulusal Güvenlik Danışmanım olarak görev yaptığı süre boyunca Mike Waltz, ülkemizin çıkarlarını her zaman ön planda tutmak için yorulmadan çalıştı. Yeni görevinde de aynısını yapacağını biliyorum" ifadelerini kullandı.

Trump, hem Waltz'a hem de Rubio'ya olan güvenini dile getirerek, "Amerika'yı ve dünyayı tekrar güvenli hale getirmek için yorulmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuya olan ilginiz için teşekkür ederiz!" dedi.

Waltz, dün sabah Fox News'te İran'a sert uyarılar yaptı ve Tahran'a müzakereleri baltalamaması konusunda sert uyarılar gönderdi. Savunma Bakanı'nın İran'ın Yemen'deki Husi grubuna askeri yardımının devam etmesinin ciddi sonuçları olacağı yönündeki sözlerini tekrarladı.

Neden şimdi?

Waltz'un görevinden ayrıldığı haberi duyulur duyulmaz, tüm gözler “Signal” uygulamasındaki skandala çevrildi ve birçok kişi Waltz'un görevinden ayrılmasının nedeninin, Trump yönetiminin uzun süredir peşinde olduğu bu skandal olup olmadığını merak etti.

fvdgbrt
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, ABD Başkanı Donald Trump ve ABD büyükelçileriyle 25 Mart 2025'te Beyaz Saray'da yaptığı toplantı sırasında (AFP)

Ancak sorular zamanlamaya odaklandı. Bu skandal, geçen mart ayında Jeffrey Goldberg'in, üst düzey yetkililerin konuşmalarında geçen askeri saldırılarla ilgili ayrıntıları yayınlamadan, bu konuşmaya dahil edildiğini ortaya koyan bir makale yayınlamasıyla patlak verdi.

Ancak Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı Direktörü John Ratcliffe, sohbette gizli bilgilerin paylaşılmadığını belirttikten sonra, Goldberg bu bilgileri de yayınladı. Bu bilgiler arasında saldırıların zamanlaması ve kullanılan silah setleri de yer alıyordu.

Waltz, kapalı kapılar ardında haberin doğruluğunu kabul etti ve Beyaz Saray yetkilileri onun istifa edip etmemesi gerektiğini tartıştı, ancak Waltz istifa talebinde bulunmadı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump da o sırada ondan istifasını istemedi, aksine Waltz'a desteğini ifade ederek onu “iyi bir adam” ve “dersini almış” olarak nitelendirdi.

Vekili Alex Wong ise Trump'ın ilk yönetiminde Kuzey Kore özel temsil yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'nda Doğu Asya ve Pasifik İşleri Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Trump, atamayı duyururken Wong'un Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile zirve görüşmelerinde yardımcı olduğunu söyledi.