‘New York görüşmeleri’ Mısır-İran yakınlaşmasına giden yolu hızlandırır mı?

Şukri ve Abdullahiyan arasındaki görüşme ve Reisi ilişkilerin kurulmasında bir ‘engel’ görmüyor

Şukri ve Abdullahiyan iki ülke arasındaki ilişkileri görüşmek üzere bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Şukri ve Abdullahiyan iki ülke arasındaki ilişkileri görüşmek üzere bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

‘New York görüşmeleri’ Mısır-İran yakınlaşmasına giden yolu hızlandırır mı?

Şukri ve Abdullahiyan iki ülke arasındaki ilişkileri görüşmek üzere bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Şukri ve Abdullahiyan iki ülke arasındaki ilişkileri görüşmek üzere bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan arasında New York'ta gerçekleşen görüşmeler, Kahire ve Tahran arasındaki yakınlaşmanın gidişatını gündeme getirdi. Bu görüşmeler, İran'ın Mısır ile işbirliğini güçlendirme çağrılarını sıklaştırmasının ardından gerçekleşti. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, dün Reuters'a verdiği demeçte, "Ülkemiz, Mısır ile ilişkiler kurmada herhangi bir engel görmüyor" dedi.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, New York ziyaretinin ardından düzenlediği basın toplantısında, "New York'ta iki ülke dışişleri bakanlarının gerçekleştirdiği görüşme, İran ve Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasına zemin hazırlayabilir" dedi.

Eski açıklamalar

Son dönemde, İran'dan Mısır ile yakınlaşmaya ilişkin sık sık açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalardan biri, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı açıklamada, Mısır'ı ‘kardeş ve dost ülke’ olarak tanımlamasıydı.

Abdullahiyan, açıklamasında, Mısır ile ilişkilerin gelişmesini ve karşılıklı adımların atılmasını umduğunu ifade etti. Aynı ay içinde, Umman Sultanı Heysem bin Tarık, Mısır ve İran'ı ayrı ayrı ziyaret etti. O dönemde, Umman Sultanı'nın bu dosya kapsamında bir arabuluculuk yürüttüğü yönünde haberler çıktı.

Geçtiğimiz Ağustos ayında ise Mısır, İran'ın Şiraz kentindeki Şah Çerağ dini türbesinin hedef alınmasını kınamıştı.

FOTOĞRAF ALTI:  Mısır Dışişleri Bakanı ve İranlı mevkidaşı New York'ta (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı ve İranlı mevkidaşı New York'ta (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, New York'taki Mısır Daimi Temsilciliği'nde İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile bir araya geldi. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın geçtiğimiz Çarşamba akşamı yaptığı açıklamaya göre görüşmede ‘iki ülke arasındaki ikili ilişkiler, bu ilişkileri düzenleyen sınırlamalar, koşullar ve bu ilişkilerin, Mısır ve İran halklarının çıkarlarına hizmet edecek şekilde geliştirilmesi konuları ele alındı. Görüşme, karşılıklı saygı, iyi komşuluk, işbirliği ve devletlerin iç işlerine müdahale etmeme ilkelerine dayanıyor.

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, "Ülkemizin Mısır ile ilişkilerimizi geliştirmeye ve iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel mirasa uygun olan doğal akışına döndürmeye yönelik arzusu var. Bu görüşme, ilişkilerin normalleşmesi yolunda önemli bir adımdır" dedi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'na göre, görüşmede birçok bölgesel konu ele alındı. Taraflar, ‘bölgelerinde istikrarın sağlanması ve güvenliğin güçlendirilmesi için katkıda bulunmaya yönelik arzularını’ teyit etti. Bakan Şukri, bölgenin karmaşık ve düğümlenmiş krizlerinin, tüm halklarının istikrarını ve yaşam koşullarını olumsuz etkilediğini ve bu nedenle bölgenin tüm ülkelerinin istikrarı desteklemek, barışı sağlamak ve gerginlik kaynaklarını ortadan kaldırmak için işbirliği yapması gerektiğini belirtti. Şukri ve Abdullahiyan, ‘ikili, bölgesel ve uluslararası düzeyde her iki ülkeyi ilgilendiren çeşitli konuları görüşmek üzere iletişimlerini sürdürme’ konusunda anlaştı.

Siyasi irade

Mısır'ın eski Afrika İşleri Müsteşar Yardımcısı Ali el-Hafni, "İki ülke arasındaki iletişim başlı başına önemli bir adım" dedi. Hafni, Şarku'l Avsat'a şu açıklamalarda bulundu: "Mısır, dış ilişkilerini yönetmede diyaloga inanıyor. Mısır, İran ile diyaloga isteklidir ve hiçbir zaman reddetmemiştir. Görüşmeler, İran tarafının, Mısır ile ilişkilerin kesilmesinin nedenlerini ortadan kaldırmak için siyasi iradeye sahip olması halinde etkili görüşmelere dönüşebilir. Elbette, iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmek ve eski haline döndürmek için iyi niyet olabilir, ancak Mısır'ın İran tarafından yanıtlanması gereken dosyaları var."

Mısır'ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Heridi de İran'ın Mısır ile ilişkileri geliştirme konusundaki tekrarlanan teyitlerinin, Ortadoğu'da Arap güçleri ile komşu ülkeler, Türkiye veya İran arasında genel bir yumuşama çerçevesinde gördüğünü söyledi. Ancak Heridi, Şarku'l Avsat’a "İran'ın ilişkileri kesen taraf olduğunu ve Mısır'ın olmadığını hatırlamamız gerekiyor. İran, yıllar boyunca Mısır ile ilişkilerini yeniden başlatmaya çalışıyor ve iki ülke için müşterek çıkarlar konusunda bir dizi anlaşmaya varıldı” şeklinde konuştu.

FOTOĞRAF ALTI:  Şukri, geçtiğimiz Kasım ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen ‘COP27’ zirvesine katılan İran heyetini kabul ederken (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Şukri, geçtiğimiz Kasım ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen ‘COP27’ zirvesine katılan İran heyetini kabul ederken (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İyi komşuluk

Geçtiğimiz Mart ayında, Mısır Cumhurbaşkanlığı, Suudi Arabistan'ın İran ile diplomatik ilişkilerini yeniden başlatma yaklaşımını olumlu karşılamıştı.  Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed Fehmi yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: "Mısır bu önemli adımı takdir ediyor ve Suudi Arabistan'ın bu konudaki tutumunu destekliyor." Fehmi, Suudi Arabistan'ın bu konudaki yaklaşımının, ‘bölgesel düzeyde ilişkilerin gerginliğini gidermeye yardımcı olacağını ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın ilke ve amaçlarını, yani devletlerin egemenliğine saygı, içişlerine müdahale etmeme, iyi komşuluk kavramlarını güçlendirmek ve bölgede güvenliği ve istikrarı sağlamak için bir onay olduğunu’ sözlerine ekledi.

Sözcü Fehmi: "Mısır, bu gelişmenin İran'ın bölgesel ve uluslararası politikaları üzerinde olumlu bir yansıması olmasını umuyor. Bu, Tahran'ın bölgenin meşru endişelerini dikkate alan bir politika izleme taahhüdünü teyit etmek için bir fırsattır. Bu, işbirliği fırsatlarını artıracak ve bölge devletleri arasındaki olumlu iletişimi güçlendirecektir. Bu, bölge halklarının beklentilerini karşılayan bir ilişkiler yolu çizmek içindir” dedi.

Heridi'ye dönecek olursak, Kahire, İran'ın Ortadoğu bölgesindeki hareketlerini takip etti ve Kahire, İran'ın bazı Arap ülkelerine müdahalesinden duyduğu memnuniyetsizliği defalarca dile getirdi.

Geçtiğimiz Temmuz ayında, Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, bir televizyon programında, "Son dönemde İran-Körfez ilişkileri geliştiği için, bazılarının Mısır-İran ilişkilerinin de benzer bir gelişme yaşaması beklemesi doğal bir durumdur" ifadelerini kullanmıştı.  Ebu Zeyd, "İlişki ve iletişim her zaman var olmuştur ve hiçbir aşamada kesintiye uğramamıştır. Mısır, İran'ın bölgeyle olan etkileşiminin, devletlerin egemenliğine ve halkların iradesine saygı duyması, bu halkların iç işlerine müdahale etmemesi ve bölge istikrarını güçlendirmesi açısından olumlu olmasını istiyor” açıklamalarda bulunmuştu.



Suriye, DEAŞ ile mücadeleye olan "sarsılmaz" bağlılığını yeniden teyit etti

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)
TT

Suriye, DEAŞ ile mücadeleye olan "sarsılmaz" bağlılığını yeniden teyit etti

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani (AFP)

Suriye, DEAŞ ile mücadeleye olan sarsılmaz bağlılığını yineleyerek, grubun tehdit ettiği tüm bölgelerde askeri operasyonları yoğunlaştırmaya devam edeceğini belirtti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı, geçen hafta Palmira ve Kuzey Suriye'deki terör saldırılarında hayatını kaybeden Suriyeli ve Amerikalı güvenlik personelinin ailelerine en derin taziyelerini sunarak, bu kaybın terörizmle mücadelede uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi ihtiyacının altını çizdiğini vurguladı.

Suriye Dışişleri Bakanlığı “X” platformu aracılığıyla şu açıklamayı yaptı: “Suriye, DEAŞ ile mücadeleye ve Suriye topraklarında hiçbir güvenli sığınak bulamamasına olan sarsılmaz bağlılığını teyit etmektedir. Örgütün tehdit ettiği tüm bölgelerde askeri operasyonlarını yoğunlaştırmaya devam edecektir.”

Suriye-Amerikan ortak heyetine yönelik terör saldırısının ardından Palmira şehrinde güvenlik operasyonu (Suriye İçişleri Bakanlığı)Suriye-Amerikan ortak heyetine yönelik terör saldırısının ardından Palmira şehrinde güvenlik operasyonu (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Açıklamada ayrıca “Suriye Arap Cumhuriyeti, ABD'yi ve uluslararası koalisyon üyesi devletleri, terörizmle mücadeledeki çabalarına destek vermeye, böylece sivillerin korunmasına ve bölgede güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına katkıda bulunmaya çağırıyor” ifadeleri yer aldı.

Koalisyon uçakları, Suriye'nin kuzey ve doğusundaki şüpheli DEAŞ mevzilerine hava saldırıları düzenledi.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre Rakka ve Deyrizor valiliklerindeki yerel kaynaklar şu bilgiyi verdi: "Amerikan savaş uçakları Deyrizor ve Rakka çölünde hava saldırıları düzenledi. Dün gece ve bu sabah Rakka'nın güneydoğu kırsalındaki el-Bişri bölgesinde dört patlama sesi duyuldu. Bu sırada, DEAŞ hücrelerinin bu ayın başından beri aktif olduğu bölgedeki Rakka'nın doğu kırsalı ve Deyrizor'un batı bölgeleri üzerinde savaş uçaklarının uçuş sesleri de duyuldu."


Pentagon, Palmira saldırısına karşılık olarak Suriye'de DEAŞ'a karşı operasyon başlattığını duyurdu

ABD Merkez Komutanlığı güçleri, DEAŞ'a karşı operasyonlarında savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve topçu birlikleri kullandı (CENTCOM)
ABD Merkez Komutanlığı güçleri, DEAŞ'a karşı operasyonlarında savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve topçu birlikleri kullandı (CENTCOM)
TT

Pentagon, Palmira saldırısına karşılık olarak Suriye'de DEAŞ'a karşı operasyon başlattığını duyurdu

ABD Merkez Komutanlığı güçleri, DEAŞ'a karşı operasyonlarında savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve topçu birlikleri kullandı (CENTCOM)
ABD Merkez Komutanlığı güçleri, DEAŞ'a karşı operasyonlarında savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve topçu birlikleri kullandı (CENTCOM)

Pentagon bu sabah erken saatlerde, ABD savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve topçu birliklerinin dün DEAŞ mevzilerine karşı geniş çaplı bir askeri operasyon kapsamında Suriye'nin merkezindeki 70'ten fazla hedefi bombaladığını duyurdu.

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) komutanı yaptığı açıklamada, "Bölge genelinde Amerikalılara ve ortaklarımıza zarar vermeyi amaçlayan teröristleri amansızca takip etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

ABD Savunma Bakanı Pete Higseth dün geç saatlerde, Palmira'da üç Amerikalının ölümüne yol açan saldırıya karşılık olarak Suriye'de DEAŞ'a karşı askeri bir operasyon başlatıldığını duyurdu.

Hegseth, X platformunda yaptığı bir paylaşımda, "ABD kuvvetleri, 13 Aralık'ta ABD kuvvetlerini hedef alan saldırıya doğrudan yanıt olarak, DEAŞ militanlarını, altyapısını ve silah depolarını ortadan kaldırmak için Suriye'de Hawkeye Saldırı Operasyonu'nu başlattı" dedi.

ABD Başkanı Donald Trump, DEAŞ'ın Suriye'de ABD güçlerinden "çok sert bir misilleme" ile karşı karşıya olduğunu iddia etti.

Pentagon'un Suriye'de askeri operasyon başlattığını duyurmasından kısa bir süre sonra Trump, sosyal medya hesabı Truth Social'da şunları yazdı: "Burada, ABD'nin söz verdiği gibi, saldırıdan sorumlu cani teröristlere karşı çok sert bir eylem başlattığını duyuruyorum." Ayrıca, "Suriye'deki DEAŞ kalelerine karşı çok güçlü hedeflere saldırıyoruz" diye ekledi.

 Suriye'nin doğusundaki Haseke vilayetine bağlı Rmeylan kırsalında bulunan ABD askerleri (Arşiv - AFP)Suriye'nin doğusundaki Haseke vilayetine bağlı Rmeylan kırsalında bulunan ABD askerleri (Arşiv - AFP)

ABD öncülüğündeki koalisyon, son aylarda Suriye'de DEAŞ üyesi olduğundan şüphelenilen kişileri hedef alan hava saldırıları ve kara operasyonları düzenledi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bu operasyonlara genellikle Suriye güvenlik güçleri de katıldı.


Mısır’ın Sudan Savaşı’ndaki kırmızı çizgileri ne anlama geliyor?

Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır’ın Sudan Savaşı’ndaki kırmızı çizgileri ne anlama geliyor?

Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Sudan Ordu Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın Kahire ziyaretinin ardından, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sudan’daki savaşla ilgili üç maddelik bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “kırmızı çizgiler” olarak tanımlanan ve aşılmasına izin verilmeyecek unsurlar duyuruldu. Mısır, bu maddelerin Sudan’ın güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olan ulusal güvenliğini ilgilendirdiğini vurguladı. Metinde yer alan “ortak savunma anlaşmasının” etkinleştirilmesi vurgusu ise, Mısır’ın askeri, siyasi ve diplomatik ağırlığını Sudan ordusu lehine devreye sokabileceği mesajı olarak değerlendirildi.

Ortak savunma anlaşması

Mısır ile Sudan, Mart 2021’de sınır güvenliği, ortak tehditlere karşı mücadele ve eğitim alanlarını kapsayan bir askeri işbirliği anlaşması imzaladı. Bunun öncesinde, iki ülke 1976’da Cumhurbaşkanları Cafer Numeyri ile Enver Sedat döneminde ortak savunma anlaşmasına imza atmıştı. Anlaşmanın ilk iki maddesi, taraflardan herhangi birine yönelik saldırının diğerine yapılmış kabul edilmesini; saldırının engellenmesi için güç kullanımını ve savunma politikalarının eşgüdümünü öngörüyordu.

gt6y5
Eski Cumhurbaşkanı Cafer Numeyri 15 yıl Mısır’da görev yaptı (AFP)

Numeyri rejiminin 1985’te halk ayaklanmasıyla devrilmesinden sonra dönemin Sudan Başbakanı Sadık el-Mehdi, Kahire’ye anlaşmayı feshetme isteğini iletti. Ardından 1987’de “kardeşlik paktı” imzalandı. Bu metin, 1976 anlaşmasını açıkça feshetmese de süreç içinde askıya alındı ve uygulanmadı.

Bölgesel ve uluslararası mesaj

Sudanlı gazeteci ve El-Tayyar gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Mirgani, Mısır’ın açıklamasını “bölgesel ve uluslararası mesaj” olarak yorumladı. Mirgani’ye göre, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Darfur ve Kordofan’da genişlemesi, hem Sudan hem Mısır için ortak ulusal güvenlik tehdidi yaratıyor ve Sudan’ın bölünme riskini artırıyor.

Mısır’ın ilk kez bu kadar “sert ve doğrudan” bir dil kullanarak uluslararası hukuk çerçevesinde müdahale sinyali verdiğini belirten Mirgani, “Bu söylem, Kahire’nin Sudan’daki gelişmelerden duyduğu endişenin boyutunu yansıtıyor” dedi. Mirgani, açıklamada yer alan kırmızı çizgilerin Sudan dosyasındaki tüm aktörlere gönderilmiş bir uyarı olduğunu söyledi.

Kırmızı çizgiler

Mısır’ın açıkladığı ilk kırmızı çizgi, Sudan’ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin korunması oldu. Kahire, Sudan’ın herhangi bir bölgesinin ayrılmasını veya ülkede paralel yapılar oluşturulmasını kesin biçimde reddetti.

y67u
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ve Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan Perşembe günü Kahire'de bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Açıklamada, Sudan devlet kurumlarının korunması gerektiği vurgulandı. Mısır, uluslararası hukuka uygun tüm tedbirleri alma hakkına sahip olduğunu ve bunun içine iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının aktive edilmesinin de dahil bulunduğunu bildirdi.

Eski Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf ise Burhan’ın Kahire ziyaretinin, Suudi Arabistan temaslarının hemen ardından gelmesine dikkat çekti. Yusuf’a göre ziyaret, ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’nin Sudan savaşını sonlandırmak için yürüttüğü dörtlü mekanizmanın parçası.

Yusuf’a göre, Burhan’ın Kahire temaslarında Sisi’ye Riyad görüşmelerinin detaylı bir değerlendirmesini aktarması, ziyaretin sembolik yönünün ötesinde stratejik bir nitelik taşıyor. Yusuf ayrıca, Mısır ile Sudan güvenlik mimarisinin tarihsel ve coğrafi nedenlerle birbirine sıkı biçimde bağlı olduğuna işaret etti.

Askeri müdahale seçeneği

Sudanlı askeri uzman Muatasım Abdulkadir, ortak savunma anlaşmasının aktive edilmesinin, Mısır’ın doğrudan ya da dolaylı askeri müdahalesini gündeme getirebileceğini söyledi. Bu kapsamda Mısır’ın mühimmat ve silah desteği ya da gerektiğinde sahada müdahalede bulunmasının mümkün olabileceğini kaydetti.

Abdulkadir’e göre Kahire’nin bu açıklaması Sudan için “önemli ve ileri düzeyde bir adım” niteliği taşıyor.

Hızlı Destek Kuvvetlerinden tepki

HDK lideri Muhammed Hamdan Dagalo (Hamideti) cephesine yakın isimlerden Başa Tubeyk, X platformundan yaptığı açıklamada Mısır’ın tutumunu “açık müdahale” ve “sömürgeci zihniyet” olarak niteledi. Tubeyk, savaşın başından bu yana Mısır’ın Sudan ordusuna destek verdiğini, çatışmaların ilk günlerinde Mısır askerlerinin Meravi Üssü’nde yakalandığını hatırlattı.

Kaynaklara göre, Hamideti, geçen yıl ekim ayında Mısır’ı HDK güçlerine yönelik hava saldırıları ve orduya İHA desteği sağlamakla itham etmişti. Bu iddialar, Haziran ayında da yeniden gündeme geldi.

Zaman daralıyor

Sudanlı diplomat Sadık el-Makali, Mısır’ın Suudi Arabistan ve uluslararası dörtlüyle birlikte hareket ettiğini, Washington’ın da bu süreci desteklediğini belirtti. Makali, ABD’nin şu aşamada diplomatik baskıyı tercih ettiğini, askeri seçeneğin ise masada tutulduğunu söyledi.

Makali, Sudan’daki insani felaketin ağırlaştığını, Burhan’ın artık “zaman kaybetme lüksü olmadığını” belirtti. Dışişleri Bakanı Bedr Abdülati’nin dörtlü girişime yoğun biçimde odaklandığını, Kahire’nin mevcut durumu ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğünü ifade etti.

Uzmanlar, Burhan’ın Riyad ve Kahire ziyaretlerinin, Sudan hükümetinin dörtlü girişime yaklaşımında dönüm noktası olabileceğini ve kısa vadede Sudan dosyasında önemli gelişmeler yaşanabileceğini değerlendiriyor.