Mescid-i Aksa'ya fanatik Yahudilerin baskınları, Arap ülkeleri tarafından kınandı

Fanatik Yahudilerin Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya düzenledikleri baskınlar, Suudi Arabistan, Katar, Mısır ve Ürdün tarafından kınandı

(AA)
(AA)
TT

Mescid-i Aksa'ya fanatik Yahudilerin baskınları, Arap ülkeleri tarafından kınandı

(AA)
(AA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "İsrail işgal güçlerinin himayesi altında Mescid-i Aksa'ya aşırı grupların düzenlediği kışkırtıcı eylemlerin tekrarı kınanmaktadır" ifadesi yer aldı.

"İsrail işgalci makamlarının yapmış olduğu uygulamaların esefle karşılandığı" belirtilen açıklamada, söz konusu eylemlerin uluslararası barışı baltaladığı ve dini kutsallara saygı konusunda uluslararası örf ve ilkelerle çeliştiği vurgulandı.

Katar Dışişleri Bakanlığı açıklamasında da İsrail işgal güçlerinin himayesinde yüzlerce yerleşimci tarafından yapılan baskınının uluslararası hukuku ve meşruiyeti alçakça ihlal ettiği kaydedildi.

Açıklamada, uluslararası topluma, söz konusu saldırıların durdurulması için acil harekete geçme çağrısı yapıldı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, İsrail makamlarından, işgalci güç olma sıfatıyla yükümlülükleri yerine getirmesini ve tırmandırıcı eylemleri durdurmasını istedi.

Açıklamada, etkili uluslararası taraflardan "Filistin halkının mukaddesatının" himayesi ve meşru haklarının savunulması konusundaki sorumluğu yeniden gözden geçirmesi talep edildi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sinan el-Mecali, yazılı açıklamasında, Mescid-i Aksa'ya yönelik artan provokatif eylemlerin uluslararası hukukun açık bir şekilde ihlali olduğunu ve bunların asla kabul edilemeyeceğini belirtti.

Mecali, "İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarına ve kutsal mekanlara yönelik ihlal ve saldırıları gerginliğin daha da tırmanacağının habercisidir ve derhal durdurulması gereken tehlikeli bir eğilimdir" ifadelerini kullandı.

Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa baskını

İsrail polisi korumasındaki 317 fanatik Yahudi, dün sabah "Yom Kippur Bayramı" bahanesiyle işgal altındaki Doğu Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.

Yahudi yerleşimciler dini bayramlarının olduğu dönemlerde Mescid-i Aksa'ya baskınlarını artırıyor.

Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.



Hamas, Trump'ın Filistinlilerin Gazze'yi terk etmesi gerektiği yönündeki sözlerini reddetti

Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan evinden geriye kalanları inceliyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan evinden geriye kalanları inceliyor (AFP)
TT

Hamas, Trump'ın Filistinlilerin Gazze'yi terk etmesi gerektiği yönündeki sözlerini reddetti

Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan evinden geriye kalanları inceliyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan evinden geriye kalanları inceliyor (AFP)

Hamas lideri Sami Ebu Zuhri dün yaptığı açıklamada, hareketin ABD Başkanı Donald Trump'ın şu açıklamalarını reddettiğini teyit etti: “Gazze Şeridi sakinlerinin bölgeyi terk etmekten başka alternatifi yok.” Zuhri, ABD Başkanı'nın sözlerini “bölgede kaos ve gerginlik yaratmanın reçetesi” olarak değerlendirdi.

Hamas sözcüsü Hazım Kasım yaptığı açıklamada, “ABD'nin açıklamaları ırkçıdır ve ahlaki ve insani standartların olmadığını yansıtmaktadır” dedi. Hareket “Filistin halkı özgürlüğünü ve bağımsızlığını elde edene kadar direnişin devam edeceğini” ve “Gazze halkı topraklarında kalırken yeniden inşa sürecinin gerçekleşebileceğini” vurguladı.

Ebu Zuhri cumartesi günü yaptığı açıklamada, ABD'nin Gazze'deki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine yönelik projeleri tekrar tekrar duyurmasının “suça ortaklıkta ısrar” anlamına geldiğini söyledi. Ebu Zuhri, “Gazze'deki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine yönelik projelerin gülünç olduğunu ve hiçbir değeri bulunmadığını, İsrail işgalinin güç kullanarak elde edemediğini siyasi oyunlarla elde edemeyeceğini” ileri sürdü.