Tunus’tan yaşanan trafik kazasında 9 kişi öldü

Tunus’un merkezinde meydana gelen trafik kazasında 9 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin 8’i Afrikalı göçmenlerden oluşuyor

Tunus’ta daha önce meydana gelen bir kaza. (Arşiv-Reuters)
Tunus’ta daha önce meydana gelen bir kaza. (Arşiv-Reuters)
TT

Tunus’tan yaşanan trafik kazasında 9 kişi öldü

Tunus’ta daha önce meydana gelen bir kaza. (Arşiv-Reuters)
Tunus’ta daha önce meydana gelen bir kaza. (Arşiv-Reuters)

Tunus Sivil Koruma Servisi, 8’i Sahra Altı Afrika’dan gelen göçmen olmak üzere 9 kişinin Tunus’un merkezinde geçtiğimiz Pazar gecesi meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini duyurdu.

Sivil Koruma Servisi Bölge Müdürü’ne göre Sahra Altı Afrika’dan 5 kişinin de yaralanmasına neden olan kaza, onları taşıyan bir kamyonetin Kayravan’daki Nasrallah ve Menzel Mehiri şehirlerini birbirine bağlayan karayolunda devrilmesiyle meydana geldi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre bu tür bir kaza Tunus’ta, özellikle birçok işçinin tarlalarda işe gitmek için düşük maliyetli ulaşım araçları kullandığı kırsal alanlarda sık görülüyor.

Yaklaşık 12 milyon nüfusa sahip Tunus, kötü altyapı koşulları, eski arabalar ve dikkatsiz sürücüler nedeniyle yüksek bir yol ölüm oranına sahip.

Tunus Ulusal Trafik Güvenliği Gözlemevi’ne göre, yıl başından bu yana geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,6 artışla 850’den fazla kişi Tunus’ta trafik kazalarında hayatını kaybetti.



Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
TT

Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)

 

Suriye Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir eğitim kaynağı, Bakanlığın, ana gücü Kürtler olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye bölgelerinde genel ve temel ortaöğretim sınavlarının düzenlenmesi için bir anlaşma duyurmak üzere olduğunu açıkladı. Bu anlaşma, bölgede yaşayan öğrencilere ve sakinlere final sınavlarına kendi bölgelerinde girme imkânı tanıyacak.

Bu kaynaklara göre, Kamışlı, Haseke, Rakka ve Deyrizor kırsalında dört sınav merkezinin açılacağı duyurulacak. Merkezlerin denetimini, Millî Eğitim Bakanlığı ile Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri yöneten "Özerk Yönetim"in Eğitim Kurumu yetkilileri birlikte yürütecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da tarafsız gözlemci olarak katılacak.

Bu anlaşma, temel eğitim ve genel lise sınavlarına kayıtlı 25 binden fazla öğrenciyi kapsıyor. Bu öğrenciler, Haseke vilayetinden ve sadece bu vilayetin şehirlerinden geliyor. Ayrıca, Rakka vilayetinde ve Deyrizor vilayetinin kuzey ve doğu kırsalında, devlet okullarına devam eden binlerce öğrenci var. Geçen yılın sonunda Esed rejimin düşmesinden önce güvenlik bölgelerinde resmi müfredatla eğitim gördüler.

Öğrencilerin aileleri, sınavların düzenlenmesi için Şam ve Kamışlı arasında yürütülen görüşmelerin sonucunu sabırsızlıkla bekliyorlar, çünkü sınavların başlangıç tarihi önümüzdeki ayın başında.

Milli Eğitim Bakanlığı kaynakları, Şam vilayetlerinde ve Suriye içinde çocuklarını kayıt ettirenlerin, sınavlar başlamadan önce, kayıtlarını bulundukları bölgelerdeki yeni merkezlere aktarabileceklerini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı, bölgedeki yaşam ve ekonomik koşulların kötüleşmesi, alandaki dalgalanmalar ve genel gelişmeler nedeniyle bugüne kadar kayıt yaptıramayanlar için kayıt süresini uzatacak ve kapıları yeniden açık tutacak.

Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)

Özerk Yönetim Eğitim Otoritesi Başkanı Halef el-Matar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlenmesi konusunda Şam'dan resmi bir yanıt beklediklerini söyledi. Yetkililerin, "UNICEF ve Şam'daki hükümetin Eğitim Bakanlığı ile iletişim kurarak öğrencilerin haklarını güvence altına almak için yoğun çaba sarf ettiğini" vurguladı.

Bu eğitim yetkilisi, Şam Eğitim Bakanlığı'nın, yönetimin ilkokuldan ortaokula ve üniversiteye kadar olan eğitim kademelerini müfredata bağlamasının ardından, "Özerk Yönetim"in eğitim müfredatlarını ve mevcut okullarını tanımasını talep etti.

"Özerk Yönetim" yetkilileri, Şam hükümetinin, Kürtçe ve Süryanice öğrenmek isteyen öğrencilere, seçme özgürlüğünü velilere ve öğrencilere bırakarak, Kürtçe ve Süryanice dersleri tahsis etmesini ve "Özerk Yönetim" üniversitelerinin, yani Kamışlı'daki "Rojava", Rakka'daki "El-Şark" ve Halep'in doğu kırsalındaki Ayn el-Arab ("Kobani") kentindeki üç üniversiteyi, devrik rejimden sonra İdlib ve Halep kentlerindeki diğer özel üniversitelerle aynı doğrultuda resmen tanımasını ve resmileştirilmesini talep ediyor.

Bu eğitim girişimleri, Genel İstihbarat Müdürü Hüseyin es-Seleme'nin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ile Deyrizor kırsalındaki el-Ömer petrol sahasında, geçen mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile imzalanan anlaşmanın uygulanması amacıyla bu ayın 5'inde dördüncü müzakere oturumunu gerçekleştirmesinin ardından geldi. Anlaşma, SDG güçlerinin, ona bağlı sivil kurumların ve yerel yönetim meclislerinin Suriye devlet yapısına entegre edilmesini öngörüyor.

Suriye Eğitim Bakanı Muhammed Turko, geçen ay "Özerk Yönetim" yetkilileriyle eğitim konusuna ilişkin ön mutabakatlara varıldığını açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Suriye'deki savaş ve çatışmaların eğitim üzerindeki etkisine ilişkin bir raporunda uyarıda bulunduğunu belirtmekte fayda var. Raporda, çatışmalar ve savaşların eğitim altyapısını tahrip etmesi sonucu binlerce çocuğun eğitiminde ciddi aksamalarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Raporda ayrıca, iktidardaki otoritelerin Suriye'deki öğrencilerin eğitim geleceğini kurtarmak için acil ve hızlı önlemler almaması halinde, örgütün “nesiller boyu sürecek bir felaket” olarak nitelendirdiği durumun ortaya çıkabileceği belirtildi.