Arap ülkeleri, Husilerin Bahreyn askerlerine yönelik ‘hain’ saldırısını kınadı

Bahreynli iki askerin naaşları ülkeye ulaştı (BNA)
Bahreynli iki askerin naaşları ülkeye ulaştı (BNA)
TT

Arap ülkeleri, Husilerin Bahreyn askerlerine yönelik ‘hain’ saldırısını kınadı

Bahreynli iki askerin naaşları ülkeye ulaştı (BNA)
Bahreynli iki askerin naaşları ülkeye ulaştı (BNA)

Husi milislerin, Yemen sınırındaki Suudi Arabistan topraklarına silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) düzenlediği, Arap Koalisyonu güçleri bünyesinde görev yapan Bahreynli iki askerin ölümüne ve bazı askerlerin yaralanmasına neden olan saldırısı Arap ülkeleri tarafından kınandı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığı habere göre, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, ülkenin güney sınırında konuşlanmış olan Bahreyn savunma gücüne yönelik, bazı askerlerinin ölmesi ve diğerlerinin yaralanmasıyla sonuçlanan hain saldırıyı kınadı.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, Suudi Arabistan, kardeş Bahreyn’in liderlerine, halkına ve hayatını kaybeden askerlerin ailelerine taziye ve yaralılara acil şifalar diledi.

Bahreyn’e tam destek ve dayanışmasını teyit eden Suudi Arabistan, ‘terörist’ Husi milislerine silah akışının durdurulması, bunların Yemen’e ihracatının engellenmesi ve Birleşmiş Milletler kararlarını ihlal etmelerinin önlenmesi yönündeki çağrısını yineledi.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) resmi haber ajansı WAM’a göre, BAE Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, ‘Kararlılık Fırtınası’ ve ‘Umudu Yeniden Tesis Etme’ operasyonlarına katılan Bahreyn güçleri arasında hayatını kaybeden askerler için taziye dileklerinde bulunuldu.

Bakanlık, söz konusu saldırının tüm uluslararası yasa ve normların hiçe sayılması anlamına geldiğini ve Husi milislere caydırıcı bir tepki verilmesi gerektiğini belirtti.

BAE Dışişleri Bakanlığı, uluslararası topluma bu operasyonların durdurulması ve Yemen ile bölgede barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yol açacak siyasi sürece geri dönülmesi için çabaları birleştirme ve kararlı bir duruş sergilemeye çağrısında bulundu.

Bakanlık, Bahreyn, kardeş halkı ve hayatını kaybedenlerin ailelerine en içten başsağlığı ve taziyelerini ve yaralananlara acil şifalar dileklerini iletti.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi ise, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve kardeş Bahreyn halkına taziye dileklerinde bulundu.

Mısır da, operasyonlara katılan Bahreyn güçlerine yönelik saldırıyı kınadı ve olayla ilgili Bahreyn ile dayanışmasını ifade etti.

Mısır ayrıca, terörün tüm tezahürlerine karşı mücadele etmek ve Arap ülkelerini istikrarsızlaştırmayı amaçlayan eylemlere son vermek için bölgesel ve uluslararası ortak çabaların sürdürülmesi çağrısında bulundu.

Fas ise, Yemen’deki meşru hükümeti desteklemek amacıyla Arap Koalisyonu’na katılan ve Suudi Arabistan’ın güney sınırında bulunan Bahreyn güçlerinin hedef alınmasını kınadı.

Fas Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, kardeş Bahreyn ve kurbanların ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diledi.

Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu da, hayatını kaybeden Bahreynli askerler için taziye ve yaralılara acil şifalar dileklerinde bulundu.

Arap Koalisyonu Sözcüsü Tuğgeneral Turki El-Maliki, “Müşterek Kuvvetler Komutanlığı, bazı Husi unsurlarının hain saldırısını kınıyor” dedi.

Maliki, Koalisyon liderliğinin tekrarlanan provokasyonları reddettiğini, uygun zaman ve yerde karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu vurguladı.

Sözcü ayrıca, bu tür düşmanca ve provokatif eylemlerin, Yemen’de krizin sona erdirilmesi ve kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşılması yönünde gösterilen olumlu çabalarla tutarlı olmadığının da altını çizdi.



İsrail'den Filistinlilere çıplak gözaltı işkencesi

Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)
Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)
TT

İsrail'den Filistinlilere çıplak gözaltı işkencesi

Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)
Gazze'de gözaltına alınan onlarca Filistinli neredeyse çıplak halde görülüyor (Twitter)

Sosyal medyada dün yayınlanan Gazze fotoğrafları, İsrail ordusu tarafından iç çamaşırlarına kadar soyunmaya zorlanan, sokakta diz çöken, gözleri bağlanan ve askeri araçlara bindirilen erkeklerden oluşan toplu gözaltıları gözler önüne serdi.

Tutuklamaların kesin koşulları ve tarihleri ​​belirsiz ancak CNN'e göre bazı tutukluların kimlikleri arkadaşları veya aile üyeleri tarafından doğrulandı.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığı habere göre, tutuklananlardan birinin ailesi, İsrail ordusu tarafından alıkonulan erkeklerden bir çoğu silahlı gruplarla bağlantısı olmayan siviller.

Gözaltına alınanlardan birinin fotoğrafını yayınlayan Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, dün internet sitesinde yaptığı açıklamada "İsrail ordusunun onlarca Filistinli sivili tutukladığını ve onlara kötü davrandığını" bildirdi.

Gözlemevi ayrıca işgal kuvvetlerinin, aralarında doktorlar, akademisyenler, gazeteciler ve yaşlıların da bulunduğu yerlerinden edilmiş kişilere karşı rastgele ve keyfi alıkoyma furyası başlattığı yönünde raporlar aldığını açıkladı.

İsrail güçlerinin onlarca erkeği tutuklayıp elbiselerini çıkarmaya zorladığını gösteren Gazze'den bir fotoğraf (Twitter)
İsrail güçlerinin onlarca erkeği tutuklayıp elbiselerini çıkarmaya zorladığını gösteren Gazze'den bir fotoğraf (Twitter)

İsrail ordusu, CNN'in fotoğraflarla ilgili yorum yapma talebine yanıt vermedi. Ayrıca Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Beyt Lahia'daki bazı görüntülerin coğrafi konumunu belirledi.

İsrail medyası kaynak belirtmeden, fotoğrafları Hamas üyelerine teslimiyet olarak gösterdi. Bir gazeteci dün düzenlediği basın toplantısında İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari'ye fotoğraflarla ilgili sorular sordu. Hagari, dün akşam düzenlediği basın toplantısında gelen soruya, "Ordunun kara manevralarında çok sayıda kişiyi, Hamas teröristini yakaladığı görüntüleri gördük" yanıtını verdi. Sözcü, Gazze'nin kuzeyinde kalan Hamas üyelerinin "zamanla ortaya çıktığını" ileri sürerek, "Kimin Hamas'la bağı olduğunu, kimin olmadığını soruşturup kontrol ediyoruz. Hepsini gözaltına alıyoruz ve sorguluyoruz” şeklinde konuştu.

Arabia el Cedid kanalı dün yaptığı açıklamada, fotoğraflarda görülen olayla ilgili olarak gözaltına alınanlar arasında muhabirlerinden birinin ve bazı aile üyelerinin de bulunduğunu söyledi.

Haberde, “İsrail güçleri gazeteci ve Gazze'deki el Cedid ofisinin yöneticisi, meslektaşı Diaa Al-Kahlot'u Beyt Lahia'daki Market Caddesi'nden, bir grup erkek kardeşi, akrabası ve diğer sivillerle birlikte tutukladı” açıklamasına yer verildi.

İsrail ordusu Filistinli erkekleri Gazze'de askeri araçlara bindiriyor ( Times of İsrael)
İsrail ordusu Filistinli erkekleri Gazze'de askeri araçlara bindiriyor ( Times of İsrael)

Ayrıca, "İşgalci, Gazzelileri kasten giysilerini çıkarmaya zorladı, onları aradı ve bilinmeyen bir yere götürmeden önce aşağılamaya tabi tuttu" ifadeleri kullanıldı. El Arabi el Cedid gazetesinin yayın yönetmeni Hussam Kanafani, Al-Kahlot ve ailesinden hâlâ haber alamadıklarını belirterek, uluslararası insan hakları kuruluşları ile temasa geçeceklerini söyledi.

CNN, fotoğraflardaki erkeklerden biri olan Hani al-Madhoun'un ABD'de yaşayan bir akrabası ile de görüştü.Bahsi geçen kişi, “İsrail güçleri sokağa gelip bütün erkeklerin dışarı çıkmasını istedi, hepsi buna uydu” dedi.


Şukri: Filistin Otoritesi’ne Gazze'yi yönetme yetkisi verilmesi gerek

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
TT

Şukri: Filistin Otoritesi’ne Gazze'yi yönetme yetkisi verilmesi gerek

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Filistin Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı yönetme yetkisinin Filistin Otoritesine verilmesi gerektiğini söyledi.

CNN’nin haberine göre Şukri, Washington'da düzenlenen bir etkinlikte yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bu konu Filistin halkı tarafından belirlenmeli. Mısır, Filistin Otoritesi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nü Filistin halkının meşru temsilcisi olarak görüyor.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şukri ayrıca, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın devam etmesi nedeniyle Gazze Şeridi’nin akıbetine ilişkin karar vermek için zamanın henüz çok erken olduğunu vurguladı.

Mısırlı Bakan, İsrail’in Gazze Şeridi'nde askeri operasyon yürütürken ülkesinin Filistinlilerin geçici olarak Mısır’a nakledilmesine izin vermeyeceğini vurgulayarak, bu durumun uluslararası hukukun ihlali olduğunu kaydetti.

Şukri sözlerini şöyle sürdürdü:

"İster ülke içinde ister yurt dışında her türlü yerinden edilme bir ihlaldir. Biz bu ihlalin tarafı olmayacağız. Filistinliler ayrılmak istemiyor ve zorla yerlerinden edilmemeleri gerekiyor. Filistinlilerin tamamını topraklarından çıkararak tasfiye etmek kabul edilemez.”


Tunus’ta 5 muhalife hapis cezası

Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)
Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)
TT

Tunus’ta 5 muhalife hapis cezası

Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)
Raşid Gannuşi “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla gözaltına alınanlar arasında yer alıyor (Reuters)

Tunus’ta Terörle Mücadele Soruşturma Hakimi, “devletin iç güvenliğine karşı komplo kurmak, terör eylemleri için çağrıda bulunmak ve Cumhurbaşkanına karşı saldırı eyleminde bulunmak" suçlarından beş sanık hakkında hapis cezası verdi.

Yargı kararı, Kasserin bölgesinde sekiz sanığın tutuklanmasının ardından verildi. 24 Aralık'ta yapılacak yerel seçimleri engellemeyi planlamakla suçlanan sanıklar arasında çok sayıda kamu çalışanı ve siyasi parti üyesi de yer alıyor.

Tunus’ta güvenlik soruşturmaları sonucunda iki kişinin daha tutuklanmasıyla toplam tutuklu sayısı 10'a çıktı. Bahsi geçen bu kişilerin tamamı "Tunus devletinin güvenliğine zarar verecek eylemlerde bulunmayı amaçlayan gizli toplantılar düzenlemek" suçlamasıyla itham edildi. Kasserin Asliye Mahkemesi, suçlama dosyasını inceleyip soruşturmaları tamamlayarak sonuçları adli makamlara bildirmesinin ardından terörle mücadele için dava dosyasına bakılmasına karar verdi.

Kasserin Asliye Mahkemesi sözcüsü Riyad el-Nuni, daha önce yaptığı açıklamalarda sanıklar arasında bir Bölge Müdürü, Yükseköğretim Bakanlığı'nda bir yönetici ve Eğitim Heyeti'nden bir çalışanın bulunduğunu doğrulamıştı. Nuni, sanıkların bazı siyasi partilerle siyasi faaliyetleri bulunduğunu reddederek, bu davanın “devlet güvenliğine karşı komplo” dava olarak bilinen dava ile herhangi bir ilişkinin olmadığını aktardı.

Ayrıca Nuni, Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi ve Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri İsam eş-Şabi gibi çeşitli muhalif isimlerin güvenlik ve adli soruşturmalara tabi olması nedeniyle tutuklu olduklarına değindi.

Kasserin bölgesi, 2021 yılı sonrasında çok sayıda siyasetçinin mevcut rejime karşı kışkırtma ve gençleri toplumsal protestolar düzenlemeye teşvik etme suçlamalarına tanık oldu. Bunların arasında Raşid Gannuşi’nin de oğlu var.


Gazzeliler hem İsrail bombardımanı hem de salgın hastalıkların pençesinde

Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)
Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)
TT

Gazzeliler hem İsrail bombardımanı hem de salgın hastalıkların pençesinde

Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)
Birleşmiş Milletler'den çarşamba günü yapılan açıklamada, Gazze'deki sağlık sisteminin iflasın eşiğine geldiği bildirilmişti (AA)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, İsrail bombardımanı altındaki Gazzelilerin bir yandan da salgın hastalıklarla mücadele ettiğini yazdı.

Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesinde görev yapan acil servis doktoru İmad Hams, özellikle mülteci kamplarında salgın hastalıkların arttığına dikkat çekerek şunları söyledi: 

Mülteci kamplarında yaptığımız incelemelerde, nüfusun artması, içme suyu kaynaklarına erişilememesi ve bozulmuş gıdalar nedeniyle büyük bir hepatit salgını tespit ettik. Bu, ölüme yol açan ciddi bir hastalık.

Enfeksiyonun boyutuna dair net bilgiler edinmenin henüz mümkün olmadığını belirten doktor, kötü hijyen koşulları sebebiyle birçok hastalığın yayıldığına ve özellikle çocukların risk altında olduğuna işaret etti. 

İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle Gazze'nin kuzeyindeki evini terk edip ailesiyle Mısır sınırındaki Refah'a kaçan 45 yaşındaki Seyfeddin Muhammed Kaduha, bir okulun bahçesinde kurulan çadırda kaldıklarını söyleyerek, "Üç ya da dört günde bir, sadece bir saatliğine su alabiliyoruz" dedi. 

Birleşik Krallık (BK) merkezli kâr amacı gütmeyen yardım kuruluşu Oxfam'dan Büşra Halidi, "Gazze'deki durum sadece bir felaket değil, tam anlamıyla bir kıyamet" dedi. 

BK'deki Çocukları Kurtarın Vakfı'ndan Aleksandra Sahiye ise hastanelerde anestezi olmadan amputasyon yapıldığını ve bazı hastaların yaralarından kurtçuklar çıkarıldığını söyledi. Sahiye, "Gazze'de yaşanan dehşeti anlatacak kelime bulmakta gerçekten zorlanıyoruz" ifadelerini kullandı. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) ise Gazzeli ailelerin, tedavi için ülke dışına gönderilen yakınlarının yolunu gözlediğini yazdı.

7 yaşındaki hemofili hastası oğlu Yusuf'un tedavisi için birlikte Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) gittiklerini söyleyen Nazha Ebu Dahir, aynı hastalıktan mustarip iki oğlunu Gazze'de bırakmak zorunda kaldığını belirtti. 

Nahil Ebu Okal da İsrail bombardımanında kafatasında çatlak oluşan 10 yaşındaki kız kardeşinin tedavisi için eşi ve üç çocuğunu Gazze'de bırakarak önce Mısır'a, oradan da BAE'ye geçtiklerini ifade etti.

WSJ'nin aktardığına göre BAE, Gazze'den aralarında çocuklarında olduğu toplamda 2 bin hastayı kabul edeceğini duyurdu. Türkiye de en az 100 Gazzeli hastayı kabul etmişti.


UKMTO: ‘Yemenli bir tarafın’ Kızıldeniz’in güneyinde bir gemiye rotasını değiştirmesi yönünde talimat verdiğine dair raporlar aldık

Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)
Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)
TT

UKMTO: ‘Yemenli bir tarafın’ Kızıldeniz’in güneyinde bir gemiye rotasını değiştirmesi yönünde talimat verdiğine dair raporlar aldık

Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)
Seyir halinde bir gemi (Reuters-Arşiv)

İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Kurumu (UKMTO), kendisini ‘Yemenli yetkililer’ olarak ilan eden bir tarafın, Kızıldeniz’in güneyinde rotasını değiştirmesi için bir gemiye talimat verdiğine dair raporlar aldıklarını bildirdi.

UKMTO tarafından bugün yapılan açıklamada, civardaki gemilere dikkatli olmaları ve şüpheli faaliyetleri bildirmeleri tavsiye edildi.


Sanaa sakinleri soğuk algınlığına ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı savunmasız

Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)
Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)
TT

Sanaa sakinleri soğuk algınlığına ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı savunmasız

Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)
Yemen’de hastaneler, salgın sırasında dang humması ile enfekte olmuş çok sayıda hastayla doldu. (Reuters)

Yemen’in başkenti Sanaa’da Husi grubunun fonları aşılar yerine takipçilerine, mezhepsel seferberliğe ve savaşçı toplamaya harcarken, tıbbi kaynaklar sağlık hizmetlerinin olmaması ve şehirde yaşayan binlerce kişinin soğuk algınlığı, solunum yolu enfeksiyonları diğer salgın hastalıklara karşı savunmasız hale geldiğini bildirdi.

Kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada kış aylarındaki düşük sıcaklıklar nedeniyle çoğu mevsimsel grip enfeksiyonundan kaynaklanan, şiddetli öksürük, yüksek ateş, boğaz ve göğüs bölgesinde enfeksiyon ve nefes darlığı vakalarının eşlik ettiği yeni bir solunum yolu hastalıkları ve ateş dalgasının ortaya çıktığını belirtti.

Fotoğraf Altı: UNICEF’in Yemen’de aşı kampanyası sürüyor. (Birleşmiş Milletler)
UNICEF’in Yemen’de aşı kampanyası sürüyor. (Birleşmiş Milletler)

Sanaa’da yaşayanlar, Husi grubu tarafından kontrol edilen ve yönetilen çoğu hastane ve devlete ait sağlık tesislerde sağlık hizmetlerinin neredeyse tamamen yok olmasına şikayetlerini dile getiriyor. Zira Husiler, takipçilerinin yararına mezhepsel etkinlikler düzenlemek ve savaş hareketlerini desteklemek için daha fazla para toplamaya ve tesisleri kontrol altına almaya odaklanıyor.

Tedavi yok

Sanaa’nın el-Kaa mahallesinde yaşayan Yahya takma adlı  bir hükümet çalışanı, üç çocuğunun soğuk algınlığına yakalandığını, ağrı, şiddetli öksürük, ateş gibi semptomlara neden olan solunum yolu enfeksiyonlarının da olduğunu söyledi. Yahya, maddi durumunun kötüleşmesinden dolayı çocuklarını tedavi için Ehli Hastanesi’ne götüremediğini kaydetti.

Tedavi için başkentin merkezindeki el-Kaa semtinde, grubun kontrolündeki el-Ulfi Tıp Merkezi’ne gittiğini ancak merkez çalışanlarının, solunum hastalıkları ve enfeksiyonların tedavisinde çocuk doktoru veya uzmanın bulunmadığına yönelik iddiaları ile şaşkınlığa uğradığını, ardından ​​eczaneden ağrı kesici alarak, çocuklarına tıbbi yardım sağlayamadan evine dönmek zorunda kaldığını aktardı.

Yahya’nın gittiği sağlık ocağının kapısında soğuk algınlığı, öksürük, ateş, baş ağrısı, nefes darlığı, şiddetli göğüs enfeksiyonları ve vücudunun çeşitli yerlerinde ağrı şikayeti olan, şiddetli soğuk algınlığı geçiren farklı yaşlardaki hastalar sırada bekliyordu.

Fotoğraf Altı: Dang hummasına yakalananlara yönelik tedavi çabaları sürüyor. (Reuters)
Dang hummasına yakalananlara yönelik tedavi çabaları sürüyor. (Reuters)

Eğitim çalışanı olan Abdullah, nefes almada zorluk, burun tıkanıklığı, boğaz ve göğüste ciddi enfeksiyon ve vücudunun çeşitli yerlerinde ağrılardan şikayetçiydi. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Abdullah, sağlık hizmetlerinin maliyetinin yüksek olması nedeniyle tedavi görmek için yakındaki bir tıp merkezine gidemediğini belirtti.

Abdullah yoksulluk nedeniyle, hastalığından kurtulma ümidiyle şifalı bitkiler, limon ve portakal gibi takviyelerle iyileşmesine yardımcı olacak gıdalar almakla yetindiğini söyledi.

Yemen’in bu yılın kışında tanık olduğu iklim değişiklikleri, enfeksiyonların bulaşması, hava dalgalanmaları ve soğuk algınlığına dayalı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasında artışa yol açtı.

Grip benzeri semptomlar

Sanaa’daki doktorlar ve sağlık uzmanları Şarku’l Avsat’a, başkent ve kırsal alanlarda yaşayan binlerce kişinin çeşitli hastalık semptomları nedeniyle birkaç haftadır büyük sorunlar yaşadığını anlattı. Çoğunun semptomlarının gribe benzediğini, bazılarının şiddetli solunum yolu enfeksiyonları, boğazda, eklemlerde ve kaslarda ağrı ve yüksek ateşe sahip olduğunu kaydetti.

Sağlık çalışanları, en düşük hizmetlerden ve maaşlardan mahrum kalan bölge sakinlerine ve çalışanlara yardım etmeye yönelik plansızlığın devam etmesi halinde, bu yıl mevsimsel kış gribi vakalarının Husi grubu tarafından kontrol edilen bölgelerinde en şiddetli şekilde görüneceğini düşünüyor.

Fotoğraf Altı: Sanaa sakinleri yoksulluk nedeniyle büyük bir dram yaşıyor. (Şarku’l Avsat)
Sanaa sakinleri yoksulluk nedeniyle büyük bir dram yaşıyor. (Şarku’l Avsat)

Sağlık çalışanları, tıp sektörü üzerinde tam kontrole sahip olan Husi grubunu eylemsizlik ve hazırlık yapmamakla suçluyor. Bazı salgın hastalıklara, bulaşıcı virüslere karşı aşı ekiplerine yönelik kasıtlı bir şekilde çarpıtma ve hedef kampanyaları başlattıklarını belirtiyorlar.

Sağlık uzmanları gribe karşı aşının olduğunu, doktorların insanları gripten korumanın etkili bir yolu olarak aşının yaptırılmasını tavsiye ettiğini ve altı aylık veya daha büyük herkese yılda bir kere uygulanabildiğini belirtti. Ancak nüfusun ekonomik koşulları nedeniyle bu aşının sağlanmasının zor olduğunu vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre her yıl yaklaşık 500 bin kişi grip nedeniyle yaşamını yitiriyor. WHO, bireyler, topluluklar veya hükümetler olsun tüm ülkelerde, özellikle de en fazla risk altındaki grupları korumak için gerekli önlemlerin alınmasının önemini vurguluyor.


Fas Başbakanı Ahnuş’a istifa etme veya şirketlerini satma çağrısı

Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)
Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)
TT

Fas Başbakanı Ahnuş’a istifa etme veya şirketlerini satma çağrısı

Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)
Fas Başbakanı Aziz Ahnuş. (MAP)

Fas Başbakanı ve Milli Bağımsızlar Birliği Başkanı Aziz Ahnuş’a ait bir şirketin, Kasablanka şehrinde yaklaşık 15 milyar dirhem (1,5 milyar dolar) değerinde deniz suyu arıtma tesisi kurma projesi için anlaşma sağlaması tartışmalara yol açtı.

Milli Bağımsızlar Birliği partisi liderlerinden milletvekili Muhammed Şevki, Fkih Titouani Kuruluşu’nun Rabat’ın bitişiğindeki Sale şehrinde bulunan genel merkezinde geçen çarşamba akşamı düzenlenen bir toplantıda, şirketin iyi bir teklif sunması nedeniyle anlaşmanın şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini açıkladı.

Ahnuş ailesinin, anlaşmayı kazanan şirkette dolaylı hisseye sahip olduğunu ancak şirketin Kasablanka Borsası’nda işlem gördüğünü ve halkın şirketin hisse ve tahvillerinden pay almaya davet ettiğini belirtti.

Temsilciler Meclisi’nde (parlamentonun ilk odası) Finans Komitesi Başkanı olan milletvekili Şevki, şirketin hesaplarının şeffaf ve Fas Sermaye Piyasası Otoritesi’nin denetimine tabi olduğunu söyledi. Aralarında sigorta şirketi ve emeklilik fonlarının da bulunduğu kurumsal yatırımcıların şirketin sermayesine katkıda bulunduğunu vurgulayan Şevki, şirketin ihaleye katılacak diğer şirketlerin de dahil olduğu uluslararası ekonomik blok çerçevesinde anlaşmaya başvurduğunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre milletvekili Şevki açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Şirket, denizden tuzdan arındırılmış su üretimi için, deniz suyunun tuzdan arındırılması tarihinde benzeri görülmemiş bir fiyat sağladı ve metreküp başına yaklaşık 4,40 dirheme (yaklaşık yarım dolar) ulaştı.”

Diğer yandan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin parlamento grubu başkanı Milletvekili Abdullah Bouanou da şunları söyledi:

“Başbakan’ın sahip olduğu Akwa Group şubeleri, kendisinin yetki kullanımını sektörlere yatırımla birleştiremeyeceğini göz önünde bulundurarak yakıt, oksijen ve deniz suyunun tuzdan arındırılması da dahil olmak üzere Faslıların geçimi için önemli olan bir dizi alanda anlaşmalara girmiştir.”

Bouanou, Ahnuş’un başbakanlık görevinden istifa etmesini veya çıkar çatışmasını önlemek için şirketlerini satmasını önerdi.

Aynı şekilde Temsilciler Meclisi İlerleme ve Sosyalizm Ekibi Başkanı milletvekili Raşid Hamuni de anlaşmadaki çıkar çatışmasına dikkat çekti:

“Başbakan, tuzdan arındırma tesisi anlaşmasını başlatan Ulusal İçme Suyu Ofisi’nin (Fas’taki bir kamu kurumu) idari konseyine başkanlık ediyor. Bu nedenle şirketinin zaferi, etik ve politik bir soruna yol açar.”

Milletvekili Şevki ise milletvekili Bouanou’nun Ahnuş’un istifası veya şirketlerinin satışı yönündeki çağrısının iş insanlarını siyaset yapmaktan dışlamak anlamına geldiğini savundu.  Ayrıca yerli şirketlerin yabancılara satılması çağrısını da eleştirdi.

Milletvekili Bouanou, olaylar hakkında bilgi vermek için Ulusal Dürüstlük, Rüşveti Önleme ve Rüşvetle Mücadele Komisyonu (anayasal bir kurum) başkanına bir mektup yazmış ve meselenin, ‘Kasablanka Büyük Deniz Suyu Arıtma Tesisi anlaşmasındaki şüpheli çıkar çatışmasıyla ilgili’ olduğunu belirtmişti.

Metinde, Ahnuş ailesine ait olan Akwa Group’a bağlı İspanyol şirketi Acciona, Afriquia Gaz ve Green of Africa şirketlerinin Kasablanka’da deniz suyunu tuzdan arındırma anlaşması elde ettiğine ilişkin haberlerin basın kuruluşlarında yer aldığı kaydedildi. Ayrıca ekonomi dergilerindeki haberlere göre 13 Eylül 2021 tarihli açıklamada Akwa’yı elinde bulunduran ailedeki tüm yönetim pozisyonlarından tamamen çekilme sürecinin başlatıldığının açıklanmasına rağmen Başbakan’ın, ekonomik holding şirketi Akwa’nın büyük hissedarı olduğu aktarıldı.

Söz konusu metinde Bouanou, yetkili makamın başkanından söz konusu anlaşmanın koşullarını incelemesi ve gerçekliğini doğrulaması istendi.


Filistinli Rahip Avad: Filistin'in bir uçtan diğer uca hayat damarları kesiliyor

(AA)
(AA)
TT

Filistinli Rahip Avad: Filistin'in bir uçtan diğer uca hayat damarları kesiliyor

(AA)
(AA)

Avrupa Müslüman Forumu, Filistin Kadılığı ve Yeniden Refah Partisi tarafından Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "Filistin için Avrupa Zirvesi"ne katılan Rahip Avad, AA muhabirine, İsrail'in Filistinlilere yönelik gittikçe şiddetlenen saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Filistin Başhakimi Mahmud el-Habaş başkanlığında Müslüman ve Hristiyan din adamlarından oluşan bir heyetle programa katıldığını söyleyen Avad, "Bu günlerde yaralı olan Filistin'den geldik. Filistin'in bir uçtan diğer uca hayat damarları kesiliyor. Özellikle Gazze Şeridi'nde ve Batı Şeria'da halkımızın evlatları saldırı, ihlal ve tutuklamalara maruz kalıyor." ifadelerini kullandı.

"Filistin halkı Hristiyan-Müslüman birdir. Hepimiz aynı safta Filistin'i savunuyoruz"

Müslüman ya da Hristiyan tüm Filistinlilerin, İsrail'in saldırılarına maruz kaldığını kaydeden Avad, "Filistin halkı Hristiyan-Müslüman birdir. Müslümanın maruz kaldığı şeyin aynısına Hristiyanlar da maruz kalıyor. Hepimiz aynı safta Filistin'i ve mukaddesatımızı savunuyoruz. Özellikle Yahudileştirilmeye maruz kalan Kudüs'ü savunuyoruz." diye konuştu.

Filistinli Rahip Avad, uluslararası topluma Filistin davasını destekleme çağrısında bulunarak şunları kaydetti:

Başkenti Kudüs olan özgür bir Filistin devletinin kurulması için tüm dünyayı Filistin davamızın yanında olmaya çağırıyoruz.

Orta Doğu'ya barışın ancak Filistin devletinin kurulmasıyla geleceğini ifade eden Avad, "Filistinliler olarak barış için elimizi ilk biz uzatıyoruz." dedi.

"Camiler bombalandığı gibi kiliseler de bombalandı"

Rahip Avad, şu ifadeleri kullandı:

Masum çocukların ve kadınların öldürülmesi son derece tehlikeli ve bu durum Filistin'i yerle bir ediyor. Bugün dünyaya (Filistin'deki) yıkıcı savaşın durdurulması çağrısında bulunduk. Filistin halkı olarak bu Hristiyan, şu Müslüman nazarıyla bakmıyoruz. Camiler bombalandığı gibi kiliseler de bombalandı. Müslümanların evi bombalandığı gibi Hristiyanların da evi bombalandı.

Avad, İsrail'in tüm kutsalları, tarihi, köyleri ve kentleriyle birlikte Filistin halkının bütününe savaş açtığını söyledi.

"Bu yıl Noel kutlamalarını iptal ettik"

Bu yıl Noel kutlamalarını iptal ettiklerini ve sadece dini ayinlerle yetineceklerini dile getiren Avad, sözlerini şöyle tamamladı:

Davamızı savunmak için ön saflardayız. İnşallah Noel, Filistin devletinin kurulmasına ve Filistinlilerin özgürleşmesine vesile olur ve bu da bizim bayramımız olur.

Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "Filistin için Avrupa Zirvesi"ne 50 ülkeden kanaat önderi, din adamı, akademisyen ve siyasetçi katıldı.

İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'nde yerleşim yerleri, hastane, okul, cami, kilise ayırt etmeden 2 aydan fazla süredir düzenlediği saldırılarda 7 bin 112’si çocuk, 4 bin 885’i kadın toplam 17 bin 177 Filistinli öldürüldü.

İşgal altındaki Batı Şeria ve doğu Kudüs’te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 272 Filistinli hayatını kaybetti.


Irak Başbakanı: ABD Büyükelçiliği’ne yönelik saldırının hiçbir gerekçesi yok

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İran Lideri Ali Hamaney ile 6 Kasım’da İran'ın başkenti Tahran’da yaptığı görüşme sırasında (DPA)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İran Lideri Ali Hamaney ile 6 Kasım’da İran'ın başkenti Tahran’da yaptığı görüşme sırasında (DPA)
TT

Irak Başbakanı: ABD Büyükelçiliği’ne yönelik saldırının hiçbir gerekçesi yok

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İran Lideri Ali Hamaney ile 6 Kasım’da İran'ın başkenti Tahran’da yaptığı görüşme sırasında (DPA)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İran Lideri Ali Hamaney ile 6 Kasım’da İran'ın başkenti Tahran’da yaptığı görüşme sırasında (DPA)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, güvenlik güçlerine, ABD Büyükelçiliği’ne yönelik bugünkü saldırının sorumlularının takip edilmesi çağrısında bulunarak, bu saldırının hiçbir haklı gerekçesi olmadığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, Sudani bugün yaptığı açıklamada, Irak’ın istikrarına, iç güvenliğine ve siyasi itibarına zarar vermenin ‘terör eylemleri’ olduğunu ifade etti.

Başbakan ayrıca, diplomatik misyonların hedef alınmasının hiçbir koşulda kabul edilemez olduğunu söyledi.


Nasır Burita, Muhammed Tekele ile Libya krizine çözüm konusunu görüştü

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekele ve beraberindeki heyeti kabul etti. (Fas Dışişleri Bakanlığı)
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekele ve beraberindeki heyeti kabul etti. (Fas Dışişleri Bakanlığı)
TT

Nasır Burita, Muhammed Tekele ile Libya krizine çözüm konusunu görüştü

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekele ve beraberindeki heyeti kabul etti. (Fas Dışişleri Bakanlığı)
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekele ve beraberindeki heyeti kabul etti. (Fas Dışişleri Bakanlığı)

Fas, müzakereler ve Libya'nın iç işlerine karışmama politikası doğrultusunda, Libya krizinin çeşitli tarafları arasındaki bakış açılarını yakınlaştırma konusundaki isteğini yineledi. Ayrıca krizle ilgili kararlı duruşuna olan bağlılığını vurguladı.

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekele ile dün Rabat’ta gerçekleştiği görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin Libya konusunda bazı temel prensipleri olduğuna dikkat çekerek Fas’ın Libya Devlet Yüksek Konseyi ile ilişkilerinin daima sabit olduğunu vurguladı. Burita, Fas'ın Libya'nın geleceğine ilişkin her türlü diyalog, müzakere ve görüşmede vazgeçilmez bir ortak olarak gördüğü Devlet Yüksek Konseyi’nin siyasi anlaşmaya tabi bir kurum olduğuna atıfta bulunarak, Libya’daki tüm kurumsal yapıların her türlü siyasi süreçte kilit aktör olduğunu kaydetti.

Fotoğraf Altı: Burita, Tekele’yi Rabat'taki Dışişleri Bakanlığı merkezinde kabul etti. (Fas Dışişleri Bakanlığı)
Burita, Tekele’yi Rabat'taki Dışişleri Bakanlığı merkezinde kabul etti. (Fas Dışişleri Bakanlığı)

Faslı Bakan, Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin ‘her türlü siyasi süreçte ana aktör ve taraf olma meşruiyetine ve güvenilirliğine sahip olduğunu’ dile getirerek, ülkesinin Libya'da yasama ve başkanlık seçimlerinin yapılmasını, kurumsal meşruiyet krizinden çıkaracak, siyasi ve kurumsal istikrarı pekiştirerek Libya halkının isteklerine cevap vermesini sağlayacak tek yol olarak gördüğünü söyledi. Burita, seçimlerin atlanamayacağını, seçimsiz bir Libya’da istikrarlı bir gelecek hayal etmenin imkansız olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Burita, Fas'ın her zaman iyimser ve Libyalıların ülkelerindeki duruma çözüm bulma becerisine güveninin tam olduğunu ifade ederek, herhangi bir dış müdahalenin olmaması gerektiğinin altını çizdi. Libyalıların mevcut uluslararası ve bölgesel bağlamda seçimlere ulaşmak için siyasi bir sürece doğru ilerleyebileceklerinin altını çizdi. Burita ayrıca, hali hazırda Libyalıların çözüme ulaşabilmek adına fırsatlara sahip olduğunu aktardı.

Açıklamasında, Libya'da çözüme yönelik ilerlemeye ayak uydurmak için Birleşmiş Milletler şemsiyesinin önemini vurgulayan Burita, bunun siyasi sürecin başarısının ve uluslararası anlaşmaların önemli bir parçası olduğunu ve üzerinde mutabakata varılacak olana meşruiyet kazandırdığını kaydetti.

Diğer yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı da Fas'ın çeşitli Libyalı taraflar arasındaki müzakereleri benimseyerek Libya'da istikrarın yeniden sağlanmasında oynadığı role övgüde bulundu.

 Tekele, Libyalı kardeşler arasındaki kanlı çatışmayı sona erdiren diyalogların yanı sıra silahlı çatışmayı savaşın sona ermesine yol açan müzakerelere atıfta bulunarak son yıllarda Libya'ya kazandırdıkları için Fas'a teşekkür etti. Tekele, ziyaretine Libya Devlet Yüksek Konseyi’nden bir heyetin eşlik ettiğine dikkat çekerek ziyaretin Libya'daki siyasi süreci ileriye taşıma konusunda Fas'a ve halkına olan güvenin kanıtı olduğunu bildirdi. Ayrıca Fas’ın tüm taraflara aynı mesafeden ve ılımlı bir bakış açısıyla baktığını söyledi.