SOHR: Deyr-i Zor’daki çatışmalarda 25 kişi öldü, 42 kişi yaralandıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4569291-sohr-deyr-i-zor%E2%80%99daki-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmalarda-25-ki%C5%9Fi-%C3%B6ld%C3%BC-42-ki%C5%9Fi-yaraland%C4%B1
SOHR: Deyr-i Zor’daki çatışmalarda 25 kişi öldü, 42 kişi yaralandı
SDG unsurları 4 Eylül’de Suriye’nin doğusundaki Deyr-i Zor kırsalında (AP)
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Deyr-i Zor kırsalında yerel militanlarla, Suriye rejimine bağlı gruplar arasında çıkan çatışmalarda 25 kişinin öldüğünü, 42 kişinin de yaralandığını duyurdu.
SOHR tarafından bugün yapılan açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG), Fırat Nehri’nin batı yakasındaki Mayadin’in karşısında bulunan Diban kasabasının kontrolünü yeniden ele geçirmesinin ardından Deyr-i Zor kırsalındaki köy ve kasabalarda sükunet geri geldiği ifade edildi.
Açıklamada, SDG’ye bağlı askeri güçlerin, Deyr-i Zor kırsalındaki Diban ve Tayyana’da dün yerel militanların askeri tesis ve kontrol noktalarına yönelik saldırılarına ve ardından patlak veren çatışmalara sahne olan bölgelere konuşlandırıldığı bilgisi de verildi.
SOHR tarafından dün yapılan açıklamada ise, SDG güçlerinin, militanların karargahlarına yönelik saldırıları sonrasında sivilleri korumak amacıyla ihtiyati tedbir olarak Deyr-i Zor’un doğu kırsalındaki bölgelerde sokağa çıkma yasağı uyguladığı ifade edildi.
Yerel silahlı kişilerin Tayyana kasabasındaki SDG karargahına saldırdığı ve SDG güçleri arasında ölüm ve yaralanmalara ilişkin bilgiler geldiğini aktaran SOHR, ayrıca SDG ile yerel militanlar arasında çıkan çatışmalarda serseri bir kurşun sonucu sivil bir kadının hayatını kaybettiğini de bildirdi.
Husilerden Hizbullah’a mesaj: Tabatabai suikastı sonrası İsrail’e karşı çatışma çağrısıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5213244-husilerden-hizbullah%E2%80%99-mesaj-tabatabai-suikast%C4%B1-sonras%C4%B1-i%CC%87srail%E2%80%99e-kar%C5%9F%C4%B1-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fma
Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)
Husilerden Hizbullah’a mesaj: Tabatabai suikastı sonrası İsrail’e karşı çatışma çağrısı
Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)
Husiler, geçtiğimiz Pazar günü Beyrut’un güney banliyösünde İsrail’in düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Hizbullah'ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai için Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım’a gönderdiği taziye mesajlarını, Hizbullah’ı İsrail’e karşı yeniden harekete geçirme çağrısına dönüştürdü.
Taziye mesajlarında hüzünlerini ifade eden Husiler, mesajların içerikleriyle örgütün liderlerinin çatışmanın seyrine ilişkin beklentilerini ve Hizbullah’tan beklediklerini net biçimde ortaya koydu.
Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi, uzun mesajında Tabatabai’nin ölümünü “görev şehadeti” olarak nitelendirerek “cihad yoluna devam edilmesi gerektiğini” vurguladı. Husi, İsrail’in Lübnan’da ateşkes kuralına uymayacağını ve Gazze ile Lübnan’ın güneyindeki gelişmelerin çatışmanın geri dönülmez bir kader olduğunu gösterdiğini belirtti.
Lider Heysem el-Tabatabai'nin Hizbullah tarafından dağıtılan bir fotoğrafı
Husi mesajında, Lübnan direnişinin kararlılığını övdü ve Hizbullah’ın rolünün durmayacağını ifade ederek, örgütün operasyonlarını yeniden başlatması için dolaylı bir teşvik mesajı verdi. Yemenli gözlemciler, bu tonlamanın Husiler’in Lübnan cephesini sürekli aktif tutma isteğini yansıttığını, bunun da örgüte bölgede faaliyetlerini sürdürmek için meşru bir zemin sağladığını ifade ediyor.
Daha açık bir ifade, Husi liderin kuzeni ve örgütün Yüksek Siyasi Konsey üyesi Muhammed Ali el-Husi tarafından iletildi. Husi, Tabatabai’nin ölümünü “direniş yolunda ilerleme zorunluluğu” ile ilişkilendirerek, Hizbullah operasyonlarının İsrail’i caydırmanın tek yolu olduğunu savundu ve suikastın sorumluluğunu doğrudan ABD’ye yükledi.
İsrail, Husilere çok sayıda askeri ve siyasi liderin ölümüne yol açan acı verici darbeler vurdu (AP)
Muhammed Ali el-Husi ayrıca örgütün Hizbullah ve Filistinli grupların yanında yer almaya “hazır” olduğunu belirtti. Bu ifade, Husiler’in İran eksenli cephede çoklu çatışma alanlarında yer almak istediklerini göstermesi açısından dikkat çekti.
Yemenli gözlemcilere göre, bu mesajlar, Hizbullah’ı İsrail ile çatışmayı yeniden başlatmaya teşvik etmeyi hedeflerken, iç propaganda açısından da Husiler’in bölgesel varlığını sürdürdüğünü ve etkili bir aktör olduğunu takipçilerine göstermek amacını taşıyor.
Tabatabai, Husiler açısından simgesel bir öneme sahip; çünkü Yemen’deki ve diğer sahalardaki eğitim ve silahlanma operasyonlarıyla ilişkilendirilen önemli isimlerden biriydi. Ayrıca, Husilerin son on yıldaki askeri gelişmelerinin bir kısmının Hizbullah subaylarının deneyimlerinden, özellikle Tabatabai’den etkilendiği öne sürülüyor.
Gözlemciler, İran ve müttefikleri ile İsrail arasındaki bölgesel çatışma bağlamında Husilerin mesajlarının Hizbullah’ın doğrudan hesaplarını değiştirmeyeceğini, ancak kuzey cephesinde sükûnetin İsrail’in Husilerin liderlerini hedef almasına ve kapasitesini zayıflatmasına yol açacağı endişesini yansıttığını belirtiyor.
Husiler, Ekim ayında İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkesin ardından İsrail’e ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi’ndeki gemilere yönelik saldırılarını durdurmuş, yalnızca durumu izleyerek ateşkesin bozulması halinde saldırılara yeniden başlayacaklarını açıklamıştı.
Avrupa Birliği Yemen Büyükelçisi Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Saleh Al-Ghannam)
Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Patrick Simonié, AB’nin Husilere karşı hoşgörülü olduğu yönündeki eleştirileri yalanladı. Simonié, Şarku’l Avsat gazetesine verdiği röportajda, esas hedefin tarafları müzakere masasına geri döndürmek olduğunu belirtiyor
Avrupa’nın Yemen politikasında dönüşüm
Simonié, AB’nin BM öncülüğündeki barış sürecini desteklediğini ve Yol Haritası’nda somut ilerleme beklediğini söyledi. Avrupa stratejisi, Yemen hükümeti ve Başkanlık Konseyi’ni destekleyerek vatandaşlara güven ve temel hizmetleri sunmayı amaçlıyor.
Avrupa Birliği heyeti başkanı, Yemen Cumhurbaşkanı'na güven mektubunu sunarken (SABA)
AB Büyükelçisi, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki insani ve kalkınma rolünü “son derece olumlu” olarak nitelendirirken, iki tarafın Yemen ve Kızıldeniz konularında yakın bir uyum içinde olduğunu belirtti.
Yemen Hükümeti ve Başkanlık Konseyi ile işbirliği
Simonié, AB’nin Yemen ile ilişkilerini “açık ve doğrudan” olarak tanımladı. Hedef, temel hizmetleri güçlendirerek vatandaşlar nezdinde güven ve meşruiyet oluşturmak. Ayrıca, Başkanlık Konseyi’nin içindeki farklı görüşlerin normal olduğunu ancak birlik ve reformların öncelikli olduğunu vurguladı.
Ekonomik reformlar ve öncelikler
Başkanlık Konseyi’nin uyguladığı ekonomik reformlar, finansal istikrarı güçlendirmek, şeffaflığı artırmak ve ülkenin ekonomik potansiyelini açığa çıkarmak için kritik önemde.
Patrick Simonnet, Yemen'in Hadramut eyaletine yaptığı son ziyaretten bir kare (Avrupa Birliği)
Simonié, özellikle yerel gelirlerin merkezi hükümete aktarılması ve gümrük kuru reformunu desteklediklerini belirtti.
Husiler ve AB’nin tutumu
Husilerle ilgili olarak Simonié, AB’nin pozisyonunu net bir şekilde açıkladı:
"Hiçbir hoşgörü söz konusu değil. Esas amacımız tarafları müzakere masasına geri döndürmek. Tüm taraflar bizim pozisyonumuzu gayet iyi biliyor."
AB, denizcilik hedefli saldırıları kınarken, uluslararası ortaklardan da aynı çabayı bekliyor.
Suudi Arabistan ile işbirliği
Simonié, Suudi Arabistan’ı AB için “çok önemli bir ortak” olarak tanımladı ve iki tarafın güçlü ilişkiler ve sürekli koordinasyon içinde olduğunu vurguladı. Hadramut ziyaretinde Suudi projelerini inceleme fırsatı bulduğunu belirten büyükelçi, işbirliği için geniş alanlar bulunduğunu ifade etti.
İnsani ve kalkınma desteği
AB’nin insani desteği, tüm temel kurtarma alanlarını kapsıyor. Geçtiğimiz yaz, kolera salgını riski nedeniyle hava köprüsü ile acil yardım ulaştırıldı.
Büyükelçi Muhammed el Cabir, Riyad'da Avrupa Birliği büyükelçilerini kabul etti (Suudi Arabistan Büyükelçisinin X hesabı)
2015’ten bu yana AB, Yemen’e yaklaşık 1 milyar euro insani ve kalkınma yardımı sağladı. Bu destek, küçük ölçekli ekonomik projeler ve kültürel restorasyon projelerini de içeriyor. Örneğin, UNESCO ile işbirliğiyle Şibam kentinin restorasyonu gerçekleştirildi ve şehrin üçte biri kurtarıldı.
Simone, yakın zamanda tarihi Şibam şehrine yaptığı ziyaret sırasında (Avrupa Birliği Misyonu)
BM özel elçisinin çalışmalarını tamamen desteklediklerini belirten Simonié, çözümün askeri değil, siyasi ve sürdürülebilir olması gerektiğini vurguladı.
Temkinli İyimserlik
Simonié, son haftalarda konuşulan barış penceresinin hâlâ geçerli olduğunu ifade ederek, barış için tüm tarafların birlikte çalışması gerektiğini söyledi.
Lübnan ve Güney Kıbrıs arasında deniz sınırı belirleme anlaşması imzalandıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5213049-l%C3%BCbnan-ve-g%C3%BCney-k%C4%B1br%C4%B1s-aras%C4%B1nda-deniz-s%C4%B1n%C4%B1r%C4%B1-belirleme-anla%C5%9Fmas%C4%B1-imzaland%C4%B1
Lübnan ve Güney Kıbrıs arasında deniz sınırı belirleme anlaşması imzalandı
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Güney Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Hristodulidis ile el sıkıştı. (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanlığı bugün, Lübnan ve Güney Kıbrıs arasında deniz sınırlarını belirleyen bir anlaşmanın imzalandığını duyurdu. Bu anlaşma, gelecekte denizde enerji arama çalışmalarının önünü açacak.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre, Lübnan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Baabda Sarayı'nda Güney Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Hristodulidis ile bir araya geldiği belirtildi.
Avn, Güney Kıbrıslı mevkidaşı ile düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi: “İki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgenin sınırlarının belirlenmesi başarısını kutlamak için buradayız. Anlaşma, Lübnan ve Güney Kıbrıs'ın deniz kaynaklarını keşfetmeye başlamasına ve bu alanda iş birliği yapmasına olanak tanıyacak.”
Avn, bu aşamaya gelinmesinde emeği geçen Nikos Hristodulidis ve Güney Kıbrıs ve Lübnan'da bu başarıya katkıda bulunan hükümet yetkilileri, idareciler, askeri personel ve çeşitli düzeylerdeki uzmanlar dahil olmak üzere herkese teşekkür etti.
Avn, “Hepinize teşekkür ediyorum. Çünkü bize uluslararası hukuk ilkelerine bağlılığın ülkeler arasındaki dostluğu güçlendirdiğini ve Akdeniz coğrafyasının bizi tarih ve gelecek gibi bir araya getirdiğini yeniden gösterdiniz” ifadelerini kullandı.
Hristodulidis ise iki ülke arasında deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasının imzalanmasının ardından, elektrik bağlantısının fizibilitesi konusunda Dünya Bankası'ndan danışmanlık aldıklarını söyledi.
Hristodulidis, “Bu, yıllardır çözülemeyen bir sorunu sona erdiren tarihi bir anlaşma ve şimdi iki ülkemizin birlikte neler başarabileceğini sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.
İki cumhurbaşkanı, anlaşmanın Beyrut, Lefkoşa ve Güney Kıbrıs’ın üye olduğu Avrupa Birliği (AB) arasında daha fazla iş birliği için zemin hazırlayacağını ifade etti.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة