Irak Başbakanı yangında yaralananları ziyaret ederek, sorumluların cezalandırılması talimatını verdi

Sudani, Hamdaniya Hastanesi’ndeki sağlık personeliyle konuşuyor (Reuters)
Sudani, Hamdaniya Hastanesi’ndeki sağlık personeliyle konuşuyor (Reuters)
TT

Irak Başbakanı yangında yaralananları ziyaret ederek, sorumluların cezalandırılması talimatını verdi

Sudani, Hamdaniya Hastanesi’ndeki sağlık personeliyle konuşuyor (Reuters)
Sudani, Hamdaniya Hastanesi’ndeki sağlık personeliyle konuşuyor (Reuters)

Irak Bakanlar Kurulu, Ninova Vilayeti’nin Musul şehrinde bulunan El Hamdaniye ilçesinde bulunan bir düğün salonunda ‘havai fişekler’ nedeniyle meydana gelen yangında hayatını kaybedenler için tazminat ödeneceğini duyurdu.

Kurul’un aldığı karara göre, yangın kurbanlarının ailelerine 10 milyon dinar, yaralılar için de 5 milyon dinar tazminat ödenecek.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ise, yüzlerce kişinin ölümü ve yaralanmasına yol açan ihmaller nedeniyle Ninova’daki idari birim yetkililerine en ağır cezaların verilmesini yönünde talimat verdi.

Başbakanlık Medya Ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre, Sudani, dün Hamdaniya ilçesinde, İçişleri, Sağlık, Kültür ve Göç Bakanları eşliğinde Cumhuriyet Hastanesi ve Hamdaniye Hastanesi’ndeki yaralıları ziyaret etti.

Başbakan, yaralıların durumlarını gözden geçirdi, mağdurların ailelerini dinledi, başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti.

Tüm tedavi ihtiyaçlarının gecikmeden karşılanması ve kritik vakaların derhal Irak dışına nakledilmesi talimatı verdi.

Başbakan, Cumhuriyet Hastanesi’nde yatanları ziyaret etmeden önce Ninova Harekat Komutanlığı Karargahı’nda bir toplantı yaptı.

scdfrgt
Sudani, İçişleri Bakanı Abdulamir Şammari ile birlikte dün Hamdaniya Hastanesi’nde yapılan incelemede (AFP)

Sudani ayrıca bir toplantı düzenleyerek, kamu binaları, etkinlik salonları, restoranlar ve otelleri denetlemeye devam etme ve kamu güvenliği koşullarını alarak, yangınları ve olası kazaları önlemeye yönelik tedbirleri incelemeye devam etme yönünde talimat verdi.

Bu prosedürlerin bütünlüğünü sağlama sorumluluğunun idari birim yöneticilerine ait olduğunu vurgulayan Başbakan, trajik yangın olayına sebep olan kişiler hakkında da en ağır hukuki cezaların uygulanmasını istedi.

Sudani, Hamdaniya Bölgesi’ndeki Mar Behnam ve Sarah Piskoposluğu’na giderek trajik yangın kazası kurbanlarının ailelerine başsağlığı diledi.

Başbakan, yangında hayatını kaybedenler için taziye amacıyla, Irak genelinde üç günlük bir yas ilan etti.

İnşaat malzemelerine yönelik tartışma

Hristiyan çoğunluğun yaşadığı Hamdaniye ilçesinde yaşananlar, Irak genelinde üzüntüye neden oldu.

Hükümet, yanıcı maddelerle inşa edilen tüm düğün salonları ve binaların yeniden incelenmesi için sıkı önlemler alma niyetinde olduklarını açıkladı.

csdfvg
Sivil Savunma ekibi, ölümcül bir yangına tanık olan düğün salonunda (AP)

Bu bağlamda birçok valilik, emniyet ve güvenlik tedbirlerinin eksik olduğu bölgelerdeki tüm salonları incelemek üzere takip komiteleri oluşturmaya başladıklarını duyurdu.

Ülkedeki valiliklere ve idari birimlere talimat şeklinde yayınlanan prosedürlerde, güvenlik prosedürleri karşılanmadıkça, herhangi bir bina veya turistik tesis için inşaat izni verilmesinin durdurulması da tavsiye ediliyor.

Irak Parlamentosu Sağlık Komitesi Başkanı Dr. Macid Şankali, “Hamdaniye trajedisinden salonun sahibini tamamen sorumlu tutmak adil değil” dedi.

Şankali, en büyük sorumluluğun, salonların açılmasına onay veren devlette olduğunu vurgulayarak, “Devlet kurumlarının yüzde 95’i Çevre Koruma ve İyileştirme Kanunu’nu ihlal ediyor, hepsi kontrol ve talimat dışında çalışıyor ve çoğu emniyet ve güvenlik koşullarından yoksun” diye ekledi.

Salonun sahibi, olay gecesi misilleme korkusuyla Musul’dan kaçtıktan sonra, dün erken saatlerde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesindeki yetkililere teslim oldu.

Bu sırada güvenlik güçleri, düğün salonunu yanıcı malzemelerle süsleyen, salona havai fişek getirilmesine izin verenlerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 9 kişiyi gözaltına aldı.

Bir çevre gözlemevi ise, Hamdaniye trajedisinin nedeni olan ‘sandviç panellerin’ olduğu çok sayıda ofis ve binalar olması nedeniyle, ülkede başka bir trajedi olasılığı konusunda uyardı.

Gözlemevi tarafından dün yapılan açıklamada, “Sandviç paneller sağlıksız ve ülkenin tanık olduğu yangınların önemli bir nedeni. Devlet dairelerinin yaklaşık yüzde 30’u bu malzemeden inşa edildi ve genellikle içlerinde sigara içiliyor. Spor ve etkinlik salonları ve bazı evlerde bu malzeme kullanıldı” denildi.



‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
TT

‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)

İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.

Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.

asdfrgt
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)

Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”

Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.

Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.

cdfrgt
İsrail askerlerinin kestiği yolun kenarında bekleyen Tulkerim Mülteci Kampı sakinleri (DPA)

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.

Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.

İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.

Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”

dfvghy
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)

Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.

İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.

swdert
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.

Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.

Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.

ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.

B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.

İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.

Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.

Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.

Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.