Libya Çevre Bakanı Arabi Derne’deki su kirliliğini Ekim ortasından önce çözme sözü verdi

Şehirdeki tüm kuyuların ‘bakteriyel kirlenme’ nedeniyle artık kullanım dışı olduğunu belirtti.

Ulusal Birlik Hükümeti Çevre Bakanı İbrahim el-Arabi (Şarku’l Avsat)
Ulusal Birlik Hükümeti Çevre Bakanı İbrahim el-Arabi (Şarku’l Avsat)
TT

Libya Çevre Bakanı Arabi Derne’deki su kirliliğini Ekim ortasından önce çözme sözü verdi

Ulusal Birlik Hükümeti Çevre Bakanı İbrahim el-Arabi (Şarku’l Avsat)
Ulusal Birlik Hükümeti Çevre Bakanı İbrahim el-Arabi (Şarku’l Avsat)

Libya’da uluslararası olarak tanınan Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Çevre Bakanı İbrahim el-Arabi Münir, Derne şehrindeki yeraltı suyu kirliliği sorununu Ekim ortasından önce çözme sözü verdi.

Münir, Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP), Derne’deki tüm kuyuların bakteri kirliliği nedeniyle artık kullanım dışı olduğunu, dolayısıyla şehrin artık tamamen şehir dışından gelen su tankerlerine bağımlı olduğunu söyledi.

vdger
Şehirde suyun az olmasına rağmen çamaşırlarını yıkayan Derneli bir kişi (Reuters)

Trablus’taki UBH, şehri vuran ve 10 Eylül’de binlerce kişinin hayatına mal olan yıkıcı selden sonra Derne şehrinde tüm yeraltı ve deniz suyu kaynaklarında, cesetlerin parçalanması ve kanalizasyona karışması sonucu ‘bakteriyel kirlenme’ tespit edildiğini açıklamıştı.

Şarku’l Avsat’ın AWP’den aktardığına göre Libya Çevre Bakanı “Krizin 15. gününde durumun tamamen kontrolümüz altında olduğunu ve bölgedeki kuyularda bakteriyel kirlenmenin ortaya çıkması nedeniyle herhangi bir yeni salgın vakası kaydedilmediğini söyleyebilirim. Derna’yı sular altında bırakan selin 4. ve 5. günlerinde 200 enfeksiyon vakası kaydedilirken, tüm yardım görevlileri aşılandı ve su kullanımından etkilenenlerin tümü 10 gün önce tedavi edildi. O zamandan bu yana yeni bir enfeksiyon vakası kaydedilmedi ve insanların uyarılarımıza uyması sayesinde durum artık istikrarlı bir hal aldı” dedi. Libya Çevre Bakanı da kuyuların temizlenmesine yönelik çalışmanın ‘imkansız olmadığını ancak çok uzun zaman alacağını’ belirtti.

zxc
Derneliler günlük ihtiyaçlarını karşılamak için tamamen tanker suyuna bağımlı hale geldi (AFP)

İbrahim el-Arabi, “Arıtma işlemi için gerekli olan klor ve benzeri malzemelerin temininde zorluk yaşanıyor. Bazı kuyular sel suları nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Derinlemesine bir müdahale gerekiyor. Derne’de mesele sadece suyu dezenfekte eden bir maddenin pompalanmasıyla sınırlı değil zira şehre su basması nedeniyle bazı pompalar hizmet dışı kaldı” dedi.

Buna rağmen Libya Çevre Bakanı ‘Bizim için en önemli şey kirli suyun içilmesine bağlı olarak herhangi bir salgının yayılma ihtimalini kontrol altına alma, şu ana kadar bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyoruz ve durum büyük ölçüde kontrol altında. Afet aşamasını geçtik, şimdi afet sonrası aşamada çalışıyoruz” diyerek iyimserliğini ifade etti.

sdf
Derne sakinlerinin çoğu hastalık korkusuyla şişelenmiş su kullanmak zorunda kalıyor (AFP)

İbrahim el-Arabi “Derne’de kuyu suyu arıtma süreci önümüzdeki birkaç gün içinde, en geç ise önümüzdeki hafta içerisinde başlayacak. Kirlenmiş deniz suyu, arıtılmak üzere deniz suyu tuzdan arındırma tesisine çekilecek ve bu işlem en az iki hafta sürecek” dedi. Yardım kuruluşlarına kuyu suyu arıtma süreci tamamlanana kadar Derne’ye içme suyu sağlanması çağrısında bulundu.

Bu bağlamda, Libya Çevre Bakanı “Derne’deki sorun insanların içtikleri suyun kaynağını dolayısıyla da kirli olup olmadığını bilmemelerine dayanıyor. Derne’de tanker suyu dışında herhangi bir kaynaktan su içmekten kaçınmak en iyisi ve şu anda şehri besleyen bir tanker filosu bulunuyor” ifadelerini kullandı. Libya Çevre Bakanı, şehri güvenli hale getirme konusunda ağır yükün Sanitasyon ve Su Kaynakları Şirketine düştüğünü ve önümüzdeki iki hafta içinde bu konunun tamamen ele alınmasını beklediğini söyledi.

Kirliliğin kaynaklarına ilişkin Bakan “Sel suları kuyuları sular altında bırakarak kirletti ve kanalizasyon ağı tamamen yok olduktan sonra sel suları kuyuların kanalizasyon suları ile doldurdu, böylece kanalizasyon suyu kuyu suyuna karıştı. Sel suları sokaklarda ve evlerde bulunan atıkları da yıkadı. Ayrıca sel nedeniyle endüstriyel depolar ve ilaç depolarından sızan kimyasalların yanı sıra, bu bölgenin kırsal olması nedeniyle ölü hayvanlar da var” açıklamasında bulundu.

Libya Çevre Bakanı, kanalizasyon şebekesinin tahrip edilmesinin ‘en zor sorun olduğunu ve özel muamele gerektirdiğini’ söyledi. Su Kaynakları Bakanlığı’na bağlı kanalizasyon firmasının, ‘Çevre Bakanlığı gözlemcileri nezdinde sorunun çözümü için çalışma yürüttüğüne’ dikkati çekti.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.