Mısır’ın yeni Ankara Büyükelçisi çalışmalarına başladı

Mısır'ın Ankara Büyükelçisi güven mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sundu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır'ın Ankara Büyükelçisi güven mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sundu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır’ın yeni Ankara Büyükelçisi çalışmalarına başladı

Mısır'ın Ankara Büyükelçisi güven mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sundu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır'ın Ankara Büyükelçisi güven mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sundu (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

10 yılın ardından Mısır'ın yeni Ankara Büyükelçisi Amr el-Hamami önceki gün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güven mektubunu sundu. Şarku'l Avsat'a konuşan gözlemcilere göre, iki ülke arasındaki ilişkiler normale döndükten ve karşılıklı diplomatik temsil düzeyi yükseltildikten sonra ikili iş birliğinin hızı artacak.

Türk basınında çıkan haberlere göre Erdoğan, Hamami'yi başkent Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Büyükelçi, ailesi ve bazı büyükelçilik üyeleriyle Cumhurbaşkanı ile hatıra fotoğrafları çektirdi.

Mısır ve Türkiye, geçtiğimiz Temmuz ayında yaptıkları ortak açıklamada, diplomatik ilişkilerinin büyükelçilik düzeyine çıkarıldığını, Türkiye’nin Kahire büyükelçiliğine Salih Mutlu Şen'in, Mısır'ın Ankara Büyükelçiliği’ne de Amr el-Hamami'nin aday gösterildiğini duyurmuştu.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, iki liderin geçtiğimiz ay Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de düzenlenen “G20 Zirvesi”ne katılımı kapsamında Türk mevkidaşı ile ikinci kez bir araya geldi. Ayrıca iki ülkenin dışişleri ve istihbarat bakanları, aralarındaki ilişkilerin güçlendirilmesini görüşmek üzere bir araya geldi.

Erdoğan ve Sisi arasındaki son görüşme, iki liderin geçtiğimiz yılın sonunda Katar'da düzenlenen FIFA Dünya Kupası'nın açılışına katılımları sırasında beklenmedik bir şekilde gerçekleşen ilk doğrudan görüşmesinin hemen ardından gerçekleşti. Bu durum, Mısır'da Türkiye Cumhurbaşkanı'nın desteğini alan İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) örgütünün halk tarafından devrilmesinin ardından 2013'ten bu yana gergin olan iki ülke ilişkilerinin yeniden canlanmasının önünü açtı.

Geçtiğimiz aylarda iki ülkenin önde gelen bakanları ve yetkilileri birçok kez bir araya geldi. İki ülke arasında ekonomik iş birliğini geliştirmeye yönelik, ticaret döviz kurlarını 15 milyar dolara çıkarmayı amaçlayan ikili anlaşmalar yapıldı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Uluslararası ekonomi araştırmacısı ve Anadolu Araştırmalar Merkezi uzmanı Hasan eş-Şagal, Mısır-Türkiye ilişkilerinin özellikle ekonomik alanda, Mısır büyükelçisinin göreve başlamasının ardından somut bir ilerlemeye tanık olduğunu ifade ederek, Mısır Büyükelçisinin bu adımı "son iki yıldaki yakınlaşma sürecinin devamı" olarak gördüğünü bildirdi.

Kahire ile Ankara'nın istikrarlı bir yakınlaşma temposunu sürdüreceğine ve özellikle imalat, gaz ve karşılıklı ticaret alanlarındaki birçok işbirliği dosyasını siyasi gerilimlerden uzak tutacağına değinen Şagal, özellikle iki ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklar göz önüne alındığında siyasi iradenin samimi olduğunu aktardı. Ayrıca, her iki ülkedeki büyükelçilerin çalışma prosedürlerinin tamamlanmasıyla bu iş birliğinin hızının artacağı beklentisini dile getirdi.

Mısır ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2021'de 6,7 milyar dolardan (yüzde 14 artışla) 2022'de 7,7 milyar dolara yükseldi. Mısır Kamu Seferberliği ve İstatistik Merkezi Ajansı'nın açıkladığı resmi veriler ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre iki ülke arasındaki ticaret alışverişinin değeri 2019 yılında 5,4 milyar dolar civarındaydı.

gthjy
Mısır'ın yeni Ankara Büyükelçisi ve ailesi Erdoğan'la birlikte (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Türkiye meseleleri konusunda uzman araştırmacı Kerem Said, Mısır büyükelçisinin Türkiye'deki görevini üstlenmesini "iki ülke arasındaki iş birliği yolunu doruğa çıkaran temel bir adım" olarak nitelendirerek, iki ülkenin tartışmalı konularda anlaşmaya varmaması halinde Mısır'ın yeni Ankara büyükelçisinin güven mektubunu sunmayacağını düşünüyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Said, Mısır büyükelçisinin pozisyonunu resmi olarak üstlenmesinin aynı zamanda kendisinin "Türklerin çetrefilli konulara vereceği tepkiye ilişkin resmi şüphelerin azalması" olarak tanımlayarak, atılan adımların ekonomik iş birliğini geliştirmeye yönelik olduğunu kaydetti.



Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
TT

Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca, Lübnanlı yetkililer arasında ABD aracılığıyla yapılan görüşmelerin gidişatını ve Troyka'nın ‘Lübnan kurumlarını kısa yoldan ele almasını’ eleştirerek, hükümeti bir araya gelip ulusal bir yanıt hazırlamaya çağırdı.

Caca'nın bu tutumu, ABD elçisi Tom Barrack'ın daha önce yetkililere sunduğu ve Lübnan devletinin silahları resmî kurumlarla sınırlama ve idari, mali ve siyasi reformları hayata geçirme taahhütlerini içeren belgeye Lübnan'ın vereceği yanıtı almaya gelmesinden saatler önce geldi.

Caca yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yaklaşık iki haftadır ABD'nin Lübnan'daki durumu ileriye taşıyacak, bir yandan Lübnan'ı İsrail işgalinden ve İsrail saldırganlığından, diğer yandan da Lübnan topraklarındaki tüm yasadışı silahlardan kurtaracak önerilerini duyuyoruz. Bu vesileyle şunu bilmek istiyoruz: Birincisi, Esed rejiminin Troyka'yı Lübnan'ın tüm kurumlarına kestirme bir yol olarak görme sapkınlığına, Lübnan'ı mahveden saçmalığa geri mi döndük?"

İkinci olarak da şunu sordu: “Şu anda kim müzakere ediyor? Lübnan devleti Hizbullah'ın ne diyeceğini mi bekliyor? Yoksa tam tersi mi olmalıydı?”

Caca, bu fırsatı kaçırmak için çalışanların, tüm Lübnanlılar ve tarih önünde büyük bir sorumluluk taşıyacağı konusunda uyardı.

Caca, “Lübnan hükümeti gecikmeksizin toplanmalı ve ABD'nin önerisine, İsrail'in Lübnan'dan çekilmesini ve saldırganlığını durdurmasını, Lübnanlıların çıkarlarını ve çocuklarının geleceğini gözetecek gerçek bir devletin kurulmasını retorikle değil pratikle sağlayacak ulusal bir Lübnan yanıtı hazırlamalıdır” dedi.

Caca sözlerini şöyle tamamladı: “Yaklaşan uluslararası müzakerelerde İran'ın konumunu güçlendirmek için Lübnan'ın ve Lübnanlıların kaderinin bu kadar manipüle edilmesi yeter.”