Lübnan’da devlet okulları ekonomik çöküşün ağırlığı altında eziliyor

Beyrut’ta fresklerle süslenmiş bir devlet okulunun girişi (AFP)
Beyrut’ta fresklerle süslenmiş bir devlet okulunun girişi (AFP)
TT

Lübnan’da devlet okulları ekonomik çöküşün ağırlığı altında eziliyor

Beyrut’ta fresklerle süslenmiş bir devlet okulunun girişi (AFP)
Beyrut’ta fresklerle süslenmiş bir devlet okulunun girişi (AFP)

Rana Hariri, finansman yetersizliği ve ekonomik kriz nedeniyle devam eden öğretmen grevleri nedeniyle örgün eğitimin akıbetinin hâlâ bilinmediği Lübnan'da, kızı Aya'ya okula dönüş tarihini sorduğunda ne cevap vereceği konusunda kafası karışık durumda.

51 yaşındaki Rana, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Evde kalmaktan çok yoruldum. Bana defalarca ‘Okula ne zaman döneceğim?’ diye sordu ama ona nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

Pek çok sektör gibi eğitim sektörü de 4 yıldır devam eden ekonomik çöküşün ağırlığını taşıyor.  Üst üste gelen krizler öğretmenleri, öğrencileri ve aileleri yıpratıyor.

Geçtiğimiz yıllarda eğitim, öğretmenlerin maaşlarının iyileştirilmesi talebiyle yinelenen grevler sebebiyle gölgede kaldı. Hali hazırda öğretmen maaşları zamların ardından yaklaşık 150 ile 300 dolar arasında değişiyor.

Grevler, ulusal para biriminin değerinin yüzde 98'den fazlasını kaybettiği ve nüfusun satın alma gücünün, çoğu kişinin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar azaldığı bir ekonomik çöküşün ortasında gerçekleşti.

xssd
Okul öğretmenleri Beyrut'taki Lübnan Parlamentosu önünde oturma eylemi sırasında pankartlar açtı (AFP)

Dört çocuk annesi Rana, "Geçtiğimiz yıl grevler nedeniyle çocuklarım üç ay evde kaldı" dedi. Eğitim Bakanlığı ise acil finansman ihtiyacı nedeniyle alarm veriyor.

Rana, kızı Menna'nın (14 yaşında) tıp diplomasına sahip olacağını hayal ediyor ama bugün bu hayalinin gerçekleşmemesinden endişe ediyor.

Rana, “Çocuklarımın geleceğinin nasıl olacağını bilmiyorum. 4 yıldır bu tedirginliğin içindeyiz, ne öğretmenlerin hakları var, ne de çocuklarımız gerekli müfredatları okuyor” dedi.

Kötüleşen yaşam koşulları ve uzun süreli grevler sırasında, Rana'nın iki oğlu, tesisatçı babalarının işçi alamamasıyla ona yardım etmeye başladı.

Aya ve Menna ise evde oturup bekliyorlar. Hariri, “Onların zamanla karşılaşacakları bir diploma taşımalarını istiyorum ama bu ülke gelecek için bir katil” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Lübnan ofisine göre, Lübnanlı çocuklar son dört eğitim yılında koronavirüs salgını, Beyrut limanındaki patlama ve ekonomik kriz gibi çeşitli krizlerin ardından eğitimlerinde kesinti yaşadı.

Ekonomik kriz nedeniyle okulun ulaşım, kırtasiye, kitap, giyim yükünü taşıyamayan ailelerin sayısı arttı.

Rana, “Bu yıl sadece kullanılmış, hatta yıpranmış kitapları alacağız. Yalnızca kesinlikle gerekli olanı ve en ucuz olanı (kırtasiye malzemesi) satın alacağız” dedi.

Haziran ayında yayınlanan bir UNICEF raporu, ailelerin yüzde 15'inin çocuklarını eğitmeyi bıraktığını gösterdi. Bu oran bir önceki yıl yüzde 10'du. Zor yaşam koşulları nedeniyle her 10 aileden biri, en küçükleri bile altı yaşında olan çocuklarını çalışmaya göndermek zorunda kalıyor.

UNICEF'in Lübnan'daki eğitim departmanı başkanı Atıf Refik’e göre okulu bırakmak, özellikle en savunmasız topluluklardaki çocukları sokakta şiddete ve kızları da erken evlilik risklerine maruz bıraktı.

UNICEF, Lübnan hükümetine eğitim için fon sağlaması, öğretmenlerin ve eğitim personelinin maaşlarının garanti altına alınması ve sektöre yapılan harcamaların artırılması çağrısında bulundu.

zxs
Bir öğretmen Lübnan Parlamentosu önünde oturma eylemi düzenlerken ( AFP)

Milli Eğitim Bakanlığı'nın istatistiklerine göre, yaklaşık 153 bin Suriyeli öğrenciye ek olarak geçtiğimiz yıl 261 binden fazla Lübnanlı öğrenci örgün eğitime kaydoldu.

Lübnan Eğitim Bakanı Abbas el Halebi, “Örgün eğitimin tehlikede olduğunu söylerken abartmıyorum. Bugünkü acil durum mali açıdan önemlidir. Okul yılına başlamak için gerekli finansmanı sağlamak bizim için bir öncelik” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz birkaç yılda bakanlık, hükümet ödeneklerine ve aralarında Dünya Bankası ve UNICEF'in de bulunduğu bağışçılardan gelen fonlara güvendi.  Ancak Halebi, bağışçıların kendisine ‘devlet okullarındaki öğretmenlere ve işçilere teşvik veya üretkenlik ödeneği ödemek için para bulunmadığını’ açıkça bildirdiklerini söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bir raporuna göre, finansman eksikliği nedeniyle Eğitim Bakanlığı daha önce krizden önceki 180 okul gününü 2020'de 96'ya, ardından son iki yılda yaklaşık 60 güne düşürmüştü.

Lübnan araştırmacısı Remzi Kays, her eğitim yılının başında finansmanın nasıl sağlanacağı, öğretmenlere maaşlarının nasıl ödeneceği ve devlet okullarının kapılarını nasıl açacağı konusunda bir planın olmadığını gördüklerini aktardı.

Uzun süren grevler sonucunda devlet okulları dersleri eskisine göre azaltma kararı aldı.

Mali kapasitenin azalması nedeniyle örgün eğitim sektörü özel sektörden büyük bir göçe tanık oldu ve birçoğu artık bunun maliyetini karşılayamıyor.

35 yaşındaki Farah Kubur, bugün üç çocuğunu (9, 11 ve 12 yaşında) devlet okuluna bile gönderemeyeceğinden korkuyor.

dv
Farah çocuklarına okul ödevlerinde yardım ederken ( AFP)

Kubur, “Öğrenemeyeceklerinden korkuyorum. Eğitim en önemli şey ve tek istediğim çocuklarımın hayalini gerçekleştirmek” diyerek, çocuklarından birinin aşçı diğerinin ise öğretmen olmayı istediğini bildirdi.

Ayrıca, “Her yıl işler daha da zorlaşıyor. Her şey pahalı, yiyecek ve içecek, benzin ve hatta ekmek” dedi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.