HDK Komutanı’nın siyasi danışmanı Yusuf İzzet: Hamideti ile Burhan'ın görüşmesi müzakerelerin gidişatına bağlı

İzzet: Sudanlıların üzerinde anlaştığı bir otorite dışında başkenti teslim etmeyeceğiz.

 Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Siyasi İşlerden Sorumlu Danışmanı Yusuf İzzet. (arşiv)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Siyasi İşlerden Sorumlu Danışmanı Yusuf İzzet. (arşiv)
TT

HDK Komutanı’nın siyasi danışmanı Yusuf İzzet: Hamideti ile Burhan'ın görüşmesi müzakerelerin gidişatına bağlı

 Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Siyasi İşlerden Sorumlu Danışmanı Yusuf İzzet. (arşiv)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Siyasi İşlerden Sorumlu Danışmanı Yusuf İzzet. (arşiv)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Siyasi İşlerden Sorumlu Danışmanı Yusuf İzzet, Hamideti ile Sudan Ordusu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan arasındaki görüşmenin müzakerelerin gidişatına bağlı olduğunu söyledi. İzzet, müzakere edilen konuların kişilerle ilgili kişisel anlaşmazlıklar değil, Sudan'ın geleceği ve savaşın durdurulması ile ilgili konular olduğuna dikkat çekti.

HDK’nin başkentin her yerini kontrol ettiğini ve bu bölgeleri yalnızca Sudanlıların anlaşmasıyla gelen bir otoriteye teslim edileceğini belirten İzzet, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Burhan’ın, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada kapsamlı bir çözüm vizyonu sunduğunu ve eskisinden daha net bir vizyon ortaya koyduğunu söyledi. İzzet sözlerine şöyle devam etti:

Artık geriye Burhan'ın, eğer müzakere etmeye ikna olursa ve Sudan krizini çözecek bir vizyona sahipse, nihai çözüm vizyonunu sunması kalıyor.

İzzet ayrıca Burhan’ın, savaşın durdurulmasını görüşmek üzere HDK Komutanı’yla görüşme isteğini dile getirdi.

Müzakereler kaldığı yerden başlayacak

İzzet, müzakere heyetinin aylardır Cidde'de bulunduğunu belirterek, görüşmelere yönelik HDK’nın taahhüdünü yineledi.

ZA
Cidde Anlaşması, Sudan ihtilafının taraflarının da katılımıyla mayıs ayında imzalandı. (Reuters)

İzzet açıklamalarını şöyle sürdürdü:

İki taraf arasındaki müzakereler kaldığı yerden başlayacak. Böylece uluslararası kurallara uygun olarak uzun vadeli bir ateşkese ulaşılabilir. Bu, devletin istikrara kavuşturulması ve adalet, barış ve sürdürülebilir demokrasi temelleri üzerinde yeniden şekillendirilmesi konularının yanı sıra Sudan'da devam eden savaşlara neden olan konuların gündeme getirildiği, sivil güçlerin ve paydaş temsilcilerinin katıldığı kapsamlı müzakerelerin başlatılmasına olanak sağlar.

İzzet, Cidde platformunda Suudi Arabistan – ABD arabuluculuğu tarafından sunulan yeni fikirlerin varlığına ilişkin dolaşan bilgilere ilişkin olarak da şunları söyledi:

Henüz arabulucuların ortaya koyduğu yeni bir vizyon veya müzakere gündemi görmedik. Ancak sahadaki mevcut gerçekliği dikkate alan ve objektif çözümleri tartışan her türlü çabayı memnuniyetle karşılıyoruz. Suudi Arabistan ve ABD'nin barış arayışındaki rolü takdir ve saygımızı taşıyor.

Ateşkes önerisi

Ateşkes ihtimaline ilişkin İzzet, daha önceki görüşmelerde HDK’yı ordudan ayıracak bir merkez kurulması yönünde öneri sunulduğunu belirtti. İzzet, “Savaş gücü olmayan bir ülkede sahada bir izleme mekanizması olduğunda yabancı güçlerin ülkeye girişine onay verildiği anlaşılmıyor. Teklif, ateşkese bağlılığı garanti edecek bir formüle ulaşmak için halen inceleniyor ve geliştiriliyor” ifadelerini kullandı.

Gözetlemeye katılan askeri personelin görevlerini yerine getirebilmesi için her bir tarafın onayının gerekli olduğuna işaret eden İzzet şöyle ayrıca “Bu adımın öncesinde her bir gücün kontrol alanlarının belirlenmesi ve haritaların çizilmesi var. Bunlar tüm savaşlardaki ateşkes süreçlerinde izlenen adımlardır” dedi.

GTH
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ve Sudan Ordusu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan. (AFP)

İzzet, Sudan Ordusu’nun, aksayan görüşmelerin arkasında HDK’nın olduğu yönündeki suçlamasına ilişkin bir soruya yanıt olarak şunları aktardı:

Ordu, HDK'nin çatışmalarda kaybettiği karargâhını teslim etmesini istiyor ve vatandaşların evlerini kullanıyor. Eğer bu doğruysa neden o evleri boşaltmıyor? Vatandaşları ve onların mallarını korumak her ordunun görevi değil mi?

İzzet ayrıca HDK’nin başkent Hartum'un her yerinde bulunduğunu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın, bakanlıkların ve tüm ordu karargâhlarının ellerinde olduğunu ifade etti.



Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
TT

Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)

 

Suriye Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir eğitim kaynağı, Bakanlığın, ana gücü Kürtler olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye bölgelerinde genel ve temel ortaöğretim sınavlarının düzenlenmesi için bir anlaşma duyurmak üzere olduğunu açıkladı. Bu anlaşma, bölgede yaşayan öğrencilere ve sakinlere final sınavlarına kendi bölgelerinde girme imkânı tanıyacak.

Bu kaynaklara göre, Kamışlı, Haseke, Rakka ve Deyrizor kırsalında dört sınav merkezinin açılacağı duyurulacak. Merkezlerin denetimini, Millî Eğitim Bakanlığı ile Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri yöneten "Özerk Yönetim"in Eğitim Kurumu yetkilileri birlikte yürütecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da tarafsız gözlemci olarak katılacak.

Bu anlaşma, temel eğitim ve genel lise sınavlarına kayıtlı 25 binden fazla öğrenciyi kapsıyor. Bu öğrenciler, Haseke vilayetinden ve sadece bu vilayetin şehirlerinden geliyor. Ayrıca, Rakka vilayetinde ve Deyrizor vilayetinin kuzey ve doğu kırsalında, devlet okullarına devam eden binlerce öğrenci var. Geçen yılın sonunda Esed rejimin düşmesinden önce güvenlik bölgelerinde resmi müfredatla eğitim gördüler.

Öğrencilerin aileleri, sınavların düzenlenmesi için Şam ve Kamışlı arasında yürütülen görüşmelerin sonucunu sabırsızlıkla bekliyorlar, çünkü sınavların başlangıç tarihi önümüzdeki ayın başında.

Milli Eğitim Bakanlığı kaynakları, Şam vilayetlerinde ve Suriye içinde çocuklarını kayıt ettirenlerin, sınavlar başlamadan önce, kayıtlarını bulundukları bölgelerdeki yeni merkezlere aktarabileceklerini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı, bölgedeki yaşam ve ekonomik koşulların kötüleşmesi, alandaki dalgalanmalar ve genel gelişmeler nedeniyle bugüne kadar kayıt yaptıramayanlar için kayıt süresini uzatacak ve kapıları yeniden açık tutacak.

Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)

Özerk Yönetim Eğitim Otoritesi Başkanı Halef el-Matar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlenmesi konusunda Şam'dan resmi bir yanıt beklediklerini söyledi. Yetkililerin, "UNICEF ve Şam'daki hükümetin Eğitim Bakanlığı ile iletişim kurarak öğrencilerin haklarını güvence altına almak için yoğun çaba sarf ettiğini" vurguladı.

Bu eğitim yetkilisi, Şam Eğitim Bakanlığı'nın, yönetimin ilkokuldan ortaokula ve üniversiteye kadar olan eğitim kademelerini müfredata bağlamasının ardından, "Özerk Yönetim"in eğitim müfredatlarını ve mevcut okullarını tanımasını talep etti.

"Özerk Yönetim" yetkilileri, Şam hükümetinin, Kürtçe ve Süryanice öğrenmek isteyen öğrencilere, seçme özgürlüğünü velilere ve öğrencilere bırakarak, Kürtçe ve Süryanice dersleri tahsis etmesini ve "Özerk Yönetim" üniversitelerinin, yani Kamışlı'daki "Rojava", Rakka'daki "El-Şark" ve Halep'in doğu kırsalındaki Ayn el-Arab ("Kobani") kentindeki üç üniversiteyi, devrik rejimden sonra İdlib ve Halep kentlerindeki diğer özel üniversitelerle aynı doğrultuda resmen tanımasını ve resmileştirilmesini talep ediyor.

Bu eğitim girişimleri, Genel İstihbarat Müdürü Hüseyin es-Seleme'nin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ile Deyrizor kırsalındaki el-Ömer petrol sahasında, geçen mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile imzalanan anlaşmanın uygulanması amacıyla bu ayın 5'inde dördüncü müzakere oturumunu gerçekleştirmesinin ardından geldi. Anlaşma, SDG güçlerinin, ona bağlı sivil kurumların ve yerel yönetim meclislerinin Suriye devlet yapısına entegre edilmesini öngörüyor.

Suriye Eğitim Bakanı Muhammed Turko, geçen ay "Özerk Yönetim" yetkilileriyle eğitim konusuna ilişkin ön mutabakatlara varıldığını açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Suriye'deki savaş ve çatışmaların eğitim üzerindeki etkisine ilişkin bir raporunda uyarıda bulunduğunu belirtmekte fayda var. Raporda, çatışmalar ve savaşların eğitim altyapısını tahrip etmesi sonucu binlerce çocuğun eğitiminde ciddi aksamalarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Raporda ayrıca, iktidardaki otoritelerin Suriye'deki öğrencilerin eğitim geleceğini kurtarmak için acil ve hızlı önlemler almaması halinde, örgütün “nesiller boyu sürecek bir felaket” olarak nitelendirdiği durumun ortaya çıkabileceği belirtildi.