Suriye’nin güneyindeki tehlikeler bölgedeki medyada endişeye neden oluyor

İzra şehrinden gazeteci Halil İbrahim yaşamını yitirdi.
İzra şehrinden gazeteci Halil İbrahim yaşamını yitirdi.
TT

Suriye’nin güneyindeki tehlikeler bölgedeki medyada endişeye neden oluyor

İzra şehrinden gazeteci Halil İbrahim yaşamını yitirdi.
İzra şehrinden gazeteci Halil İbrahim yaşamını yitirdi.

Suriye'nin güneyindeki Dera’da güvenlik kaosu yaşanırken gerek rejim destekçisi gerek muhalif medya aktivistlerinin hedef alındığı vakalar artış gösteriyor.

Bu olaylardan sonuncusu gazeteci Halil İbrahim el-Musa'nın ölümüydü. Ailesi, bir yıl tutuklu kalan Musa'nın naaşını Dera kırsalındaki İzra şehrinde teslim aldı. Suriye muhalif medyası, gazeteci Musa'nın Suriye rejiminin destekçisi olduğunu bildirdi. Musa, sosyal medyada bölgedeki hizmet durumunu ve bölgedeki uyuşturucunun yayılmasını eleştirdiği paylaşımları nedeniyle tutuklandı.

Geçtiğimiz 3 Nisan'da muhalif internet sitesi ‘18 Mart’, Dera'nın batı bölgesindeki muhabirlerinden birinin Muzeyrib kasabasında düzenlenen suikastta öldürülmesi nedeniyle yas paylaşımında bulunmuştu. 18 Mart sitesinin eski müdürü Atıf es-Saidi ise daha önce ise 6 Kasım 2022'de Dera’daki yerel gruplar ile Dera el-Beled’deki Sad yolu mahallesindeki DEAŞ hücreleri arasında yaşanan çatışmaları izlediği sırada öldürülmüştü.

Eski medya çalışanı Abdullah Kuteyfan ve yardım aktivisti İmad el-Mesaleme, güvenlik meydanındayken doğrudan ateş edilerek suikast girişimine maruz kalmıştı. İkili, rejimin kontrolündeki Dera el-Mahatta’da hastaneye sevk edilmişti.

Dera 24 yerel medya ağının yöneticisi Şadi el-Ali, Dera’da ve Suriye genelinde, özellikle de güvenlik güçlerinin sıkı kontrol altında olduğu bölgelerde medya çalışmalarının çok tehlikeli bir meslek olduğunu söyledi. Suriye'deki güvenlik otoriteleri ve temsilcileri, hizmet ve geçim alanında dahi olsa her türlü eleştiriyi, tepkiyi gösteren devlet yanlısı dahi olsa, kanunen cezalandırılacak bir suç olarak değerlendiriyor. Suriye otoritesinin görüşlerini benimsemeyen, güvenlik, siyasi ve yaşam durumunu eleştiren medya profesyonelleri için mesele daha da karmaşık ve tehlikeli bir hal alıyor. Mesleği bıraksalar dahi sürekli olarak güvenlik soruşturmasına tabi tutuluyorlar.

Her türlü kesimden medyacıların suikasta uğramaktan veya tutuklanmaktan endişe duyduğunu vurgulayan Ali, basının çatışmaların ve olayların gidişatının önemli bir tanığı olduğunu kaydetti. Bazı tarafların suikast ve tehdidi gerçeği gizlemenin tek yolu haline getirdiklerini, neticede sahada nüfuz ve otoriteye sahip tarafların düşmanca bir kamuoyu oluşturmaya yönelik her türlü girişime karşı mücadele ettiğini belirtti.

Fotoğraf Altı: Dera’nın merkezindeki el-Hamama kavşağı. (Şarku’l Avsat)
Dera’nın merkezindeki el-Hamama kavşağı. (Şarku’l Avsat)

En fazla risk altındakilerin 2018'deki çözüm süreci öncesi ve sonrasındaki tüm eski medya çalışanları olduğuna dikkat çeken Ali, örneğin herhangi bir köy veya şehirde gerçekleşen bir olayın haberleştirilmesinin tehlikelere ve tehditlere yol açtığını belirtti. Birçoğunu ülkeyi terk etmeye, saklanmaya veya güvenlik arayışıyla kaçmaya zorlayan birçok deneyimin kaydedildiğini belirtti söyledi.

Suriye'nin güneyindeki Suveyda'da ise Suveyda 24 ağının sorumlusu Rayan Maruf, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, medya personelinin ildeki fiili güçlerin doğrudan tehditlerine maruz kaldığını aktardı. En son 2022’de medya personeline yönelik kaçırma olayının yaşandığına dikkat çeken Maruf, Askeri Güvenlik Teşkilatı'na bağlı bir grubun bir medya aktivistini kaçırdığını, ileri gelenlerin müdahalesi ve soruşturmaların ardından serbest bıraktığını hatırlattı. Medya profesyonelleri ve gazetecilerin yurt dışındaki medya ile ilişkilerinde takma ad kullandıklarını belirten Maruf, tehdit ve tehlikelerin durumu bu noktaya getirdiğini belirtti. Suriye rejiminin kendi yönlendirmesi altında, kendi çıkarları ve söylemi doğrultusunda çalışmayan herhangi bir tüzel veya gerçek kişiye basın kartı veya izin vermediğini de sözlerine ekledi.

Suriye illerinin çoğunda Suriye'deki durumu haberleştirmekle ilgilenen yerel internet sitesi Snack Syrian, Suriye güvenlik yetkilileri tarafından gerçekleştirilen tutuklamalar ve tehditler dahil olmak üzere Suriye rejiminin kontrolü altındaki bölgelerde Suriyeli gazetecilerin ve medya profesyonellerinin maruz kaldığı, birçok gazetecinin meslekten ayrıldığını duyurmasına neden olan bir dizi vakayı sıraladı.

Dera’da Leys el-Havrani takma adını kullanan bir medya çalışanı ise Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi:

“Suriye'nin güneyindeki tüm medya profesyonelleri, rejim, rejime bağlı gruplar, çözüm birimleri ve DEAŞ hücreleri tarafından her an bir şekilde tehdit ediliyor. Zira tüm tarafların sunmaya çalıştığı gerçeklerin sadece kendi anlatılarına göre ve kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde aktarılmasını istiyorlar. Gazetecileri korumakla ilgilenen uluslararası kuruluşların Suriye'deki gazetecilere yardım etme konusunda çalışmaları oldukça sınırlı. Ancak Suriye'den ayrılabilecek herkese yardım sözü veriyorlar.”



Abbas, FKÖ Ulusal Konseyi’ni Hamas olmadan yenilemeye karar verdi

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)
TT

Abbas, FKÖ Ulusal Konseyi’ni Hamas olmadan yenilemeye karar verdi

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 23 Nisan 2025'te Ramallah'ta düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 32. oturumunda (EPA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas yıl sonundan önce Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) yeni Ulusal Konseyi için seçim yapılmasına karar vererek, Hamas'ı hızla örgüte dahil edebilecek ya da uzun süre dışarıda tutabilecek bir hamle yaptı.

Abbas'ın kararına göre FKÖ Ulusal Konseyi 350 üyeden oluşacak ve üyelerin üçte ikisi anavatanı, diğer üçte biri ise diasporayı temsil edecek. Kararda üyelik koşullarından birinin de üyenin FKÖ'nün programına, uluslararası yükümlülüklerine ve uluslararası meşruiyet kararlarına bağlılığı olması gerektiği belirtildi. Bu madde özellikle, İsrail'i tanımasını gerektirdiğini ileri sürerek bugüne kadar FKÖ'nün taahhütlerine uymayı reddeden Hamas'ı hedef alıyor. Bu durum, yıllardır yoğun tartışmalara yol açmış ve FKÖ konusunda herhangi bir anlaşmaya varılmasını engellemişti.

Sahada ise İsrail güçleri, ABD yardım dağıtım noktalarına ve yardım tırlarının geçiş noktalarına akın eden Filistinlileri hedef almaya devam etti. İsrail ordusu mart ayında ateşkesin çökmesinin ardından mayıs ayının sonundan bu yana yüzlerce Filistinliyi öldürdü.

Dün, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinin güneyinde yer alan et-Tine Caddesi’nde, ABD yardım dağıtım noktasında toplanan Filistinlilerden 32’si öldürüldü; bazıları ağır, diğerleri ise orta ve hafif derecede olmak üzere 100’den fazla kişi de yaralandı. Böylece, şafaktan bu yana Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinde hayatını kaybedenlerin sayısı yaklaşık 70’e yükseldi.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, dünkü olaydan önce bile, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın yardım dağıtım noktalarının açıldığı mayıs ayının sonundan bu yana 891 Filistinli öldürülmüş ve 5 bin 754'ten fazla kişi de yaralanmıştı.

İsrail ordusu dün öğleden sonra yaptığı açıklamada, hava kuvvetlerinin son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde 90 hedefi vurduğunu ve Gazze şehrindeki kara operasyonlarını genişlettiğini duyurdu.