Fas: Aile Kanunu’nda Değişiklik Komitesi çalışma metodolojisi üzerinde anlaştı

Önümüzdeki hafta oturumlar yapılacak.

Aile Kanunu’nda Değişiklik Komitesi’nin üyeleri dün (Cumartesi) Rabat'ta bir araya geldi (Şarku'l Avsat)
Aile Kanunu’nda Değişiklik Komitesi’nin üyeleri dün (Cumartesi) Rabat'ta bir araya geldi (Şarku'l Avsat)
TT

Fas: Aile Kanunu’nda Değişiklik Komitesi çalışma metodolojisi üzerinde anlaştı

Aile Kanunu’nda Değişiklik Komitesi’nin üyeleri dün (Cumartesi) Rabat'ta bir araya geldi (Şarku'l Avsat)
Aile Kanunu’nda Değişiklik Komitesi’nin üyeleri dün (Cumartesi) Rabat'ta bir araya geldi (Şarku'l Avsat)

Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Emine Buayaş, Aile Kanunu’nda Değişiklik Komitesi’nin dün (Cumartesi) Rabat'ta yaptığı toplantıda üç konunun ele alındığını söyledi. Bunlardan ilki çalışma metodolojisi, ikincisi, toplantıların planlanması ve organize edilmesi, üçüncüsü ise sekreterya ile ilgili.

Çalışma metodolojisinin Fas toplumunu yapılandıran konuların incelenmesinde “Fas yaklaşımını” benimsediğini söyleyen Buayaş, “Bu inceleme, insan hakları aktivistlerinin, araştırmacıların ve akademisyenlerin katıldığı diyalog ve istişare oturumları düzenlenerek yapılır.” dedi.

İkinci eksen ise çeşitli aktörlerle önümüzdeki hafta başlayacak toplantı ve oturumların planlanmasıyla ilgili. Üçüncü eksen, komitenin görevlerini kolaylaştırmak amacıyla komite çalışmalarına yönelik özel bir yazılı belge oluşturulmasıyla ilgilidir.

Toplantının ardından yapılan açıklamada, toplantının Aile Kanunu'nun değiştirilmesi ve incelenmesine yönelik çalıştaylar kapsamında Fas Akademisi'nin Rabat'taki genel merkezinde gerçekleştirildiği belirtildi. Toplantıya Adalet Bakanı ve Yüksek Yargı Kurulu Başkan Delegesi ile Başsavcı, Yüksek Bilim Kurulu Genel Sekreteri, Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı ve Dayanışma, Sosyal İşler ve Aileden Sorumlu Bakan katıldı.

Açıklamaya göre bu toplantı, aile kanununun incelenmesiyle ilgili olarak Başbakan'a gönderilen kraliyet mektubunda işaret edilen metodoloji çerçevesinde gerçekleşiyor. Bu mektupta, konunun kanuni ve hukuki boyutunun merkeziyetini, kanuni ve hukuki bakış açılarıyla, toplumun temel hücresi olan aile alanındaki kamu politikalarıyla birleştirilme çağrısında bulunuluyor. Aynı açıklamaya göre bu durum, kanunun içeriğinin toplumsal gelişmeler ve mevzuatta kaydedilen ilerlemeyle uyumluluğunu sağlayacak şekilde, kanunda değişiklik yapılmasına yönelik çalıştaylarla, ilgili hususların anlaşılmasına olanak tanıyacaktır.

Toplantıda, bu genişletilmiş komitenin tüm bileşenlerinin, kuralların değiştirilmesine yönelik çeşitli düşünme ve toplu istişare aşamalarına, kraliyet mesajında yer aldığı şekilde yakından katılmaları sağlayacak çalışma metodolojisi tartışıldı.

Kraliyet Mahkemesi'nden geçen salı günü yapılan açıklamaya göre, Kral Muhammed VI, "Müminlerin Komutanı" sıfatıyla, Fas Başbakanı Aziz Ahnuş'a "Aile Kanununun yeniden gözden geçirilmesi" yönünde bir mesaj göndermişti.

Açıklamada, "bu önemli reformun", Adalet Bakanlığı, Yargı Yüksek Kurulu (yargının bağımsızlığını temsil eden anayasal kurum) ve Cumhuriyet Başsavcılığı (Cumhuriyet Savcılığı) tarafından kolektif ve ortaklaşa hazırlanması konusunda, pratik denetimin yapılacağı belirtildi. Bu durum, konunun kanuni ve hukuki boyutunun merkeziliği açısından dikkate değerdir.

ascdf
Toplantı konularının görüşülmesi sırasında Aile Kanununu incelemekle görevli komite üyeleri (Şarku'l Avsat)

Fas Kralı, yukarıda adı geçen kurumları ve konuyla doğrudan ilgili diğer organları bu reforma yakından dahil olmaya çağırdı. Söz konusu organların en başında Yüksek Bilim Konseyi, Ulusal İnsan Hakları Konseyi ve Dayanışma, Sosyal İşler ve Aileden Sorumlu Devlet Kurumu yer alırken, reform kapısı sivil toplum kuruluşlarına, araştırmacılara ve uzmanlara da açık olacak.

Açıklamaya göre: “Bu kraliyet mesajı, Fas Kralı'nın 2022 yılı Taht Konuşmasında (Cülus Günü) açıkladığı kararın uygulanması kapsamında geliyor.”

Fas Kralı konuşmasında aile ve kadın haklarıyla ilgili anayasal kurumların etkinleştirilmesi ve statülerinin iyileştirilmesi için ulusal mekanizmaların ve mevzuatın güncellenmesi çağrısında bulunmuştu.

 



Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
TT

Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)

Devrik Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kuzeni ve işadamı Rami Mahluf, Rusya'ya yakınlığıyla bilinen eski rejim özel kuvvetler komutanı “Kaplan” lakaplı Süheyl el-Hasan ile işbirliği içinde  özel kuvvetler kurduklarını açıkladı.

Mahluf, bu güçlerin amacının intikam almak olmadığını, kıyı bölgelerinde yaşayan halkı korumayı hedeflediğini söyledi. Suriye hükümetinden “ülkeyi korumak için işbirliği yapmasını” isteyen Mahluf, "Kıyı şeridinde yaşayan halkı katliam, öldürme, kaçırma ve esaretten koruyamadılar" dedi.

Mahluf'a atfedilen ve hala kırmızı, beyaz ve siyah renklerden oluşan eski bayrağın yer aldığı Facebook hesabından yapılan açıklamada Mahluf, “kıyı bölgesinin” korunması için destek çağrısında bulundu.

Mahluf, 150 bin kişilik bir özel kuvvetler tümeninin yanı sıra aynı sayıda bir yedek kuvvetin ve yaklaşık bir milyon kişilik halk komitelerinin kurulduğunu açıkladı ve bu oluşumlar üzerinde Süheyl el Hassan ile işbirliği içinde çalıştığını söyledi.

Kıyı bölgesi halkı onurlu ve barış içinde yaşayamayacağı herhangi bir çözümü reddettiğini açıklayan Mahluf, "Rusya'daki dostlarımız” olarak tanımladığı uluslararası topluma “Suriye kıyı bölgesini” desteklemeleri çağrısında bulundu.

Tüm ekonomik, askeri ve halk potansiyelimizi uluslararası toplumun gözetimi altına koyduklarını ifade eden Mahluf, Putin'den ortak bir çalışma mekanizması için formüller bulmak üzere Şam hükümetiyle temasa geçmelerini istedi.

Mahluf rejimin çöküşü ile ilgili olarak şunları söyledi: “Eğer Esad kukla olsaydı Suriye düşmezdi.” Kaplan'ın önderliğinde kendisinin ve adamlarının askeri, ekonomik, sosyal ve idari destek sağladığını ve eski rejimin ordusunun “savaş boyunca çökmesini” engellediğini belirten Mahluf, Beşar Esad ve adamlarını ülkeyi adaletsizliğe ve yolsuzluğa sürükleyen “çocuklar” olarak tanımladı.

9 Mart'ta kıyıdaki olayları değerlendiren Rami Makhlouf, 4. Tümen Tuğgenerali Gıyas Dalla ve askeri güvenlik şefini yaşanan katliamların sorumlusu olmakla, halkının kanının ticaretini yapmakla, sivilleri töhmet altında bırakmakla ve onların para ihtiyacını sömürmekle suçladı.