Sisi: Devlet projeleri ulusal güvenliği korumayı amaçlıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4580071-sisi-devlet-projeleri-ulusal-g%C3%BCvenli%C4%9Fi-korumay%C4%B1-ama%C3%A7l%C4%B1yor
Sisi: Devlet projeleri ulusal güvenliği korumayı amaçlıyor
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ‘Bir Vatan Hikayesi’ konferansı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi: Devlet projeleri ulusal güvenliği korumayı amaçlıyor
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ‘Bir Vatan Hikayesi’ konferansı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün yaptığı açıklamada, devletin uyguladığı projelerin ‘zor şartlar altında taşıdığı maliyete rağmen ulusal güvenliği korumayı amaçladığını’ söyledi.
Sisi, Bir Vatan Hikayesi konferansının ikinci günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katılarak, hükümete liman, demiryolları ve karayollarındaki kalkınma projelerinin en geç 2025 yılına kadar tamamlanması talimatını verdi.
Mısır Cumhurbaşkanı riskli gecekondu bölgelerinde yaşayan ailelere dayalı döşeli konutlar ve insan onuruna yakışır bir yaşam sağlamak amacıyla devletin yaklaşık 85 milyar liralık (bir dolar yaklaşık olarak 30,8 Mısır lirası9 bir maliyetle gecekondulara alternatif konut alanında harekete geçtiğine dikkat çekti.
Hükümetin yalnızca projelere 10 trilyon lira harcadığına ve Mısırlı şirketler değil de yabancı şirketlerin yatırımıyla bu projeler yapılsaydı maliyetin daha fazla olacağına dikkat çeken Sisi “Bu projeleri yabancı şirketler hayata geçirseydi maliyet 30 trilyon lirayı bulacaktı” dedi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Mısır Cumhurbaşkanı, demiryolu ve metro projelerinin Mısır’ın sermayesi ve mülkü olduğunu vurgulayarak ‘bu projelerin bu şekilde yapılmasının, yabancı yatırımcılar tarafından hayata geçirilmesi durumunda beklenen bilet fiyatına kıyasla bilet fiyatının düşmesini sağladığını’ kaydetti.
Sisi, Dışişleri Bakanı Samih Şukri’ye ‘Afrika ülkelerinin vatandaşlarına petrol, elektrik ve diğer hizmetler konusunda destek sağlamadığını gösteren raporları vatandaşlara sunması’ talimatı verdi.
İsrail Ordusu: Lübnan sınırındaki Cebel er-Rous bölgesinde silahlı bir hücre hedef alındıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715791-i%CC%87srail-ordusu-l%C3%BCbnan-s%C4%B1n%C4%B1r%C4%B1ndaki-cebel-er-rous-b%C3%B6lgesinde-silahl%C4%B1-bir-h%C3%BCcre
İsrail Ordusu: Lübnan sınırındaki Cebel er-Rous bölgesinde silahlı bir hücre hedef alındı
Lübnan sınırına yakın bir yerde bulunan İsrail tankları (EPA)
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, Lübnan sınırındaki Cebel er-Rous bölgesindeki silahlı bir hücrenin bugün silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) hedef alındığını bildirdi.
Ordu sözcüsü, konu hakkında daha fazla ayrıntı vermedi.
Adraee, bugün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada ayrıca, ordu güçlerinin son saatlerde Suriye içindeki birçok hedefe saldırı düzenlediğini bildirdi.
Sözcü, İsrail saldırılarının dün akşam Golan Tepeleri’ne yapılan top atışlarının ardından geldiği bilgisini de verdi.
İsrail ordusu, Golan’a yapılan top atışlarının ardından Suriye’deki birçok hedefe saldırı düzenlendiğini duyurduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715716-i%CC%87srail-ordusu-golan%E2%80%99-yap%C4%B1lan-top-at%C4%B1%C5%9Flar%C4%B1n%C4%B1n-ard%C4%B1ndan-suriye%E2%80%99deki-bir%C3%A7ok
İsrail ordusu, Golan’a yapılan top atışlarının ardından Suriye’deki birçok hedefe saldırı düzenlendiğini duyurdu
İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri’nde Suriye sınırında devriye geziyor (AFP)
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun son saatlerde Suriye içindeki birçok hedefe saldırı düzenlediğini bildirdi.
Sözcü, bugün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırılarının dün akşam Golan Tepeleri’ne yapılan top atışlarının ardından geldiği bilgisini de verdi.
Kassam Tugayları: İsrail güçlerinin kurtarma girişiminde bulunduğu İsrailli esir asker çatışmada öldühttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715701-kassam-tugaylar%C4%B1-i%CC%87srail-g%C3%BC%C3%A7lerinin-kurtarma-giri%C5%9Fiminde-bulundu%C4%9Fu-i%CC%87srailli
Kassam Tugayları: İsrail güçlerinin kurtarma girişiminde bulunduğu İsrailli esir asker çatışmada öldü
İzzeddin El Kassam Tugayları üyeleri (DPA)
Kassam Tugayları, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, "Mücahitlerimiz bu sabah siyonist güçlerin esir bir askere ulaşma girişimini boşa çıkardı. Siyonist güçler, esir bir düşman askerini kurtarmak için ilerlemeye çalışırken tespit edildi ve çatışmaya girildi. Siyonist güçlerden ölen ve yaralananlar oldu." ifadelerine yer verildi.
İsrail savaş uçaklarının söz konusu askerlerin geri çekilmeleri için bölgeye hava saldırısı düzenlediği aktarılan açıklamada, çatışmalarda Sa’ar Baruch isimli 25 yaşındaki İsrailli esir askerin de öldüğü kaydedildi.
İsrail tarafından konuya ilişkin henüz açıklama yapılmadı.
İsrail ordusu Gazze halkını güneye doğru itmeye devam ediyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715696-i%CC%87srail-ordusu-gazze-halk%C4%B1n%C4%B1-g%C3%BCneye-do%C4%9Fru-itmeye-devam-ediyor
İsrail ordusu Gazze halkını güneye doğru itmeye devam ediyor
İsrail bombardımanından kaçmak için güney Gazze’deki Han Yunus’tan Refah’a doğru göç eden Filistinliler. (AP)
İsrail ordusu, güneydeki en büyük şehir olan Han Yunus’u kuşattıktan sonra binlerce sakini Refah’a doğru kaçmaya zorlayarak güney Gazze Şeridi’ne saldırısını sürdürdü. Kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nin geniş çaplı alanlarını moloz yığınlarına dönüştürdü ve binaları yıkarak yaşanmaz hale getirdi.
Ordu, kara operasyonunun kapsamını yoğun nüfuslu Gazze Şeridi’nin tamamına doğru genişletti. Bu da sivillerin Mısır sınırına yakın Refah civarında her geçen gün daralan alana büyük gruplar halinde kaçmasına neden oldu. Bölge sakinleri, İsrail’in ‘güvende olacaklarını’ iddia ettiği yerlere gitmelerini isteyen broşürler dağıtmasından ötürü belli yerlere yığılmıştı.
Karada zırhlı araçlar ve buldozerlerle Han Yunus kentinin merkezine giren İsrail ordusu, hava, topçu ve deniz desteğiyle tanklar ve devasa buldozerlerle karadan ilerlemeye çalışıyor. Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM) savaş sonucunda 1,9 milyon insanın, yani Gazze’nin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 85’inin güneye doğru yerinden edildiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Refah’ta yerinden edilenlerin çoğunun çadır eksikliği nedeniyle açıkta uyuduğunu ve BM’nin ancak birkaç yüz çadır dağıtabildiğini bildirdi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı sürüyor (EPA)
Cibaliye Mülteci Kampı
İsrail ordusu, tüm cephelerde yaşanan şiddetli çatışmalara rağmen Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda, Gazze şehrinin bölgelerinde ve güney Gazze Şeridi’ndeki Han Yunus’ta ilerleme kaydetti. Ordu, Hamas’a bağlı El-Kassam Tugayları’ndan üst düzey bir istihbarat yetkilisine suikast düzenlediğini ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinden 700 Filistinliyi tutukladığını duyurdu. Bu sırada Kassam Tugayları orduya saflarında daha fazla kayıp verdirdiklerini bildirirken İsrail de Savaş Kabinesi’nde bakan olan Gadi Eisenkot’un oğlunun ve başkalarının Gazze savaşında öldürüldüğünü onayladı.
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, ordu güçlerinin güneyde Han Yunus ve kuzeyde Eş-Şucaiyye ve Cibaliye de dahil olmak üzere birçok yerde savunma hatlarını aştığını belirterek “İsrail güçleri yüz yüze savaşmaya devam ediyor ve yer altındaki birçok altyapıyı ve silahı tespit edip yok etmeyi başardı” ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi’ndeki İsrail kuvvetleri. (AFP)
‘Filistin Meydanı’
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin kuzeyine doğru ilerlerken, Gazze şehrinin merkezindeki ‘Filistin Meydanı’na ulaştığını ve burayı ele geçirdiğini duyurdu. Burası, insani ara sırasında Hamas’ın gücünü göstermek ve esirleri serbest bırakmak için seçtiği yerdi. Diğer yandan Gazze Şeridi’nden gelen yeni fotoğraflarda, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiye bölgesinde İsrail ordusu tarafından onlarca Filistinlinin tutuklandığı ve aşağılayıcı bir sahne ile sadece iç çamaşırlarıyla bırakılarak yere çöktürüldükleri görüldü.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu’na (KAN) göre ordu, ‘İllegal Savaşçılar’ yasası uyarınca şu ana kadar Gazze’de 700 Filistinliye karşı idari tutuklama gerçekleştirdi. Ancak tutuklananların kimliği teyit edilemedi. Gazze’deki kaynaklar tutuklananların okullardan ve evlerden alınan siviller olduğunu söylüyor.
İsrail ordusu aynı zamanda, iç istihbarat servisi Şin-Bet ile iş birliği yaparak Hamas’ın askeri istihbarat yetkilisi Abdulaziz er-Rantisi ile istihbarat liderlerinden Ahmed Ayyuş’a suikast düzenlediğini duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İsrail, Rantisi’yi Gazze Şeridi’ndeki tüm keşif operasyonlarından sorumlu olmakla ve 7 Ekim’deki saldırının planlanmasında ortak olmakla suçluyor.
Yüzlerce Filistinli Gazze Şeridi’nin güneyindeki bir okula sığındı. (Reuters)
İsrail şu ana kadar Hamas Siyasi Bürosu ve Kassam içindeki bazı yetkilileri öldürdü ancak asıl hedefe, yani ekim saldırısının planlayıcısı olarak gördüğü Hamas’ın Gazze lideri Yahya es-Sinvar’a ulaşamadı. İsrail, Sinvar’ı kuzey bölgesinde bulamayınca Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus bölgesine yöneldi.
Hamas’ın ‘ağırlık merkezleri’
İsrail ordusuna göre 98. Tümen, Han Yunus şehrinde Hamas Hareketi’nin ‘ağırlık merkezlerine’ karşı ortak bir saldırı başlatarak Hamas’ın Han Yunus Taburu’nun savunmasını kırdı, şehri kuşattı, daha derin hamlelere başladı, Hamas’ın kalelerinin kontrolünü ele geçirdi ve silah ile istihbarat malzemeleri buldu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu çarşamba günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, İsrail ordu güçlerinin ‘an itibariyle Sinvar’ın evini kuşattığını’ söyleyerek “Evi onun kalesi değil, kaçabilir ancak bizim ona ulaşmamız an meselesi” dedi. Daha sonra Hagari yaptığı bir açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Sinvar yerin üstünde değil, altında. Tam olarak nerede olduğu ve ne bildiğimiz konusunda ayrıntı vermeyeceğim. Görevimiz Sinvar’a ulaşmak ve onu öldürmek.”
Gazze’nin kuzey ve güney bölgelerindeki saldırıların derinleşmesinden saatler önce, Washington’ın Gazze’ye giren yardımların artırılması ve çok sayıda sivil kaybını önlemek için daha fazla adım atılması yönündeki artan baskısı altında İsrail, iki aydır süren savaşta Gazze Şeridi’ne ‘minimum’ yakıt tedarik edilmesini kabul etti.
Sevkiyatın artırılması
İsrail güvenlik kabinesi, Washington’ın halihazırda yapılan günlük 60 bin litre yakıt sevkiyatının iki, hatta üç katına çıkarılmasını talep etmesinin ardından çarşamba gecesi yapılan oylama ile artış yapılmasını kabul etti. Kanal 12’nin haberinde, Savaş Kabinesi’nin ABD’nin talebine göre günlük miktarı kademeli olarak 60 bin litreden üç katına, yani 180 bin litreye çıkaracağı ‘tahminleri’ paylaşıldı.
KAN, bugün itibariyle Gazze’ye günde 120 bin litre yakıt ulaştırılacağını bildirdi. Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisi X platformundaki hesabından, ‘minimum miktarda ek yakıtın’ girmesine izin verildiğini yazdı.
Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’ndan geri dönen bir yardım tırı. (EPA)
Diğer yandan İsrail’in ilerleyişine karşı, Kassam Tugayları daha fazla İsrail askerini öldürdüklerini, tankları ve askeri araçları hedef alıp imha ettiklerini, mevzilerdeki ve evlerdeki askerlere saldırıp onları öldürdüklerini ve Gazze şehrinin güney kesimindeki işgal ordusunun komuta karargahlarını 114 mm kısa menzilli Racum füze sistemiyle hedef aldıklarını duyurdu.
Kassam tarafından gelen açıklamada, son 72 saat içinde Kassam mücahitlerinin yalnızca işgalci gücün Gazze’de girdiği bölgelerde 79 askeri aracı tamamen veya kısmen imha etmeyi başardığı belirtildi.
İsrailli bakanın oğlu öldürüldü
İsrail ordusu daha fazla askerinin öldürüldüğünü itiraf etti. İsrail, eski bir genelkurmay başkanı olan ve şimdiki Savaş Kabinesi’nde yer alan İsrailli bakan Gadi Eisenkot’un oğlu Gal Eisenkot’un öldürüldüğünü onayladı. Ordu, Eisenkot’un dün Gazze’deki çatışmalar sırasında öldürüldüğünü belirtti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Eisenkot’un ölümü için Savaş Kabinesi’ndeki meslektaşına şunları söyledi:
“Biz de sizinle birlikte ağlıyoruz. Sizi kucaklıyoruz. İsrail hükümeti ve İsrail vatandaşları sizinle birlikte yas tutuyor. Kahramanlarımız boşuna ölmedi. Zafer elde edene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Eisenkot’tan önce ordu, iki askerin yanı sıra ‘Etzioni’ Tugayı 8173. Tabur’un savaş komutanlarından Maor Gershoni’nin de (24) öldürüldüğünü duyurdu. Böylece Gazze’deki kara operasyonundan beri ölen subay ve askerlerin sayısı 92’ye, savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana ise 416’ya yükselmiş oldu.
Kara savaşları sürerken İsrail, Gazze Şeridi’nde geniş çapta alanları bombalamaya devam etti. Gazze Sağlık Bakanlığı Sözcüsü dün bir açıklama yaparak “Savaşın 62’nci gününde son 24 saatte 350 vatandaş şehit olurken toplam şehit sayısı 17 bin 177’ye yükseldi ve yaralı sayısı 46 bini aştı” ifadelerini kullandı.
Mısır sandığa gidiyor: Sisi'nin rakipleri kimler?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715676-m%C4%B1s%C4%B1r-sand%C4%B1%C4%9Fa-gidiyor-sisinin-rakipleri-kimler
Analizlerde, muhalefetin Sisi'ye karşı güçlü rakip çıkaramadığına işaret edildi (Reuters)
Mısır'da 10-12 Aralık'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ülkenin lideri Abdulfettah Sisi'ye karşı üç aday daha yarışacak.
Farklı analizlerde Sisi'nin kazanmasına kesin gözüyle bakıldığı aktarılırken, seçimlerde muhalefetin mevcut iktidara karşı güçlü alternatifler sunamadığına da dikkat çekildi.
Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters'ın analizinde, seçimlerin Gazze savaşının gölgesinde gerçekleşeceğine dikkat çekilirken, "Sisi'nin iktidarını pekiştirerek üçüncü döneme hazırlandığı" değerlendirmesi yapıldı.
Suriyeli muhaliflerin yer aldığı Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) üyesi Bassma Kodmani'nin kurduğu düşünce kuruluşu Arab Reform Initiative'de yayımlanan analizde de şu yorumlara yer verildi:
Seçimleri Sisi kazanacak çünkü devletin yürütme kurumlarını ve çok korkulan güvenlik aygıtını kontrol ediyor. Ciddi rakipleri de saf dışı bırakılmış durumda.
Sisi'nin en büyük rakibi olarak görülen Ahmed Tantavi ise 13 Ekim'de kampanyasını durdurduğunu duyurmuştu. 2015-2020'de Mısır Parlamentosu'nun alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde görev yapan Tantavi, Sisi yönetiminin adaylık için yeterli imza toplamasını ve özgürce seçim kampanyası yürütmesini engellediğini savunmuştu.
Böylelikle seçim yarışında Sisi'ye ek olarak üç aday daha yarışacak.
Abdulfettah Sisi
2014 ve 2018'deki seçimleri kazanan Abdulfettah Sisi, iktidarını pekiştirerek üçüncü dönemde de yönetimde kalmayı planlıyor.
2019'da gerçekleştirilen Anayasa referandumuyla cumhurbaşkanının görev süresi 4 yıldan 6 yıla çıkarılmıştı. Böylelikle Sisi'nin üçüncü kez seçilmesi halinde 2030'a kadar iktidarda kalmasının da önü açılmıştı.
Sisi, ülkenin demokratik yollarla seçilmiş ilk lideri Muhammed Mursi'ye karşı 3 Temmuz 2013'te yapılan darbenin ardından 2014'te düzenlenen seçimlerle işbaşına geldi.
Müslüman Kardeşler'den Mursi'ye karşı düzenlenen darbenin liderliğini yapan dönemin Savunma Bakanı Sisi ise seçimlere girmek için 2014'te ordudaki pozisyonundan istifa etti.
68 yaşındaki lider, muhaliflere karşı sert sansür ve gözaltı uygulamaları nedeniyle hak gruplarından da sık sık tepki topluyor.
Merkez soldaki Sosyal Demokrat Partisi'nin genel başkanı Ferid Zahran, 1970'lerdeki öğrenci hareketlerinin liderlerinden.
66 yaşındaki muhalif siyasetçi, seçim kampanyasında özellikle elektrik, su ve kanalizasyon gibi altyapı alanlarında stratejik projeler vaat ediyor.
Zahran, eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek yönetimine karşı 2011'de başlatılan Kifaye Hareketi'yle muhalefetteki partilerin yer aldığı ve 2017'de kurulan Sivil Demokratik Hareket adlı ittifakın oluşturulmasında da önemli rol oynadı.
Abdussened Yemame
Mısır'ın en eski liberal partisi Vefd'in genel başkanı Abdussened Yemame de Sisi'ye karşı yarışa katılan adaylar arasında yer alıyor.
71 yaşındaki politikacı, seçim kampanyasında Anayasa'da talep ettiği değişikliklerle ön plana çıkıyor.
Yurttaşların haklarını ve özgürlüklerini artıracak ve ülkenin ekonomisinde reform yapılmasını sağlayacak değişiklikler vaat eden Yemame, cumhurbaşkanının görev süresinde yeni kısıtlamalar uygulanmasını da istiyor.
Siyasetçi, cumhurbaşkanının görev süresinin 4 yıllık iki dönemle sınırlandırılmasını talep ediyor.
Hazim Ömer
Sosyal liberal çizgideki Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı Hazim Ömer de seçim maratonunda yarışacak adaylar arasında.
59 yaşındaki siyasetçi, seçim kampanyasında özellikle sağlık ve eğitim alanlarında köklü reformlar yapmayı vaat ediyor.
Seçim maratonunun en genç adayı olan Ömer, ülkede yerel üretim ve tarımsal faaliyetlerin yanı sıra enerji ve ticaret alanındaki yatırımları destekleyeceğini de söylüyor.
Ömer, 2020-2023'te Mısır Parlamentosu'nun üst kanadı Senato'da Dış İlişkiler Komitesi'nin başkanlığını da yaptı.
Independent Türkçe
Mısırlı aktivist, sanal SIM kartlarıyla Filistinlilere internet sağlamanın yolunu bulduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715661-m%C4%B1s%C4%B1rl%C4%B1-aktivist-sanal-sim-kartlar%C4%B1yla-filistinlilere-internet-sa%C4%9Flaman%C4%B1n
Mısırlı aktivist, sanal SIM kartlarıyla Filistinlilere internet sağlamanın yolunu buldu
Gazze savaşının patlak vermesiyle ABD'de üniversite öğrencilerinin de katıldığı Filistin'e destek yürüyüşleri düzenleniyor (Reuters)
Kahire'de yaşayan Mısırlı aktivist Mirna El Helbavi, İsrail'in Gazze'deki hava saldırılarında Filistinlilerin telekomünikasyon kesintilerini atlatmasını sağlamak için bir girişim kurdu.
Connecting Gaza adlı girişim, sanal SIM kartlarını kullanıyor. E-SIM diye de bilinen uygulama, akıllı telefonunun ana kartına fiziksel olarak bağlı (lehimli) programlanabilir bir SIM kart.
El Helbavi, gönüllü bir grup ve uluslararası bağışçılarla birlikte Gazze'deki 200 binden fazla Filistinlinin telefon ve internet bağlantısını yeniden sağladıklarını duyurdu.
Aktivist, bölgedeki yıkıcı savaş bitene kadar bu girişimi sürdüreceklerini belirtiyor.
31 yaşındaki aktivist, "Telefon ve internet erişimi hakkı, yiyecek ve su kadar önemli bir insan hakkıdır" dedi.
"İletişim yeteneği olmadan ateş hattında kalan Filistinli siviller birbirlerini kontrol edemiyor veya yardım çağıramıyor" diyen El Hebavi, sözlerini şöyle sürdürdü:
Acil durum ve sağlık çalışanları koordine olamıyor ve gazeteciler olası savaş suçları da dahil olmak üzere sahadaki vahşeti belgeleyemiyor.
Aktivist, bölge halkının bombardıman ve saldırılara karşı mutlak sessizlik içinde kaldığını ve acılarını dünyayla paylaşamadığını dile getirdi.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna İsrail, Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti.
ABD, Mısır ve Katar aracılığıyla 22 Kasım'da sağlanan rehine takası anlaşmasının 1 Aralık'ta son bulmasıyla saldırılar tekrar başlamıştı.
İsrail saldırıların başında bölgedeki elektriği kesmiş ve servis sağlayıcılar bombardımanın hayati önem taşıyan ağ altyapısını yok ettiğini açıklamıştı.
27 Ekim'de İsrail kara operasyonlarını genişletmeye hazırlanırken Gazze sessizliğe gömülmüştü.
Filistin'in önde gelen telekomünikasyon şirketi Paltel, "Devam eden saldırılar ışığında Gazze Şeridi'yle tüm iletişim ve internet hizmetlerinin tamamen kesildiğini duyurmaktan üzüntü duyuyoruz" açıklamasında bulunmuştu.
Elektrik kesintisinin savaş suçlarını örtbas edebileceğinden endişelenen El Helbavi, sosyal medyadaki bir takipçisinin önerisi üzerine uluslararası dolaşım hizmeti olan bir e-SIM satın aldı ve yabancı bir ağa bağlanmayı denedi. Sonunda şaşırarak işe yaradığını gördü.
Aktivist,"Çok küçük bir umut olsa bile bir çözüm bulduğumuzu anladığımız anda bunu tüm vücudumda hissettim" dedi:
Çok karanlık bir tünelin sonundaki ışıktı.
24 saat içinde, X (eski adıyla Twitter) ve Instagram'da, Filistinlilere yardımcı olmak isteyen takipçilerinden e-SIM'leri çevrimiçi satın alıp kendisine QR kodlarını göndererek bağışlamalarını talep eden bir paylaşım yaptı.
Böylece söz konusu elektronik simler Gazze'de dağıtıldı.
Gazze'de bu plandan yararlanan gazeteci Ahmed El Medan, "Bu önemli bir sorumluluk" ifadelerini kullandı.
CNN International'a konuşan 27 yaşındaki gazeteci sözlerini şöyle sürdürdü:
Burada insanlar sessizce ölüyor ve kimse onları duyamıyor. Biz tüm bu mağdurların sesiyiz.
Independent Türkçe
Filistinliler, İsrail parmaklıkları arkasında aşağılanarak yaşıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715646-filistinliler-i%CC%87srail-parmakl%C4%B1klar%C4%B1-arkas%C4%B1nda-a%C5%9Fa%C4%9F%C4%B1lanarak-ya%C5%9F%C4%B1yor
Filistinliler, İsrail parmaklıkları arkasında aşağılanarak yaşıyor
Savaşın başlamasıyla birlikte Uluslararası Kızıl Haç üyelerinin İsrail hapishanelerine ziyaretleri durduruldu (AFP)
Bir haftalık ateşkes anlaşması kapsamında İsrailli esirler karşılığında İsrail hapishanelerinden serbest bırakılan Filistinliler, Hamas'ın 7 Ekim'in ardından daha da kötüleşen zorlu gözaltı koşullarını anlattı.
Yaklaşık iki yılını İsrail hapishanelerinde geçiren ve son esir takasında serbest bırakılan 23 yaşındaki Ruba Asi, Batı Şeria'da gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi:
Cezaevindeki koşullar çok zor. İsrailliler saldırının ardından esirlerin tüm haklarını geri çekti. Yıllardır esirlerin elde etmek için mücadele ettikleri elektrik, ziyaret, battaniye vb. taleplerin hepsi ortadan kaldırıldı.
Tel Aviv, Gazze Şeridi'ne 27 Ekim'den bu yana kara operasyonları eşliğinde yıkıcı bir bombardıman gerçekleştiriyor.
Kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere, 16 bin 200'den fazla insan öldürüldü.
7 Ekim'de İsrail Cezaevi Servisi cezaevlerinde "olağanüstü hal" ilan etti ve arama operasyonları yoğunlaşırken esirlerin hücrelerinden çıkmaları yasaklandı.
Filistinli esirlerin durumlarını takip eden Esirler Kulübü, Uluslararası Kızılhaç'ın cezaevlerine ziyaretlerinin de durdurulduğunu belirtirken, Kızılhaç'tan konuyla ilgili herhangi bir yorum yapılmadı.
Ruba Asi, şunları anlattı:
Damun hapishanesinde zaten az olan haklar da geri çekildi. Oda üç kişi için ayrılmıştı ve biz de orada örtüsüz uyuyan yedi kadındık. Yiyecek miktarı azdı ve bazen aç uyuyorduk. Soğuk algınlığına rağmen ve yaşa bakılmaksızın, şilte olmadan yerde uyuyorduk. Denetimler biz çıplakken yapılıyordu.
2020 yılının ortasında "yasadışı dernek üyeliği" ve "taş atma" suçlamasıyla tutuklanarak 21 ay hapis cezasına çarptırılan Asi, cezaevi koşullarının nispeten daha iyi olduğunu, Mayıs 2022'de serbest bırakıldığını ve 7 Ekim'den sonra yeniden tutuklandığını söyledi.
Uluslararası Af Örgütü, elinde "korkunç gözaltı koşullarında başlarını kaldırmamalarını, yere diz çökmelerini ve İsrail şarkıları söylemelerini istemek gibi dayak ve aşağılamaya maruz kalan Filistinli esirlere yönelik işkence ve kötü muameleye ilişkin ifadeler ve video kanıtları bulunduğunu" duyurdu.
Fransız Basın Ajansı (AFP) bu fotoğrafların gerçek olduğunu ortaya çıkardı.
Negev Çölü'ndeki Ketziot Hapishanesi'nden rehineler karşılığında serbest bırakılan Doğu Kudüslü aktivist Ramzi Abbasi, "her gün sabah akşam dayak yediğini, 7 Ekim'den sonra uzuvları kırılan mahkumların bulunduğunu ve onlara herhangi bir tıbbi tedavi sağlanmadığını" belirtti.
Geçen nisan ayında Abbasi bir yıl hapis cezasına çarptırıldı ve Negev'e nakledilmeden önce aylarca Nafha Hapishanesi'nde kaldı.
Abbasi, "Negev hapishanesi gerçekten yaşayanlar için bir mezarlık. Orada yiyeceksiz, kıyafetsiz yaşıyorlar ve en ufak bir iyi muamele görmüyorlar" dedi.
İsrail Cezaevi Servisi, kurumun hapishane koşullarıyla ilgili sorusuna yanıt vermedi.
Uluslararası Af Örgütü, sosyal medyada yaygın olarak dolaşan, "İsrail askerlerinin Filistinli esirleri gözleri bağlı, kelepçeli ve kıyafetleri çıkarılmış haldeyken dövdüğünü ve onlara hakaret ettiğini" gösteren videolara atıfta bulundu.
Örgüt, Doğu Kudüs'ten bir Filistinlinin, esirlerin "İsrail'i övmeye ve Hamas'a hakaret etmeye zorlandığını ancak bunun dayak yemelerini engellemediğini" söylediğini aktardı.
İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirler, arabuluculara (Mısır, Katar ve Uluslararası Kızılhaç yetkilileri), kendilerine yönelik "misilleme saldırısı" olarak adlandırdıkları saldırıyı durdurmak için İsrail tarafına acilen müdahale etmeye çağrıda bulundukları bir bildiri yayımladılar.
Esirler, yakın zamanda serbest bırakılanlardan biri aracılığıyla gönderdikleri mektuplarında, 7 Ekim'den bu yana İsrail hapishanelerinde altı esirin ölümünden söz ederek, bunları "infaz" olarak tanımladı ve "cezaevlerinde ölüm tehditlerinden" söz etti.
Cezaevi Servisi, esirlerin cezaevi koşullarıyla ilgisi olmayan sağlık nedenlerinden dolayı öldüğünü iddia etti.
Tel Aviv'in Gazze Şeridi'ni yıkıcı bir şekilde bombalayarak yedi hafta süren işgalinin ardından gözler İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklulara çevrildi.
Bir hafta süren bir ateşkes sağlandı; bu süre zarfında 80 İsrailli rehine, 240 Filistinli esirle değiştirildi ve Gazze Şeridi'ndeki diğer bazı rehineler de Hamas tarafından anlaşma dışında serbest bırakıldı.
Esirler Kulübü ve Filistinli Esirler İşleri Kurumu'na göre, İsrail ordusu 7 Ekim'den bu yana 3 bin 580 Filistinliyi tutuklayarak İsrail hapishanelerindeki toplam Filistinli esir sayısını 7 bin 800'e çıkardı.
Independent Arabia - Independent Türkçe
Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’ne füze saldırısı düzenlendihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715641-ba%C4%9Fdat%E2%80%99taki-abd-b%C3%BCy%C3%BCkel%C3%A7ili%C4%9Fi%E2%80%99ne-f%C3%BCze-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1-d%C3%BCzenlendi
Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’ne füze saldırısı düzenlendi
Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği kompleksindeki yemek salonunun girişinde ABD bayrağı görülüyor (Reuters)
Irak merkezli Al-Sumaria TV, Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’ne bugün şafak vakti füze saldırısı düzenlendiğini duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, görgü tanıkları, sabah saatlerinde şiddetli patlamaların duyulduğunu bildirdi.
Yeşil Bölge içerisinden, büyükelçilik personeline yönelik sesli uyarıların yanı sıra, büyükelçiliğin çaldığı füze ve siren seslerini gösteren bir video paylaşıldı.
Büyükelçiliğin hava savunma sistemlerinin devreye girip girmediği veya saldırı sonucu hasar olup olmadığı henüz belli değil.
Irak ve Suriye’deki askeri üslerde bulunan ABD kuvvetleri, Ekim ortasından bu yana 70’ten fazla saldırıya maruz kaldı. Saldırılarda sorumluluğu Iraklı Şii silahlı gruplar üstlendi.
Ancak ABD’ye ait diplomatik misyonlar henüz bu tür saldırılarla karşılaşmadı.
Bugün yerel saatle sabah 04.00 sıralarında ABD Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırının sorumluluğunu henüz hiçbir grup üstlenmedi.
BMGK bugün, BM Şartı’nın 99. maddesi uyarınca Gazze’de ‘derhal ateşkes’ yönünde oy kullanacakhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715621-bmgk-bug%C3%BCn-bm-%C5%9Fart%C4%B1%E2%80%99n%C4%B1n-99-maddesi-uyar%C4%B1nca-gazze%E2%80%99de-%E2%80%98derhal-ate%C5%9Fkes%E2%80%99-y%C3%B6n%C3%BCnde
BMGK bugün, BM Şartı’nın 99. maddesi uyarınca Gazze’de ‘derhal ateşkes’ yönünde oy kullanacak
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı devam ediyor (EPA)
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) bugün toplanarak, göreve geldiğinden beri ilk kez BM Şartı’nın 99. maddesini devreye sokarak, Gazze’deki savaşın ‘uluslararası barış ve güvenliğe yönelik mevcut tehditleri daha da kötüleştirebileceği’ konusunda uyarıda bulunan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’i dinleyecek.
Bu konuda Arap ve uluslararası destekli bir karar taslağı üzerinde oylama hazırlıkları sürerken, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi hala böyle bir yaklaşımı reddediyor.
BM Şartı’nın 99. maddesi, herhangi bir BM Genel Sekreteri’nin uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditlere karşı koymak için kullanabileceği en güçlü araç olarak kabul ediliyor.
Bu madde, BM’nin kurulduğu 1945 yılından bu yana yalnızca 10 kez kullanıldı.
Söz konusu madde, Kongo (13 Temmuz 1960), Doğu Pakistan (3 Aralık 1971), Kıbrıs (16 Temmuz 1974), İran’daki ABD rehine krizi (25 Kasım 1979) ve İran-Irak Savaşı (23 Eylül 1980), Lübnan (15 Ağustos 1989), Demokratik Kongo Cumhuriyeti (15 Mayıs 2003), Liberya (28 Haziran 2003) ve Lübnan (29 Temmuz 2006) için kullanıldı.
Şu anda da Guterres’in inisiyatifi ile Gazze için kullanılmak üzere sunuldu.
İnsani sistemin çöküşü
Guterres, BMGK üyelerine yazdığı mektubunda, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehdit edebileceğini düşündüğü her türlü konuya BMGK’nın dikkatini çekerek, Gazze’de insani sistemin çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı.
BM Genel Sekreteri, “Durum hızla bir felakete dönüşüyor ve bir bütün olarak Filistinliler ile bölgedeki barış ve güvenlik üzerinde geri dönüşü olmayan etkiler yaratma potansiyeli var. Böyle bir sonuçtan ne pahasına olursa olsun kaçınılması gerek” ifadelerini de kullandı.
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta gece boyunca süren İsrail bombardımanında yıkılan bir binanın enkazı arasında bir adam yürüyor (AFP)
Karar taslağı
Guterres’in talebine yanıt olarak, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), BMGK’dan derhal insani ateşkes yapılmasını talep eden bir kısa bir karar taslağı hazırladı.
Taslakta tüm taraflara, özellikle sivillerin korunmasına ilişkin olarak, uluslararası insancıl hukuk da dahil olmak üzere, uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uyma çağrısı yapıldı. Genel Sekreter’den, bu kararın uygulanma durumu hakkında acil ve sürekli olarak konseye rapor vermesi talep edildi.
Karar taslağının önsözünde, Gazze Şeridi’ndeki felaket niteliğindeki durum ve Filistinli sivil halkın çektiği acılara ilişkin derin endişelerin ifade edildiği, Guterres’in 6 Aralık tarihli mektubuna da atıfta bulunuldu.
ABD’nin itirazı
Guterres’in acil ateşkes hakkındaki karar taslağı hazırlama hamlesine Başkan Joe Biden yönetiminden ilk tepki, ABD’nin Birleşmiş Milletler delegesi Robert Wood’dan geldi.
Wood konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:
“Pozisyonumuz değişmedi. Sahadaki durumla ilgili olarak yapabileceğimiz en iyi şey, sessiz diplomasinin perde arkasında devam etmesine izin vermektir. Çünkü bu, Filistinliler ile İsrailliler arasında insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve bir tür siyasi sürece doğru ilerlemek açısından sahadaki durumu iyileştirmeye çalışmak için en iyi umuttur.”
Durumun zor olduğunu kabul eden Wood, ayrıca şu ifadeleri kullandı:
“Bu nedenle Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Başkan Biden, bölgesel liderlerle birlikte iki kat daha fazla çabayla çalışıyor. Yaklaşımını değiştirmesi, Hamas tesisleri ve liderlerine yönelik saldırılar konusunda daha net olması için İsrail ile iletişim halindeyiz. Ölen ve yaralanan sivillerin sayısından endişe ediliyor. Birkaç gün önce söylediğim gibi İsrail bizi dinliyor ve biz de bunu başarmak için çalışıyoruz.”
Wood, ABD’nin karar taslağı sunan BAE ile herhangi bir görüşme yapmadığını vurgulayarak, “Şu anda başka herhangi bir BMGK karar taslağının verimli olacağına inanmadığımızı çok açık bir şekilde ifade ettik” dedi.
İsrail’e verdiği güçlü destekle tanınan, Senato’daki Cumhuriyetçi azınlıktan olan senatör James Risch de Guterres’in BM Şartı’nın 99. maddesini devreye sokarak attığı adımı eleştirdi.
Risch, “Bu, Birleşmiş Milletler’in İsrail’e karşı bariz önyargısını ve dünya çapındaki çatışmalarla mücadelede ikiyüzlülüğünü gösteriyor” şeklinde bir yorum yaptı.
Senatör sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şunları yazdı:
“Kuzey Etiyopya’daki savaş, Tigray’a insani yardımın uzun süre engellenmesi, kitlesel zulüm ve yaygın açlığın yaşandığı, 2022’nin en kanlı çatışmasıydı. Bu bölgesel güvenliğe yönelik bir tehditti. Neden 99. maddeyi o zaman veya şimdi Sudan için devreye sokmadınız?”
İsrail’in öfkesi
BM Genel Sekreteri Guterres, İsrail’in sert eleştirileriyle karşı karşıya kaldı.
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Guterres'in görev döneminin ‘dünya barışı için tehdit’ olduğunu savunarak, ateşkes çağrısının Hamas’a destek anlamına geldiğini ileri sürdü.
Cohen, X hesabından yaptığı açıklamada, Guterres’in yaptığı ateşkes çağrısının yaşlıların öldürülmesi, bebeklerin kaçırılması ve kadınlara tecavüz edilmesinin onaylanması anlamına geldiğini de iddia etti.
İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan ise Guterres’in adımını, İsrail’e karşı önyargısının kanıtı olarak değerlendirdi.
Erdan ayrıca, ateşkes talebini ‘Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki yönetimini sürdürme çağrısı’ olarak nitelendirdi.
Gazze’deki savaşla ilgili İİT-Arap Birliği’nin Bakanlar Komitesi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yakın zamanda yaptığı toplantıda (Birleşmiş Milletler)
Arap ülkeleri ve uluslararası açıdan destek
Arap Parlamentosu Başkanı Adil bin Abdurrahman el-Usumi, Guterres’in çağrısını ‘Arap Parlamentosu’nun talebiyle tutarlı, önemli ve gerekli bir adım’ olarak değerlendirerek memnuniyetle karşıladı.
Irak Hükümet Sözcüsü Basım Avadi ise “Irak hükümeti, Guterres’in işaret ettiği, birkaç haftadır Gazze’de yaşananların uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit oluşturduğu yönündeki açıklamasını takdir ediyor” dedi.
İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha da BM Genel Sekreteri’nin ‘insani bir felaketin önlenmesi’ yönündeki çağrısını memnuniyetle karşıladı.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Guterres’in BM Şartı’nın 99. maddesini yürürlüğe koymasının ardından mesajının desteklenmesi çağrısında bulundu.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de Guterres’in BMGK’ya yazdığı ve Gazze Şeridi’nde insani ateşkes sağlanmasını talep eden mektubuna ‘tam destek’ verdiğini ifade etti.
İsrail güçleri Batı Şeria'daki El-Faria Mülteci Kampı’nda 6 Filistinliyi öldürdühttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4715611-i%CC%87srail-g%C3%BC%C3%A7leri-bat%C4%B1-%C5%9Feriadaki-el-faria-m%C3%BClteci-kamp%C4%B1%E2%80%99nda-6-filistinliyi
İsrail güçleri Batı Şeria'daki El-Faria Mülteci Kampı’nda 6 Filistinliyi öldürdü
Batı Şeria'da bir cenaze töreni sırasında Filistinliler (AP)
İsrail güçleri işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeydoğusundaki Tubas kenti yakınlarındaki El-Faria Mülteci Kampı’na düzenledikleri baskında 6 Filistinliyi öldürdü.
Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, çok sayıda İsrail askeri, El-Faria Mülteci Kampı’nda Filistinlilerin evlerine baskın düzenledi. İsrail askerleri, baskınlara tepki gösteren Filistinlilere karşı gerçek mermi kullandı.
Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, El-Faria Mülteci Kampı’na düzenlenen baskında İsrail askerlerinin ateş açması sonucu 6 Filistinlinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
İsrail askerleri Batı Şeria'daki Tubas yakınlarındaki bir bölgede duruyor (Reuters)
Filistin Kızılayından yapılan açıklamada da ekiplerin, kampta aralarında durumu ağır olanların da bulunduğu çok sayıda yaralıya müdahale ettiği aktarıldı.
Açıklamada, İsrail askerlerinin Kızılay ekiplerinin çalışmalarına engel olduğu kaydedildi.
Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında ölen Filistinlilerin sayısı 272'ye yükseldi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة