Yağmur sezonunun başlaması, İdlib’deki kamplar için zorlu bir kışın habercisi

Yağmur sezonunun başlaması, İdlib’deki kamplar için zorlu bir kışın habercisi
TT

Yağmur sezonunun başlaması, İdlib’deki kamplar için zorlu bir kışın habercisi

Yağmur sezonunun başlaması, İdlib’deki kamplar için zorlu bir kışın habercisi

İdlib'in batı kırsalındaki Armanaz kasabası yakınlarında hasarlı bir çadırın altında Hatice Şakruk ve onun gibi binlerce kişi, Pazar günü yağmur fırtınasının geçmesi ardından zorlu bir geceyle karşı karşıya kaldı.

Kürtlerin kaldığı kampın müdürü, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Bu fırtınayla ilgili aldığımız birçok uyarıya rağmen önceki yıllardan farklı olmasını beklemiyorduk. Daha önce de yağmur fırtınaları yaşadık, ancak hiç bu kadar zarar görmemiştik” vurgusunda bulundu.

Sivil Savunma ekipleri verilerine göre, yoğun yağış sonrası sağanak yağış nedeniyle su sızdıran bir okul çadırının yanı sıra yaklaşık 40 çadır hasar gördü. Birçok kampta yağmur suyu drenaj kanallarını açmak için bütün gece çalışan bu ekipler, yerinden edilenlerin çadırlarından suyun çıkarılmasına yardımcı oldu.

Foto: Ez-Zamar Kampı’nda bir okul çadırı hasar gördü (Sivil Savunma)
Ez-Zamar Kampı’nda bir okul çadırı hasar gördü (Sivil Savunma)

Şarku’l Avsat’a konuşan Sivil Savunma gönüllüsü Hasan, fırtınanın birçok yolun kapanmasına, Armanaz kasabası sakinlerinin evlerini su basmasına neden olduğunu anlatıyor. Ekiplerin yolları açmak, toprağı süpürmek ve diğer kampların etrafına toprak bariyerler koymak için çalıştığını da ekliyor.

Önümüzdeki kış aylarında tekrar tekrar şiddetli fırtınalar yaşanabilir. İklim değişikliği nedeniyle bu fırtınaların şiddetinin artması bekleniyor. Kuzeybatı Suriye’ye dair raporlara göre, artık eskisi gibi öngörülebilir geçmeyen uzun kış aylarında düşük sıcaklıklar ve kar fırtınaları tekrarlanabilir.

Dört yıl önce İdlib'in güney kırsalından Armanaz civarına göç etmek zorunda kalan Hatice, Pazar günü yağmur başladığında çocukları uyuduğu sırada şilteler, örtüler ve çadırın içindeki her şeyin hızla sular altında kaldığını anlatıyor. Aynı zamanda, “Çadırımı ve içindekileri kurulayıp temizlemeye çalıştığım için gece boyu uyuyamadım. Üç yıllık çadırın rüzgar nedeniyle yırtılan yalıtımını onarmada başarılı olamadık. Çocuklarım ve ben bir süngerin üzerine oturduk, bu süngeri onu mümkün olduğunca sızan sudan uzak tutmaya çalıştık, geri kalanlar tamamen ıslanmıştı” ifadelerini kullanıyor.

Pazar gecesi İdlib kamplarında biriken suyun çekilmesi (Sivil Savunma)
Pazar gecesi İdlib kamplarında biriken suyun çekilmesi (Sivil Savunma)

Suriye'nin kuzeyindeki fırtınalar nedeniyle kampların karşı karşıya olduğu tehlikenin ciddiyeti; yaklaşık 32 bin yerinden edilmiş kişinin bulunduğu 17 kampın karşı karşıya kaldığı bir felaket, 313 bin kişinin kaldığı 240 kamp için çok ciddi tehlike ya da yaklaşık 850 bin kişinin bulunduğu 617 kamp için ciddi tehlike oluşturabilir.

Suriye'nin kuzeybatısındaki bin 527 kampta yüzde 80'i kadın ve çocuk olmak üzere 1,9 milyon insan, 84 bin engelli yaşıyor. Altyapı ve temel hizmetlerin bulunmadığı kampların yüzde 79'u aşırı kalabalıktan muzdarip. Bu da yangın ve sel ve fırtınaların neden olduğu hasar riskini artırıyor.

Hasan, yolların iyileştirilmesi, kampların izole edilmesi ve altyapının iyileştirilmesinin kalıcı bir çözüm olmayacağını söylüyor. Hiçbirinin yerinden edilmiş insanları gelecekte sel tehlikesinden kurtaracak garantili bir çözüm sunmayacağını belirtiyor. Uluslararası toplumun yalnızca yerinden edilenlerin çektiği sıkıntılara değinmekle kalmayıp Suriye trajedisine radikal bir çözüm bulması gerektiğini de ekliyor.

FOTO: İdlib'in batı kırsalındaki sel nedeniyle zarar gören yollar açılıyor (Sivil Savunma)
İdlib'in batı kırsalındaki sel nedeniyle zarar gören yollar açılıyor (Sivil Savunma)

Kamplara dair verilere göre geçen yıl kaydedilen fırtınalarda 306 kamp zarar gördü. Bunlardan 52'si son iki yılda benzer hasarlar ile karşı karşıya kaldı. 2023 yılında kış ekipmanı ihtiyacının değeri 102 milyon doların üzerinde kalırken şuana dek gerekli fonun yalnızca yüzde 34'ü elde edilebildi.

Birleşmiş Milletler, ısıtma malzemeleri, kışlık giysiler, termal battaniyeler ve halılar gibi kış ekipmanlar dahil olmak üzere kış aylarındaki temel ihtiyaçları listeliyor. Kampların izole edilmesi ve hasar gören çadırların değiştirilmesinin ilk şart olduğuna inanan Hatice ise sel tehlikesine maruz kalan bir yerde bulunmanın tehlikelerinin de bilincinde. Ancak kendisi ve diğer kamp sakinleri buradan ayrılmak istemiyor. Bu hususta, “Bizim gibi yerinden edilmiş insanlar bir yerden başka bir yere taşınmayı son derece zor buluyor. Zirâ ilk yer değiştirdiğimiz sırada karşılaştıklarımızı hatırlıyoruz” diyor.



Libya, Doğu Akdeniz sularında ‘egemenlik haklarını’ koruyor

Libya'daki Ras Lanuf petrol sahası (Şarku’l Avsat)
Libya'daki Ras Lanuf petrol sahası (Şarku’l Avsat)
TT

Libya, Doğu Akdeniz sularında ‘egemenlik haklarını’ koruyor

Libya'daki Ras Lanuf petrol sahası (Şarku’l Avsat)
Libya'daki Ras Lanuf petrol sahası (Şarku’l Avsat)

Yunanistan'ın Girit'in güneyinde petrol arama duyurusunu ‘egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendiren Libya, ‘kendi sınırları içerisinde olduğu için Doğu Akdeniz'deki kaynakları üzerindeki egemenlik haklarını’ yineledi.

Yunanistan'ın 19 Haziran'da Girit Adası’nın güneyinde petrol arama ihaleleri açacağını duyurması, Abdulhamid Dibeybe ve Usame Hammad başkanlığındaki batı ve doğu Libya hükümetlerini kızdırdı. Her iki hükümette bu adımı ‘Libya'nın egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendirdi.

Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) dün yaptığı açıklamada, ‘Doğu Akdeniz de dâhil olmak üzere hidrokarbon kaynaklarının araştırılması ve geliştirilmesinde Libya'nın egemenlik haklarını ve ulusal çıkarlarını korumak için arama programlarını uygulama konusundaki kesin kararlılığını’ yineledi.

Doğu Akdeniz'de petrol arama konusu, Avrupa Birliği'nin (AB) geçtiğimiz hafta eski Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile 2019 yılında Akdeniz'deki yetki alanlarının sınırlarının belirlenmesine ilişkin imzalanan mutabakat zaptından bahsederek kriz hattına girmesinin ardından daha da hararetlendi.

THYUI8
Libya'nın Türkiye ile yaptığı eski UMH anlaşması, Yunanistan'ın kıta sahanlığının bir parçası olarak gördüğü alanlarda Ankara ve Trablus'a ortak petrol arama hakkı veriyordu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Trablus yetkilileri Ankara ile ‘ortaklık’ konusunda yorum yapmayı reddederek, ‘önceden mutabakat olmaksızın bu bölgelerde herhangi bir keşif çalışmasına tam çekince ve itirazlarını kaydettiklerini’ ve ‘tek taraflı çözümlerin sadece daha fazla gerginliğe yol açtığını’ söylediler.

AB'nin Yunanistan yanlısı tepkisine doğrudan değinmeyen NOC, ‘deniz sınırları ve enerji iş birliğine ilişkin son yansımalar ışığında, Libya tarafından imzalanan tüm anlaşmaların ve ortaklıkların uluslararası hukuk ilkelerine dayandığını ve halkın uzun vadeli çıkarlarına hizmet ettiğini’ vurguladı.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eski UMH Başbakanı Fayiz es-Serrac arasında deniz sınırlarının belirlenmesine ilişkin imzalanan mutabakat zaptı konusunda AB'nin tutumu reddedilerek, söz konusu anlaşmanın ‘uluslararası hukuka tamamen uygun’ olduğu ifade edildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli perşembe günü Brüksel'de düzenlenen AB liderler zirvesinin sonuç bildirisini yorumladı. Keçeli, deniz sınırlarının belirlenmesi gibi hukuki ve teknik boyutları olan hassas bir konuda AB'nin tutumunu ‘önyargılı ve siyasi motivasyonlu’ olarak nitelendirdi ve bunun ‘bölgesel barış ve istikrara hizmet etmediğini’ söyledi.

Atina'nın ‘Girit'in güneyinde petrol arama ihaleleri açtığını’ duyurmasının ardından Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Dışişleri Bakanlığı, Yunan makamlarının ‘tartışmalı’ deniz alanlarında attığı ‘tek taraflı adımlar’ nedeniyle Yunanistan'ın Libya Büyükelçisi Nikolaos Garielinis’i bakanlığa çağırdı.

Libya'nın doğusundaki Usame Hammad hükümeti Yunanistan'ın bu hamlesine ‘şaşırdığını ve kınadığını’ ifade ederek, Libya'nın ‘deniz alanlarındaki tüm haklarına bağlılığını ve bunları tüm meşru yollarla savunmaya hazır olduğunu’ vurguladı.

Libya İstikrar Hükümeti (LİH) Dışişleri Bakanı Abdulhadi el-Huveyc cuma günü, Yunanistan Başkonsolosu Agapios Kalognomis ile Bingazi'deki deniz sınırı krizini görüştü. Bakan, Libya hükümetinin deniz sınırlarının belirlenmesi ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerle ilgili konulardaki tutumunu ‘ulusal egemenliğe saygı ve Libya'nın karşılıklı anlayışı teşvik etme isteği çerçevesinde’ açıkladı.

Bu endişeler karşısında Libyalı ekonomist Muhammed Ahmed, ülkesinin yetkililerini ‘deniz kaynakları üzerindeki ulusal haklarını güvence altına almak için daha fazla diplomatik çaba göstermeye’ çağırdı. Ahmed Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Libya devletinin ‘geçmişte Tunus ve Malta ile deneyimleri olduğunu ve NOC, Dışişleri Bakanlığı ve uluslararası hukuk firmaları arasındaki koordinasyon yoluyla bu alanda önemli davalar kazandığını; bu çabanın şimdi doğu Libya'da devam etmesi gerektiğini’ ifade etti.

Benzer anlaşmazlıklarda Libyalı yetkililer, ülkenin İtalya'dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana uluslararası alanda tanınan deniz sınırlarını savundu ve bu sınırların Birleşmiş Milletler (BM) tarafından belgelendiğini vurguladı. Öte yandan NOC, mart ayı ortasında ham petrol üretim oranlarının günde bin 370 milyon varilin üzerine çıktığını açıkladı.