Libya’da seçim yapılması ve yeni hükümetin kurulma ihtimali

Yüksek Konsey, 6+6 Komitesi’nin yasalarına karşı çıktı.

Muhammed Takala (sağda) ve Abdulhamid Dibeybe. (Yüksek Konsey)
Muhammed Takala (sağda) ve Abdulhamid Dibeybe. (Yüksek Konsey)
TT

Libya’da seçim yapılması ve yeni hükümetin kurulma ihtimali

Muhammed Takala (sağda) ve Abdulhamid Dibeybe. (Yüksek Konsey)
Muhammed Takala (sağda) ve Abdulhamid Dibeybe. (Yüksek Konsey)

Libya’da Devlet Yüksek Konsey’in 6+6 Komitesi’nin cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasına ilişkin yasalarına karşı çıktığı açıklaması, yeni hükümetin kurulması ve seçim yapılması olasılığına ilişkin soruları bir kez daha gündeme getirdi.

Libya Temsilciler Meclisi üyesi Hasan ez-Zerka, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Yüksek Konsey’in kararı ışığında Libya sokaklarının ‘seçimlerin ertelenmesine’ ilişkin şüphe ve korkularını anladığını belirterek şunları söyledi:

“Bu karar, geçiş sürecini uzatmak isteyen ve bundan faydalanmak isteyen taraflarca etkili bir şekilde sömürülecektir. Yüksek Konsey’in kararının içeriği ve bazı üyelerinin açıklamaları, Haziran başında 6+6 Komitesi tarafından sunulan seçim kanunlarında meclisin kendi değişikliklerini yapmasına şüpheyle yaklaşıldığını gösteriyor. Bu doğru değil. Bunu 6+6 Komitesi’nde Yüksek Konsey’i temsil eden ekip de iyi biliyor. Artık asıl korku, seçimleri düzenleyen mevzuat konusunda Libya- Libya uzlaşısının yokluğunu doğrulamak ve tüm siyasi süreç boyunca seçimlere dair kendi vizyonunu dayatmayı meşrulaştırmak için Yüksek Konsey’in konumundan yararlanması beklenen BM misyonunun konumunu temsil ediyor.”

Fotoğraf Altı: Yüksek Konsey toplantılarını sürdürüyor. (Konsey)
 Yüksek Konsey toplantılarını sürdürüyor. (Konsey)

Zerka sözlerine şöyle devam etti:

“BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy’nin Temsilciler Meclisi ve Yüksek Konsey’in bu mevzuatın geliştirilmesi ve yeni bir yürütme organının oluşturulması konusundaki rolünü marjinalleştirerek yeni bir komite veya bir siyasi diyalog forumu başlatması bekleniyor.”

Bunun doğal olarak seçim tarihinin giderek ertelenmesine yol açmasının beklendiğini vurgulayan  Hasan ez-Zerka konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:

“BM misyonu, parlamentonun seçim yasalarını çıkarması hakkında henüz yorumda bulunmadı. Görevi seçim düzenlemek olan yeni bir birleşik hükümet oluşturmak için uluslararası desteğin harekete geçirilmesi konusunda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e hitaben yazdığı mektuba yanıt olarak Temsilcilere Meclisi Başkanı Akile Salih’in bu yasayı kabul etmemesinin yanı sıra bunları, çalışmalarına başlaması için Ulusal Seçim Komisyonu’na havale etti.”

Fotoğraf Altı: Libya Temsilciler Meclisi üyelerinin gerçekleştirdiği eski tarihli bir toplantı. (Temsilciler Meclisi)
 Libya Temsilciler Meclisi üyelerinin gerçekleştirdiği eski tarihli bir toplantı. (Temsilciler Meclisi)

Anayasa Bildirgesi’nin 13’üncü değişikliğine göre 6+6 Ortak Komitesi tarafından çıkarılan kanunlar, Temsilciler Meclisi ve Yüksek Konsey için de bağlayıcı. Her ikisi de bunları değiştiremez. Ancak gözlemcilere göre Yüksek Konsey’in bazı üyeleri, meclisin yakın zamanda yayınladığı şeklin, askeri personel ve çift uyrukluların cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylık şartlarında değişiklik içerdiğine inanıyor. Bu, anayasa değişiklik metninin ihlali sayılıyor ve geçen Hhaziran ayında imzalanan versiyonda belirtilenin de aksini temsil ediyor.

Diğer yandan Siyasi Diyalog Forumu üyesi Ahmed eş-Şarkasi, geçici Birlik Hükümeti’nin Başkanı Abdulhamid Dibeybe’nin, Yüksek Konsey’in kararından en çok yararlanan kişi olduğunu söyledi. Çünkü hükümetinin yerine, kurulmasına Temsilciler Meclisi ile Yüksek Konsey arasında birkaç hafta içinde karar verilmesi beklenen yeni bir hükümetin geçmesi pek olası görünmüyor.

Şarkasi, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:

“Bathiliy’nin yeni bir müzakere süreci başlatmasını bekliyorum. Bu da seçimlerin yapılmasıyla fiilen yeni bir hükümetin kurulmasını ertelemek anlamına geliyor.”

Temsilciler Meclisi’nin tek başına ülkede yeni bir hükümet kuramayacağına dikkat çeken Ahmed eş-Şarkasi sözlerine şöyle devam etti:

“Parlamentonun seçim yasalarını yayınlamasının uluslararası alanda hoş karşılanmaması, Yüksek Konsey üyelerinden oluşan ve Dibeybe’ye sadık olduğu söylenen bir grup üyenin konumunu güçlendiren şeydi. Bu durum, ülkedeki siyasi çıkmazın sona erdirilmesi için seçimlerin ertelenmemesini talep eden üyeler karşısında nihai kararı vermeye yol açtı. Temsilciler Meclisi ve Yüksek Konsey’in yanı sıra başkentteki Dibeybe hükümeti ve parlamento tarafından görevlendirilen doğu bölgesini yöneten rakip hükümet de dahil olmak üzere siyasi güçler, kalan statükodan yararlanmaya devam edecek.”

Aynı şekilde Yüksek Konsey üyesi Adel Karmus da Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmelerde bulundu:

“Temsilciler Meclisi’nin yakın zamanda yayınladığı versiyonda değişiklik yapılıp yapılmadığının tespiti biraz zaman gerektiriyor. 6+6 Komitesi’nde kendisini temsil eden ekibi dağıtma kararı, bu ekibin ‘geçen haziran ayında imzalanan ve yakın zamanda parlamento tarafından yayınlanan versiyon’ ile ‘henüz resmi olmayan versiyon’ arasında konsey üyelerine açıklanabilecek doğru bir karşılaştırma yapması olasılığını engelledi. Yüksek Konsey’de bu görevi yürütecek bir organ belirlenmeden konunun açık bırakılması, önümüzdeki dönemde iki meclis arasında istişarelerin yürütülmesine daha fazla zaman ayrılması anlamına geliyor.”



ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
TT

ABD Savunma Bakanı: DEAŞ’la mücadele için askerlerimizi Suriye'de bulundurmaya devam etmeliyiz

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Almanya'daki Ramstein Hava Üssünde (AFP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin yaptığı açıklamada, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra DEAŞ’ın yeniden büyük bir tehdit oluşturmasını önlemek için ABD'nin Suriye'de asker bulundurmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.

Austin, görevden ayrılmadan önceki Associated Press'e (AP) dün verdiği röportajında, özellikle on binlerce eski DEAŞ üyesinin ve aile üyelerinin kaldığı gözaltı kamplarının güvenliğini sağlamak için ABD askerlerine halen ihtiyaç olduğunu vurguladı. Tahminlere göre söz konusu kamplarda 8 bin ile 10 bin arasında DEAŞ üyesi bulunuyor ve bunların en az 2 bini ‘çok tehlikeli’ olarak değerlendiriliyor.

Yaklaşık 50 ortak ülkeyle Ukrayna'ya askeri yardım konusunu görüşmek üzere gittiği Almanya'daki Ramstein Hava Üssü'nde konuşan Austin, “Suriye’nin korumasız bırakılması halinde DEAŞ savaşçılarının yeniden ortaya çıkacağını düşünüyorum” dedi. ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, 2018 yılında ilk başkanlık döneminde Suriye'deki tüm askerleri geri çekme girişiminde bulunmuş, bu durum dönemin Savunma Bakanı Jim Mattis'in istifasına yol açmıştı. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) geçtiğimiz aralık ayı başlarında Esed'e karşı Şam’a doğru ilerlerken Trump sosyal medya hesabından, ABD ordusunun çatışmalardan uzak durması gerektiğini belirten bir paylaşımda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın  edindiği bilgiye göre ABD'nin DEAŞ’la mücadele misyonu kapsamında Suriye'de yaklaşık 2 bin askeri bulunuyor. Bu rakam yetkililerin yıllardır 900 olduğunu söylediği asker sayısından önemli bir artış anlamına geliyor. ABD askerleri 2015 yılında DEAŞ’ın Suriye'nin büyük bir bölümünü işgal etmesinin ardından buraya konuşlandırılmıştı. ABD askerlerinin Suriye’de devam eden varlığı, 8 Aralık'ta Esed rejiminin yıldırım saldırıyla devrilmesi ve ailesinin onlarca yıllık iktidarına son verilmesinin ardından sorgulanmaya başlandı.