Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri: Adayların seçim kampanyalarının özellikleri neler?

Mısır Ulusal Seçim Kurulu İcra Direktörü Ahmed Bendari, (Ulusal Seçim Kurulu)
Mısır Ulusal Seçim Kurulu İcra Direktörü Ahmed Bendari, (Ulusal Seçim Kurulu)
TT

Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri: Adayların seçim kampanyalarının özellikleri neler?

Mısır Ulusal Seçim Kurulu İcra Direktörü Ahmed Bendari, (Ulusal Seçim Kurulu)
Mısır Ulusal Seçim Kurulu İcra Direktörü Ahmed Bendari, (Ulusal Seçim Kurulu)

Mısır Ulusal Seçim Kurulu, 14 Ekim’e kadar cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmak için başvuruları almaya devam edecek. Yaklaşan seçimler öncesinde potansiyel başkan adaylarının kampanya profiline ilişkin sorular gündeme geldi. Potansiyel aday Cumhurbaşkanı Abdufettah es-Sisi'nin seçim kampanyasının resmi lansmanı, bugün (Cumartesi) düzenlenecek bir basın toplantısında yapılacak. Sisi cephesinden dün (Cuma) yapılan açıklamada “Aday gösterme işlemleri ve ilgili hususlara ilişkin detaylar cumartesi günü yerli ve yabancı medya ve basının katılımıyla açıklanacak” ifadeleri kullanıldı.

Sisi, birkaç gün önce Medya Düzenleme Yüksek Konseyi Eski Genel Sekreteri Mahmud Fevzi'ye seçim kampanyasını yönetmesi ve yasal temsilcisi olması için bir vekaletname verdi.

Adaylardan Vefd Partisi lideri Abdussened Yemame'nin seçim kampanyası ekonomik eksene dayanıyor. Yemame daha önce yaptığı bir açıklamada ‘cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması halinde ekonomik reform dosyasını başlatacağını’ söylemişti. Vefd Partisi lideri seçim kampanyasında merhum sanatçı Seyyid Derviş'in coşkulu şarkılarından birinde geçen ‘Ayağa kalk Mısırlı’ ifadesini seçim sloganı olarak seçtiğini açıkladı.

Mısır Demokrat Partisi'nin başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ferid Zahran ise bir basın toplantısı aracılığıyla seçim kampanyasına start verdi. Zahran kampanya sürecinde ‘fikir özgürlüğünü’ esas alacak.

Kahire Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Dr. Safa Zeydan, Cumhurbaşkanlığı seçimi için adayların seçim kampanyalarının yüz hatlarını belirlemek için henüz vaktin erken olduğunu söyledi. Zeydan, “Her ne kadar kampanyalarını üzerine inşa edecekleri temellerin yüz hatlarını çizse ve söylemleri açısından çekici bir noktayı temsil etse de henüz vakit erken” dedi.

Sisi'ye verilen destek (Ulusun Geleceği Partisi)
Sisi'ye verilen destek (Ulusun Geleceği Partisi)

Zeydan, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanlığı seçimlerini düzenleyen yasa, seçim kampanyasının, nihai aday listesinin açıklandığı tarihten oy verme gününün iki gün öncesine kadar süreceğini öngörüyor. Bu nedenle kampanya yöneticisinin isminin açıklanması veya seçim kampanyasının eksenleri ve kampanya sloganına ilişkin açıklamalarda bulunulması, adaylık sürecinin ilerleyişinin bir devamı olarak değerlendirilmektedir. Seçim sürecinin en gürültülü aşaması seçim kampanyalarıdır. Çünkü her adayın ana dosyalara, özellikle siyasi, ekonomik, eğitimsel ve diğer hayati dosyalara ilişkin vizyonunun ayrıntılı bir beyanını içerir” dedi.

2014 tarihli Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yönetmeliği Kanunu'na göre seçim propagandası, aday ve destekçileri tarafından yürütülen faaliyetler ile seçmenleri oy vermeye ikna etmeyi amaçlıyor. Bu, sınırlı ve kamuya açık toplantılar, diyaloglar, seçim propagandası materyallerinin yayınlanması ve dağıtılması, poster ve pankartların asılması, sesli, görsel, yazılı ve elektronik medyanın kullanılması ve yasaların veya Ulusal Seçim Kurumu tarafından çıkarılan kararların izin verdiği diğer faaliyetler yoluyla gerçekleştiriliyor.

Mısır Ulusal Seçim Kurumu, Mısırlıların yurt dışında 1, 2 ve 3 Aralık'ta, yurt içinde ise aynı ayın 10, 11 ve 12'sinde oy kullanmaya başlayacağını duyurdu. Seçimlerin ikinci tura kalması halinde oy verme süreci yurt dışında 5, 6 ve 7 Ocak'ta, yurt içinde ise aynı ayın 8, 9 ve 10'unda yapılacak.



Suriye Hükümeti: SDG konferansı kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmiyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
TT

Suriye Hükümeti: SDG konferansı kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmiyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)

Suriye hükümeti yetkilisi, Paris'te düzenlenecek “Suriye Demokratik Güçleri” konferansına ilişkin yaptığı açıklamada, dini veya milliyetçi grupların siyasi görüşlerini ifade etme ve partiler kurma konusunda tam haklara sahip olduklarını söyledi.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), söz konusu yetkilinin bugün yaptığı açıklamada, dini veya etnik grupların faaliyetlerinde barışçıl olmaları, devlete karşı silah taşımamaları ve Suriye devletinin yapısına kendi vizyonlarını dayatmamaları gerektiğini söylediğini belirtti.

Yetkili, devletin şeklinin “grup anlaşmalarıyla değil, halk oylamasıyla kabul edilen kalıcı bir anayasa ile” belirleneceğini, bu sayede tüm vatandaşların eşit katılımının garanti altına alınacağını ve her vatandaşın devletle ilgili görüşlerini ifade etme hakkına sahip olacağını, ancak bunun tehdit veya silahlı güçle değil, kamusal diyalog ve sandıklarla olacağını ifade etti.

Yetkili, Paris'teki SDG konferansının "kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmediğini, aksine Suriye halkının zaferi ve eski rejimin düşüşünden zarar gören tarafların yanı sıra, statükonun zoruyla Suriye'nin çeşitli bileşenlerinin temsilini tekeline alan veya almaya çalışan bazı gruplardan oluşan kırılgan bir ittifakı temsil ettiğini" vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre hükümet yetkilisi bu grupların dış desteğe dayandığını, "gelecekteki yükümlülüklerden kaçmak ve tek ordu, tek hükümet ve tek ülkeye dayalı Suriye devletinin ilkelerini inkar etmek" amacıyla, bu tür konferanslara başvurduklarını belirtti.

Yetkili, Suriye hükümetinin konferansta düşmanca eylemlerde bulunan ayrılıkçı isimlerin ağırlanmasını şiddetle kınadığını belirterek, konferansı "Suriye meselelerini uluslararasılaştırma, yabancı müdahaleye davetiye çıkarma ve yaptırımları yeniden uygulama girişimi" olarak nitelendirdi.

Cuma günü “Bileşenlerin Ortak Tutumu” adı altında Haseke’de düzenlenen konferans, “merkezi olmayan bir devletin kurulması ve etnik, dini ve kültürel çoğulculuğu garanti altına alan bir anayasanın hazırlanması” çağrısında bulundu.