Dün dikkatler Gazze Şeridi’ndeydi. Gazze Şeridi, olası bir kara operasyonu başlatılmadan önce İsrail’in kuzey bölgelerinin boşaltılması gerektiği uyarısında bulunmasının ardından buradaki sakinlerin faciaya yol açacak şekilde tehcir edilmesi durumuyla karşı karşıya. Bu sırada ise Batı Şeria, Filistinliler ile İsrail güçleri arasında geniş çaplı saldırılara tanık oldu. Gazze’de yaşananların etkisiyle burada da işlerin patlama noktasına gelmesinden korkuluyor.
İsrail ordusu dün sabah yaptığı açıklamada, “Gazze şehrinin tüm sakinlerine canlarını korumak için evlerini terk edip Gazze Vadisi’nin güneyine geçmeleri” çağrısında bulunarak 24 saat mühlet verdi. Ancak bu düşünüldüğü gibi 1 milyondan fazla kişinin bu kalabalık bölgeden ayrılmasını sağlamak için yeterli bir süre değil. Bölge, en fazla sayıda insanı topluca göç etmeye zorlamayı hedefleyen bir hamleyle hava saldırılarının yoğunlaşmasına tanık oldu.
Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric düzenlediği basın toplantısında, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in İsrailli yetkililerle sürekli temas halinde olduğunu ve onları “insani bir felaketten kaçınmaya” çağırdığını söyledi.
Görünüşe göre kuzey ve orta Gazze’nin boşaltılması, İsrail ordusunun başlatmak için emirleri beklediğini söylediği kara harekâtıyla ilişkili. Dün İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin içine belli amaçlar için karadan sınırlı bir müdahale gerçekleştirdi ve daha sonra geri çekildi.
İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyini terk etme çağrısı dün erken saatlerde geniş bir yanıt bulmadı ancak gün içerisinde, yerinden edilen insanlardan kuyruklar oluşmaya başladı. Gazze Şeridi’ndeki İçişleri Bakanlığı, Filistinlilere “psikolojik savaşın” bir parçası olarak nitelendirdiği “İsrail propagandasına” kulak asmamaları çağrısında bulunurken, El-Kassam Tugayları da devreye girerek “Bizim sözlüğümüzde Aşkelon’a, Kudüs’e, Hayfa’ya, Yafa’ya ve tüm Filistin’e dönüş göçü dışında göç diye bir şey yok” açıklamasında bulundu.
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari ise şu sözlerle buna yanıt verdi:
“Eğer Hamas, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayanların evlerine terk edip güneye doğru hareket etmelerini engellerse, bunun sonuçlarının sorumlusu onlar olacaklar.”
Bu sırada Ortadoğu’da bir gezide bulunan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Şu anda odak noktamız Gazze’de siviller için güvenli bölgeler oluşturmak” dedi. Blinken dün Amman’da Ürdün Kralı 2. Abdullah’la görüştü. 2. Abdullah “Filistinlileri tüm Filistin topraklarından çıkarmaya veya yerlerinden edilmelerine neden olmaya yönelik her türlü girişime” karşı ikazda bulundu. Kraliyet Divanı tarafından yapılan açıklamaya göre 2. Abdullah, “krizin komşu ülkelere gönderilmemesi ve mülteci sorununun daha da kötüleşmesinin önlenmesi” gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Blinken ile Amman’da bir araya gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Gazze’deki Filistinlilerin “zorla yerinden edilmesinin kabul edilemez olduğunu” kaydetti. İsrail’in kuruluşunu takip eden 1948 savaşında Filistinlilerin kitlesel olarak yerinden edilmesine atıfta bulunarak böyle bir olayın “ikinci bir Nekbe” teşkil edeceğini söyledi.
Ayrıca ABD’li bakanın kısa Ortadoğu turu kapsamında ziyaret ettiği Suudi Arabistan da, uluslararası barış ve güvenliğin korunması amacıyla Filistin meselesine adil ve kapsamlı bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Gazze’deki ablukanın kaldırılması ve tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulundu.
Öte yandan dün akşam Lübnan’ın İsrail sınırında büyük bir gerilim yaşandı. Hizbullah, güney sınırında çok sayıda İsrail bölgesine saldırdığını duyurdu. Şarku’l Avsat’ın Reuters Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre ajans yönetimi, güney Lübnan’daki kameramanlarından birinin İsrail bombalamasını kaydederken hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu arada Beyrut’tan Şam’a geçen İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ABD’nin bölgesel bir savaştan kaçınmak istiyorsa İsrail’i “dizginlemesi” gerektiğini söyledi. Lübnan ziyaretinin amaçlarından birinin Gazze’de saldırı gerçekleştiğinde ülkenin “güvende olduğunu” teyit etmek olduğunu vurguladı.