Gazze’de tehcir yaşanırken Batı Şeria’da sular ısınıyor

Suudi Arabistan tansiyonu düşürmeye çalışıyor. İsrail Gazze Şeridi’ne karadan sınırlı bir müdahale gerçekleştirdi. İran’dan “bölgesel savaş” uyarısı geldi. Lübnan sınırında çatışmalar yaşandı.

Dün Gazze şehrinden kaçan vatandaşlar (AFP)
Dün Gazze şehrinden kaçan vatandaşlar (AFP)
TT

Gazze’de tehcir yaşanırken Batı Şeria’da sular ısınıyor

Dün Gazze şehrinden kaçan vatandaşlar (AFP)
Dün Gazze şehrinden kaçan vatandaşlar (AFP)

Dün dikkatler Gazze Şeridi’ndeydi. Gazze Şeridi, olası bir kara operasyonu başlatılmadan önce İsrail’in kuzey bölgelerinin boşaltılması gerektiği uyarısında bulunmasının ardından buradaki sakinlerin faciaya yol açacak şekilde tehcir edilmesi durumuyla karşı karşıya. Bu sırada ise Batı Şeria, Filistinliler ile İsrail güçleri arasında geniş çaplı saldırılara tanık oldu. Gazze’de yaşananların etkisiyle burada da işlerin patlama noktasına gelmesinden korkuluyor.

İsrail ordusu dün sabah yaptığı açıklamada, “Gazze şehrinin tüm sakinlerine canlarını korumak için evlerini terk edip Gazze Vadisi’nin güneyine geçmeleri” çağrısında bulunarak 24 saat mühlet verdi. Ancak bu düşünüldüğü gibi 1 milyondan fazla kişinin bu kalabalık bölgeden ayrılmasını sağlamak için yeterli bir süre değil. Bölge, en fazla sayıda insanı topluca göç etmeye zorlamayı hedefleyen bir hamleyle hava saldırılarının yoğunlaşmasına tanık oldu.

Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric düzenlediği basın toplantısında, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in İsrailli yetkililerle sürekli temas halinde olduğunu ve onları “insani bir felaketten kaçınmaya” çağırdığını söyledi.

Görünüşe göre kuzey ve orta Gazze’nin boşaltılması, İsrail ordusunun başlatmak için emirleri beklediğini söylediği kara harekâtıyla ilişkili. Dün İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin içine belli amaçlar için karadan sınırlı bir müdahale gerçekleştirdi ve daha sonra geri çekildi.

Fotoğraf altı: Dün Gazze’nin kuzeyinden yerinden edilenler (Reuters)
Dün Gazze’nin kuzeyinden yerinden edilenler (Reuters)

İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyini terk etme çağrısı dün erken saatlerde geniş bir yanıt bulmadı ancak gün içerisinde, yerinden edilen insanlardan kuyruklar oluşmaya başladı. Gazze Şeridi’ndeki İçişleri Bakanlığı, Filistinlilere “psikolojik savaşın” bir parçası olarak nitelendirdiği “İsrail propagandasına” kulak asmamaları çağrısında bulunurken, El-Kassam Tugayları da devreye girerek “Bizim sözlüğümüzde Aşkelon’a, Kudüs’e, Hayfa’ya, Yafa’ya ve tüm Filistin’e dönüş göçü dışında göç diye bir şey yok” açıklamasında bulundu.

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari ise şu sözlerle buna yanıt verdi:

“Eğer Hamas, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayanların evlerine terk edip güneye doğru hareket etmelerini engellerse, bunun sonuçlarının sorumlusu onlar olacaklar.”

Bu sırada Ortadoğu’da bir gezide bulunan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Şu anda odak noktamız Gazze’de siviller için güvenli bölgeler oluşturmak” dedi. Blinken dün Amman’da Ürdün Kralı 2. Abdullah’la görüştü. 2. Abdullah “Filistinlileri tüm Filistin topraklarından çıkarmaya veya yerlerinden edilmelerine neden olmaya yönelik her türlü girişime” karşı ikazda bulundu. Kraliyet Divanı tarafından yapılan açıklamaya göre 2. Abdullah, “krizin komşu ülkelere gönderilmemesi ve mülteci sorununun daha da kötüleşmesinin önlenmesi” gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Blinken ile Amman’da bir araya gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Gazze’deki Filistinlilerin “zorla yerinden edilmesinin kabul edilemez olduğunu” kaydetti. İsrail’in kuruluşunu takip eden 1948 savaşında Filistinlilerin kitlesel olarak yerinden edilmesine atıfta bulunarak böyle bir olayın “ikinci bir Nekbe” teşkil edeceğini söyledi.

Ayrıca ABD’li bakanın kısa Ortadoğu turu kapsamında ziyaret ettiği Suudi Arabistan da, uluslararası barış ve güvenliğin korunması amacıyla Filistin meselesine adil ve kapsamlı bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Gazze’deki ablukanın kaldırılması ve tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulundu.

Öte yandan dün akşam Lübnan’ın İsrail sınırında büyük bir gerilim yaşandı. Hizbullah, güney sınırında çok sayıda İsrail bölgesine saldırdığını duyurdu. Şarku’l Avsat’ın Reuters Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre ajans yönetimi, güney Lübnan’daki kameramanlarından birinin İsrail bombalamasını kaydederken hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu arada Beyrut’tan Şam’a geçen İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ABD’nin bölgesel bir savaştan kaçınmak istiyorsa İsrail’i “dizginlemesi” gerektiğini söyledi. Lübnan ziyaretinin amaçlarından birinin Gazze’de saldırı gerçekleştiğinde ülkenin “güvende olduğunu” teyit etmek olduğunu vurguladı.



Rapor: Hizbullah lideri Ali Musa Dakduk, İsrail'in Suriye'deki saldırısında öldürüldü

Amerikalı subay Kevin Bergner, Bağdat'ta gazetecilere Ali Musa Dakduk'un gözaltına alındığını duyurdu, 2 Temmuz 2007. (AFP – Getty Images)
Amerikalı subay Kevin Bergner, Bağdat'ta gazetecilere Ali Musa Dakduk'un gözaltına alındığını duyurdu, 2 Temmuz 2007. (AFP – Getty Images)
TT

Rapor: Hizbullah lideri Ali Musa Dakduk, İsrail'in Suriye'deki saldırısında öldürüldü

Amerikalı subay Kevin Bergner, Bağdat'ta gazetecilere Ali Musa Dakduk'un gözaltına alındığını duyurdu, 2 Temmuz 2007. (AFP – Getty Images)
Amerikalı subay Kevin Bergner, Bağdat'ta gazetecilere Ali Musa Dakduk'un gözaltına alındığını duyurdu, 2 Temmuz 2007. (AFP – Getty Images)

ABD'li üst düzey bir savunma yetkilisi, Irak Savaşı sırasında ABD güçlerine karşı en cesur ve karmaşık saldırılardan birinin planlanmasına yardımcı olan Lübnanlı üst düzey Hizbullah komutanının, Suriye'de bir İsrail saldırısında öldürüldüğünü söyledi.

ABD güçleri Ali Musa Dakduk'u 2007 yılında ABD güvenlik ekibi kılığına giren ajanların beş Amerikan askerini öldürdüğü bir operasyonun ardından gözaltına almıştı. NBC'ye göre daha sonra Iraklı yetkililer tarafından serbest bırakıldı.

Şarku’l Avsat’ın NBC'den aktardığına göre ABD'li savunma yetkilisi, İsrail hava saldırısının ayrıntılarının, ne zaman gerçekleştiğinin, Suriye'nin neresinde yapıldığının ve özellikle Dakduk'u hedef alıp almadığının bilinmediğini ifade etti.

Dakduk'un planlanmasına yardım ettiği karmaşık saldırı, 20 Ocak 2007'de Kerbela'daki ABD-Irak ortak askeri yerleşkesinde gerçekleşti.

ABD askeri güvenlik ekibi kılığına girmiş, Amerikan silahları taşıyan ve bazıları İngilizce konuşan bir grup adam, ABD ve Irak askerlerinin bulunduğu bir binanın yakınına gelene kadar çeşitli kontrol noktalarından geçtiler.

Tesis, Irak'ta ‘Ortak Güvenlik İstasyonları’ olarak bilinen ve ABD askerlerinin Iraklı polis ve askerlerle birlikte yaşadığı, çalıştığı bir grup tesisin bir parçasıydı. Silahlı saldırganlar geldiğinde tesiste yirmiden fazla ABD askeri bulunuyordu.

Silahlı unsurlar binayı kuşattı, güvenliği aşmak için el bombaları ve patlayıcılar kullandı. El bombasının patlaması sonucu bir ABD askeri öldü. Militanlar içeri girdikten sonra iki ABD askerini binanın içinde, diğer ikisini de dışarıda esir aldı ve kendilerini bekleyen dört çeker araçlarla hızla kaçtı.

ABD saldırı helikopterlerinin konvoyu takip etmesi üzerine militanlar araçlarını terk ederek yaya olarak kaçmaya başladılar ve bu sırada dört ABD askerini vurdular.

Saldırının ardından ABD'li yetkililer, operasyonu gerçekleştirmek için gereken koordinasyon, eğitim ve istihbarat seviyesine dayanarak militanların İran'dan doğrudan destek aldığından şüphelendi.

Dakduk Mart 2007'de ABD güçleri tarafından yakalandı. NBC'nin bildirdiğine göre, Kerbela saldırısının planlanmasında Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Kudüs Gücü'nün yer aldığı kanıtlandı. Sorgulama sırasında Dakduk, operasyonun Kudüs Gücü'nün doğrudan desteği ve eğitimi sonucunda gerçekleştiğini itiraf etti.

ABD ordusu Dakduk'u Irak'ta birkaç yıl gözaltında tuttuktan sonra, Aralık 2011'de Iraklı yetkililere teslim etti.

ABD'li yetkili şunları söyledi: “Iraklı yetkililer Dakduk'u yargılayacaklarını söylediler ama ABD'li yetkilileri çok kızdıracak şekilde birkaç ay içinde serbest bırakıldı. Kısa bir süre sonra tekrar Hizbullah ile çalışmaya başladı.”