Uydu görüntüleri ve videolar, İsrail’in Gazze’nin güneyine kaçmaya çalışan Filistinlileri ‘güvenli yollarda’ vurduğunu ortaya çıkardı

İsrail ordusunun tahliye uyarısı yapmasının ardından Gazze’nin güneyine kaçmaya çalışan Filistinliler (AP)
İsrail ordusunun tahliye uyarısı yapmasının ardından Gazze’nin güneyine kaçmaya çalışan Filistinliler (AP)
TT

Uydu görüntüleri ve videolar, İsrail’in Gazze’nin güneyine kaçmaya çalışan Filistinlileri ‘güvenli yollarda’ vurduğunu ortaya çıkardı

İsrail ordusunun tahliye uyarısı yapmasının ardından Gazze’nin güneyine kaçmaya çalışan Filistinliler (AP)
İsrail ordusunun tahliye uyarısı yapmasının ardından Gazze’nin güneyine kaçmaya çalışan Filistinliler (AP)

Analiz edilip doğrulanan uydu görüntüleri ve videolar, Gazze’den kaçan sivilleri taşıyan araç konvoyunun, İsrail ordusunun ‘güvenli yollar’ olarak belirlediği iki yoldan birinde giderken, ölümcül bir hava saldırısına maruz kaldığını gösterdi.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, İsrail’in söz konusu saldırısı, 2,3 milyon kişinin yaşadığı yoğun nüfuslu bölgedeki ana yol olan Selahaddin Yolu üzerinde, cuma günü öğleden sonra meydana geldi.

Filistin merkezli insan hakları örgütü El-Haq’ın Adli Mühendislik Birimi, saldırıyı analiz etmek ve coğrafi konumunu belirlemek için uydu fotoğrafları ile sosyal medya paylaşımlarını kullandı. Elde ettiği bulguları da The Guardian gazetesiyle paylaştı.

BBC’deki denetim ekibi de aynı sonuca ulaştı ve ‘olayın en uzun videosunu doğrulayabildiğini ancak katliamın tüm anını içerdiği için yayınlayamayacağını’ belirtti.

BBC ekibi tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Parçalanmış cesetler her yerde yatıyordu. Daha sonra üzerinde şort ve tişört bulunan küçük bir çocuğun cesedi görüldü. Görüntülerde yanan arabalar da görülüyordu ve bu araçların sürücü ve yolcularının da araçların içinde olduğu ortaya çıktı. Saldırı sonrasına ilişkin video ve fotoğraflarda, çoğu kadın ve çocuk, en küçüğü yaklaşık iki yaşında olan 12 ceset ile çok sayıda hasarlı araç görülüyordu.

Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze’nin kuzeyinde yaşayan Filistinlilerin tahliye edilmeye çalışıldığı sırada, trafiğin yoğun olduğu bu yolda 70 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Hamas bu olayı ‘İsrail katliamı ve iğrenç bir suç’ olarak nitelendirdi.

Hamas tarafından dün yapılan açıklamada, 70 kişinin öldüğü, 200 kişinin de yaralandığı bilgisi verildi.

İsrail ordusu, olayın ayrıntıları hakkında yorum yapmayı reddetti ancak şu açıklamayı yaptı:

İsrail ordusu, uluslararası hukuku takip ediyor ve sivilleri Gazze’nin güneyine doğru ilerlemeye teşvik etmek için alınan özel önlemler de dahil olmak üzere, sivillere verilen zararı azaltmak için olası önlemleri alıyor.

Gazze’deki pek çok sivil, hedef alınma korkusuyla İsrail’in belirlediği bu ‘güvenli rotalardan’ ayrılmaktan korkuyor.

Gazze şehrinin merkezindeki Mabaret Er-Rahma Yetimhanesi Müdürü Hazem El-Anazi, sorumlulukları altındaki çocukları bu yollardan geçirmeyeceklerini bildirdi.

The Guardian’a konuşan Anazi şunları söyledi:

Burada yaşayan 27 çocuğumuz var. Bunların dokuzu 10 yaşın altında. Eskiden 25 çalışanımız vardı ama durumdan dolayı şu anda sadece ben ve başka bir bakım çalışanımız var. Çocuklarımızın çoğu fiziksel engelli. Gerçekten korkuyorlar ve travma yaşıyorlar. Gazze’nin hiçbir yerinde onlar için güvenli bir geçiş ve güvenli bir yer yok.

Hamas, 7 Ekim’de başlattığı El-Aksa Tufanı operasyonu kapsamında, İsrail bölgelerine teknelerle denizden, dikenli telden oluşan sınır çitlerinin bazı kısımlarını keserek karadan ve planörlerle havadan girdi. 

Filistinli gruplar, askeri bölgeler ile yerleşim yerlerine girdiler, yüzlerce kişiyi öldürdüler ve esir aldılar.

Buna ek olarak Gazze’den İsrail’e binlerce roket fırlatıldı. 

Gazze Şeridi’ndeki kuşatmayı sıkılaştıran İsrail, su, elektrik ve gıda malzemelerini keserek karşılık verdi.

İsrail ayrıca, savaş uçakları, topçular ve deniz kuvvetleri ile Gazze Şeridi’ni yoğun ve şiddetli bir şekilde hedef almaya başladı.

Gazze Şeridi’ndeki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından bu sabah yapılan açıklamada, İsrail’in saldırılarında ölü sayısının 2 bin 329’a, yaralıların ise 9 bin 42’ye yükseldiği bilgisi verildi.

Çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana ayrıca Batı Şeria’da da 54 kişi öldü, bin 100 kişi de yaralandı.



DEAŞ tarafından yıkılan Musul'un ünlü minaresi restore edildi

Eğik minaresiyle bilinen Musul'daki en-Nuri Ulu Camii (Reuters)
Eğik minaresiyle bilinen Musul'daki en-Nuri Ulu Camii (Reuters)
TT

DEAŞ tarafından yıkılan Musul'un ünlü minaresi restore edildi

Eğik minaresiyle bilinen Musul'daki en-Nuri Ulu Camii (Reuters)
Eğik minaresiyle bilinen Musul'daki en-Nuri Ulu Camii (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, 2017 yılında DEAŞ militanları tarafından yıkılan sekiz asırlık minaresiyle bilinen Musul'daki en-Nuri Ulu Camii restore edildi.

Restorasyon, Irak'ın ikinci büyük kentinin yıllar süren savaşın ardından yeniden inşasında önemli bir kilometre taşı.

zxscdfrgt
Bölgede yaşanan şiddetli savaş, Irak'ın ikinci büyük kentindeki tarihi eserlerin yaygın bir şekilde tahrip edilmesine yol açtı. (Reuters)

DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi 4 Temmuz 2014'te bu caminin minberinden Suriye ve Irak'ın bazı bölgelerinde ‘halifelik’ ilan etti.

Üç yıl sonra militan grup, İslamcı militanları Irak'taki ana kaleleri olan Musul'dan çıkaran ABD destekli Irak harekâtının son haftalarında camiyi yıktı.

Bu kentsel alandaki şiddetli ve uzun süreli savaş, Irak'ın en büyük ikinci kentindeki tarihi yapıların yaygın bir şekilde tahrip edilmesine yol açtı.

Caminin yakınında yaşayan ve minaresine bakan bir terzi dükkânı işleten 70 yaşındaki Mahmud Zunun, kambur minare yıkılmadan önce iki oğlunun öldürüldüğünü söyledi.

Minarenin yıkılışını kendi gözleriyle gördüğünde oğullarının ölümünden daha fazla üzüldüğünü belirten terzi, minarenin restore edilmesinin ve yeniden dimdik ayakta durduğunu görmenin kendisini mutlu ve gururlu hissettirdiğini kaydetti.

Arkasında iki oğlunun fotoğraflarıyla dükkanının içinden konuşan Zunun, eğer hayatta olsalardı minarenin restore edildiğini görmekten gurur duyacaklarını söyledi.

Zunun öğullarının, DEAŞ'a karşı savaş sırasında Mayıs ve Haziran 2017'deki iki saldırıda öldüklerini hatırlayınca gözyaşlarına boğuldu.

Cami ve minare, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Avrupa Birliği (AB) ve Irak Eski Eserler ve Miras Kurumu ortaklığında restore edildi.

scdfrgt
Cami ve minare, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Avrupa Birliği (AB) ve Irak Eski Eserler ve Miras Kurumu ortaklığında restore edildi. (Reuters)

UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, en az 15 ortaktan 115 milyon dolardan fazla bağış toplandığını, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve AB'nin en önde gelen iki ortak olduğunu söyledi.

Azoulay, 5 Şubat'ta cami yakınında restorasyon çalışmalarının tamamlanması münasebetiyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Minareyi burada arkamda görmek, tarihin geri dönüşü gibi… bu şehrin kimliğinin geri dönüşü gibi...”

Iraklılar 45 metre yüksekliğindeki eğik minareyi ‘el-Hadba’ olarak adlandırıyor.

Cami adını, bugün Türkiye, Suriye ve Irak topraklarını kapsayan bir beylikten gelen ve ilk Haçlı Seferleri'nde savaşmış olan Nureddin Zengi'den alıyor. Cami, ölümünden kısa bir süre önce 1172 ve 1173 yıllarında inşa edilmiş ve bir medreseye ev sahipliği yapmıştır.

Caminin bulunduğu Musul'un Eski Şehri'ndeki taş binaların çoğu Orta Çağ'dan kalmadır. Eski Şehir’de yüzyıllar boyunca üst üste inşa edilmiş dükkanlar, birkaç cami, kilise ve küçük evler bulunur.