Sosyal medya Aksa Tufanı karşısında nasıl taraf tutuyor?

Londra’da Filistin’e destek yürüyüşü sırasında yüzünde Filistin bayrağı olan küçük bir çocuk (AFP)
Londra’da Filistin’e destek yürüyüşü sırasında yüzünde Filistin bayrağı olan küçük bir çocuk (AFP)
TT

Sosyal medya Aksa Tufanı karşısında nasıl taraf tutuyor?

Londra’da Filistin’e destek yürüyüşü sırasında yüzünde Filistin bayrağı olan küçük bir çocuk (AFP)
Londra’da Filistin’e destek yürüyüşü sırasında yüzünde Filistin bayrağı olan küçük bir çocuk (AFP)

Filistinli gazeteci Nesrin er-Razayine ‘Yazdıklarımız ulaşmıyor’ ifadeleri ile yaşadıklarını anlattı. Hamas’ın Aksa Tufanı olarak adlandırılan saldırısına tepki olarak İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırı başlatmasından bu yana Razayine memleketinde olup bitenleri aktarmaya başlamasının ardından Facebook sayfasında yazdıklarının silindiğini belirtti.

Razayine Şarku’l Avsat’a, Filistinlilerle ilgili içeriklerin silindiğini ve takipçilerinin gönderilerine ve özellikle de İsrail ordusunun şiddetine maruz kalan çocukların fotoğraflarına ‘erişim eksikliği’ olarak belirtilen bir nedenle ulaşmadığını söyledi. Ayrıca siteden kısıtlamaya ilişkin mesajlar aldığını da anlattı.

Geçen hafta Facebook ve Instagram’daki kullanıcılar, Meta’nın sahibi olduğu bu platformların, kamuoyunu şekillendirme arenası haline gelerek, Filistin davasını destekleyen içeriklerin silinmesine yönelik eleştirilerini yayınlamıştı. Geçtiğimiz iki gün içinde bazı kullanıcılar, birçok arkadaşının gönderilerinin kaybolduğunu belirterek, Facebook’un algoritmalarının değiştirilmesini talep eden bir mesajı paylaştı. Söz konusu mesajda “Facebook, uygulamada yalnızca seçtiği arkadaşlarımı gösteriyor. Bizim arkadaşlarımızı seçmek için Facebook’a ihtiyacımız yok uygulamanın kontrol politikası olmadan kullanabiliriz” ifadelerine yer verildi.

Hamas Hareketi’ne bağlı Sağlık Bakanlığı’nın cumartesi sabahı açıkladığı son verilere göre, Gazze Şeridi’nde İsrail bombardımanı sonucu ölenlerin sayısının 724’ü çocuk olmak üzere 2 bin 215’e yükselirken, basında çıkan haberlerde Hamas ve Aksa Tufanı ile ilgili hashtaglerin gizlendiği belirtiliyor.

Uluslararası ilişkiler, strateji ve uluslararası çatışma konularında uzman olan Enes el-Kassas, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırganlığına ilişkin sahte haberlere örnek olarak Politico dergisindeki bir haberin bağlantısını yayınladıktan sonra son günlerde Facebook hesabında kısıtlamalarla karşı karşıya kaldı. Kassas, Şarku’l Avsat’a “İki gün boyunca bir kısıtlama uyarısı aldım. Bu algoritmalar çılgınlık” ifadelerini kullandı.

Buna rağmen araştırmacı, Facebook platformunda hesabının askıya alınmasını önlemek için, doğru olsa bile, davayı destekleyecek herhangi bir bilgi veya gönderi yayınlamaktan kaçınmaya çalıştı. Bununla ilgili olarak “Facebook resmi verileri bile kısıtlamaya çalışıyor. Ayrıca yalnızca iki beğeni alan gönderilerim var ve bu normal değil” ifadelerini kullandı.

Siyasi araştırmacı, bu kısıtlamanın Facebook platformunun takipçilerine olan saygısını azalttığını düşünüyor. İsrail’in bakış açısını destekleyen içeriklerin yayınlanmasına izin verilmesinin çifte standartların kanıtı olduğunu vurgulayarak “16 yıldır Facebook hesabım var ve daha önce bu yasak hiç yaşanmamıştı” ifadelerini sözlerine ekledi.

Kitaplarla ilgili içerikleri ‘Kitap Kurdu’ kanalı adı altında çeşitli platformlarda yayınlayan Nida eş-Şebravi Şarku’l Avsat’a Instagram platformuna Filistin meselesini ele alan bir video yüklediğini ancak videonun 3 kez silindiğini ve sesin kapatıldığını söylüyor. Videoyu yayınlamayı tekrar denediğini de sözlerine ekledi.

Aynı bağlamda Şarku’l Avsat, Instagram platformunda savaştaki çocuklarla ilgili bir konunun bağlantısını yayınlamaya çalıştı. Ancak “Topluluğumuzu korumak için bazı faaliyetleri yasaklıyoruz” uyarısı aldı.

cdfvg
Instagram’da Gazze ile ilgili basında çıkan bir haberi yayınlamanın yasak olduğunu belirten bir uyarı (Şarku’l Avsat)

* Önlem mi engelleme mi?

Sosyal paylaşım sitesi Facebook’un sahibi ABD merkezli teknoloji devi Meta, Gazze’de çatışmaların başlamasının ardından internette yasa dışı ve yanıltıcı içeriklerin yayınlanmasına karşı ek önlemler alacağını açıkladı.

Alman haber ajansı DPA’ya göre Meta dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Hamas savaşçılarının saldırısını takip eden ilk üç gün ile ilgili olarak ‘Şirket, politikalarını ve yönergelerini ihlal ettiği için İbranice ve Arapça 795 bin içeriği sildi veya spam olarak sınıflandırdı” ifadelerine yer verdi. Ayrıca “7 Ekim’i takip eden üç günde önceki iki ayla karşılaştırıldığında, Tehlikeli Kuruluşlar ve Bireyler politikamızı ihlal ettiği için her gün 7 kat daha fazla İbranice ve Arapça içeriği siliyoruz” ifadeleri de açıklamada yer aldı.

Hamas’ın rehineleri Facebook ve Instagram’da sergilemekle tehdit etmesi nedeniyle bu platformlarda özellikle dikkatli olduklarını belirten şirket, daha önce platformun politikalarını ihlal eden bazı kullanıcılara kısıtlamalar getirdiğini söyledi.

Elon Musk’ın sahibi olduğu X platformu, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısını takip eden günlerde ‘onbinlerce’ paylaşımı kaldırdığını veya sınıflandırdığını duyurdu. X CEO’su Linda Yaccarino çarşamba günü yaptığı açıklamada Avrupa Birliği’nin bu konudaki bir eleştirisine yanıt olarak “İsrail’e düzenlenen terör saldırısından bu yana on binlerce paylaşımın kaldırılması veya etiketlenmesi için harekete geçtik” ifadelerini kullandı. Söz konusu açıklama, salı günü sosyal medyada Musk’ı eleştiren Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun İç Pazar ve Sanayiden Sorumlu Üyesi Thierry Breton’a yönelikti.

Fransız haber ajansı AFP’ye göre, Breton salı günü Musk’a ve Facebook ve Instagram platformlarını da içeren Meta grubundan Mark Zuckerberg’e gönderdiği mektuplarda, Avrupa Birliği’nin yeni dijital hizmetler yasasına uygun olarak ‘yasadışı içerik ve yanlış bilgilerin’ platformlarından nasıl kaldırılacağına ilişkin 24 saat içinde ayrıntılı bilgi vermelerini talep etmişti.

Dijital platformların aldığı bu ‘önlemlere’ rağmen, AFP tarafından hazırlanan bir haberde, bir haftadır süren çatışmanın ardından yanlış bilgi hacminin ve bunların internette yayılma hızının eşi benzeri görülmemiş olduğu belirtildi. AFP, uzmanlara göre İsrail ile Hamas arasındaki bu çatışmanın, Facebook ve X gibi önde gelen platformların yanlış bilgilerle mücadele etme becerisinin azaldığına dair korkunç bir örnek olduğunu bildirdi.

* Önyargılı algoritmalar

Kahire’deki Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Kamu Politikası Bölümünde öğretim üyesi olan Amr el-Iraki Filistin meselesiyle ilgili içeriğe getirilen kısıtlamanın bu platformlar açısından açık bir ideolojik önyargıyı ifade ettiğini söyleyerek, Hamas hareketini düzenli bir ordu olan İsrail ordusuyla karşı karşıya olan bir terörist hareket olarak tanımladıklarını belirtti. Iraki, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, söz konusu kısıtlamanın bu platformların özellikle kriz ve çatışma zamanlarında iyi bir bilgi kaynağı olmadığını ve siyasi kutuplaşmadan da etkilendiğini doğruladığını belirtti.

Iraki, algoritmaların bir matematik denklemi gibi olduğunu, girdileri giren ve şartlarını belirleyen kişinin önyargılarına uygun davrandığını söyledi. Facebook gibi platformların tarafsız platformlar olmadığını, asıl krizin bu algoritmaların ilişkilerimize, arkadaş çevremize, önyargılarımıza göre çalışmaması olduğunu dolayısıyla bunların artık gerçek anlamda sosyal medya platformları değil, devam eden çatışmada sahiplerinin önyargılarını ifade eden platformlar olduğunu sözlerine ekledi.

Son günlerde Iraki, ‘keşfetinde’ İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırganlığa ilişkin söylemini destekleyen Kürtçe içerikler olduğunu gözlemlediğini bunun, İsrail’in son dönemde askerlerinin moralini yükseltmek için yürüttüğü psikolojik savaşın bir parçası olduğunu belirtti.

Peki çözüm nedir? Başka platformlar mı? Iraki bu soruya her topluluğun kendi platformunu oluşturma hakkına sahip olduğunu söyleyerek yanıt verdi. Bununla birlikte Facebook’un büyük bir piyasa değeri olduğunu ve 20 yıl önce oluşturulmuş bir kâr modeli olması nedeniyle yayılma ve etki alanını olduğunu belirtti. Son dönemde ortaya çıkan ve kaybolan ancak Facebook ve Instagram’ın sahip olduğu devamlılığı sağlayamayan yeni platformların bulunduğunu sözlerine ekledi.



Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP