Hamas, saldırısını kripto parayla mı finanse etti?

Finans sistemindeki boşluklar, Washington'ın ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırdığı gruplara kripto para transferlerine olanak sağlıyor

Shutterstock
Shutterstock
TT

Hamas, saldırısını kripto parayla mı finanse etti?

Shutterstock
Shutterstock

Abdurrahman Eyas

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail'in askeri üslerini ve sivil bölgelerini hedef aldı. Buna karşın İsrail, Hamas’ın mevzilerinin bulunduğu Gazze Şeridi'ne yönelik acımasız bombardımanlar düzenledi. Saldırılardan dört gün sonra, yani geçtiğimiz çarşamba günü İsrail, İsrail Polisi'ne bağlı siber birim Lahav 433’ün Hamas'a ait kripto para hesaplarını dondurduğunu duyurdu.

İsrail'de yayın yapan Times of Israel gazetesine göre, İsrail Polisi’nden yapılan açıklamada, Hamas Hareketi’nin, 7 Ekim’de İsrail'in askeri üslerini ve sivil bölgelerini hedef alan, İsrail'in ise buna Hamas’ın mevzilerinin bulunduğu Gazze Şeridi'ne yönelik acımasız bombardımanlarla misillemede bulunduğu saldırıları finanse etmek için, söz konusu dondurulan kripto para hesaplarını kullandığı belirtildi.

Açıklamaya göre, ismi ‘bıçak’ anlamına gelen, 2008 yılında kurulan ve ABD Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) İsrail versiyonu olarak kabul edilen siber birim 433 Lahav, İsrail Savunma Bakanlığı, İsrail İç Güvenlik Servisi (Şin Bet) ve diğer yerel istihbarat teşkilatlarıyla iş birliği yaparak, Hamas ve müttefiki olan diğer silahlı grupların kendilerini kripto paralarla finanse etmek için kullandıkları kanalları kapatmaya çalışıyor. Açıklamada, Lahav 433 biriminin, Hamas’ın kripto para hesaplarını kapatmak için kripto para borsası Binance ile iş birliği yaptığı aktarıldı. Açıklamaya göre Lahav 433, İngiltere merkezli Barclays Bank ile iş birliği yaparak bankadaki bir hesabın da dondurulmasını sağladı.

Hamas’ın kripto para cüzdanlarının dondurulduğu haberi, ABD ve İsrail'in, Hamas ve müttefikleri olan İslami Cihad Hareketi ile Hizbullah'a yabancı para birimi akışını kesmeye yönelik, uzun süredir devam eden çabalarının bir sonucu olarak görüldü.

Shutterstock
Shutterstock

ABD merkezli The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin İsrail hükümetinin verilerinin yanı sıra ilgili blockchain (blok zinciri) hareketleri ve blockchain grupları analistlerinin raporlarına dayandırdığına göre, Hamas, İslami Cihad Hareketi ve Hizbullah, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik ani saldırısı öncesine kadar yıl boyunca kripto para transferleriyle ‘büyük paralar’ elde etti.

Paranın miktarını kestirmesi güç

Gazeteye göre, İslami Cihad Hareketi’nin bu yolla edindiği paranın yaklaşık 93 milyon dolar, Hamas'ın ise yaklaşık 41 milyon dolar aldığı tahmin ediliyor. İslami Cihad Hareketi, 7 Ekim’den bu yana Hamas'la birlikte hareket ederken Hizbullah, zaman zaman Lübnan'ın güney sınırında İsrail güçleriyle çatışıyor.

Hizbullah'ın kripto para cinsinden ne kadar para aldığını belirtmeyen gazete, İslami Cihad Hareketi’nin 2021 yılından bu yana, Hizbullah’a 12 milyon dolar değerinde kripto para aktardığını belirtmekle yetindi.

Associated Press (AP) haber ajansı, geçtiğimiz haziran ayında, İsrail hükümetinin İstihbarat ve Özel Harekâtlar Enstitüsü (Mossad), Askeri İstihbarat Dairesi, İsrail Polisi ve diğer teşkilatların katılımıyla düzenlediği operasyonla, Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı kolu Kudüs Gücü'nden para akışı sağlanan hesaplardan ‘milyonlarca dolar’ değerinde kripto para birimlerine el konulduğunun açıkladığını bildirmişti.

WSJ: Hamas, İslami Cihad Hareketi ve Hizbullah, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik ani saldırısı öncesine kadar yıl boyunca kripto para transferleriyle ‘büyük paralar’ elde etti.

WSJ’ye konuşan kripto para uzmanları, İsrail'in Hamas, İslami Cihad Hareketi ve Hizbullah’a ait el koyduğu paranın, buzdağının sadece görünen kısmı olabileceğini söyledi. Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı Aksa Tufanı saldırısını finanse etmek için kullanılan para miktarının belli olmadığını vurgulayan gazeteye göre İsrail Polisi, Hamas, İslami Cihad Hareketi ve Hizbullah’ın sosyal medya aracılığıyla kripto para bağışı talep ettiğini teyit etti. ABD Hazine Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan ve ‘finans sistemindeki boşlukların’ Washington'ın ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırdığı gruplara kripto para transferlerine olanak sağladığı belirtilen raporda, geçtiğimiz yıllarda El Kaide ve DEAŞ’ın da bu tür para transferlerinden yararlandığına işaret edildi.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebeliye semtinde İsrail bombardımanlarının neden olduğu büyük yıkım (Reuters)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebeliye semtinde İsrail bombardımanlarının neden olduğu büyük yıkım (Reuters)

ABD Adalet Bakanlığı, dünyanın en büyük kripto para borsası Binance’ın kara para aklamayla mücadeleye yönelik önlemlerini araştırıyor. Binance’ın sözcüsü gazeteye yaptığı açıklamada, Binance ekibinin, ABD ve İsrail'in, Hamas, İslami Cihad, Hizbullah ve diğer gruplara giden kripto paralara el koymak için gösterdiği çabaları desteklemek amacıyla, eş zamanlı olarak ve 24 saat çalıştığını söyledi. Hamas’ın fonlarını araştıran analistler, Hamas’ın, Mısır’dan Gazze’ye kripto para birimi cinsinden fon akışı sağladığına dikkati çekti. ABD’li yetkililer, İran’ın Hamas’ın ana finansörü olmaya devam ettiğini ve yılda yaklaşık 100 milyon dolar sağladığını tahmin ediyor.

Binance’dan bir sözcü, Binance ekibinin, ABD ve İsrail'in Hamas, İslami Cihad, Hizbullah ve diğer gruplara giden kripto paralara el koymak için gösterdiği çabaları desteklemek amacıyla, eş zamanlı olarak ve 24 saat çalıştığını söyledi.

Faaliyetlerini finanse etmek için kripto paraları kullandığını gizlemeyen Hamas, bu konuda ilk kez 2019 yılında bir açıklama yapmıştı. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, sosyal ağ uygulaması Telegram’daki bir hesabı kullanarak, kripto para ile bağış talebinde bulundu. Hatta kripto para cüzdanının adresini bile bu hesaptan paylaştı. Kassam Tugayları’nın söz konusu kripto para cüzdanı aracılığıyla, o yıl 30 bin dolar elde ettiği tahmin ediliyor.

Hamas Hareketi kısa süre sonra, ABD’li araştırmacıların fon kaynaklarını ilgili blockchain grupları aracılığıyla takip etmesinden sonra, bağışçıları korumak amacıyla kripto para cüzdanı adresini geri çekti. Hamas, bir açıklama yaparak, bağışçıların güvenliği için kripto parayla bağış almayı bırakacağını duyurdu.

Hindistan'dan Kassam Tugayları’nın kripto para cüzdanına fon akışı

Öte yandan Hindistan'dan Kassam Tugayları’nın kripto para cüzdanına fon akışı olduğu ortaya çıktı. Hindistan merkezli Business Today dergisine göre, Hindistan tarafından ülkedeki bir kripto para birimi cüzdanının karıştığı bir dolandırıcılık vakasına ilişkin başlatılan resmi soruşturma, söz konusu cüzdandan bazıları ABD, bazıları Mısır’ın Giza şehri, bazıları ise Batı Şeria’nın Ramallah şehrinde Kassam Tugayları’na ait kripto para cüzdanı adreslerine, yaklaşık üç milyon rupinin (yaklaşık 36 bin dolar) yasadışı olarak transfer edildiğini ortaya çıkardığını bildirdi. Business Today, Hindistan’daki bir kripto para cüzdanından yapılan transferin, Kassam Tugayları’na ait kripto para cüzdanına geçmeden önce, birkaç cüzdan arasında aktarıldığını açıkladı. Hindistan’ın ilgili birimleri tarafından yürütülen soruşturma, İsrail’deki Terörün Finansmanıyla Mücadele Ulusal Ofisi tarafından yürütülen bir başka soruşturmayla kesiştiğini aktarıldı. Business Today, Terörün Finansmanıyla Mücadele Ulusal Ofisi tarafından takip edilen kripto para cüzdanı sayısını ise belirtmedi.

Kripto para uzmanları, savaştan korktukları kadar kripto para birimleri piyasasının ABD ve İsrail’de yürütülen soruşturmalardan etkilenmesinden korkmuyor. Kripto para piyasasıyla ilgili haberlerin yer aldığı 'CoinDesk’ adlı internet sitesi, uzmanlara göre, Gazze savaşının yansımalarının Bitcoin gibi daha riskli kripto para birimleri üzerinde baskı oluşturduğunu aktardı.

WSJ, Hizbullah'ın kripto para cinsinden ne kadar para aldığını belirtmezken İslami Cihad Hareketi’nin 2021 yılından bu yana Hizbullah’a 12 milyon dolar değerinde kripto para aktardığını bildirdi.

Uzmanlar, petrol zengini Ortadoğu'da savaşın patlak vermesinin yatırımcıları, özellikle de paralarını kripto para birimlerine yatıranları endişelendirdiğine işaret etti. Petrol fiyatlarının yanı sıra yatırımlar için güvenli bir liman olarak görülen altının ons fiyatında da son dönemde hafif de olsa (yüzde 1) bir yükseliş yaşandığına dikkat çeken uzmanlar, buna hisse senedi fiyatlarındaki düşüşün eşlik ettiğini kaydetti. Kripto para birimi kurlarındaki dalgalanmaya da işaret eden uzmanlar, ancak genel eğilimin düşüş yönünde olduğunun altını çizdi.

Kripto para birimleri, geleneksel para birimlerine yönelik denetimlerden hala uzak olsa da kripto para birimlerine de kademeli olarak denetimler getirildiği biliniyor. Ancak bu eğilimin, İsrail'in ve bir dereceye kadar ABD’nin Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah'ı artık birçok satıcının ödeme yöntemi olarak kabul ettiği kripto para birimleriyle kendilerini finanse etmelerini önleme politikası sayesinde güçlenmesi pek olası görünmüyor. Bu durum, kripto para birimleriyle yapılan ticaretin sınırlandırılması ya da ticaretin sadece merkez bankalarının himaye ettiği geleneksel para birimleriyle yapılması gibi kurallar getirilmesine yol açabilir.



Es-Safadi Şam'da eş-Şera ile görüştü: Suriye'den Ürdün'e uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadelede iş birliği yapacağız

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şera Şam'da bir araya geldi. (AFP)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şera Şam'da bir araya geldi. (AFP)
TT

Es-Safadi Şam'da eş-Şera ile görüştü: Suriye'den Ürdün'e uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadelede iş birliği yapacağız

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şera Şam'da bir araya geldi. (AFP)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şera Şam'da bir araya geldi. (AFP)

Ürdün Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi'nin bugün Şam'da yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şera ile bir araya geldiği belirtildi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan fotoğraflarda es-Safadi ve eş-Şera el sıkışırken görülürken, görüşmenin Şam’ın neresinde gerçekleştiği belirtilmedi. Dışişleri Bakanlığı daha önce yaptığı kısa bir açıklamada, es-Safadi'nin bugün Şam'ı ziyaret ederek Suriye'deki yeni yönetimin lideri eş-Şera ve bazı Suriyeli yetkililerle görüşeceğini bildirmişti.

Bu ziyaret, Devlet Başkanı Beşşar Esed'in 8 Aralık'ta devrilmesinden bu yana Ürdünlü üst düzey bir yetkili tarafından Suriye'ye yapılan ilk ziyaret. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Ürdün İletişim Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Muhammed el-Mumini dün (Pazar) gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ürdün'ün Suriye'deki son olaylara yönelik tutumu, iki kardeş ülke arasındaki ilişkilerin samimiyetinin yanı sıra Suriye'nin güvenliğinin, toprak bütünlüğünün ve kurumlarının istikrarının sağlanmasına yönelik desteğini ifade etmektedir. Bu istikrar Ürdün devletinin çıkarlarına olumlu yansıyor ve sınırlarının güvenliğini pekiştiriyor” ifadelerini kullandı.

Ürdün'ün Suriye ile 375 kilometrelik bir kara sınırı bulunuyor. Amman, Suriye'de çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana 1,3 milyondan fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını söylüyor ve Birleşmiş Milletler'e (BM) göre Ürdün'de yaklaşık 680 bin kayıtlı Suriyeli mülteci bulunuyor. Ürdün İçişleri Bakanı perşembe günü yaptığı açıklamada, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana toplam 7 bin 250 Suriyelinin Ürdün sınırından ülkelerine geri döndüğünü söyledi. Ürdün 14 Aralık'ta sekiz Arap ülkesi, ABD, Fransa, Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ve BM dışişleri bakanlarının katılımıyla Suriye konulu bir toplantıya ev sahipliği yaptı.

Kral 2. Abdullah, Ürdün'ün Suriyelilere desteğini ve iradelerine saygısını vurgulayarak, muhalif grupların Şam'a girip Devlet Başkanı Beşşar Esed'i devirdiklerini açıklamalarının ardından ülkenin ‘kaosa’ sürüklenmemesi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre es-Safadi bugün yaptığı açıklamada, eş-Şera ile Suriye'den Ürdün'e uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadele için iş birliği yapma konusunda anlaştıklarını söyledi.

Ürdün son yıllarda başta Captagon olmak üzere silah ve uyuşturucu kaçakçılığından çok zarar gördü. 2011 yılından bu yana Suriye'de devam eden kanlı çatışmalar yarım milyondan fazla insanın ölümüne, büyük bir yıkıma ve ülke içinde ve dışında milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden oldu.

Ürdün söz konusu kaçakçılık operasyonlarının ‘organize’ hale geldiğini ve bazen insansız hava araçlarının (İHA) kullanıldığını söylüyor. AFP'ye göre Ürdün bu İHA’ları düşürmek için defalarca hava kuvvetlerini kullandı ve birçok kaçakçıyı tutukladı yahut öldürdü. Captagon üretimi bölgede yeni değil. Suriye 2011'de savaşın patlak vermesinden önce de bu maddenin ana kaynağıydı, ancak çatışma bu maddenin üretimini daha popüler hale getirdi ve ihracatının artmasına yol açtı.