İsrail, Kassam Tugayları liderlerini ve Heniyye'nin yakınlarını hedef aldı

İkinci aşama öncesi yaşanan tüm savaşlardan daha fazla yıkım: 3 bin ölü, 13 bin yaralı

İsrail’in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından çöken bir binanın enkazı altında hayatta kalanları arayan Filistinliler, 17 Ekim 2023 (AFP)
İsrail’in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından çöken bir binanın enkazı altında hayatta kalanları arayan Filistinliler, 17 Ekim 2023 (AFP)
TT

İsrail, Kassam Tugayları liderlerini ve Heniyye'nin yakınlarını hedef aldı

İsrail’in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından çöken bir binanın enkazı altında hayatta kalanları arayan Filistinliler, 17 Ekim 2023 (AFP)
İsrail’in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından çöken bir binanın enkazı altında hayatta kalanları arayan Filistinliler, 17 Ekim 2023 (AFP)

İsrail, Hamas Hareketi’nin askeri kolu İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın liderlerinden birini ve Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin akrabalarını öldürdü. Gazze Şeridi'ndeki savaşın 11’inci gününe gelinirken geride 3 binden fazla ölü, 12 bin 500'den fazla yaralı bıraktı, bir milyondan fazla kişinin yerinden edildi. Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas üyelerinin ya bulundukları yerde ölme ya da teslim olma şeklinde sadece iki seçenekleri olduğunu söyledi.

Gallant, dün yaptığı açıklama, “Hamas üyelerinin iki seçeneği var; ya bulundukları yerde ölecekler ya da kayıtsız şartsız teslim olacaklar. Üçüncü bir seçenek yok. Hamas'ı yok edeceğiz ve tüm yeteneklerini ortadan kaldıracağız” ifadelerini kullandı. İsrail'in güneyindeki Nevatim Hava Üssü'ne yaptığı ziyaret sırasında açıklamalarda bulunan Gallant, “Uçaklarımız her yere ulaşacak. Her füzenin bir adresi var. Biz de her Hamas üyesine ulaşacağız” dedi.

Gallant’ın açıklamasıyla İsrail tarafından Hamas’a ilk kez teslim olma seçeneği sunuldu. Hamas Hareketi, 7 Ekim’de Gazze Şeridi yakınlarındaki İsrail askeri üslerine ve yerleşim birimlerine ‘Aksa Tufanı’ adlı bir saldırı düzenlemiş, saldırıda bin 400 İsraillinin öldüğü açıklanmıştı. Bunun üzerine İsrail, Gazze Şeridi’ne yoğun hava saldırıları düzenleyeme başladı. Özellikle Hamas Hareketi yetkililerinin evlerinin hedef alındığı hava saldırıları geniş bir alanı hedef aldı.

İsrail uçakları Gazze Şeridi'nin çoğu bölgesine yoğun ve şiddetli saldırılar düzenledi. İsrail, Gazzelilerin gitmelerini istediği Gazze Şeridi’nin güney bölgelerini de hedef alarak bir gün içinde çok sayıda sivili öldürdü, daha fazla sivilin yaralanmasına neden oldu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre Gazze’nin kuzeyindeki ez-Zeytun, Refah, Cebeliye, Han Yunus ve Deyr el-Belah mahallelerinde askeri unsurların komuta merkezleri ve Hamas üyelerinin saklandığı binalar olduğu öne sürülen hedeflere onlarca hava saldırısı düzenlendi.

İsrail, Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı Heniyye'nin kardeşinin Gazze'nin Şeyh Rıdvan Mahallesi’ndeki evini de hedef aldı.

İsrail Yayın Kurumu'na bağlı Arapça yayın yapan Mekan Radyosu'na göre saldırıda aralarında İsmail Heniyye'nin oğlu Hazım Heniyye'nin de bulunduğu 14 kişi öldürüldü. Ancak haber Hamas tarafından teyit edilmedi.

FVG
Gazze Şeridi Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Tümgeneral Fuad Ali Butihan (Sosyal medya platformları)

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan Bureij Mülteci Kampı’nı hedef alan saldırısında Hamas’ın askeri kanadı izzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden, Genel Askeri Konsey üyesi ve Kassam Tugayları Merkez Tugayı Komutanı Eyman Nofal (Ebu Ahmed) ve Gazze Şeridi Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Tümgeneral Fuad Ali Butihan öldürüldü.

Yine Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlenen saldırıda evi isabet alan Hamas Hareketi Yargı Başkanı Dr. Tayser İbrahim öldürüldü. Tüm bu isimler Hamas Hareketi’nin önde gelenleri arasında yer alıyordu.

FG
Hamas Hareketi Yargı Başkanı Dr. Tayser İbrahim (Sosyal medya platformları)

Hamas liderleri, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanlarının ilk gününden bu yana hedef alınıyor. Ancak bombardımanlarda aynı zamanda çoğunluğunu kadınların ve çocukların oluşturduğu üç binden fazla sivil katledildi.

Filistin Sağlık Bakanlığı, dün akşam itibarıyla İsrail'in Gazze'de 3 bine yakın Filistinliyi öldürdüğünü, yaralı sayısının ise 12 bin 500’e ulaştığını açıkladı. Çok sayıda kişinin yıkılan binaların enkazı altında olduğundan ve İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını sürdürmesinden dolayı bu sayının her dakika artması bekleniyor.

Aileler tüm fertleriyle birlikte hedef alınıyor

Gazze Şeridi'ndeki Hamas'a bağlı hükümetin Basın Ofisi, İsrail'in aileleri tüm üyeleriyle birlikte katlettiğini ve son 11 gün içinde 47'den fazla ailenin nüfus kayıtlarından silindiğini açıkladı.

Basın Ofisi Başkanı Selame Maruf, dün düzenlediği basın toplantısında, İsrail’in son 11 günde Gazze'ye gerçekleştirdiği saldırılarda, 2008, 2009, 2012, 2014 ve 2021 yıllarında neredeyse yüz gün süren tüm savaşlardaki can kaybının üzerinde can kaybı ve yıkım yaşandığını söyledi. Bu tablonun ‘işgalci İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki sivilleri hedef alan saldırılarının başlangıcından bu yana gerçekleştirdiği insani katliamın boyutunu yansıttığını’ vurgulayan Maruf, “Önceki savaşlarda dahi eşi ve benzeri görülmemiş insani gerçekliğin yanı sıra tüm temel ihtiyaçları ve gerekli tıbbi malzemelerin Gazze Şeridi’ne girişi de engelleniyor” dedi.

BFG
İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus Mahallesi’ne düzenlediği hava saldırısının ardından, bir binanın enkazı altında kalan kurbanları kurtarmaya çalışanlar ve olanlar karşısında feryat eden Filistinli bir kadın (AFP)

Gazze’deki Filistinliler elektriksiz, susuz, ilaçsız ve yakıtsız hayatta kalmaya çalışırken hastane gibi kritik tesislerdeki yakıt rezervleri tükenmeye başlaması büyük bir felakete kapıyı aralıyor. Bu trajik durum yerinden edilen herkesi etkiliyor.

Şu ana kadar bir milyondan fazla Filistinli Gazze Şeridi'nde yerlerinden edildi. Yerinden edilenlerin bir kısmı Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) okullarına, bir kısmı da İsrail’in tehditleri sonrasında Gazze'nin güneyine yerleştirildi. İsrail, görünüşe göre Şeridi karadan işgal etme hazırlığı içinde, kuzey ve orta Gazze Şeridi'nden çıkarmak istediği yarım milyondan fazla insanı hedef alıyor.

Yer değiştirme planlarına itiraz

İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nin kuzeyini boşaltması gerektiğini, yardımlarla Gazze Şeridi’nin güneyinde kendilerine korunaklı bir bölge belirleneceğini söyledi.

Filistin Yönetimi, Hamas Hareketi, BM ve Arap ülkeleri, Filistinlilerin yerlerinden edilmesini reddederken bunun İsrail'in Filistinlileri daha sonra Gazze Şeridi'nden Mısır'ın Sina Çölü'ne sürme planının bir parçası olduğunu vurguluyorlar.

Mısır'ın tıpkı diğer Arap ülkeleri gibi her türlü yerinden edilmeye karşı katı duruşuna rağmen, İsrailli yetkililer bu fikri bir kez daha gündeme getirdi.

Evimiz İsrail (Yisrael Beiteinu) Partisi lideri Avigdor Lieberman, yaptığı bir açıklamada şunları söyledi:

İsrail Devleti, Sina Çölü’nde bir mülteci şehri kurarak, gerekirse tek insani çözümün Gazze Şeridi sınırlarının dışında olduğunu uluslararası topluma açıkça anlatmalı.  Hem uluslararası toplum hem de bizim tarafımızdan Mısır'a baskı yapmanın tam zamanı.

Lieberman’ın açıklamaları öncesinde Ürdün Kralı 2. Abdullah, Gazze Şeridi'nden mülteci dalgasına izin vermeyeceklerini, bunun Amman ve Kahire için kırmızı çizgisi olduğunu vurgulamıştı.

Buna karşın İsrail, Filistinlileri güneye kaydırmaya kararlı görünürken Gazze Şeridi'nde yeni bir gerçeklikten bahsediyor. İsrail ordu sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari, savaş bittikten sonra Gazze'nin statüsünün ‘uluslararası tartışmaya açık küresel bir konu’ olacağını söyledi.

Öte yandan İsrail ordusu dün, çeşitli saldırılara hazırlık amacıyla yüz binlerce mühimmat ve teçhizat takviyesinin tamamlandığını duyurdu. Ancak İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kara saldırısını erteleme kararı aldığını aktardı.

Diğer taraftan İzzeddin el-Kassam Tugayları, Tel Aviv'i ve İsrail'in diğer şehirlerini bombalamaya devam etti. Teslim Askeri Üssü’ndeki ve Bad Mordechai'deki askeri takviyelerin hedef alındığını açıklayan Kassam Tugayları, İsrail’in sivilleri hedef almaya devam etmesine misilleme olarak başkent Tel Aviv, Aşkelon kenti, el-Ayn es-Salise bölgesi, Re'im Askeri Üssü ve Netivot kentini hedef aldığını defalarca kez duyurdu.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.