Arap ülkelerinde İsrail'in Gazze'deki hastane saldırısına karşı gösteriler düzenlendi

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki El-Ehli Baptist Hastanesine yönelik saldırısı Filistin'in yanı sıra Mısır, Lübnan, Tunus, Ürdün, Cezayir, Yemen, Fas, Irak, Libya ve Moritanya'da protesto edildi

(AFP)
(AFP)
TT

Arap ülkelerinde İsrail'in Gazze'deki hastane saldırısına karşı gösteriler düzenlendi

(AFP)
(AFP)

İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde İsrail'in hastane saldırısına karşı gösteriler düzenlendi.

Ramallah'ın merkezindeki El-Menara Meydanı'nda toplanan Filistinliler şehrin sokaklarında yürüyüşe geçti. Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, Gazze'deki saldırıyı kınayan pankartlar açtı.

Batı Şeria'daki Filistinliler, Nablus ve El Halil şehirlerinde de benzer protesto yürüyüşleri gerçekleştirdi.

Mısır

Mısır’ın başkenti Kahire’de aralarında basın mensuplarının da bulunduğu yüzlerce kişi, Filistin halkına destek ve dayanışma gösterisinde bir araya geldi.

Gazeteciler Sendikasının önünde toplanan göstericiler, ellerinde Filistin bayraklarıyla "Halk İsrail'i devirmek istiyor", "Büyükelçi dışarı, Filistin özgürdür" ve “Direniş terör değil, İsrail terördür” sloganları attı.

Yüzlerce Filistinli İsrail bombalamasını kınamak için Ramallah'ta gösteri yaptı (AFP)
Yüzlerce Filistinli İsrail bombalamasını kınamak için Ramallah'ta gösteri yaptı (AFP)

Lübnan

Lübnanlılar ve ülkedeki Filistinli mülteciler, İsrail'i kınamak ve Gazze ile dayanışma göstermek için ABD'nin Beyrut Büyükelçiliği önünde büyük bir gösteri düzenledi.

Ellerinde Filistin bayrağı taşıyan binlerce gösterici yoğun güvenlik önlemlerin alındığı elçilik binasına yaklaşmak istedi. Ancak güvenlik güçleri, elçilik etrafında kurduğu birden fazla barikat ile eylemcilerin binaya yaklaşmasına izin vermedi.

Tunus

Tunus'ta binlerce kişi başkentteki Habib Burgiba Caddesi'nde gösteri yaparak İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine saldırısını kınadı.

Filistin direnişiyle dayanışma mesajı veren göstericiler, "Direniş direniştir, uzlaşma yoktur" ve "Şehit Allah'ın sevgilisidir" sloganları attı.

Ülkedeki tüm siyasi hareketlerin yoğun katılım gösterdiği gösteride Tunus ve Filistin bayrakları beraber göndere çekildi.

Tunus'un birçok şehri de İsrail saldırılarını kınayan gösterilere sahne oldu.

Yüzlerce Ürdünlü Amman'daki İsrail büyükelçiliği önünde gösteri yaptı (AFP)
Yüzlerce Ürdünlü Amman'daki İsrail büyükelçiliği önünde gösteri yaptı (AFP)

Ürdün

Ürdün'de binlerce kişi, başkent Amman'daki İsrail büyükelçiliği yakınında düzenlenen Gazze'yle dayanışma gösterisine katıldı.

Göstericiler, İsrail'in El-Ehli Baptist Hastanesine yönelik saldırısını kınadı.

Ürdün polisinin gösteride yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü.

Cezayir

Cezayirliler, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği saldırıları protesto etti.

Başkent Cezayir'in yanı sıra Vahran (Oran), Varkala, El-Ağvat ve Setif kentlerinde sokaklara inen binlerce Cezayirli, İsrail’in Filistin’deki saldırılarına tepki gösterdi.

Filistin ve Cezayir bayrakları taşıyan göstericiler, İsrail'i kınayan sloganlar attı.

Onlarca Mısırlı İsrail'e karşı orduda gösteri yaptı (DPA)
Mısırlılar İsrail'e karşı gösteri yaptı (DPA)

Yemen

Yemen'de binlerce kişi ülkenin Sana ve Taiz şehirlerinde İsrail'in hastane saldırısına karşı gösteri düzenledi.

Sana'da İran destekli Husiler tarafından düzenlenen gösteriye binlerce kişi katıldı. Göstericiler, Filistin bayrağı ve hastanede yüzlerce Filistinlinin öldürülmesini kınayan pankartlar taşıdı.

Taiz şehrinde de binlerce Yemenli, sivil toplum kuruluşu Filistin'i Destekleme Halk Komitesinin çağrısıyla düzenlenen büyük gösteriye katıldı.

Libya

İsrail'in abluka altındaki Gazze'de El-Ehli Baptist Hastanesini bombalamasının ardından Libya'da başkent Trablus'taki Şehitler Meydanı'nda toplanan yüzlerce kişi, ellerinde Filistin bayraklarıyla protesto gösterisi düzenledi.

Libyalılar Misrata kentinde de İsrail'in Gazze'deki saldırılarını protesto etti.

Beyrut'un doğusundaki Amerikan büyükelçiliği önünde gösteri yapan Lübnanlılar (Reuters)
Beyrut'un doğusundaki Amerikan büyükelçiliği önünde gösteri yapan Lübnanlılar (Reuters)

Irak

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yüzlerce Filistinlinin ölümüne neden olan hastane saldırısı Irak'ın Kerkük kentinde düzenlenen gösterilerle protesto edildi.

Kerkük Valiliği, Sağlık Müdürlüğü, Belediye Müdürlüğü, Kerkük Havaalanı ile bazı kamu kurumları önünde toplanan devlet memurları, İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıya tepki gösterdi.

Irak ve Filistin bayrakları taşıyan eylemciler, İsrail'in Gazze'de hastaneyi vurarak işlediği savaş suçunu kınadı.

Fas

Fas'ın çeşitli bölgelerinde düzenlenen gösterilerde İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine saldırısı protesto edildi.

Fas basını ve sosyal medyada yer alan haberlere göre, başkent Rabat'ın yanı sıra Tanca, Tatvan, Kazablanka, Fes, Meknes, Şafşavan, Agadir, Kelmim, Evlad Tayime, Vecde ve El-Cedide kentlerinde Gazze'ye destek gösterileri vardı.

Iraklılar, Bağdat'ın merkezinde Filistinlilerle dayanışma gösterisi yaptı (Reuters)
Iraklılar, Bağdat'ın merkezinde Filistinlilerle dayanışma gösterisi yaptı (Reuters)

Gösterilerde, İsrail'in sivilleri hedef alan saldırılarını kınayan ve Batılı ülkelerin İsrail'e desteğini eleştiren sloganlar atıldı.

Moritanya

Moritanya'da binlerce öğrenci İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine saldırısını kınamak için başkent Nuakşot'ta yürüyüş yaptı.

Nuakşot Üniversitesi'nden şehir merkezine doğru yürüyen göstericiler İsrail saldırılarını kınayan sloganlar attı.



Samir Caca Şarku’l Avsat’a konuştu: Savaştan sonra Hizbullah ‘devletçiğinin’ geri dönmesini kabul etmeyeceğiz

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Dr. Samir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Dr. Samir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
TT

Samir Caca Şarku’l Avsat’a konuştu: Savaştan sonra Hizbullah ‘devletçiğinin’ geri dönmesini kabul etmeyeceğiz

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Dr. Samir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Dr. Samir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Dr. Samir Caca, Lübnanlı yetkililerin Lübnan topraklarında cereyan eden İran-İsrail savaşından kaynaklanan tehlikelere karşı ‘kör’ davranmasına karşı uyarıda bulunarak, ‘devlet kavramını yeniden tesis eden ve ateşkesin önünü açan tarihi bir pozisyon alınması’ gerektiğini vurguladı. “Hizbullah'ın performansıyla temsil edilen devletçik kavramı Lübnan'ı mevcut duruma getirdi” diyen Caca, ‘daha fazla ölüm ve felakete gidildiği’ uyarısında bulundu. Caca, “Lübnan dalgalı bir denizde yol alan kaptansız ve dümensiz bir gemi gibi oldu” ifadesini kullandı.

Lübnanlı politikacıları ve yetkilileri neler olup bittiğinin farkında olmamakla suçlayan Caca şu ifadeleri kullandı: “Bölgede büyük bir savaş yaşanıyor ve Lübnan'da olanlar da bu savaşın bölümlerinden biri. Bu savaş bir yanda İran ve bölgedeki vekil güçleri ile diğer yanda arkasında ABD, Avrupa ve diğer ülkelerin bulunduğu İsrail arasında yaşanıyor. Lübnan'ı bu savaştan çıkarmak için her türlü çabayı göstermek yerine, hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz. Lübnanlı yetkililer kendi dar düşüncelerine göre hareket ediyor ve adeta bir ‘yardım komitesine’ dönüştüler. Bugün Lübnan'da var olan otorite türünü özetlemek istersek, bunun bir hükümet ya da devlet değil bir ‘yardım komitesi’ olduğunu söyleyebiliriz.”

Nasrallah ve Lübnan'ın kararı

Caca, Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın öldürülmesinden sonra Hizbullah için işlerin değiştiğini ‘üzüntüyle’ belirterek şöyle dedi: “Seyyid Hasan varken, bir yerlerde neler olup bittiğine dair Lübnanlıların bir görüşü olduğunu ve onun (Nasrallah) İran'ın kararında söz sahibi olduğunu düşünüyordum. Ancak şimdi karar tamamen İran'ın oldu. Kalan Hizbullah grupları İranlı subaylar tarafından yönetiliyor. Bu nedenle savaş tamamıyla İran'ın çıkarlarına göre yürütülüyor.”

Tüm darbelere rağmen Hizbullah'ın örgütsel olarak çökmediğine inanan Caca, “Hizbullah'ın güneydeki savaş grupları merkezi olmayan bir kararla savaşıyor ve büyük bir kısmı halen mevcut. Bu güçlerin İranlı subaylarla yakın ilişki içinde olduklarını unutmamalıyız. Bu yüzden İran son savaşçıya kadar savaşmaya devam edecek” dedi.

rhyjukı
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Dr. Samir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)

Öte yandan Caca, Hizbullah'ın askeri yapısının açıkça zarar gördüğüne dikkat çekti. Caca, “Avrupa ve hatta İsrail merkezlerinde yapılan araştırmalara göre Hizbullah'ın İsrail'e günde 2 bin ila 3 bin arasında füze fırlatması gerekiyordu, ancak bunun gerçekleşmediğini görüyoruz. Maalesef bilinen ve net bir güç dengesi var. İranlılar Lübnan topraklarında kalanlarla ve Lübnanlı gençlerle mücadeleye devam edecekler. İran Dışişleri Bakanı ve Meclis Başkanı'nın bir hafta içinde Lübnan'ı ziyaret ederek sanki savaşı denetlemek için buradaymış gibi davranmaları da gösteriyor ki, çatışma artık İran tarafından yönetiliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Her düzeyde felaket

Caca bir kez daha mevcut otoritenin siyasi performansına döndü ve sorumluları suçladı: “Her düzeyde bir felaketle karşı karşıyayız. Yetkililer sanki olup bitenlerle hiçbir ilgileri yokmuş gibi davranıyorlar. Geçen yaz ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein Lübnan'a gelip 1701 sayılı kararın uygulanmasını gündeme getirdiğinde, yetkililer düğmeye basıp sorumluluklarından kaçıyorlardı. Şahsen birden fazla yetkiliyle konuştum ve işlerin bugün gördüğümüz yöne doğru gittiği konusunda onları uyardım ama yanıt vermediler.”

Caca, ‘hükümetin ve devletin Lübnan'ı çıkmazdan kurtarmak için hiçbir şey yapamayacağı’ görüşüne katılmayarak şunları söyledi: “Siyasi otorite her şeyi yapabileceğini unuttu ve biz de onunla birlikte unuttuk. Hükümet toplanmalı ve olup bitenlerin devam etmesini kabul etmediğini söylemeli. Orduyu konuşlandırma kararı almalı ve İsrail'in tutumuna bakmaksızın 1701 sayılı kararı uygulama niyetini beyan etmelidir. Çünkü bir yerden başlamak zorundadır. Hükümetin ordudan Hizbullah'la çatışmasını istemesi gerektiğini söylemiyorum ama bir yerden başlaması gerekiyor... Bu bir kararla başlamalı. Çünkü karar vericiler kararlarından vazgeçtiler ve bunun nelere yol açtığını gördük. Hükümet derhal toplanmalı ve uygun kararları almalı. Parlamento da toplanmalı ve Lübnan'ın karar alma mekanizmasını yeniden kurması için hükümeti destekleyecek bir tavsiyede bulunmalı.”

1559 sayılı karar... Savaş halen devam ederken

Caca, silahlı milislerin silahsızlandırılmasını öngören 1559 sayılı kararın uygulanması çağrısında bulunduğu için aldığı bazı eleştirilere şöyle yanıt verdi: “Bu 20 yıldır bizim mantığımız, yeni bir mantık değil. Bu söylemi benimsemekte geç kalanlar devleti yönetenler. Savaşı durdurmak için önerimizi sunduk ama beğenmediler. Bize kendi önerilerini sunsunlar. Lübnan'da halen savaşın nasıl sona erdirileceğini tartışacak bir uluslararası temsilci yok. Dolayısıyla bu yıkıcı savaşı durdurmak için harekete geçmek bize düşüyor.”

‘Lübnan'da herhangi bir tarafın niyetini görmediği için’ iç barıştan korkmadığını vurgulayan Caca, “Bu, özellikle Lübnan halkının yaklaşık yarısının yerinden edilmesi nedeniyle bazı sorunların ortaya çıkmasını engellemiyor. Ancak bu, ordu ve güvenlik güçlerinin kontrol edebileceği ve önleyebileceği bir şey. Mevcut mülteci krizi hiç de 2006'daki gibi değil. Bu kriz aylarca sürebilir ve ciddi bir sosyal krize yol açabilir” şeklinde konuştu.

‘Savaşın sona ermesinden sonra Hizbullah'ın iç bölgelere gerilemesinden’ korkmadığını belirten Caca, “Savaş bittikten sonra, nasıl biterse bitsin, savaştan önce Lübnan'da var olan duruma dönmek söz konusu olamaz. Bu durumun bizi nereye getirdiğini gördük ve devamını kabul edemeyiz. Kararın devletin dışında olduğu ve Hizbullah'ın barış ve savaş kararlarını aldığı bu muğlak durumu kabul edemeyiz. Bunun bizi nereye götürdüğünü gördük” ifadelerini kullandı.

Boşalan cumhurbaşkanlığı

Yaklaşık iki yıldır boş olan cumhurbaşkanlığı konusunda ise Caca, “Meclis Başkanı Nebih Berri cumhurbaşkanını seçmemiz gerektiği görüşündeydi, ancak İranlıların gelişinden sonra fikrini değiştirdi. Şimdi ateşkesten önce bir cumhurbaşkanı seçemeyeceğimiz konuşuluyor” dedi.

Caca ‘seçimlerin dayandırılması gereken koşulları’ özetleyerek, ‘herhangi bir adayın öncelikle Taif Anlaşması’na, ikinci olarak da uluslararası kararlara bağlı olması gerektiğini’ ileri sürdü. Caca, ‘ateşkesi sağlamanın en hızlı yolunun bir cumhurbaşkanı seçmek olduğu’ görüşünü yineledi.