İsrail, cuma namazını Mescid-i Aksa'da kılmak isteyen Filistinlilere yine yaş kısıtlaması getirdi

İsrail güçleri, 65 yaş altı erkek ve 50 yaş altı kadınların Harem-i Şerif’e girişine izin vermiyor

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

İsrail, cuma namazını Mescid-i Aksa'da kılmak isteyen Filistinlilere yine yaş kısıtlaması getirdi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

İsrail yönetimi, geçen hafta olduğu gibi bu hafta da cuma namazını Mescid-i Aksa'da kılmak isteyenlere yaş kısıtlaması getirdi.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinliler normal zamanlarda cuma namazını kılmak için Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’ya akın ederdi.

Ancak İsrail, geçen hafta olduğu gibi bu hafta da cuma namazı için Mescid-i Aksa'ya gelmek isteyen Filistinlilere yaş kısıtlaması getirdi.

Kudüs’teki İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamaya göre, İsrail güçleri, 65 yaş altı erkek ve 50 yaş altı kadınların Harem-i Şerif’e girişine izin vermiyor.

İsrail polisi barikatlar kurdu

Öte yandan İsrail polisi, Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesi çevresine ve giriş kapılarına barikatlar kurdu.

Cuma namazı için Mescid-i Aksa'ya girmek isteyen Filistinlilerin bir kısmı kimlik kontrolü yapıldıktan sonra içeri alındı.

"Aksa’ya namaza gitmek isteseniz gençlere burası kapalı"

Eski Şehir'de 50 senedir esnaflık yapan Haşim Taha, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in Mescid-i Aksa’da namaz kılmak isteyen Filistinlilere yaş sınırlaması getirdiğini söyledi.

Eski Şehir’de doğduğunu belirten Taha, ”Her zaman aynı ancak bu sefer Filistin halkı için çok fazla problem çıkardılar ve eğer Aksa’ya namaza gitmek isteseniz gençlere burası kapalı. Bu da yeni bir şey değil, her zaman bunu yapıyorlar.” dedi.

“Bu toprakları terk etmeyeceğiz”

Taha, normal dönemlerde her cuma binlerce kişinin geldiği Eski Şehir’in sokaklarının boş kaldığını belirterek, şunları söyledi:

İş falan kalmadı burada, çünkü savaş var ve hiç bir yerde iş yok. Dükkanlarımızı açmamızın tek sebebi insanlara ve İsrail hükümetine hala bu topraklarda olduğumuzu göstermek. Bu toprakları terk etmeyeceğiz, evlerimizi, iş yerlerimizi, sokaklarımızı terk etmeyeceğiz. Kudüs’ün Eski Şehir sokakları boş, çünkü İsrail hükümeti insanların buraya ya da Aksa’ya gelişine izin vermiyor. İnsanlar Eski Şehir’e giremedikleri için de burası boş. Eğer bir problem olmasaydı binlerce insan Mescid-i Aksa’ya gidiyor olurdu.

İsrail’in getirdiği yaş sınırlaması nedeniyle normalde ortalama 70 bin ila 100 bin kişinin cuma namazı kıldığı Mescid-i Aksa’da geçen hafta yalnızca 5 bin Filistinlinin cuma namazını eda edebildiği açıklanmıştı.



Sudani: Şara'nın Bağdat zirvesine katılımı herkes için önemli

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el- Şara (sağda) ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani birleşik fotoğrafta
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el- Şara (sağda) ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani birleşik fotoğrafta
TT

Sudani: Şara'nın Bağdat zirvesine katılımı herkes için önemli

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el- Şara (sağda) ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani birleşik fotoğrafta
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el- Şara (sağda) ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani birleşik fotoğrafta

Bağdat'ta yapılacak Arap zirvesi için geri sayım başlarken Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Suriye Devlet Başkanı'nın zirvede bulunmasının Suriye'nin yeni vizyonunu netleştirmek açısından çok önemli olduğunu söyledi.

17 Mayıs 2025'te Bağdat'ın ev sahipliği yapacağı Arap Birliği Konseyi'nin zirve düzeyindeki 34. toplantısına Cumhurbaşkanı Ahmed el- Şara'nın katılımı konusunda görüş ayrılıkları yaşanıyor.

ABD'li gazeteci Tim Constantine verdiği bir röportajda Sudani, Arap zirvesine Bağdat'ta ev sahipliği yapmanın Irak'ın bölgedeki rolünü ve dengeli ilişkilerini vurgulamak açısından önemli olduğunu söyledi. Sudani, “Biz sadece ev sahibi ülke değil, aynı zamanda Ortadoğu'daki çeşitli krizlere yönelik çözümlerin başlatıcısı olacağız” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı'na yaptığı davetin Arap Birliği sisteminin bilinen protokolü çerçevesinde gerçekleştiğini belirten Sudani, “Suriye'deki siyasi süreç ve değişimin niteliği ne olursa olsun Suriye devletini temsil eden kişi Cumhurbaşkanı Şara'dır ve onun varlığı yeni Suriye'nin geleceğine ilişkin vizyonunu herkesin önünde netleştirmek açısından önemlidir. Suriye bizim ve tüm Araplar için güvenlik ve istikrar konusunda çok önemli bir meseleyi temsil ediyor ve biz Suriye'nin istikrarı, geleceği ve yeniden inşası konusunda istekliyiz" dedi.

gthyju
Katar Emiri Temim bin Hamad (sağda), Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara (Wa'i).

Irak Başbakanı ülkesinin Irak'ın ulusal güvenliğinin bir parçası olduğu için Suriye'nin güvenlik ve istikrarına olan bağlılığını yineleyerek tüm vatandaşların haklarının garanti altına alınmasına, insan haklarına saygı gösterilmesine, aşırılık ve terörizmin reddedilmesine ve devlet kurumlarının nasıl inşa edileceğine dair net pozisyonlara sahip olunmasına dayanan kapsamlı bir siyasi süreç olmasını umduğunu ifade etti.

Koordinasyon Çerçevesi koalisyonunun önde gelen güçleri Şara'nın Arap zirvesine davet edilmesine karşı çıkmıştı ve bu tutum Sudani'nin Katar'ın başkenti Doha'ya yaptığı ve Katar Emiri Temim bin Hamad'ın huzurunda Şara ile bir araya geldiği ziyaretin ardından daha da şiddetlendi.

Koordinasyon Çerçevesi, Arap Zirvesi'nin başarısını desteklediğini ve liderlerin zirveye katılımının bir “hükümet meselesi” olduğunu açıkladı.

Irak bir savaş bölgesi değil

Arap zirvesinin başlamasına yaklaşık iki hafta kala ülkesinin algılandığı gibi bir savaş bölgesi olmadığını ifade eden Sudani, “Sahadaki göstergeler farklı, başkent halkı gece geç saatlere kadar dolaşıyor ve ülke, sonuncusu Kerkük petrol sahalarında BP'den alınan sözleşme olmak üzere 88 milyar doları aşan yatırımlara girdi. Dünyanın farklı yerlerinden gelen turistler var ve onları Irak-Suriye sınırı yakınlarındaki Hatra'da ve Hıristiyanların hac ziyareti yaptığı Ur bölgesinde gördüm, yani olumsuz olarak tasvir edilenden farklı bir yaşam var” şeklinde konuştu. Sudani hükümetin önündeki zorluğun, son yirmi yılda yaşanan pek çok engel ve yaygın yolsuzluk nedeniyle vatandaşların devlet kurumlarına olan güvenini yeniden tesis etmek olduğunu belirtti.

ABD ile ilişkiler konusunda ise Sudani, “Irak'ı ABD'ye bağlayan tek şeyin güvenlik dosyası olmadığını” vurgulayarak şunları söyledi: “Önemli ekonomik ilişkilerimiz var ve büyük ABD şirketleriyle çeşitli alanlarda büyük sözleşmelerimiz var ve ABD arabalarından ithal ettiklerimizin değeri 4 milyar dolara ulaşıyor ve Başkan Trump tarafından uygulanan yeni tarifeler bize üçüncü bir ülke üzerinden yansıyor.”