İsrail, Gazze'de iki Hamas liderini hedef alacak: Muhammed Deif ve Yahya Sinvar

"Gazze'de İsrail'i intihar saldırıları, pusular ve bubi tuzakları bekliyor"

İki gün önce Beyrut'ta yapılan gösterilerde Deif'in posteri açıldı (solda) / Yahya Sinvar, nisanda Gazze'de yapılan mitingde Filistinlilere seslenmişti (sağda) - (AFP)
İki gün önce Beyrut'ta yapılan gösterilerde Deif'in posteri açıldı (solda) / Yahya Sinvar, nisanda Gazze'de yapılan mitingde Filistinlilere seslenmişti (sağda) - (AFP)
TT

İsrail, Gazze'de iki Hamas liderini hedef alacak: Muhammed Deif ve Yahya Sinvar

İki gün önce Beyrut'ta yapılan gösterilerde Deif'in posteri açıldı (solda) / Yahya Sinvar, nisanda Gazze'de yapılan mitingde Filistinlilere seslenmişti (sağda) - (AFP)
İki gün önce Beyrut'ta yapılan gösterilerde Deif'in posteri açıldı (solda) / Yahya Sinvar, nisanda Gazze'de yapılan mitingde Filistinlilere seslenmişti (sağda) - (AFP)

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik olası kara harekatının hazırlıklarını sürdürüyor.

Bir süredir Gazze sınırına askeri yığınak yapan İsrail güçlerinin, kara harekatındaki en önemli hedeflerinden birinin de Hamas liderleri olması bekleniyor.

Arab News'te yer alan habere göre İsrail güçlerinin elindeki listenin başındaysa iki isim var: Askeri stratejist Muhammed Deif ve siyasi lider Yahya Sinvar.

Daha önce İsrail hapishanelerinde kalan ve birkaç suikast girişiminden kurtulan Deif ve Sinvar, Hamas'ın Gazze'deki en önemli liderleri olarak görülüyor.

Gazze dışındaki güvenlik kaynaklarının aktardığına göre, 7 Ekim'deki saldırıların planlayıcısı olmakla suçlanan iki Hamas lideri de İsrail bombardımanından korunmak için Gazze'nin altındaki tünellerde kalıyor.

61 yaşındaki Yahya Sinvar, 1987'deki intifada sırasında kurulan örgütün kurucu kadrosunda yer alan isimlerden biri. Sinvar, İsmail Haniyye'nin Hamas lideri olmasının ardından 2017'de örgütün Gazze'deki siyasi lideri konumuna yükselmişti.

İsrail ordusunun "ölü adam" olarak tanımladığı Sinvar, iki İsrailli askerin öldürülmesi suçlamasıyla 4 kez müebbet hapis cezası aldı ve 23 yıl boyunca İsrail hapishanelerinde kaldı. 2011'de 1100 Filistinlinin dahil olduğu takas anlaşmasında salıverilen en üst düzey isim Sinvar'dı.

Her ikisi de Gazze'deki Han Yunus mülteci kampında doğan Sinvar ve Deif, 2015'te ABD'nin en çok aranan "uluslararası teröristler" listesine dahil edilmişti.

Ancak İsrail'in son 20 yılda "bir numaralı düşman" ilan ettiği Deif hakkında bilinenler çok daha sınırlı. Tel Aviv yönetimi Deif'i intihar saldırıları, baskınlar ve insan kaçırma eylemlerini planlamakla suçluyor.

Hamas'ın askeri kanadı İzzettin Kassam Tugayları'nın komutanlığını yapan Deif'in bilinen tek fotoğrafı da 20 yıl önce çekilmiş. Deif, diğer görüntülerin tamamında kimliğinin açığa çıkmasını engellemek için maskeyle ya da karanlıkta görülüyor.

Muhammed Deif'in 20 yıl önce çekilen fotoğrafı (Reuters)
Muhammed Deif'in 20 yıl önce çekilen fotoğrafı (Reuters)

1965'te doğan Muhammed Deif'in soyadı Arapça'da "misafir" anlamına geliyor ancak bu ismin gerçek olup olmadığına ilişkin net bir bilgi yok. Hakkında çıkan haberlere göre aynı yerde bir geceden fazla kalmayan Deif, şu ana kadar 6 suikast girişiminden kurtulmayı da başarmış.

Hamas'ın askeri lideri bu girişimlerde bir gözünü kaybedip sakat kalsa da Gazze'deki etkisini kaybetmemiş.

1980'lerde Hamas'a dahil olan Deif'in, ikinci intifadanın başlarında tutuklandıktan sonra 2000'de Filistin yönetiminin idaresindeki cezaevinden kaçtığı ya da serbest bırakıldığı düşünülüyor. 2002'de Hamas'ın askeri kanadının başına geçen Deif, o günden bu yana da İsrail'in bir numaralı hedefi konumunda.

Ancak uzmanlara göre İsrail, Sinvar ve Deif'i öldürse bile bu Hamas'ı yok etmek için yeterli olmayabilir.

Birleşik Krallık merkezli düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nden ulusalararası güvenlik uzmanı H.A. Hellyer konuyla ilgili, "Sinvar ve Deif açık şekilde başta gelen liderler ve ölümleri Hamas'a zarar verecektir. Ancak örgütün, onların ölümüne ilişkin planları olduğu tahmin ediliyor" ifadelerini kullandı.

Eski CIA şefinden kara harekatı uyarısı

İsrail, Gazze'ye yönelik kara harekatıyla Hamas liderliğini ortadan kaldırmayı hedeflese de operasyonla ilgili soru işaretleri de konuşulmaya devam ediyor.

Eski CIA şefi David Petraeus, Politico'ya yaptığı açıklamada, İsrail güçlerini Gazze'de intihar saldırıları, pusular ve bubi tuzaklarının beklendiğini söyledi.

Petraeus, Gazze'ye yönelik olası kara harekatıyla ilgili, "Daha zor olamazdı" diye konuştu.

Daha önce Irak ve Afganistan'da görev yapan Petraeus şunları söyledi:

Birçok büyük kent operasyonunda komutanlık yapmış olsam bile, benim için bundan daha zor bir ortam hayal etmek zor. Kontrgerilla harekatlarını bir iki yılda kazanamazsınız. Irak ve Afganistan'da gördüğümüz gibi, tipik olarak 10 yıl veya daha fazla sürer.

1993'te Somali'de üç Amerikan helikopterinin düşmesinin ardından kurtarma faaliyeti için olay yerine giden ABD güçleriyle yerel militanlar arasında yaşanan şiddetli çatışmaları hatırlatan Petraeus, "Gazze, Mogadişu'dan da beter olabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Özel Kuvvetler'de görev yapmış ABD'li emekli albay Liam Collins de Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada benzer ifadeler kullandı.

Collins, "Bölge, tüm bölgelerden daha zor. Birçok ordu şehir savaşından nefret eder ve doktrinler de şehir savaşından kaçınılması yönündedir" diye konuştu.

2014'teki Gazze operasyonuna katılan eski bir İsrailli asker ise, "İsrail'in sokak savaşında tecrübesi var ama Gazze'nin boyutu çok büyük. Şehir büyük, ellerindeki silahlar daha fazla ve hazırlık seviyeleri yüksek. Kapı kapı ilerlemek zorunda kalmak en zoru olacak. Şehrin içine girdiğiniz zaman, büyük bir kuvvetin getireceği avantajların tamamı yok olacak" dedi.

Britanya merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nden savunma analizi Fabian Hinz'e göreyse Hamas'ın elinde daha önce kullanmadığı yeni silahlar bulunma ihtimali yüksek.

Washington Post'a konuşan Hinz, "Hamas'ın kapasitesini henüz tam olarak görmemiş olmamız muhtemel. Buradaki fikir, tansiyonu yükselterek daha sonra şapkadan tavşan çıkarmak" dedi.

Hinz, Hamas'ın elinde denizaltı dronelar ve hassas güdümlü füzeler gibi sistemlerin de bulunuyor olabileceğine dikkat çekti.

Independent Türkçe



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."