Batı Şeria'da İsrailli askerlerden üç Filistinliye saatler süren işkence

Bir subay açığa alındı

Sağdan sola; Muhammed Mattar, Muhammed Halid ve Macid (Haaretz / Sosyal medya)
Sağdan sola; Muhammed Mattar, Muhammed Halid ve Macid (Haaretz / Sosyal medya)
TT

Batı Şeria'da İsrailli askerlerden üç Filistinliye saatler süren işkence

Sağdan sola; Muhammed Mattar, Muhammed Halid ve Macid (Haaretz / Sosyal medya)
Sağdan sola; Muhammed Mattar, Muhammed Halid ve Macid (Haaretz / Sosyal medya)

Batı Şeria'da geçen hafta bir grup İsrail askeri ve Yahudi yerleşimcinin üç Filistinliye işkence ettikleri öne sürüldü.

Haaretz'e konuşan işkence mağdurları, 12 Ekim'de gerçekleşen olayda iç çamaşırlarına kadar soyularak bağlandıklarını, saatlerce dövüldüklerini ve fotoğraflandıklarını söyledi.

İşkenceci asker ve yerleşimcilerin, bağladıkları Filistinlilerin üzerine tuvaletlerini yaptıkları, birinin üzerinde sigara söndürdükleri ve bir diğer Filistinliye de bir cisim yardımıyla tecavüz girişiminde bulundukları iddia edildi.

İsrail ordusundan konuyla ilgili yapılan açıklamada, olaya ilişkin soruşturma başlatıldığı ve bir subayın açığa alındığı duyuruldu.

Ramallah'ın 15 kilometre kadar doğusundaki El-Seek Vadisi'nde gerçekleşen olayın, Filistinlilerin yaşadığı bir köyün tahliye edildiği sırada gerçekleştiği kaydedildi.

İddiaya göre, 7 Ekim'deki Hamas saldırılarının ardından Yahudi yerleşimcilerin sıklıkla saldırdığı köy büyük oranda boşalmıştı. Kalan bir grup Filistinli de 12 Ekim sabahı, iki solcu İsrailli aktivist ve iki Filistinli aktivistin yardımıyla köyden ayrılmaya hazırlanıyordu.

Filistinli aktivistler 46 yaşındaki Muhammed Mattar ve 27 yaşındaki Muhammed Halid, köyden ayrılarak Ramallah'a dönmek için araçlarına bindikleri sırada, 20-25 İsrail askerini taşıyan iki kamyonetin bölgeye geldiğini söyledi.

Askerler tarafından yerlerde sürüklenerek dövüldüklerini söyleyen iki Filistinli, üniforma içindeki bazı kişilerin daha önce bölgede gördükleri Yahudi yerleşimciler olduğunu belirtti.

Askerlerin çantasına büyük bıçaklar yerleştirerek kendisini suçladığını belirten Mattar, bir süre sonra olay yerine iç istihbarat servisi Şin Bet adına çalışan 6-7 kişilik bir grubun da geldiğini aktardı.

Bu kişilerin gelmesinin ardından gözlerinin bağlandığını ve terk edilmiş bir binaya sokulduklarını belirten iki Filistinli, burada İsrail askerleri tarafından saatler boyunca işkence gördüklerini, bir çekiç başıyla tecavüz girişiminde bulunulduğunu ve tırnaklarının çekilmek istendiğini söyledi.

6 saatlik işkencenin ardından bina dışına çıkarılan ikili yere yatırıldı ve fotoğraflandı. İşkenceci askerlerden biri fotoğrafı radikal milliyetçi bir Facebook grubuna yükleyerek, "Güçlerimiz teröristleri ele geçirdi" ifadelerini kullandı.

Mattar ve Halid, fotoğrafta görünen elleri bağlı üçüncü kişiyi tanımadıklarını ve gözleri bağlı olduğu için fark etmediklerini belirtti.

Haaretz'in ulaştığı Macid isimli üçüncü kişi, İsrail askerleri geldiğinde evde olduğunu ve komşuları gibi kaçmayı başaramadığını aktardı. 

Terör saldırısıyla suçlanmalarına karşın işkencenin ardından serbest bırakıldıklarını belirten üçlü, telefonlarının, arabalarının, birçok eşyalarının ve 500 dolardan fazla paranın İsrail askerleri tarafından gasp edildiğini öne sürdü.

Olayın ardından Mattar'ın bir gece, Halid ve Macid'inse ikişer gece hastanede kaldıkları bildirildi.

Independent Türkçe



Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
TT

Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)

Resmi raporlara göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) çevreleyen yolsuzluk suçlamalarının ortasında, Başbakan Abdulhamid Dibeybe ‘vatandaşların çıkarlarına zarar veren hiçbir uygulamaya’ müsamaha göstermeyeceğine ve tüm sektörlerdeki suiistimallerin üzerine gideceğine söz verdi.

Libya Denetim Bürosu, UBH de dahil olmak üzere ülkedeki birçok tarafın kamu parasını ‘israf’ ettiğini ortaya çıkardı. Ancak Libya Avukatlar İttifakı’na atfedilen bir raporda UBH Sağlık Bakanlığı öne çıkarıldı ve ‘mali ve idari yolsuzluk vakaları’ bu bakanlığa atfedildi.

Libya Avukatlar İttifakı tarafından yalanlanan raporda, ‘zimmete büyük miktarda para geçirme’ ve ‘500 milyon dinardan fazla değeri olan kanser ilacı kaçakçılığı’ (1 dolar = 5,47 dinar) suçlamalarının yanı sıra böbrek hastaları için ilaç ve tıbbi malzeme alımında ve hastane bakımında yolsuzluk ve suiistimal suçlamaları da yer aldı.

Bu suçlamalar karşısında Dibeybe pazar akşamı sağlık sektörü yetkilileriyle genişletilmiş bir toplantı yaparak sağlık sektöründeki yolsuzlukla mücadelenin hükümetinin en önemli önceliği olduğunu vurguladı. Dibeybe, ‘bu hassas dosyaya herhangi bir şekilde karışılmaması ya da gevşeklik gösterilmemesi’ konusunda uyarıda bulunarak, ‘vatandaşlara sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün verilmemesi’ gerektiğini belirtti.

UBH’nin bazı bakanları yolsuzluk davalarında hapis cezasına çarptırıldı. Son olarak Eğitim Bakanı Musa Mugaryif, mart ayı ortasında Trablus'taki bir mahkeme tarafından ders kitaplarının basım ihalelerinde ‘kayırma yaptığı’ gerekçesiyle üç yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı.

Dibeybe o dönemde, “Eğitim Bakanı, bakan olarak dokunulmazlığı olmasına rağmen kitapların tedarikini geciktirdiği için birkaç yıl hapis cezasına çarptırıldı” demişti.

 Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)

Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur, UBH Kültür Bakanı Mebruke Tuği Osman ile eski Sağlık Bakanı Ali ez-Zanati ve yardımcısı Semir Koko'nun ‘yolsuzluk’ davalarına karıştıkları, mali ve idari ihlallerde bulundukları suçlamasıyla tutuklu yargılanmalarına karar vermiş, ancak bu kişilerin tamamı serbest bırakılmıştı.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2021 raporuna göre Libya, yolsuzluktan en çok etkilenen ülkeler listesinde 180 ülke arasında 172. sırada yer alıyor.

Bakanlığın yanıtı

Sağlık Bakanlığı kendisine yöneltilen suçlamalara cevaben, ilaç ve tıbbi malzeme tedarikinde yolsuzluk yapıldığına dair tüm haberleri ‘ulusal sağlık kurumunun itibarını zedeleyecek bir iftira’ olarak nitelendirdi ve ‘personelinin çabalarının dürüstlüğünü sorgulamayı ve kişisel çıkarlar ya da dar siyasi kazanımlar elde etmek için hastaların acılarını istismar etmeyi’ amaçladığını söyledi.

Bakanlık, ‘özellikle onkoloji hastaları için yapılan tüm ilaç ve tıbbi ekipman ithalatının sıkı kontrol prosedürlerine uygun olarak ve ilgili düzenleyici makamlarla koordinasyon içinde gerçekleştirildiğini ve tüm yetkili makamların denetimine açık resmi kayıtlarla belgelendiğini’ kaydetti.

UBH dün yaptığı açıklamada, yeni kurumların kurulması da dahil olmak üzere tıp sektörünü geliştirmek için çalıştığını söyledi. UBH ayrıca, ‘temel sağlık hizmetlerinin etkinliğini arttırmak amacıyla’ çeşitli bölgelerdeki klinikleri ve sağlık merkezlerini denetleyecek bir temel tıbbi bakım otoritesinin kurulacağını duyurdu.

Libyalıların yurtdışında tedavi edilmesi konusuna da değinen UBH, Dibeybe'nin ‘yurtdışına gönderilen hasta sayısındaki artışı sınırlandırmak için ek kontroller oluşturulması’ gerektiğini vurguladığını belirterek, ‘ulusal sağlık kurumlarının kapasitelerini arttırmak ve yurtdışında tedaviye bağımlılığı azaltmak için bu dosyayı ülke içinde tedaviyi yerelleştirme planlarıyla ilişkilendirmenin’ önemini vurguladı.