İsrail'in ‘Hamas sonrası’ için üç aşamalı planı

Abbas, Filistin Devleti’nin barışa giden yol olduğunu vurguladı.

İsrail dün Gazze Şeridi'nin güneyine saldırı düzenledi. (AFP)
İsrail dün Gazze Şeridi'nin güneyine saldırı düzenledi. (AFP)
TT

İsrail'in ‘Hamas sonrası’ için üç aşamalı planı

İsrail dün Gazze Şeridi'nin güneyine saldırı düzenledi. (AFP)
İsrail dün Gazze Şeridi'nin güneyine saldırı düzenledi. (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, güvenliğin ve barışın ancak iki devletli çözümle sağlanabileceğini söylerken, İsrail ise saldırının 14’üncü gününde Gazze Şeridi'ne daha fazla bombardıman düzenledi. İsrail, savaşın üç aşamadan oluştuğunu ve bu aşamaların Gazze'de yeni bir güvenlik gerçeğiyle sonuçlanacağını duyurdu.

Abbas dün Kahire'de İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile yaptığı görüşmede gerilimi artırmanın anlamsızlığına dikkat çekerek bir Filistin devleti kurulmadıkça veya başka planlar yapılmadıkça bölgede barışın sağlanamayacağını vurguladı. Filistin Devlet Başkanı sözleirni şöyle sürdürdü:

“Filistin Devleti, sivilleri savaş belasından kurtarmak için İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığının derhal durdurulmasını istiyor. Filistinlileri Gazze Şeridi'nden, Batı Şeria'dan veya Kudüs'ten çıkarmaya yönelik her türlü planı kategorik olarak reddediyor.”

Abbas dün Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin çağrısı ile bugün gerçekleştirilecek olan Kahire Zirvesi'ne katılmak üzere Mısır’a gitti. Zirvede savaşı durdurma ve Gazze'deki yerinden edilme planlarıyla yüzleşme çabalarını desteklemeye ve koordine etmeye odaklanılması bekleniyor.

Fotoğraf Altı: İsrail'in cuma günü Gazze şehrinin eteklerindeki ez-Zehra bölgesine düzenlediği baskınlar büyük bir yıkıma neden oldu. (AFP)
İsrail'in cuma günü Gazze şehrinin eteklerindeki ez-Zehra bölgesine düzenlediği baskınlar büyük bir yıkıma neden oldu. (AFP)

Ancak İsrail siyasi adımların dışında dün, olası bir kara harekâtı öncesinde Gazze Şeridi'ni vurmaya devam etti. Gazze Şeridi'ndeki Zehra şehrinin kulelerini, evleri, apartmanları ve tarihi Ömer Camii'ni bombaladı. Bu, dünyanın en eski kiliselerinden biri olan ‘Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi’nin bombalanmasından saatler sonra gerçekleşti.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 24 saat içinde yaklaşık 350 Filistinliyi öldürdü. Gazze Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra dün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun ‘son 24 saat içinde 352 şehit ve 669 yaralıya neden olan 37 katliam’ gerçekleştirdiğini bildirdi. Söz konusu katliamlardan birinde, 16 Filistinli Hristiyan'ın ölümüne neden olan Rum Ortodoks Kilisesi bombalandı.

İsrail, 7 Ekim 2023'ten dün öğle saatlerine kadar Gazze Şeridi'nde 4 bin 137 Filistinliyi öldürdü, 13 binden fazlası kişi de saldırılarda yaraladı.

Fotoğraf Altı: İsrail saldırılarının Zehra bölgesinde neden olduğu yıkım. (AP)
İsrail saldırılarının Zehra bölgesinde neden olduğu yıkım. (AP)

İsrailli yetkililer, Gazze'ye yönelik kara harekatının yakın olduğunu teyit ettiler. Askerlerini Gazze yakınlarında konuşlandırdılar ve savaşın ‘zor, uzun ve yoğun’ olacağı öngörüsünde bulundular. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant askerlerine Gazze'yi içeriden göreceklerine dair söz verdi. Galant, bakanlığının Knesset'teki Dışişleri ve Güvenlik Komitesi genel merkezinde yaptığı toplantıda askerlerine Gazze'yi içeriden görecekleri sözünü vererek Hamas'ın ortadan kaldırılması, askeri ve idari yeteneklerinin yok edilmesi, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki sorumluluğunun tamamen ortadan kaldırılması ve yeni bir güvenlik sisteminin kurulması olmak üzere savaşa yönelik üç hedef belirledi.

Gallant'a göre ilk aşamada ‘Hamas hareketini yenilgiye uğratmak, aktivistleri ve altyapıyı yok etmek amacıyla önce ateşle, sonra da ani bir manevrayla askeri bir harekât gerçekleştirilecek. İkinci aşamada, gelecekte çatışmaların daha az oranda azalması ve Gazze Şeridi’nde kalacak direniş odaklarının ortadan kaldırılmasına odaklanılması bekleniyor. Üçüncü aşama, Gazze Şeridi'nde yeni bir güvenlik sisteminin oluşturulması, İsrail'in Şeridi'ndeki yaşamın ortadan kaldırması ve İsrail vatandaşları ve Şeridi çevreleyen bölgede yaşayanlar için yeni bir güvenlik gerçekliği yaratılması olacak.

Fotoğraf Altı: Zehra bölgesinde eşyalarını taşıyan Filistinliler. (AP)
Zehra bölgesinde eşyalarını taşıyan Filistinliler. (AP)

İsrail, Gazze'ye yönelik kara harekâtı için hazırlıklarını sürdürüyor. bu kapsamda, İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari şu açıklamayı yaptı:

"Son iki haftadır İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze'ye yönelik saldırılarını 30 yıldır görülmemiş bir şekilde sürdürüyor. İsrail ordusu, operasyonun bir sonraki aşaması için hazırlanıyor."

Cuma günü planlandığı gibi kapıların yardım taşımak için açılmaması nedeniyle Gazze’de insanların acısı devam etti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres dün Mısır'ın Refah Sınır Kapısı’na gitti. Guterres, Mısır tarafında bulunan yardım kamyonlarının Gazze Şeridi'ne mümkün olan en kısa sürede girmesinin gerekli olduğunu vurguladı. Gazze Şeridi'nde artık su, yiyecek, ilaç ve yakıt olmadığını, saldırıya maruz kaldıklarını ve hayatta kalabilmek için bu yardıma ihtiyaçları olduğunun altını çizdi. Buna rağmen dün bölgeye yardım giremedi.

Fotoğraf Altı: Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar Refah Sınır Kapısı’nda bölgeye giriş için beklemeye başladı. (EPA)
Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar Refah Sınır Kapısı’nda bölgeye giriş için beklemeye başladı. (EPA)

Su, yiyecek, ilaç ve temel malzeme taşıyan çok sayıda kamyon, geçişin Mısır tarafında yığılmış halde kaldı.

Guterres, "Bunlar sadece kamyon değil, aynı zamanda bir can kurtarma halatı. Gazze'deki birçok insan için yaşamla ölüm arasındaki farkı yaratan bunlar" dedi.

Gazze'de insanlar yoğun bombardıman altında elektrik, su, ilaç ve yakıt olmadan yaşarken, daha fazla mağdur nedeniyle hastaneler de çalışmayı durdurmaya başladı.

Gazzeliler, dün sevdiklerini toplu mezarlara defnettiler.

Ölülerin kefenlenmesi ve gömülmesinde gönüllü olarak çalışan Ahmed el-Havli açıklamasında "Her gün yaklaşık 120 şehit defnediyoruz. İsrail'in sürekli bombardımanı ve mezarlıklara erişim yasağı söz konusu" dedi. "Bugün Şifa Tıp Kompleksi'nde gömmek için yer bulamadığımız yaklaşık 250 cesedimiz var" ifadelerini kullanan Havli’nin açıklamalarına göre Hamas, İsrail'in bombardımanına misilleme olarak roket fırlatmaya devam etti. Hamas'ın saldırılarının dün sınırlı olduğu ancak Kudüs'ü etkilediğine dikkat çekti.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.