Gazze Şeridi'nde yaşayan gençler, savaşın yol açtığı kriz nedeniyle ailelerinin içme suyu ihtiyacını karşılayacak kadar su bulma umuduyla, küçük arabalar veya bisikletleri ile güneydeki Han Yunus şehrinin merkezindeki küçük bir su arıtma tesisine plastik galonlar taşıyor. Savaşın başından bu yana İsrail’in suyu kesmesi üzerine su dağıtım tesisinin önünde aralarında yaşlı ve gençlerin de bulunduğu onlarca bölge sakini sıraya giriyor. Aynı zamanda su istasyonlarını ve pompaları çalıştırmak için gereken elektrik ve yakıt tedarikinin de kesilmesi Gazze’deki su krizini daha da kötüleştirdi ve krizin şiddetinin bölge sakinlerinin susuzluktan öleceği noktaya ulaşacağına yönelik korkuları artırdı.
Han Yunus sakini Ahmed Şarku’l Avsat’a savaşın hayatın temel yönlerini, özellikle de suyu etkileyen feci bir duruma yol açtığını söyledi. Uzun bir bekleyişin ardından istasyondan doldurduğu sarı galonları küçük demir ele arabası ile çeken Ahmed, ailesinin yanı sıra evlerinden göç etmek zorunda kalan 25 akrabasının da bulunduğu evindeki depoyu doldurmak için birkaç aşamada taşıdığı suyu temin için riske girmek ve bombardımanlar devam ederken evinden çıkmak zorunda kaldığını anlattı. Ayrıca “Gazze'de benzeri görülmemiş bir su krizi yaşıyoruz ve bu kriz, diğer bölgelerden çok sayıda insanın gelmesiyle daha da kötüleşti. Yaşadığımız bunaltıcı kriz sadece suyla sınırlı değil. Ekmeği, elektriği, doğalgazı, her şeyi kapsıyor” dedi.
Gazze Şeridi’ndeki yerel yönetimler, zorlu savaş koşullarına rağmen halkın su ihtiyacını karşılamak için yoğun çaba harcıyor. Kuyular Gazze Şeridi’ndeki ana su kaynağını temsil ediyor ancak elektrik kesintisi ve jeneratörleri çalıştırmak için gereken yakıtın bulunamaması nedeniyle çalışmalar durdu veya ciddi şekilde aksadı.
Gazze’deki Kıyı Suyu İşletmesi Genel Müdürü ve Gazze Şeridi Su Acil Durum Komitesi Başkanı Mühendis Munzer Şublak, Şarku’l Avsat’a savaşın başında İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki elektriği kesmeye karar vermesiyle krizin daha da kötüleştiğini belirterek “Bu yüzden su pompalamak için dizel motorlu jeneratörler kullanmaya başladık. Bu yaklaşık 3 gün yetti. İsrail’in elektrik ve akaryakıt kesintilerine devam etme kararı almasıyla acılar daha da artmaya başladı” ifadelerini kullandı. Mühendis Şublak, Gazze Şeridi’nin orta ve güney bölgelerinde şu anda yalnızca iki tuzdan arındırma tesisinin yarı kapasiteyle çalıştığına dikkat çekti. Üçüncü istasyonun ise İsrail askeri operasyonlarının kapsamına girdiğinden artık erişilemeyen kuzey bölgesinde yer aldığını belirten Şublak’a göre, bu iki istasyon, savaş öncesinde bu bölgelerdeki çeyrek milyon insana su sağlıyordu ancak şimdi merkeze doğru göçe zorlanan yüzbinlerce insanın ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.
Mühendis Şublak, yakıt sıkıntısı nedeniyle durumun devam etmesi durumunda yerel yetkililerin halka su sağlayamayacağı konusunda uyarıda bulunurken “İnsanların susuzluktan ölmesini önlemek için artık tüm imkanlarımızla çalışıyoruz” dedi. Bazı bölgelere 7 Ekim’den bu yana su verilmediğini, bazı bölgelere ise en iyi ihtimalle bir kez su verildiğini, suyun ya kamyonlarla ya da bölge sakinleri tarafından taşındığını sözlerine ekledi.
İsrail Enerji Bakanı Yisrael Katz birkaç gün önce Gazze Şeridi’ne su tedarikinin yeniden başlayacağını duyurmuştu ancak Mühendis Şublak, Gazze Şeridi’nin doğusunda İsrail desteklerinin kapsadığı bu alanların sakinlerinden arındırıldığını ve artık erişilemez olduğunu açıkladı.
Gazze’deki su yetkilileri, krizle başa çıkmak ve su sıkıntısı çeken bölgelere, özellikle de şu anda yüz binlerce yerinden edilmiş insanın bulunduğu okullara su ulaştırmak amacıyla su tankerlerini kullanmaya başladı. Ancak sadece 4 su tankı bulunuyor. Ayrıca çalışmaya devam edebilmesi için dizele ihtiyacı var ve doldurma ve boşaltma işlemleri zaman alıyor. Bununla birlikte en büyük tehlike, bombardıman altında çalışmaları ve hareket etmelerine dayanıyor. Şublak bununla ilgili olarak ‘Mesele çok karmaşık’ ifadelerini kullanıyor.
Gazze’de elektrik veya yakıtla çalışan su istasyonlarının yanı sıra içme suyu sağlamak amacıyla güneş enerjisiyle çalışan sınırlı sayıda istasyon da bulunuyor. Bu istasyonlardan birinin sahibi Mühendis Cihad el-Cabur, Şarku’l Avsat’a tek içme suyu kaynağının yer altı rezervuarı olduğunu ancak elektrik ve dizel elektrik kesintileri ve jeneratörlerin çalıştırılamaması nedeniyle savaş öncesi içme suyunda yüzde 95’e varan açığı daha da artırdığını açıklıyor. Güneş enerjisiyle çalışan bazı istasyonların şu anda çalışabilen tek istasyon olduğunu, ancak sınırlı bir süre için ve hava koşullarına bağlı olarak çalışabildiğini sözlerine ekledi. Ayrıca “Mesela geçen gün bir saat güneş enerjisinden faydalanamadık bu nedenle şu anda bulunmayan dizel yakıtlı bir jeneratörü çalıştırmak zorunda kaldık. Bu durum beni her an istasyonu kapatmaya zorlayabilir” dedi.
Yetkililer, savaşın başından bu yana su kuyuları ve diğer istasyonlara mazot verilmediğini, resmi tahminlere göre normal şartlarda günde 20 bin litre yakıta ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Su İdaresi, yakıtın bir kısmının Birleşmiş Milletler ve Kızıl Haç’ın rezerv stoklarından geldiğini, ancak bunların ihtiyacın yalnızca küçük bir kısmını karşılayabildiğini söyledi. Su İdaresi Genel Müdürü, Birleşmiş Milletler kuruluşları ve insani yardım kuruluşlarından yakıtın kullanıma sunulması konusunda çalışma sözü verildiğini ancak ‘önümüzdeki iki gün içinde bu gerçekleşmezse gerçek bir felaketle karşı karşıya kalınacağını’ söyledi.
Su dağıtım operasyonları Şeridin orta ve güney bölgelerinde yoğunlaşırken, kuzey bölgelerine su sağlama görevi karmaşık ve tehlikelerle dolu hale geldiğinden ciddi bir kıtlık yaşanıyor. Şublak ‘Kamyonlarımızın kuzeye doğru hareket etmeleri halinde uçakların hedefi olmasından korkuyoruz aynı zamanda bombalamada ölmeyen sakinlerin susuzluktan ölmesine yönelik de ciddi bir endişemiz de var” diyor.