Hizbullah savaşa ‘Sünni şemsiyesi’ altında katılmak için yeni silahlı örgütleri İsrail’e saldırmaya teşvik ediyor

Bir Hizbullah üyesi İsrail bölgesine doğru roket fırlatıyor
Bir Hizbullah üyesi İsrail bölgesine doğru roket fırlatıyor
TT

Hizbullah savaşa ‘Sünni şemsiyesi’ altında katılmak için yeni silahlı örgütleri İsrail’e saldırmaya teşvik ediyor

Bir Hizbullah üyesi İsrail bölgesine doğru roket fırlatıyor
Bir Hizbullah üyesi İsrail bölgesine doğru roket fırlatıyor

Hizbullah, Hamas ile İsrail arasında Gazze’de devam eden savaşa ‘Sünni şemsiyesi’ altında katılma arayışının bir parçası olarak, yeni silahlı örgütleri İsrail’e Lübnan’ın güneyinden saldırmaya teşvik ediyor.

Lübnanlılar, Gazze Şeridi’nde İsrail ile Hamas arasında iki haftadır devam eden acımasız savaşa ülkelerinin müdahil olmasından endişe duyuyor.

Hizbullah dışındaki silahlı grupların Lübnan’ın güneyinden İsrail’e füze fırlattıklarını duyurmaları, halkın kaygısını ikiye katladı. İşlerin ters gideceği ve Lübnan’ın savaşa sürükleneceği yönündeki korku da arttı.

Bu gruplar arasında, İsrail bölgelerine füze fırlattığını iki kez duyuran İslam Cemaati’ne (Müslüman Kardeşler’in Lübnan kolu) bağlı ‘Fecr Kuvvetleri’ gibi yeni gruplar yer alıyor.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Jeopolitik Merkezi Direktörü Navfal Daou, “Özellikle İslam Cemaati, kendisini Hamas hareketinin ikizi olarak gördüğünden Fecr Kuvvetlerini kurdu” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Daou, “Hizbullah’ın askeri operasyonlara katılacağı, böylece Sünni tarafların desteğini alacağı ve Lübnan’ın savaşa katılımının sonuçlarına tek başına katlanmayacağı yönünde bir korku var” diye ekledi.

Nasrallah neden ortalarda yok?

Öte yandan Hizbullah, Genel Sekreter Hasan Nasrallah’ın yokluğuna ilişkin sorulara, “Direnişin saha liderleriyle doğrudan iletişim halinde savaşın yönetimini denetliyor” ifadeleriyle yanıt verdi.

Hizbullah’ın Lübnan meclisindeki ‘Direnişe Sadakat’ bloğunun üyesi Milletvekili Hasan Fadlallah, dün yaptığı açıklamada, “Nasrallah, Lübnan’daki çatışmanın gidişatını ve Gazze'de olup bitenleri an be an takip ediyor. Direnişin saha komutanlarıyla doğrudan iletişim kurarak, durumu denetliyor ve yönetiyor” dedi.



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.