İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybı 755 artarak 6 bin 546'ya yükseldi

Ölenlerden 2 bin 704'ünün çocuk olduğu belirtildi

İsrail'in saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşları, yakınları tarafından Han Yunus kentindeki Nasır Hastanesi morgundan alındı (AA)
İsrail'in saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşları, yakınları tarafından Han Yunus kentindeki Nasır Hastanesi morgundan alındı (AA)
TT

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybı 755 artarak 6 bin 546'ya yükseldi

İsrail'in saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşları, yakınları tarafından Han Yunus kentindeki Nasır Hastanesi morgundan alındı (AA)
İsrail'in saldırılarında hayatını kaybedenlerin naaşları, yakınları tarafından Han Yunus kentindeki Nasır Hastanesi morgundan alındı (AA)

İsrail'in 19 gündür bombaladığı abluka altındaki Gazze Şeridi'nde hayatını kaybedenlerin sayısı 755 artarak 6 bin 546'ya yükseldi.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, Gazze kentinde düzenlediği basın toplantısında, İsrail saldırıları nedeniyle yaşanan can kayıpları ve sağlık hizmetlerine ilişkin son durum hakkında bilgi verdi.

Kudra, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarında ölenlerin sayısının 2 bin 704'ü çocuk, 1584'ü kadın, 364'ü yaşlı olmak üzere 6 bin 546'ya, yaralıların sayısının da 17 bin 439'a yükseldiğini belirtti.

"İşgal güçleri, son saatlerde Gazze'de 44 katliam gerçekleştirdi." diyen Kudra, İsrail saldırılarının Gazze Şeridi'nin güney bölgelerinde yoğunlaşmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.

Kudra, ayrıca enkaz altında yaklaşık 900'ü çocuk 1600 kişinin olduğu yönünde ihbar aldıklarını aktardı.

"Gazze'deki sağlık sistemi hizmet dışı ve tamamen çökmüş durumda"

Bölgede sağlık sistemindeki durumunun vahametine işaret eden Kudra, şunları söyledi:

Saldırılarda, sağlık sisteminin hedef alınması, 57 kurumun zarar görmesine, 73 sağlık personelinin hayatını kaybetmesine ve 25 ambulansın hasar almasına neden oldu. Bu durum sağlık sisteminin hizmet dışı kalmasına yol açtı. Gazze'deki sağlık sistemi hizmet dışı ve tamamen çökmüş durumda.

Kudra, İsrail'in sağlık kurumlarını doğrudan hedef aldığını, tahliye edilmemesi durumunda tüm hastaneleri bombalamakla tehdit ettiğini, düzenlediği saldırılar ya da yakıt olmayışı nedeniyle 12 hastane ile 32 birinci basamak sağlık merkezinin hizmet dışı kaldığını aktardı.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.