Cezayir’de İslami Barış Toplumu Hareketi’nden Paris Büyük Camii Başkanı’na tepki

Paris Camii Başkanı Şemseddin Hafiz. (Paris Camii)
Paris Camii Başkanı Şemseddin Hafiz. (Paris Camii)
TT

Cezayir’de İslami Barış Toplumu Hareketi’nden Paris Büyük Camii Başkanı’na tepki

Paris Camii Başkanı Şemseddin Hafiz. (Paris Camii)
Paris Camii Başkanı Şemseddin Hafiz. (Paris Camii)

Cezayir İslami Barış Toplumu Hareketi, Paris Büyük Camii Başkanı Şemseddin Hafiz'ı Aksa Tufanı operasyonunu ‘korkunç katliamlar’ olarak nitelendirmesi nedeniyle sert bir şekilde eleştirdi. Hafiz, kendi deyimiyle ‘7 Ekim kurbanlarının acısını paylaşma’ çağrısında bulunmuştu.

Hareket, Başkanı Abdulali Hasani tarafından imzalanan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Binlerce masum insanın öldürülmesi, başta Kudüs olmak üzere milletin kutsallıklarının defalarca ihlal edilmesi karşısında Filistin direnişinin işgal ve kuşatma suçuna yanıt olarak dünyayı hayrete düşüren kahramanca savaşı hakkında Paris Büyük Camii Başkanı’nın yaptığı tehlikeli açıklamaları ciddi bir şaşkınlık ve kınama ile takip ettik.”

Perşembe günü Fransız kanalı BFMTV'ye konuk olan Şemseddin Hafiz, 7 Ekim’deki operasyonun şiddet suçu olduğunu, dini mesajın direniş diline uymadığını öne sürmüştü. Kendi deyimiyle, ‘masum insanların öldürülmesinin ne derece büyük bir günah olduğunu hissettiğini vurgulamıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Hafiz, söz konusu televizyon kanalına Fransa Baş Hahamı Haim Korsia ile birlikte katıldı.

İslami Parti, Hafiz’ın resmi ve siyasi olarak Cezayir devletine bağlı olduğunu, caminin bütçesinin Cezayir hükümeti tarafından yıllık iki milyon euro olarak ödendiğini hatırlattı. Açıklamalarının tehlikeli bir kırılmayı teşkil ettiğini, Cezayir devletinin duruşuyla, Cezayir halkının genel tutumuyla ve Paris Camisi Vakfı'nın kurulduğu değerlerle çeliştiğini vurguladı.

Açıklamada aynı zamanda şu ifadelere yer verildi:

“Fransız ve Cezayir çifte vatandaşlığına sahip Hafiz’in tutumu, Fransa ve Batı'daki tüm Müslümanların, hatta rasyonel ve objektif Hıristiyan ve Yahudilerin onurlu tutumlarıyla çelişiyor. Bu tutumlar çeşitli Batı ülkelerindeki halk yürüyüşlerinde görülüyor. Bu durum, bu yetkilinin kimliği, sadakati ve hizmet ettiği gündemler hakkında ciddi soruları gündeme getiriyor. Gerçeği söyleyemediği, inancının ve milletinin davasına adaletli yaklaşmadığı için kendisini kınıyoruz. Ondan beklenen, Siyonist medyanın art niyetli, adaletsiz anlatısını destekleyenlerin peşinden gitmek ve onların safında yer almak yerine sessiz kalmasıydı.”

Fransa'nın önde gelen solcu liderlerinden Jean-Luc Melenchon’un bu meseleye dair görüşüne katılıp katılmadığı sorusunu yanıtlayan Hafiz, İsrail'in Gazze'deki katliamlarını kınama konusunda çekinceli davrandı. Melenchon, İsrail işgalinin Filistin'deki suçlarını kınamıştı. Hafız ise soruya şu yanıtı verdi:

 “Hayır asla. Onlar siyasi programı olan politikacılar. Ben ise bugün Fransız Müslümanlarının diğer mezheplerle bağlantılı vatandaşlar olarak yaşamak istediklerini göstermek istiyorum. Yahudilerin öfkesini ve üzüntüsünü paylaşmamızı istiyorum. Haim'in sonsuza kadar kardeşim olarak kalmasını istiyorum.”



Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
TT

Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca, Lübnanlı yetkililer arasında ABD aracılığıyla yapılan görüşmelerin gidişatını ve Troyka'nın ‘Lübnan kurumlarını kısa yoldan ele almasını’ eleştirerek, hükümeti bir araya gelip ulusal bir yanıt hazırlamaya çağırdı.

Caca'nın bu tutumu, ABD elçisi Tom Barrack'ın daha önce yetkililere sunduğu ve Lübnan devletinin silahları resmî kurumlarla sınırlama ve idari, mali ve siyasi reformları hayata geçirme taahhütlerini içeren belgeye Lübnan'ın vereceği yanıtı almaya gelmesinden saatler önce geldi.

Caca yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yaklaşık iki haftadır ABD'nin Lübnan'daki durumu ileriye taşıyacak, bir yandan Lübnan'ı İsrail işgalinden ve İsrail saldırganlığından, diğer yandan da Lübnan topraklarındaki tüm yasadışı silahlardan kurtaracak önerilerini duyuyoruz. Bu vesileyle şunu bilmek istiyoruz: Birincisi, Esed rejiminin Troyka'yı Lübnan'ın tüm kurumlarına kestirme bir yol olarak görme sapkınlığına, Lübnan'ı mahveden saçmalığa geri mi döndük?"

İkinci olarak da şunu sordu: “Şu anda kim müzakere ediyor? Lübnan devleti Hizbullah'ın ne diyeceğini mi bekliyor? Yoksa tam tersi mi olmalıydı?”

Caca, bu fırsatı kaçırmak için çalışanların, tüm Lübnanlılar ve tarih önünde büyük bir sorumluluk taşıyacağı konusunda uyardı.

Caca, “Lübnan hükümeti gecikmeksizin toplanmalı ve ABD'nin önerisine, İsrail'in Lübnan'dan çekilmesini ve saldırganlığını durdurmasını, Lübnanlıların çıkarlarını ve çocuklarının geleceğini gözetecek gerçek bir devletin kurulmasını retorikle değil pratikle sağlayacak ulusal bir Lübnan yanıtı hazırlamalıdır” dedi.

Caca sözlerini şöyle tamamladı: “Yaklaşan uluslararası müzakerelerde İran'ın konumunu güçlendirmek için Lübnan'ın ve Lübnanlıların kaderinin bu kadar manipüle edilmesi yeter.”