İran ABD’yi yeni cepheler konusunda uyardı

Abdullahiyan, Suriye ve Irak’a kuvvet gönderdiklerini yalanlarken, Zarif, Washington’la doğrudan çatışmaya girilmesine karşı uyarıda bulundu

 İran ordusunun dün ülkenin merkezindeki İsfahan’da yıllık askeri tatbikatları sırasında fırlattığı füzeleri gösteren bir fotoğraf (AFP)
İran ordusunun dün ülkenin merkezindeki İsfahan’da yıllık askeri tatbikatları sırasında fırlattığı füzeleri gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İran ABD’yi yeni cepheler konusunda uyardı

 İran ordusunun dün ülkenin merkezindeki İsfahan’da yıllık askeri tatbikatları sırasında fırlattığı füzeleri gösteren bir fotoğraf (AFP)
İran ordusunun dün ülkenin merkezindeki İsfahan’da yıllık askeri tatbikatları sırasında fırlattığı füzeleri gösteren bir fotoğraf (AFP)

Gazze’deki savaş kızışırken İran ABD’ye daha fazla ikazda bulundu. Tahran’ın Washington’la doğrudan çatışmaya girmesi ve ona askeri olarak saldırması hususunda uyarılar var.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ABD’nin “İsrail’e açık desteğini sürdürmesi halinde” Washington’a karşı yeni cepheler açılacağı uyarısında bulunarak Gazze Şeridi’ndeki kara operasyonunun İsrail için vahim sonuçlar doğuracağını ifade etti.

Abdullahiyan, İran’ı bekleyen sonuçlar hakkında ayrıntıya girmeyi reddetti. Bakan İran’ın son günlerde Suriye ve Irak’taki gruplara ABD güçlerini hedef alma talimatı verdiği yönündeki iddiaları yalanlayarak onların “bağımsız hareket ettiğini ve Tahran’dan emir veya direktif almadığını” belirtti.

AXSDE
Abdullahiyan, geçen perşembe günü New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun olağanüstü oturumunda konuşmayı beklerken (Reuters)

Abdullahiyan cuma günü Bloomberg TV’ye verdiği röportajda Aksa Tufanı operasyonunu izleyen günlerde şiddeti tırmandıranın Tahran değil Washington olduğunu söyleyerek “ABD başkalarına itidal çağrısında bulunuyor ama kendisi tamamen İsrail’in yanında oldu” dedi. Bakan “ABD şu ana kadar yaptıklarını yapmaya devam ederse kendisine karşı başka cephelerin açılacağı” uyarısında bulundu. Abdullahiyan “Yeni cephelerin açılması kaçınılmaz ve bu durum İsrail’i yaptıklarından pişmanlık duyacak yeni bir noktaya getirecektir. Bu artık patlama noktasına ulaştı. Her şey mümkün ve her cephe açılabilir” dedi.

Bununla birlikte Abdullahiyan “Ne Suriye’ye, ne de bölgenin başka bölgelerine yeni kuvvet gönderdik ama olup bitenlere seyirci de kalmadık (...) Ulusal çıkarlarımız doğrultusunda İslam Cumhuriyeti gerekli tedbirleri alacaktır” dedi.

Hamas’a tavsiye

Öte yandan Abdullahiyan, Hamas’a şu ana kadar dört rehineyi serbest bırakan silahlı grubun elinde bulunan sivil tutukluları da serbest bırakması tavsiyesinde bulunduklarını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’ndan (ISNA) aktardığı habere göre Abdullahiyan, New York’ta basın mensuplarına “Yakın gelecekte alternatif siyasi bir çözüm bulunamazsa öngörülemeyen olayların yaşanma ihtimali var” dedi.

Abdullahiyan, BM Genel Kurulu’nun Gazze Şeridi’ne ilişkin kararının yayınlanmasına saatler kala Hamas Hareketi’nin ‘terörist’ olarak tanımlanmasının kaldırılmasına yönelik ‘çabalar’dan bahsetti. Kararın kabul edilmesi ve ‘Batılı önerge’de Hamas’ın ‘terörist bir grup’ olarak tanımlanmasına yer verilmemesinin “Hamas’ın Filistin’de işgalle mücadele çerçevesinde çalışan bir kurtuluş hareketi olduğunu gösteren önemli bir mesaj olduğunu” ifade etti.

Abdullahiyan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştüğünü ve “çabaların siyasi çözümlere nasıl ulaşılacağı üzerinde yoğunlaştığını” söyledi.

Abdullahiyan, cuma günü ABD Ulusal Halk Radyosu’na (NPR) verdiği röportajda, İsrail’in Gazze’deki savaşının devam etmesi halinde Tahran’a bağlı silahlı grupların harekete geçmeye hazır olduğunu söyledi. Abdullahiyan Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah liderlerinin kendisine “şimdiye kadar görülenden daha güçlü ve çok daha derin” planlarından bahsettiklerine işaret etti ve “parmaklarının tetikte” olduğunu belirtti. Abdullahiyan “Eğer durum böyle devam ederse her şey mümkün olacak” dedi. Abdullahiyan “Ellerinde yeterince roket, mermi ve insansız hava aracı (İHA) var ve bunları her yerden kolaylıkla temin edebilirler” dedi.

Abdullahiyan “Bu çatışmanın yayılmasını istemiyoruz. Ancak durum karmaşık. İsrail rejiminin devam eden suçları nedeniyle tüm bölge barut fıçısına dönüştü” dedi.

İran Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları, ABD’nin perşembe günü İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve ona bağlı grupların Suriye’nin doğusunda kullandığı iki tesise saldırı düzenlemesinin ardından geldi.

Bu sırada Beyaz Saray, Başkan Joe Biden’ın İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’e, ABD kuvvetlerine yönelik herhangi bir saldırının İsrail ile Hamas arasında devam eden savaşın kapsamını genişletme tehdidi taşıdığına dair bir uyarı mektubu gönderdiğini açıkladı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) cuma günü ABD’nin Deyrizor’un doğu kırsalında düzenlediği saldırılar sonucunda İran yanlısı gruplar arasında ölü ve yaralıların olduğunu bildirdi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) cuma günü yaptığı açıklamada, Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, ABD kuvvetlerinin Suriye’nin doğusunda DMO ve ona bağlı gruplar tarafından kullanılan iki tesise saldırı düzenlediğini bildirdiğini aktardı.

Austin, saldırıların, İran’ın desteklediği silahlı gruplar tarafından Suriye ve Irak’ta ABD personeline yönelik devam eden bir dizi saldırıya misilleme olarak gerçekleştirildiğini kaydetti.

DMO tehdit ediyor

İran devlet ajansı IRNA’ya göre DMO Komutanı Hüseyin Selami, Aksa Tufanı operasyonunun “istisnai ve benzersiz” olduğunu söyleyerek “Gazze, binlerce masum çocuğu ve savunmasız insanı katletmek için ittifak kuran büyük güçlerin mezarlığı olacaktır” dedi.

Selami “Bugün tüm bu gürültü ve ateş, beklemedikleri bir anda kendi unsurlarının çok kırılgan olduğunu, korkunç ve geniş istihbarat servislerinin direniş güçleri karşısında aciz olduğunu ve ABD’ye güvenmelerinin de onları korumadığını fark etmelerinden kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı.

DMO’ya bağlı Tesnim Haber Ajansı isminin açıklanmasını istemeyen ‘güvenilir kaynaklara’ dayandırdığı bir haberinde “cuma gecesi yapılan sınırlı kara saldırısındaki operasyonlara 5 bin ABD askerinin katıldığını” belirtti.

Aynı bağlamda DMO Sözcüsü Ramazan Şerif, “İsrail destekçileri şunu anlamalıdır ki, bu Siyonist oluşuma ulaşamayan bazı eller, savaşı kontrol eden ABD kuvvetlerine ulaşabilir” dedi.

İran medyası, Şerif’in DMO’nun öncülüğündeki bir medya programına katıldığı sırada kuvvetlerinin “ABD bombalarının İsrail’e gönderilme faaliyetleri” de dahil olmak üzere tüm ABD kuvvetlerini ve hava trafiklerini izlediğini söylediğini bildirdi.

Şerif, “içerideki düşmanın arkadaşları” olarak adlandırdığı kişileri eleştirerek “Sen kimsin? Kimi hedef alıyorsunuz? Düşmana karşı pozisyonumuz açık ama içeridekiler konusunda bizi rahatsız eden onların düşman topraklarında oynamaları” dedi.

Şerif, DMO’nun Besic güçlerine Gazze çevresindeki medya savaşına dahil olmaları çağrısında bulundu.

Milletvekili Selman Zekir, Dide Ban sitesine yaptığı açıklamada, ülkesinin İran, Irak ve Lübnan’daki “direniş güçlerini harekete geçirerek” İsrail’e karşı duracağını vurguladı ve “Gazze’ye gitmeye hazır olduğumuzu parlamentoda duyurduk” dedi.

Bununla birlikte milletvekili “İlk çözüm silahlı ve askeri müdahale değil, Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’den İsrail’in varlığını zayıflatacak çözümlerin benimsenmesini talep etmektir” dedi.

“Siyonistlerin arzusu”

İran ile ABD arasında doğrudan bir savaşın patlak vermesine karşı uyarıda bulunanlar listesine eski İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de katılarak, “ABD’nin İran ile savaşması Siyonistlerin arzusudur” dedi.

Zarif “Gazze savaşından çıkar sağlamak isteyenlerin arzusu İran’ı ABD ile savaşa sokmak (...) ABD (2003’te) Irak’a saldırdı ama İran halkının direnişiyle karşılaşacağını bildiği için İran’a saldırmadı” dedi.

Şark gazetesinin aktardığına göre Zarif “2002 yılında Irak’ın askeri gücü ondan üstündü ancak Irak meselesi uluslararası toplumda bir güvenlik aşamasına girmiş ve İran (reformist Cumhurbaşkanı Muhammed) Hatemi döneminde medeniyetler diyaloğu isteyen rasyonel bir ülke olarak biliniyordu” ifadelerini kullandı.

Eski İranlı diplomat Feridun Meclisi, Dide Ban İran internet sitesine yaptığı açıklamada, “ABD’nin tehditleri İran’ı da etkileyecek. İslam Cumhuriyeti ve yetkilileri zaman zaman sloganlar atıyor veya duygu ve hislerini dile getiriyor. Ancak mesele ciddileştiğinde İran’ı yok etmektense rasyonelliğe ve ılımlılığa yönelmenin daha iyi olduğunu anlayacaklar” dedi.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.