İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında tamamen yıkılan konut sayısı 32 bin oldu

Saldırılarda, 80 hükümet binası, 47 cami, 3 kilise ve 203 okul bombalandı

116 sağlık personeli ile kurtarma ekibinden 18 kişi hayatını kaybetti, 12 hastane ile 32 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı (AA)
116 sağlık personeli ile kurtarma ekibinden 18 kişi hayatını kaybetti, 12 hastane ile 32 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı (AA)
TT

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında tamamen yıkılan konut sayısı 32 bin oldu

116 sağlık personeli ile kurtarma ekibinden 18 kişi hayatını kaybetti, 12 hastane ile 32 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı (AA)
116 sağlık personeli ile kurtarma ekibinden 18 kişi hayatını kaybetti, 12 hastane ile 32 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı (AA)

İsrail'in 23 gündür yoğun saldırı altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde şu ana kadar 200 bini aşkın konut bombalandı, bunlardan 32 bini tamamen yıkıldı.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, düzenlediği basın toplantısında, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana yoğun bombardıman altında tuttuğu Gazze'de meydana gelen yıkıma ve can kayıplarına ilişkin bilgi verdi.

Maruf, saldırılarda, 200 binden fazla konutun bombalandığını, bunlardan 32 bininin tamamen yıkıldığını ya da oturulamayacak hale geldiğini belirtti.

Maruf ayrıca, saldırılarda, 80 hükümet binasının, 47 caminin, 3 kilisenin ve 203 okulun bombalandığını, bunlardan 37'sinin hizmet dışı kaldığını söyledi.

Ofis Başkanı Maruf, saldırılarda ayrıca 116 sağlık personeli ile kurtarma ekibinden 18 kişinin hayatını kaybettiği, 12 hastane ile 32 sağlık merkezinin de hizmet dışı kaldığı bilgisini paylaştı.

"Gazze, felaket bölgesidir"

İsrail'in, internet hizmetinin ve iletişimin kesik olduğu iki gün boyunca 60'ı aşkın katliam işlediğini belirten Maruf, bu katliamlarda yüzlerce kişinin öldüğünü ve yaralandığını aktardı.

"Bugün Gazze bir felaket bölgesidir." diyen Maruf, uluslararası topluma ve kuruluşlara üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirme çağrısı yaptı.

Uluslararası toplumun, 21'inci yüzyılda yaşanan bu insani Nekbe'ye (Büyük felaket) karşı takındığı utanç verici tavrın tarihe geçeceğini kaydeden Maruf, saldırıların durması ve insani yardımların engelsiz ve muntazam bir şekilde Gazze'ye girmesi için harekete geçilmesini istedi.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.