Şiddetli çatışmalar sürerken Gazze’nin kuzeyi tecrit tehdidiyle karşı karşıyahttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4638541-%C5%9Fiddetli-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmalar-s%C3%BCrerken-gazze%E2%80%99nin-kuzeyi-tecrit-tehdidiyle-kar%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1ya
Şiddetli çatışmalar sürerken Gazze’nin kuzeyi tecrit tehdidiyle karşı karşıya
İsrail’in Gazze’yi bombalamasının ardından Filistinliler evlerini terk ediyor (AP)
İsrail ordusu, sert çatışmaların ortasında dün kara saldırısını Gazze Şeridi’nin kuzeyine doğru genişletti. İsrail güçleri ve tankları, Gazze Şeridi’ne yönelik büyük kara saldırısını başlattıktan üç gün sonra Gazze şehrinin eteklerine ulaştı. Öte yandan uçaklar Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerini hedef almayı sürdürdü. Bu, sivillerin korunmasına yönelik daha fazla uluslararası çağrıyı ateşledi. İsrail güçleri ilk kez Zeytun Mahallesi’ne ve Gazze Şeridi’nin kuzeyi ile güneyini ayıran ana Selahaddin Caddesi’ne ulaştı. İsrail sadece 24 saatte, Gazze Şeridi’nde 600’den fazla hedefi vurduğunu açıkladı. Pek çok kişi bunu Gazze’nin kuzeyini tecrit etme girişimi olarak değerlendirdi.
Öte yandan Hamas, hücuma geçen güçleri geri çekilmeye zorladığını, kayıplar yaşattığını ve planlarını bozduğunu belirtti. Hamas Siyasi Büro Üyesi Gazi Hamad, düzenlediği basın toplantısında, İsrail ordusunun kara harekâtında başarısız olduğunu, “El-Kassam Tugayları’nın işgal güçlerini girmeye çalıştığı her yerden geri püskürtmeyi başardığını ve gerek asker gerek teçhizat olarak işgal güçlerine ağır kayıplar yaşattığını” bildirdi. El-Kassam Tugayları ise Kudüs’ü, Tel Aviv’i ve Gazze Şeridi çevresindeki İsrail bölgelerini bombalayarak misilleme yaptı.
Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün akşam yaptığı konuşmada savaşın devam edeceğini, İsrail ordusunun “planlı ve güçlü adımlarla” Gazze Şeridi’ne yönelik kara harekâtını genişletmeye devam edeceğini ve yavaş yavaş ilerleme kaydettiklerini açıkladı.
Bu arada Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, Portekizli mevkidaşı Joao Gomes Cravinho ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile askeri gerilimin devam etmesi ve savunmasız sivillerin zarar görmesi çerçevesinde Gazze ve çevresindeki durumları ele aldı.
Taraflar, Gazze nüfusunun zorla yerinden edilmesini önlemenin ve gerilimi durdurmaya yönelik çabaları desteklemenin yollarını müzakere ettiler. Ayrıca uluslararası toplumun bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesinin insani krizin daha da kötüleşmesini önlemek için insani ve tıbbi yardımların ulaştırılmasının ve Filistin meselesinde adil ve kapsamlı bir barış yoluna dönülmesinin önemi üzerinde durdular.
Hamas üç İsrailli kadın esirin videosunu paylaştı
Hamas, büyük bir iç ve dış baskı altında olan Netanyahu üzerindeki baskıyı daha da artırdı. Netanyahu’ya salınmalarını sağlama çağrısında bulunan üç İsrailli kadın esirin videosunu paylaştı. Kadın esirlerden biri Netanyahu’yu başarısızlıkla suçladı ve siyasi, güvenlik, askeri ve hükümet düzeyindeki başarısızlığın sorumlusu olarak kendisini gördüklerini söyledi. İsrail Başbakanı’na doğrudan hitap eden kadın “Bizi öldürmek istiyorsunuz. Herkesi öldürmek istiyorsunuz. Ordunun bizi öldürmesini istiyorsunuz. Yetmedi mi herkesi katlettiğiniz? 7 Ekim’de masum İsrail vatandaşlarının ölmesi yetmedi mi? Artık bizi bırakın. Vatandaşlarınızı serbest bırakın. (Filistinli) Tutukluları serbest bırakın. Şimdi şimdi şimdi” ifadelerini kullandı.
Buna cevaben Netanyahu, söz konusu videoyu Hamas’ın “acımasız psikolojik” bir propagandası olarak tanımladı. X platformunda yaptığı paylaşımda İsrail’in rehineleri geri getirmek için gereken her şeyi yapacağını belirtti.
Suriye hükümeti, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti Ortadoğu’da başlayan büyük gerginliğin Suriye'ye sıçramaması için iç politikada çaba sarf ediyor. Bu çabalar, İsrail'in ‘Yükselen Aslan’ adını verdiği operasyon kapsamında İran'a büyük bir saldırı düzenlemesi ve bu saldırı sonucunda İran ordusunun önde gelen komutanlarının yanı sıra İran'ın nükleer programıyla ilişkili bir dizi İranlı bilim insanının öldürülmesi ve İran'ın nükleer tesislerinin tahrip edilmesinin ardından başladı.
İran, geçtiğimiz yıllarda Suriye’deki ve Irak'taki vekillerini, çıkarlarına yönelik herhangi bir saldırıya misilleme olarak ABD'nin bölgedeki varlıklarını hedef almak için kullandı. ABD’nin Suriye’de ve Irak'ta bulunan üsleri onlarca saldırıya uğradı. Ayrıca Suriye'nin güneyinden İsrail tarafına yönelik saldırılar da gerçekleştirildi. Tüm bunlar, İran'ın bölgede ABD ve İsrail ile çatışmayı yönetme politikasıyla açıkça uyumlu görünüyor.
Suriye İslami Direniş Cephesi (Uli'l el-Bas) yazılı olarak yaptığı açıklamada, Şam, Bağdat, Beyrut ve bugün Tahran'da liderleri suikast düzenleyen düşmanın, tüm milletlere karşı yumuşak ve sert bir savaş yürüten düşmanla aynı olduğunu söyledi. Açıklamada, “Hepimizin görevi, birleşik bir cephe oluşturarak, cepheyi güçlendirerek ve saldırıları yoğunlaştırarak ona karşı koymaktır Ümmetin tüm özgür insanlarını, gruplarını ve örgütlerini, medya mensuplarını ve düşünürleri, alimlerini ve mücahitlerini, dengelerin değişmesine karşı direnmeye çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı.
Bu ayın başlarında Suriye'nin güneyinden İsrail'e düzenlenen saldırıyı üstlenen Uli'l el-Bas, İsrail'in Tahran'a saldırısından bir gün önce, 12 Haziran Perşembe günü, saldırıların devam edeceğini ve fırlatılan füzelerin ‘bir uyarı ve ilk meydan okuma olduğu, düşmanın sahada acı çekip geri çekilmesini sağlayacak hamleler göreceği’ tehdidinde bulundu.
Şu ana kadar Uli'l el-Bas veya başka bir grup, Suriye topraklarından gerilimi tırmandıracak adımlar atmazken hükümet, Suriye sahnesini sakin tutmak ve İran ile İsrail arasında Suriye semalarında karşılıklı ateş açılmasını önlemek için güvenlik önlemleri ve askeri tedbirler aldı.
Suriye semaları şimdiye kadar İsrail-İran çatışmasının bazı tehlikelerine tanık oldu. Suriye'nin birçok bölgesinde uçak yakıt tankları ve İsrail tarafından önlenen füzelerin kalıntıları Suriye topraklarına düştü. Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid es-Salih, Suriye Arap Haber Ajansı SANA’ya yaptığı açıklamada, “Bölgedeki askeri gerginliğin tırmanması nedeniyle, vatandaşların güvenliği için toplanmamalarını ve olayları izlemek için çatıya çıkmamalarını rica ediyoruz” dedi. Suriyelileri olaylar sonucunda düşebilecek herhangi bir yabancı cisim veya enkaza yaklaşmamaları konusunda uyaran Salih, vatandaşların bu cisimlere dokunmamalarını, savaş kalıntılarını temizleme ekiplerine bırakmalarını ve herhangi bir savaş kalıntısı veya enkazını derhal kendilerine bildirmelerini istedi.
İhtiyati önlemler
Al-Majalla’nın edindiği bilgilere göre Suriye hükümeti perşembe ve cuma günleri Suriye'nin güneyine takviye kuvvetler gönderirken Suriye-Irak ve Suriye-Lübnan sınırlarında da alarm durumu ilan edildi. Tüm bu önlemler, özellikle hükümetin istikrarı sağlama ve silahları kontrol altına alma çabalarında karşılaştığı güvenlik sorunları açısından Suriye topraklarının çatışmaların sahnesi haline gelmesini önlemek amacıyla alındı.
Suriye'nin güneyindeki el-Cubeyle köyünde, İsrail hava savunması sistemleri tarafından düşürüldüğü düşünülen İran yapımı insansız hava aracının parçaları etrafında toplanan Suriyeli çocuklar, 13 Haziran 2025 (AP)
Suriye hükümeti, Suriye'nin güneyindeki hareketliliğini artırdı ve bölgeden herhangi bir güvenlik ihlali veya saldırı girişimine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdı. Suriye İçişleri Bakanlığı perşembe günü, Dera’nın batı kırsalındaki Mesakin Celin bölgesine takviye güç gönderdiğini açıklamıştı. Tüm bu gelişmeler, bir güvenlik devriyesinin, bölgede yasadışı bir grubun barikat kurduğuna dair gelen ihbarı üzerine olay yerine giderken silahlı bir pusuya düşürülmesinin ardından yaşandı. Edinilen bilgilere göre İç Güvenlik İdaresi cuma günü Suriye'nin güneyinde bir silah deposuna el koydu.
Suriye hükümetinin, durumu kontrol altına almak ve hükümet için hala bir güvenlik açığı teşkil eden sınırların kontrolünü sağlamak amacıyla Suriye-Irak sınırına yeni takviye güçler göndermesi bekleniyor.
İran'ın Suriye'deki siyasi ve milis nüfuzu, Beşşar Esed rejiminin düşüşüyle sona ermiş olsa da bazı unsurları ve hücreleri, Suriye’deki varlığını halen sürdürüyor. Bu hücreler silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ya da güvenlik kaosu yaratma gibi faaliyetlerde bulunuyor. Suriye hükümeti bu hücrelerle mücadeleye devam ederken son birkaç gün içinde Deyrizor ile Irak ve Lübnan sınırındaki bölgelerde birçok operasyon düzenleyerek, Suriye'de İran'ın projelerine hizmet etmeye devam eden kişileri tutukladı.
Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla'dan aktardığı analize yerel kaynaklar, Irak-Suriye sınırının Irak tarafına yakın bölgelere iki hava saldırısı düzenlendiğini söyledi. Kaynaklara göre Uluslararası Koalisyona ait savaş uçakları Suriye-Irak sınır bölgesinde defalarca kez tur attı. Bunun nedeni, Irak tarafından Suriye tarafına herhangi bir sızma veya kaçakçılık faaliyetinin önlenmesi olabilir. Bir diğer gelişmede, Suriye ordusu askerleri, cuma gecesi ve cumartesi günü, Suriye-Irak sınırında milisler tarafından gerçekleştirilen saldırılara uğradı. Suriyeli askerler, ateş edilen yere karşılık verdi. Edinilen bilgilere göre saldırı sonucunda Suriye ordusundan bir asker yaralandı.
Suriye hükümetinin, durumu kontrol altına almak ve hükümet için halen bir güvenlik açığı teşkil eden sınırları kontrol altına almak amacıyla Suriye-Irak sınırına yeni takviye güçler göndermesi bekleniyor. Çünkü İran destekli milisler geçtiğimiz yıllarda Suriye-Irak sınırının iki ucunu birbirine bağlayan çok sayıda karmaşık tünel ağı kazmış ve Suriye devleti bu tünelleri imha etmeye çalışmıştı. Bu tüneller silah, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı için kullanılıyordu.
Olası güvenlik boşluğu ve bunun sonuçları
İran-İsrail çatışmasının uzun süre devam etmesi ve İran tarafının doğrudan savaştan vekalet savaşına geçmesi, zaten istikrarsız ve değişken olan Suriye'deki durumu daha da karmaşık hale getireceğine şüphe yok. Bu durum, Suriye hükümetinin sınırları kontrol etmek ve nüfuzun ve çatışmanın Suriye içlerine yayılmasını önlemek için kapasitesinin büyük bir kısmını tüketmesine neden oluyor. Bu da Suriye içlerinde DEAŞ başta olmak üzere bazı güçlerin yararlanabileceği güvenlik açıkları yaratabilir.
İsrail uçakları tarafından bombalanan Tahran'daki bir petrol tesisinde İran bayrakları ve arkasında yükselen alevler ve dumanlar görülüyor, 15 Haziran 2025 (Reuters)
Suriye devleti, DEAŞ terör örgütünün Suriye'deki operasyon stratejisini değiştirdiğinin ve Suriye hükümetinin askeri ve insani kaynaklarının örgütün hedefi haline geldiğinin farkında. Geçtiğimiz ayın sonlarında Suriye hükümetine karşı bir operasyon düzenleyen DEAŞ, Telul es-Sefa bölgesindeki Suriyeli askeri güçleri hedef almıştı. Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab da bu ayın başlarında Suriye'nin el-İhbariye kanalına verdiği röportajda, DEAŞ terör örgütünün ‘sadece zarar veren anlamsız eylemlerden, stratejik hedefleri olan planlı eylemlere’ geçtiğini söyledi.
DEAŞ terör örgütü, Suriye hükümetinin kaynaklarını İran-İsrail çatışmasının yansımalarıyla mücadele etmek ve bu çatışmanın Suriye topraklarına sıçramasını önlemek için kullanması nedeniyle ortaya çıkabilecek güvenlik boşluğunu da istismar edebilir. Özellikle Suriye topraklarındaki bu güvenlik boşluğundan yararlanarak gücünü yaygınlaştıran örgüt, devletin kontrolü dışındaki büyük miktardaki silahları parayla satın alarak silahlanma çabalarını sürdürüyor.
Dahası DEAŞ, Suriye'de oluşabilecek güvenlik boşluğundan yararlanabilecek tek örgüt değil. Silahlarını halen elinde bulunduran ve devletle çatışmak için fırsat kollayan başka örgütler de var. Bunlar arasında rejimin kalıntıları ve kaçakçılık ve uyuşturucu üretimi faaliyetlerinde bulunan gruplar yer alıyor. Bu gruplar, Suriye devletinin halihazırda İsrail'in Suriye rejiminin düşüşünün ardından Suriye'nin askeri altyapısını tahrip etmesi ve rejimin düşüşünden önce askeri birliklere ve rejime ait silah depolarına ait silahların büyük çapta çalınması nedeniyle sınırlı olan güvenlik ve askeri kaynaklarını büyük ölçüde tüketiyor.