Tunus’ta Nahda lideri Gannuşi’ye verilen hapis cezası 1 yıldan 15 aya yükseltildi

Tunus'ta eski Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’ye "terörü övdüğü" iddiasıyla verilen 1 yıllık hapis cezasının Temyiz Mahkemesince 15 aya yükseltildiği bildirildi

Raşid el-Gannuşi (AA)
Raşid el-Gannuşi (AA)
TT

Tunus’ta Nahda lideri Gannuşi’ye verilen hapis cezası 1 yıldan 15 aya yükseltildi

Raşid el-Gannuşi (AA)
Raşid el-Gannuşi (AA)

Nahda liderine destek için oluşturulan "Gannuşi Yalnız Değildir" sosyal medya hesabından yapılan açıklamada üst mahkemenin kararı paylaşıldı.

Açıklamada, "Pazartesi günü Tunus Temyiz Mahkemesinde görülen davada, Gannuşi hakkında daha önce verilen 1 yıllık hapis cezası 15 ay hapse yükseltildi." ifadeleri kullanıldı.

Gannuşi’ye yönelik suçlamaların “siyasi” olarak nitelendirildiği açıklamada, Nahda liderinin "keyfi" olarak tutuklandığı gerekçesiyle duruşmalara çıkmadığı vurgulandı.

Tunus Asliye Mahkemesinden 16 Mayıs’ta yapılan açıklamada, güvenlik güçlerine "tağudun askerleri" dediği gerekçesiyle açılan hakaret davası kapsamında Gannuşi “terörü övmek suçundan” 1 yıl hapis ve bin dinar (330 dolar) para cezasına çarptırıldığı duyurulmuştu.

Gannuşi 17 Nisan’dan bu yana farklı davalardan tutuklu yargılanıyor

Bir emniyet mensubu, Gannuşi’nin Şubat 2022'de bir cenaze töreninde yaptığı konuşmada, emniyet güçlerine yönelik “tağut” ifadesini kullanmak suretiyle hakaret ettiği gerekçesiyle şikayette bulunmuştu.

Bu şikayet üzerine açılan soruşturma kapsamında Gannuşi’nin tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.

Nahda lideri "devletin güvenliğine karşı komplo kurmak" suçlamasıyla yürütülen soruşturmada ise tutuklu bulunuyor. Soruşturma kapsamında 17 Nisan'da gözaltına alınan Gannuşi, tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderilmişti.

"Devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" soruşturmasında onlarca kişi tutuklu yargılanıyor

Tunus'ta 11 Şubat'ta başlayan operasyonlarla gözaltına alınan onlarca siyasetçi, gazeteci, aktivist, hakim ve iş insanı "devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" suçlamasıyla tutuklu yargılanıyor.

Muhalif kesim, bu gözaltı dalgasını ve soruşturmaları kendilerine yönelik "sindirme operasyonu" olarak niteliyor.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ise ülkede bazı siyasilerin, "devletin güvenliğine karşı komplo kurmak" ve "ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlar"dan ötürü gözaltına alındığını söylemişti.



Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

TT

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu, şiddet olaylarına sahne olan kentte yeni bir ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinden saatler sonra, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda kentinden çekilmeye başladı.

Suriye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Suriye Arap Ordusu güçlerinin Süveyda kentinden çekilmesi, anlaşma şartlarına uygun olarak ve kentin yasadışı gruplardan temizlenmesinin tamamlanmasının ardından başladı” denilirken, kentte konuşlu diğer hükümet güçlerinin çekilmesinden söz edilmedi.

Anlaşma, İsrail'in Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayı ve Suriye ordusu karargâhı yakınlarına ve Suriye'nin güneyindeki Süveyda ve Dera vilayetlerindeki hükümet güçlerine art arda düzenlediği saldırıların ardından sağlandı.

Ateşkes anlaşmasının şartları

Anlaşma, hükümet ile Süveyda ileri gelenleri arasında bir anlaşmaya varıldığını duyuran topluluğun Dürzi Şeyhi Akl Yusuf Cerbu tarafından imzalanırken, Dürzi Şeyh Hikmet El Hicri anlaşmayı reddederek çatışmaların “tüm Süveyda'nın kurtarılmasına” kadar devam edeceğini vurguladı.

El Hicri yaptığı açıklamada herhangi bir anlaşma, müzakere ya da yetkilendirmeyi reddetti ve bu birleşik pozisyondan sapan ve tek taraflı olarak iletişim kuran ya da anlaşan herhangi bir kişi ya da tarafları uyardı.

Cerbu, anlaşmanın Süveyda'daki askeri operasyonların tamamen ve derhal durdurulmasını, ordu güçlerinin kışlalarına dönmesini ve ateşkesin uygulanmasını denetlemek üzere devlet ve Süveyda ileri gelenlerinden bir izleme komitesi kurulmasını içerdiğini söyledi.

Dürzi lider anlaşmanın ayrıca Süveyda'nın Suriye devletine tam entegrasyonunu öngördüğünü ve tüm vilayet toprakları üzerindeki tam egemenliğini teyit ettiğini söyledi.

Anlaşma aynı zamanda iç güvenlik kontrol noktaları ve devlet polisi ile Süveyda ve komşu bölgelerden polis personelinin konuşlandırılmasını ve Süveyda'dan polis memurlarının vilayetteki güvenlik dosyasını yönetmek için liderlik ve yürütme görevlerini üstlenmesini de içeriyor.

Cerbu ayrıca iki tarafın, silahların devlet çerçevesi dışında ortaya çıkmasına son verilmesini sağlamak amacıyla Süveyda'daki ağır silahları düzenleyecek bir mekanizma üzerinde ve Süveyda'nın tüm bölgelerindeki tüm devlet kurumlarının Suriye yasaları ve yönetmeliklerine uygun olarak yeniden faaliyete geçirilmesi konusunda anlaştığını söyledi.

Çok sayıda ceset

Suriye Sağlık Bakanlığı bugün İsrail'in Şam'a yönelik saldırılarında üç kişinin öldüğünü ve 34 kişinin yaralandığını bildirdi. Bakanlık Süveyda'daki Ulusal Hastane'de aralarında güvenlik güçleri mensupları ve sivillerin de bulunduğu onlarca cesedin bulunduğunu belirtti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada İsrail'in Genelkurmay karargâhı, başkanlık sarayı çevresi ve ülkenin güneyini hedef alan son saldırılarının “tehlikeli bir tırmanış” olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Suriye bu tehlikeli tırmanıştan ve yansımalarından tamamen İsrail'i sorumlu tutmaktadır. Suriye, topraklarını ve halkını uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan tüm araçlarla savunmak için tüm meşru haklarını saklı tutacaktır. İsrail'in Suriye'de gerginliği tırmandırmak, kaos yaratmak ve güvenlik ve emniyeti baltalamak için izlediği sistematik bir politika bağlamında gerçekleşen bu bariz saldırganlık, BM Şartı ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalidir.”