Tunus'ta parlamentonun normalleşmeyi suç sayan yasanın değerlendirileceği oturumu ertelemesi nedeniyle tartışmalar yaşandı

Tunus Parlamentosu Başkanı, normalleşmeyi suç sayan yasayı konuşuyor (Tunus Parlamentosu web sitesi)
Tunus Parlamentosu Başkanı, normalleşmeyi suç sayan yasayı konuşuyor (Tunus Parlamentosu web sitesi)
TT

Tunus'ta parlamentonun normalleşmeyi suç sayan yasanın değerlendirileceği oturumu ertelemesi nedeniyle tartışmalar yaşandı

Tunus Parlamentosu Başkanı, normalleşmeyi suç sayan yasayı konuşuyor (Tunus Parlamentosu web sitesi)
Tunus Parlamentosu Başkanı, normalleşmeyi suç sayan yasayı konuşuyor (Tunus Parlamentosu web sitesi)

Tunus Meclis Başkanı İbrahim Buderbale, 2022 seçimlerinden çıkan çok sayıda siyasi aktivist ve parlamento temsilcisinin, ayrıca üniversite öğrencilerinin İsrail ile normalleşmeyi suç sayan tasarının değerlendirilmesine yönelik parlamento oturumunun ertelenmesi, bu kararın uygulanmasının hızlandırılmaması hakkındaki sorularını yanıtladı. Tunus Parlamentosu Haklar ve Özgürlükler Komitesi, bu yönde tavsiyede bulunmuştu.

Söz konusu oturumun Pazartesi günü yapılması planlanırken, beklenmedik bir şekilde Perşembe gününe erteleneceği açıklandı. Tunuslulara bu yönde ikna edici gerekçeler sunulmadı. Bu durumun, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıya ilişkin tutumu ardından Tunus'un dikkate aldığı yeni bir siyasi hesaba ilişkin olduğu anlaşıldı.

FOTO: Tunuslular başkentin merkezinde gösteri yaparak Gazze sakinlerine yönelik saldırıyı reddediyor (EPA)
Tunuslular başkentin merkezinde gösteri yaparak Gazze sakinlerine yönelik saldırıyı reddediyor (EPA)

Buderbale, Tunus Parlamentosu'nun resmi internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, geçen hafta Cezayir'e yaptığı seyahatin, söz konusu tasarı konusunda Tunus Parlamentosu Haklar ve Özgürlükler Komitesi'ne gönderilen yazışmaların değerlendirilmesini ertelediğini söyledi. Tunus Dışişleri Bakanı Nebil Ammar'ın, Tunus'u temsil etmek üzere New York'ta olması nedeniyle oturumun ertelenmesini talep eden bir yazı gönderdiğini de ekledi.

Buderbale, konsey ofisinin Pazartesi günü tüm bu verilerin sunulması, Yüksek Yargı Konseyi ile Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları ile yazışmalar yoluyla karar alınmasına yönelik bir oturum düzenlediğini bildirdi. Perşembe günü yapılacak toplantının Balfour Deklarasyonu'nun yıl dönümü olan 2 Kasım 1917'ye denk geldiğini de ekledi.

Tunus Parlamentosu'nun verilerine göre söz konusu yasa tasarısı 7 bölümden oluşuyor. Bunların bir kısmında normalleşme suçunu işleyen taraflara hapis ve mali cezalar öngörülüyor.

Bir dizi siyasi aktivist, temsilci ve öğrenci, Meclis Başkanı'nın genel kurul oturumunu iptal etme kararını kınamak için Pazartesi akşamı başkentin merkezindeki Halk Temsilcileri Meclisi önünde bir protesto gösterisi düzenledi. Oturumun İsrail ile normalleşmeyi suç sayan yasa taslağının değerlendirilmesi için aynı gün düzenlenmesi planlanıyordu.

Protestocular, parlamentoyu İsrail ile normalleşmeyi suç saymakta tereddüt etmemeye, Tunus'un resmi tutumuyla özdeşleşmeye çağıran sloganlar attılar. Cumhurbaşkanı Kays Said, Tunus’un bu yöndeki resmi tutumunu daha önce birkaç kez ifade etmişti.

Bu yönde Meclis Başkanı’nı sorumlu tutan bir grup milletvekili ise bu kararı tek taraflı almasını eleştirdi. Bu nedenle Buderbale, bu yönde gerekçeler sunmak, bu çetrefilli dosyadaki gelişmeleri ortaya çıkarmak zorunda kaldı. Zirâ Haklar ve Özgürlükler Komitesi, bu yasa tasarısını derhal onayladığını duyurmuştu.

Meclis binası önündeki protestoya katılanların çoğu, Meclis Başkanı'nın genel kurul oturumunu planlanan tarihte iptal etme kararı almasına yol açan dış baskılara dikkat çekti.

Haklar ve Özgürlükler Komitesi Başkanı Hale Cabullah, komitenin teklif edilen yasa üzerinde parlamento ofisi tarafından verilen süre içerisinde çalıştığını doğruladı. Yasanın değerlendirilmesi çağrısında bulunan Cabullah, genel kurula sunulan taslak hususunda tüm parlamento blokları ve bağımsız temsilciler arasında mutabakata varıldığını belirtti. Kanun teklifiyle ilgili olarak ilgili tarafların tam olarak dinlenememesi bahanesiyle genel kurul toplantısının ertelendiğini ifade eden Cabullah, komitenin duruşma notlarını yasal süre içerisinde sunduğunu söyledi.



Smotrich'in ‘İnşa ettiklerinden daha fazlasını yıkacağız’ şeklindeki planı Batı Şeria'da uygulanmaya başladı

İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)
İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)
TT

Smotrich'in ‘İnşa ettiklerinden daha fazlasını yıkacağız’ şeklindeki planı Batı Şeria'da uygulanmaya başladı

İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)
İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)

Halil Musa

Filistinli Hammam Ahmed, İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in ‘İsrail, Filistinlilerin inşa ettiğinden daha fazlasını yıkacak’ şeklindeki planı doğrultusunda Filistinlilerin evlerinin yıkılması çalışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde, 18 Şubat Salı sabahı Batı Şeria'nın kuzeyindeki Salfit şehrine bağlı Kefer ed-Deyk köyünde İsrail güçlerinin evini yıkması sonucu evsiz kaldı.

Birkaç gün önce yapılan resmi bildirimin ardından buldozerler Hammam'ın yıllar önce, ‘biri 1976 yılında İsrail tarafından ruhsat verilerek’ inşa edilen iki evin yanına inşa ettiği evini yıktı. Geçtiğimiz perşembe günü İsrail Sivil İdaresi'nden memurların evine geldiğini belirten Hammam, memurların evi yıkıma hazırlandıklarını bildirdiklerini söyledi.

“Filistinlilerin inşa ettiklerinden çok daha fazlasını yıkacağız”

Hammam evi boşaltmak ve ailesini bir akrabasının evine taşımak zorunda kalan Hammam, “Evim yıkıldıktan sonra yaşamak için bir ev kiralayacağım” dedi.

Hammam'ın evi Kefere d-Deyk köyünün batısında, Oslo Anlaşmaları kapsamında “C” olarak sınıflandırılan ve Batı Şeria'nın yüzde 60'ını kapsayan bölgede yer alıyor.

İsrailli yetkililer, Filistin kırsalını ve İsrail'in ilhak etmeye ve egemenliğini dayatmaya çalıştığı Batı Şeria'daki şehirlerin ve kasabaların coğrafi uzantısını oluşturan bu bölgede inşaat yapılmasını yasaklıyor.

fgrhytjuı
Yılbaşından bu yana yıkılan yapı sayısı 74'ü meskûn ev olmak üzere 126'ya ulaştı (Reuters)

İsrail geçtiğimiz yıl çoğu C Bölgesi'nde olmak üzere 650’si ev binden fazla binayı yıktı. Bu yılın başlarından bu yana yıkılan yapıların sayısı 74'ü meskûn ev olmak üzere 126'ya ulaştı. Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi’ne (CWRC) göre yıkımlari özellikle Cenin, Kudüs, Kalkilya, Beytullahim ve Nablus’ta yoğunlaştı.

Salfit'te Hammam’ın evinin yıkılmasından birkaç saat sonra İsrail buldozerleri, bu kez Kudüs'ün güneydoğusundaki Cebel el-Mukaber beldesinde Ali, Emin, Hamid ve Muhammed Halase kardeşlere ait dört evi yıktı.

Batı Şeria'da Filistinlilere ait evlere yönelik yıkımlar, İsrail’in hegemonyasını Batı Şeria'nın büyük bölümüne dayatmayı ve çatışmayı burada çözmeyi amaçlayan aşırı sağcı bir hükümetin iktidarda olduğu dönemde yoğunlaştı.

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, yerleşim birimi inşaları ve Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına atıfla "2025, 1967'den bu yana ilk kez onların inşa ettiğinden daha fazla yıktığımız yıl olacak" ifadelerini kullandı.

Arazinin kontrolü

“Çatışmanın özü toprağın kontrolüdür” diyen Dini Siyonizm Partisi lideri Smotrich, “Toprağı kim kontrol ederse onun geleceğini de o belirler” diye konuştu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Maliye Bakanı Smotrich aynı zamanda İsrail Savunma Bakanı'na bağlı Sivil İdare denilen kuruma başkanlık ediyor.

zsxcdfrgt
Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yaklaşık 770 bin yerleşimci, 180 yerleşim birimi ve 256 ileri karakolda ikamet ediyor (AFP)

Smotrich, bakanlığının işgücünü artırarak, yeni ekipmanlar satın alarak ve Filistinlilerin inşaatlarını izlemek için modern teknolojiler kullanarak yıkımlara ayrılan kaynaklarda önemli bir artış sağlayacağını vurguladı.

Smotrich'e göre İsrail, yıkımları teşvik edecek ve İsrail kontrolündeki bölgelerde Filistinlilerin inşaat yapmasını engelleyecek.

Politikasının Batı Şeria'daki ‘yasadışı inşaatların peşine düşmekle sınırlı kalmayacağını’ vurguladı. Bu politika aynı zamanda ‘Filistinlilerin inşaat yapmasının tamamen yasaklanmasını ve İsrail'in toprak üzerindeki kontrolünün yeniden tesis edilmesini’ de öngörüyor.

CWRC verilerine göre Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yaklaşık 770 bin yerleşimci, 180 yerleşim birimi ve 256 ileri karakolda ikamet ediyor.

Yıkım faaliyetleri

CWRC Başkanı Mueyyed Şaban Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada Smotrich'in göreve geldikten sonra “Batı Şeria'daki yıkımları iki katına çıkardığını, yerleşimleri genişlettiğini ve izole karakollar için yollar inşa ettiğini” söyledi.

Smotrich, hükümette görev almadan önce, C Bölgesi'ndeki Filistin inşaat faaliyetlerini izleyen yerleşimci hareketi Regavim yetkilisiydi.

İsrailli bakan, İsrail hükümetindeki diğer aşırı sağcı bakanlarla birlikte Batı Şeria'nın ilhak edilmesi ve yüz binlerce İsraillinin buraya yerleştirilmesi çağrısında bulunuyor.

Yıkımlar ve yıkıma gelineceğine dair bildirimlerin daha önce görülmemiş bir şekilde arttığını belirten CWRC Başkanı Şaban, Smotrich'in ‘Filistinlilerin evlerini yıkmak için tüm gücüyle’ çalıştığını vurguladı.

Şaban, İsrailli bakanın her bir Filistinlinin ‘ya ölmesini ya bu topraklardan kovulmasını ya da İsrailliler için çalışmasını’ istediğini de sözlerine ekledi.

İsrailli yetkililer, Batı Şeria'nın doğu yamaçlarındaki 29 meskun mahali ortadan kaldırmayı ve meraları, su kaynaklarını ve su kuyularını kontrol altına almayı başardı.

“Derin değişiklikler”

İsrail meseleleri uzmanı İsmet Mansur, Smotrich'in Batı Şeria'da yıkımlar, yasalar ve idari kararlar ve ileri karakollar için yol yapımı da dahil olmak üzere derin ve geri dönüşü olmayan değişiklikler yapabildiğini düşünüyor.

Smotrich'in ‘yerleşimi teşvik ederek ve Filistinlileri dışlayarak Batı Şeria'da bir kolonizasyon devrimi’ gerçekleştirdiğini söyleyen Mansur’a göre İsrail, hedeflerine ulaşmak için planlı ve organize bir şekilde çalışırken Filistinliler, rastgele ve dağınık bir şekilde çalışıyor.

Mansur, Smotrich'in çatışmayı yönetmek yerine İsrail'in lehine çözerek ve Filistinlileri kovduktan sonra Batı Şeria'nın büyük bölümünü İsrail'e katarak kendi vizyonunu dayatmaya çalıştığını da sözlerine ekledi.

Smotrich'in planı

Smotrich’in planı, Filistinlileri Yahudilere entegre ederek, göçü kolaylaştırarak ve planı reddedenlere karşı katı uygulamalarda bulunarak Filistin milliyetçiliğini ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Plan, Ürdün Nehri ile Akdeniz arasında İsrail dışında herhangi bir devletin kurulmasını engellemek ve Filistinlileri ‘gönüllü ya da zorla’ taleplerinden vazgeçirmeye zorlamayı öngörüyor.

Bu plana göre iki devletli çözüm sadece Siyonizm ideolojisine aykırı olmakla kalmıyor, aynı zamanda gerçekçi de değil. Zira İsrail solunun sunmayı istediği en üst düzey çözüm, daha ılımlı Filistinlilerin arzuladığı en alt düzey çözümden çok daha azını sunuyor.