Hizbullah, Hamas gibi kara ve denizden İsrail’e sızarak saldırı düzenler mi?

İsrail’in kuzeyinden Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Ayta eş-Şaab’a işaret fişeği bombaları atıldı (AFP)
İsrail’in kuzeyinden Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Ayta eş-Şaab’a işaret fişeği bombaları atıldı (AFP)
TT

Hizbullah, Hamas gibi kara ve denizden İsrail’e sızarak saldırı düzenler mi?

İsrail’in kuzeyinden Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Ayta eş-Şaab’a işaret fişeği bombaları atıldı (AFP)
İsrail’in kuzeyinden Lübnan’ın güneyindeki sınır köyü Ayta eş-Şaab’a işaret fişeği bombaları atıldı (AFP)

İsrail’in kuzeyinde, Lübnan sınırına 2 kilometre uzaklıktaki Kibbutz Dafna’da (yerleşim birimi) yaşayanlar, İsrail ile Hamas hareketi arasında yaşanan savaşın ardından, Hizbullah ile yeni bir cephenin patlayacağı korkusunu yaşıyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, Dafna’nın 50 sakininin neredeyse tamamı, Celile Denizi yakınlarındaki otellere tahliye edildi. 

Bölge sakinleri, 7 Ekim’deki Hamas saldırısına benzer şekilde, Hizbullah tarafından bir saldırıya maruz kalacaklarından korktukları için bölgeyi terk etti.

Söz konusu bölgede, sadece kibbutzun güvenliğinden sorumlu 15 kişi kaldı.

Dafna’ya, İsraillilerin ‘eski kuzey yolu’ dediği dar ve bakımsız bir otoyoldan ulaşılıyor.

Tamamen boşalan Dafna’dan, sınırın diğer tarafındaki Hizbullah mevzileri açıkça görülebiliyor.

Çiftçiler, savaştan önce günde üç kez sağdıkları ineklerini sağmak için günde iki kez mecburen bölgeye geri geliyor.

Çiftçilerden biri olan Arik Yaakobi (45), “Eğer bunu yapmasak inekler ölür” dedi.

Yaakobi, “Hizbullah’ın, Hamas’ın yaptığını (sınırı geçip sızma) tekrarlama ihtimali nedeniyle insanlar bölgeye geri dönmekten korkuyor” dedi.

FOTO: İsrail ordusu, Lübnan sınırı yakınındaki Kiryat Şmona kasabası yakınlarında yol boyunca ilerleyen tıbbi araçların arkasında (AFP)
İsrail ordusu, Lübnan sınırı yakınındaki Kiryat Şmona kasabası yakınlarında yol boyunca ilerleyen tıbbi araçların arkasında (AFP)

Hamas hareketi, 7 Ekim’de Gazze sınırını geçerek, çiftlikler ve köylere sızdı. İsrail tarihinde görülmeyen bir saldırı başlattı.

İsrail ordusu, o günden bu yana, kuşatma altındaki Gazze Şeridi’ne yoğun saldırılar düzenliyor.

Hamas Sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail’in saldırıları sonucu şu ana kadar 3 bin 400’den fazlası çocuk olmak üzere, çoğu sivil 8 bin 500’den fazla kişi hayatını kaybetti.

AFP muhabirlerine göre, Dafna sokaklarında sadece askerler görülüyor.

Bölge sakinleri, bahçelerdeki oyuncakları ve evlerin dışındaki iplere asılan çamaşırları geride bırakarak aceleyle kaçtı.

“Artık uyumuyorum”

Bazı bölge sakinleri, bahçesindeki çimleri sulamak veya birkaç eşyasını toplamak için kısa bir süreliğine evine geri dönüyor, ancak daha sonra hızla ayrılıyor.

Yukarı Celile bölgesindeki bir araştırma merkezi olan Alma’nın kurucusu ve yöneticisi Sarit Zehavi, ailesinin güvenliğinden endişe duyduğunu söyledi.

İsrail ordusunda yedek yarbay olan Zehavi, yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:

“Artık uyumuyorum. Durmadan, evimin etrafında bulunan çitleri güçlendirmem gerektiğini düşünüyorum. Hamas konusunda başımıza neler gelebileceğini gördük. Hizbullah’ın bir gün Celile’yi işgal etmeyi düşündüğü kesin. Bugün biliyoruz ki sızmayı önleyebilecek hiçbir engel yok.”

Zehavi, AFP muhabirlerine 2014 tarihli kısa bir Hizbullah propaganda videosu gösterdi.

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, söz konusu videoda gülümseyerek ‘Celile’yi kontrol etme’ planlarını açıklıyor.

Nasrallah ayrıca, fabrikalar, rafineriler, otoyollar, alışveriş merkezleri, havalimanları ve askeri üslerin yanı sıra kasabalar ve kibbutzlar gibi ülkenin stratejik noktalarından bahsediyor.

Hamas’ın fiilen gerçekleştirdiği saldırı ile Nasrallah’ın planları arasındaki benzerliklere dikkat çeken Zehavi şunları söyledi:

“Plana göre, İsrail’in kuzeyine fırlatılan devasa roket bombardımanları ve silahlı insansız hava araçlarının yanı sıra sürat tekneleriyle desteklenen bir Hizbullah komando grubu İsrail’e giriyor.”

Zehavi, Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyindeki kasabalar ve kibbutzlara girerek bölge sakinlerini öldürmek istediğini de dile getirdi.

İsrail hükümeti bu tehdidi ciddiye alıyor.

Hizbullah’ın savaşa girme olasılığı, yetkilileri, komşu şehir Kiryat Şmona’nın 22 bin sakinini tahliye etmeye sevk etti.

Ayrıca, 1930’ların sonlarında kurulan Hanita ve Dafna gibi sınır boyunca yer alan ve bir kısmı bugün boş olan tüm kibbutz sakinleri de tahliye edildi.

“Her türlü saldırıya hazırız”

Bölgeyi savunmak için görevlendirilen üst düzey bir ordu yetkilisi, AFP’ye şunları söyledi:

 “Hizbullah saldırısına karşı kuzey sınırımızı savunmak için burada görevlendirildik. Biz her türlü saldırıyı caydırmaya hazırız. Her gün bir savaş günü. Her gün Hizbullah tarafından çok sayıda saldırı oluyor.”

Eski istihbarat yetkilisi ve İran uzmanı Avi Melamed ise Hizbullah’ın bu kez İsrail’e karşı savaşa gireceğinin kesin olmadığını söyledi.

Melamed, “Hizbullah’ı kontrol eden İranlılar bir ikilemle karşı karşıya: Hiçbir şey yapmamak ve İsrail-Filistin çatışmasının devam etmesine izin vermek. Ya da harekete geçmek ve İsrail’in vereceği yanıtın, Hamas ve Hizbullah’ın eylem kabiliyetini yok etme riskini göze almak” dedi.

Eski istihbarat yetkilisi, “Bu nedenle, şu aşamada gerilimi önlemek için yalnızca sınırlı saldırılar başlattılar” diye ekledi.



Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
TT

Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)

Sudan'da iki hükümetin varlığı, iç ve dış çevrelerde akıllardan uzak bir ihtimal değildi. Bu senaryo, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden yaklaşık bir yıl sonra, barışçıl bir çözüm için herhangi bir vizyon veya işaretin ufukta görünmemesi nedeniyle, olası birkaç senaryodan biri olarak ortaya atıldı.

ABD Barış Enstitüsü (USIP) Nisan 2024'te, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, savaşa karşı olan geniş bir yelpazedeki siyasi ve sivil güçlerin katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda savaşın gidişatı ve nereye varacağı değerlendirildi ve olası senaryolar incelendi.

Çalıştayda 3 senaryo ortaya kondu; İlki, savaşın, çatışmanın iki tarafından biri olan Sudan ordusu veya HDK’nin askeri zaferiyle sona ermesi idi. Ancak bu seçenek, savaşın niteliği ve dış müdahalelerin açıkça ortaya çıkması nedeniyle dışlandı.

frgty6u7
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Hartum'da yaşanan çatışmalarda ağır hasar gören bina (AFP)

İkinci senaryo, müzakere ve savaştı. Bu senaryoda, sahadaki güç dengesinde radikal bir değişiklik ya da ‘zayıf denge’ meydana gelir ve müzakere masasında savaşın durdurulması yönünde bir adım atılır. Her iki taraf da çatışmalardan yorgun düşmüş olsa da, ordu ve İslamcı müttefiklerinin, düşmanlıkları durdurmayı ve sivilleri koruyarak insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Cidde Platformu’na defalarca ret cevabı vermeleri nedeniyle, bu seçenek o dönemde mümkün olmadı.

Çalıştayda yapılan uzun tartışmaların ardından odaklanılan üçüncü senaryo, Sudan'da iki hükümetin varlığıdır. Bu senaryo en olası olanıdır ve ülkedeki çatışmaların şiddetini azaltabilir ve taraflar arasında müzakere masasına oturmak için yollar açabilir.

Geçtiğimiz hafta, Sudan Kurucu İttifakı, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) başkanlığında, ülkenin batısındaki Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'yı merkez alan paralel bir hükümet kurduğunu duyurdu. Ancak, ülkeyi bölünmeye maruz bırakma korkusuyla, resmi devlet kurumları dışında herhangi bir otorite kurulmasına bölgede önceden karşı çıkılmıştı.

Siyasi analist Mahir Ebu’l Cuh, Port Sudan ve Nyala'da meşruiyet için çekişen iki hükümetin varlığının artık bir gerçek olduğunu ve her ikisinin de meşru olmadığını, bu nedenle herhangi bir yasal tanıma olmaksızın ele alınacağını söyledi.

dfrgty6
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, askerleriyle birlikte daha önceki bir Hartum ziyareti sırasında (Arşiv – Sudan ordusu sayfası)

Ebu’l Cuh, “Arap ve Afrika ülkeleri Sudan'ın bölünmesini istemiyor ve bölünmeye izin vermeyecek. Böylece bölgede parçalanmanın önü açılmayacak” ifadelerini kullandı.

Ebu’l Cuh, “Port Sudan'da ordunun liderliğindeki fiili hükümetin para birimi ve kimlik belgelerinin değiştirilmesi ve kontrol ettiği bölgelerde lise sınavlarının yapılmasıyla ilgili olarak attığı adımlar, HDK’yi bir ittifak kurmak ve paralel bir otorite oluşturmak için gerekçeler ve mazeretler bulmaya itti” dedi.

Siyasi analist Ebu’l Cuh, uluslararası toplumun ‘Sudan'da iki hükümetin varlığının çatışmanın sonucu olduğunu; nedeni olmadığını, çözümün her iki tarafın da varlığında yattığını ve bunun bölgesel ve uluslararası tarafların çıkarlarına uygun olduğunu anladığını, bu nedenle her iki hükümetle de muhatap olunmasının muhtemel olduğunu’ belirtti.

Ebu’l Cuh, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan dörtlünün ertelenen toplantısının amacının ‘bölge ülkelerinin endişelerini ve çıkarlarını uzlaşma formülüyle ele almak, bunları krizin çözümüne katkıları çerçevesinde değerlendirmek ve ateşkesle başlayıp Sudan'da demokratik federal sivil yönetimin yeniden tesis edilmesiyle devam etmek’ olduğunu bildirdi.

Ebu’l Cuh, HDK’nin ‘taktiksel’ bir çerçeve içinde ‘iki hükümetin varlığı’ senaryosunu hedeflediğini ve bunun amacının ‘müzakerelerin (eğer gerçekleşirse) fiili durum olarak iki otorite arasında veya her iki tarafın askeri liderleri arasında yapılması’ olduğunu söyledi.

Siyasi ve askeri analist Hüsameddin Bedevi ise Sudan'da iki hükümetin varlığının, uluslararası toplumun barışçıl çözüm şansını artıracağını düşündüğü bir senaryo olduğunu, ancak aynı zamanda düşmanlığın ileri aşamalarına ve çatışmanın uzamasına yol açabilecek olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.

Bedevi, “Silahlı çatışmanın devam etmesi ve uluslararası aktörlerin çekişmeleri, tarafları kontrol haritasını genişletmeye ve kendi sosyal çevrelerini temsil eden bölgelerde askeri varlık göstermeye itti” dedi.

Bedevi, “Her iki taraf da uluslararası meşruiyet arıyor ve kontrolündeki bölgelerde sivilleri koruduğu mesajını dünyaya iletmeye çalışıyor” diye konuştu.

Diğer yandan Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi, HDK tarafından ilan edilen paralel hükümetin bir veya iki yıl devam etmesi halinde fiili bir hükümet haline geleceğini ve uluslararası alanda tanınacağını, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için ateşkesin dayatılacağını söylemişti.