Suriyeli Kürtler bir asırlık yasağın ardından kültürlerini yeniden canlandırıyor

Suriye’deki Kürtler, kültürel faaliyetlerine yönelik çalışmalarına hız verdi. (Reuters)
Suriye’deki Kürtler, kültürel faaliyetlerine yönelik çalışmalarına hız verdi. (Reuters)
TT

Suriyeli Kürtler bir asırlık yasağın ardından kültürlerini yeniden canlandırıyor

Suriye’deki Kürtler, kültürel faaliyetlerine yönelik çalışmalarına hız verdi. (Reuters)
Suriye’deki Kürtler, kültürel faaliyetlerine yönelik çalışmalarına hız verdi. (Reuters)

Rüstem Mahmud

Suriye Kürtleri, ülkeyi yöneten totaliter milliyetçi rejimler altında onlarca yıldır süren yasak, inkâr ve ihmalden sonra yıllardır kendi yerel kültürlerini çeşitli alanlarda ve yeni ifade biçimleriyle yeniden canlandırıyorlar. Sayılarının 2,5 milyon civarında olduğu tahmin edilen Suriyeli Kürtler toplam nüfusun yüzde 10’unu oluşturuyor. Kuzey Suriye coğrafyasının tamamına, özellikle de hem Türkiye hem de Irak ile kuzey ve doğu sınır bölgelerine yayılmış durumdalar. 2012’den bu yana, Kürt Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) ana çekirdeğini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından korunan bir tür yerel özyönetimden yararlanıyorlar. Bu durum ise onların bu canlanmayı gerçekleştirmesine olanak tanıyor.

Suriye’de Kürt kültürü 2011’den önce tamamen yasaklanmıştı. Baas Partisi liderliğindeki rejim, ilk etapta Suriye’de Kürtlerin varlığını bile tanımıyordu ve tüm Suriye devlet sistemi, kurumları ve resmi belgeleri tamamen Arapçaya dayanıyordu. Eğitimin hiçbir kademesinde Kürtçe öğretilmiyor, Kürtçeye özel enstitü ve okul açılması yasaklanıyordu. Hükümet ve özel medya da Kürt dili ve kültürüyle ilgili her şeyden tamamen yoksundu. Sanatsal yapım şirketlerinin, müzik ve sanat gruplarının Kürtçe içerik sunmalarına izin verilmiyordu ve aynı durum basılı materyallerin basılması ve dağıtılması konusunda da geçerliydi. Kürt aydınlarının Kürt Şiir Festivali veya genellikle uzak köylerde düzenlenen Kürt Basın Günü kutlamaları gibi bazı toplantıları bile Suriye güvenlik güçleri tarafından bastırılıyor ve bunları düzenleyenlere baskı uygulanıyordu.

Ancak o tarihten sonra durum tamamen değişti. Bazı yabancı diller de dahil Arapça ve Süryanicenin yanı sıra on yılı aşkın bir süre önce Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi’nin tüm bölgelerinde Kürtçe resmi hale geldi. Kürtçe medya, kültürel ve sanatsal yayınlar, genellikle Milli Eğitim Bakanlıkları ve Özerk Yönetimin Kültür Kurumu tarafından desteklendi. Bunun sonucunda onunla temas halinde olan onlarca sanat grubu ve tiyatro grubu ortaya çıktı. Kürtçe belgeseller, drama dizileri ve basılı kitapların yanı sıra pek çok edebiyat, tiyatro ve sinema festivali düzenlendi ve düzenlenmeye devam ediyor.

“Bazı yabancı diller de dahil Arapça ve Süryanicenin yanı sıra, on yılı aşkın bir süre önce Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi’nin tüm bölgelerinde Kürtçe resmi hale geldi. Kürtçe medya, kültürel ve sanatsal yayınlar, genellikle Milli Eğitim Bakanlıkları ve Özerk Yönetimin Kültür Kurumu tarafından desteklendi.”

Yıllardır Suriye’nin en kuzeyindeki Amuda kasabasından Kürtçe yayın yapan ARTA Radyo, bu değişimin ifade edici bir modelidir. Küçük bir medya projesi olarak başlayan radyo, kısa sürede Suriye’nin kuzeydoğusunda önde gelen medya kuruluşlarından biri haline geldi ve on binlerce Kürt tarafından dinlendi. Kürtler, radyo kanalının Kürtçe olarak sunduğu çeşitli sanatsal ve kültürel programların keyfini çıkarmanın yanı sıra bilgi almak ve kendi yerel alanlarındaki politik, ekonomik ve sosyal koşullarla etkileşimde bulunmak için bunu önemli bir kaynak olarak görüyorlar.

ARTA radyonun kurucusu ve genel müdürü gazetesi Sirvan Hac Barko, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada, kanalın deneyimine ve genişleme mekanizmalarına değindi. Barko şunları söyledi:

“Yaklaşık on yıl önce WDR Alman radyosunda gazeteciydim ve bazı Suriyeli medya profesyonellerinin mesleki becerilerini geliştirmek için eğitmen olarak aktif olarak görev aldım. Şartlar oluştukça ve Suriye rejim güçlerinin Kürtlerin çoğunlukta olduğu pek çok bölgeyi terk etmesiyle Kürtçe yayın yapan bir radyo kurma fikri ortaya çıktı. Özgür Medya Birliği Kurumu’ndan lisans aldık ama ilk ay ve yıllarda canlı yayın günde sadece birkaç saatti. Profesyonel personel ve teknik uzmanlık çok azdı ve destek düzeyleri yalnızca Amerikan kurumları tarafından desteklenen bazı geliştirme projeleri tarafından sağlanıyordu. Temel stratejimiz, tamamen yerel olanı üreten, önemseyen ve yayınlayan bir araç olarak kimliğimizi her zaman merkeze alarak, yoğun eğitimler vererek radyo istasyonunu bir medya ve kültürel gelişim kurumuna dönüştürecek yasal çerçeveye kavuşturarak kadro yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle ARTA radyo, şu anda üç yerel radyo istasyonuna (Arta, Jeen ve Al-Furatiya) sahip olan ARTA Medya ve Geliştirme Vakfı’na dönüştürüldü. Bunların ilki Kürtçe olup nüfusun çoğunluğu Kürt olan birçok şehir ve kasabada yayınlanmaktadır. İkincisi, kadrolar ve konuları ele alma mekanizması açısından bir kadın radyosu; Al-Furatiya ise Arapça yayın yapan bir radyo ve yayını Arap çoğunluğun olduğu bölgelere dayanıyor. Bu, vakfın kalıcı olarak desteklediği, diğer ülkelerden Kürt sanatçılara ev sahipliği yapmak, kadınlar için voleybol turnuvası düzenlemek veya yerel Kürtçe şarkı söyleme, hikâye anlatma ve sanatsal mirasın toplanması ve arşivlenmesi gibi eğitim atölyeleri ile kültürel ve sportif faaliyetlere ek olarak gerçekleştirilmektedir. Sonuç olarak kurum, onlarca yıldır dışlanmış olanların kamusal alanda söz sahibi olmasını ve var olmasını hedefliyor.”

Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla’Dan aktardığına göre geçtiğimiz yıllarda büyük bir yoğunlukla yayılan Kürtçe tiyatro faaliyetleri ve gösteriler, son yıllarda Suriye’nin kuzeydoğusundaki bölgelerde Kürt kültürünün pekişmesinin ve yaygınlaştığının en büyük kanıtı sayılıyor. Tiyatro genellikle kamusal alan, seyirci, lojistik düzenlemeler, kurumsal destek ve finansal sponsorluk gerektiriyor. Ancak mevcut Kürt yönetimi olmasaydı bu koşulların kabul edilmesi ve yerine getirilmesi mümkün olmazdı.

Yekta Harkuk Tiyatro Festivali’nin altıncısı geçtiğimiz mart ayında Kamışlı’da gerçekleştirildi. Her yıl düzenlenen festivale bölgedeki birçok şehirden binlerce vatandaş katılıyor. Birçok salonda bir hafta boyunca süren etkinlik, Kültür Sanat Kurumu, Mezopotamya Kültür Sanat Hareketi, Komina Şano ve Altın Hilal Hareketi gibi birçok kamu kurumunun sponsorluğunda gerçekleşiyor. Diğer yandan genellikle Kobani/ Ayn el-Arab şehrinde düzenlenen Arin Barış Örgüleri Festivali gibi pek çok tiyatro festivali de düzenleniyor. Bu festivaller, on günden fazla sürüyor. Durum, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt tiyatro festivallerinin tiyatro tarihinde bir emsal oluşturabileceği noktaya ulaştı. Suriye'nin kuzeydoğusundaki siyasi durum, seyahat imkansızlığı ve güvenlik koşulları nedeniyle, Türkiye, Irak ve İran gibi diğer ülkelerdeki birçok Kürt tiyatro grubu, çalışmalarını seyircilerin katılımıyla Suriye’nin kuzeydoğusunda büyük salonlarda internet üzerinden canlı olarak sergilerken, fiziksel performans ise başka bir yerde ve ülkede gerçekleşiyor.

Fotoğraf Altı: Kamışlı’da Kürtçe öğretiliyor. (AFP)
Kamışlı’da Kürtçe öğretiliyor. (AFP)

Ülkenin Sanat Evi (Hunergeha Welat), Kürt müziğinin ve görsel kültürünün yaygınlaşmasının bir başka örneği. Vakfın eserleri, Kürtçe şarkı söyleme mirasını yeni bir dil ve sanatsal araçlarla yeniden canlandırıyor, yok olmak üzere olan Kürt mirasını modern görsel ve sanatsal tekniklerle birleştiriyor. Özellikle şarkı söyleme mirasının geçen on yıl boyunca Suriyeli Kürtler için tek sanat ve kültürel araç olarak kalması nedeniyle, yeni şarkı söyleyen sesler ve sanatsal tarzlar üredi. Bu miras sayesinde modern tarihlerini aktardılar, dillerini, hikayelerini ve diğer ülkelerdeki Kürtlerle ilişkilerini korudular.

Ülkenin Sanat Evi örgütünün ürünleri, bölgedeki çeşitli ülkelerdeki Kürtlerden on milyonlarca takipçiye ulaşıyor. Ürettiği ve yayınladığı klipler, insanlar arasında, sosyal medyada ve hatta kamusal popüler söylemde dolaşan bir trende dönüşüyor.

“Geçtiğimiz yıllarda büyük bir yoğunlukla yayılan Kürtçe tiyatro faaliyetleri ve gösteriler, son yıllarda Suriye’nin kuzeydoğusundaki bölgelerde Kürt kültürünün pekişmesinin ve yaygınlaştığının en büyük kanıtı sayılıyor. Tiyatro genellikle kamusal alan, seyirci, lojistik düzenlemeler, kurumsal destek ve finansal sponsorluk gerektiriyor. Ancak mevcut Kürt yönetimi olmasaydı bu koşulların kabul edilmesi ve yerine getirilmesi mümkün olmazdı.”

Kürt Dil Vakfı (SZK) ise Suriye’deki Kürt dili ve kültürünün nasıl kurumsal bir yapıya ve aygıta dayandığının, yıllardır olduğu gibi özel, kişisel girişimler aşamasını aştığının bir örneği.

Vakfın eşbaşkanı Viyan Hasan, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada Kürtçeye yönelik kültürel/bilişsel temelinin nasıl olduğunu ve siyasi alandan bağımsız onlarca sivil aydının Suriye’de Kürtçeyi geliştirmek için nasıl yoğun bir şekilde çalıştığını anlattı.

Hasan açıklamasında şunları söyledi:

“Vakıf, 2007 yılından bu yana Suriye’deki Kürt aydınlarının ve dil araştırmacılarının bir girişimidir. Ancak siyasi durum ve siyasi rejimin Suriyeli Kürtlerin kültürlerini geliştirme ve koruma haklarına el koymasıyla ilgili nedenlerden dolayı girişim, yıllar önce Suriye’nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim kurulana kadar bir bilgi üretim kurumuna dönüşemedi. Vakıf, şu anda biri araştırma amaçlı olmak üzere çeşitli komitelerden oluşuyor ve Kürtçe dil bilimi ve folkloruyla ilgileniyor. Bir diğeri eğitimle alakalı ve hedef kitlesi öğrenciler ve öğretmenlerdir. Üçüncüsü ise kuruluşun ürünlerini medya, sosyal medya ve kamusal faaliyetler aracılığıyla dağıtan ve yayınlayan medyayla ilişkilidir.”

Aktif bir idari yapılanmaya sahip olan kurumun şubeleri, kendisine yönelik birçok güvenlik tacizine rağmen Halep ve Şam şehirleri de dahil olmak üzere Özerk Yönetim’in çeşitli bölgelerine dağılmış durumda. Vakıf, okullar, enstitüler ve üniversiteler olsun, çeşitli bölgelerdeki binlerce Kürtçe öğretmeni yetiştiriyor ve yeteneklerini geliştiriyor. Modern okulların eğitim müfredatları da Kürtçe hazırlandı ve bölgedeki diğer ülkelerde ve hatta dünyada onlarca Kürtçe dil danışmanı ve uzmanıyla ortaklık ve iletişim halinde olan Kürt dili çalışmaları için özel bir ekip bulunmakta. Kurum, Suriye’deki birçok yabancı öğrenciye ve diğer milletlerden mensuplara Kürt dilini öğrenme ve hatta bu konuda uzmanlaşma fırsatı veriyor.

SZK Vakfı Eşbaşkanı Viyan Hasan, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Çalışmamızın profesyonel yapısı, siyasi alandan bağımsız devlet organlarının yapısıyla tutarlı ve kamu yararına yönelik hükümet ve hizmet aygıtlarıyla bağlantılıdır. Örgütün üyeleri tamamen bağımsız olup, hiçbir siyasi baskı ve müdahale olmaksızın aylık maaşlarını özerk yönetimden almaktadırlar. Kurumun nihai ve neredeyse tek hedefi, Kürt dilinin bilimsel, toplumsal ve popüler statüsünü geliştirmek, çalışanlarına uluslararası standartlara uygun bilişsel ve mesleki yetenekler kazandırmaktır.”

Kürtçenin yaygınlaşması nedeniyle Kürtçe yazma, basım ve yayımlama hareketi de son birkaç yılda ikiye katlandı. Suriye’nin kuzeydoğusunda çeşitli şehirlerinde neredeyse her gün onlarca roman, bilimsel kitap, şiir koleksiyonu, çeviri, edebiyat festivali ve kültürel seminer düzenleniyor. Aynı şekilde Kürt dili, kültürü ve sanatı konusunda uzmanlaşmış televizyon kanalları, sanatsal prodüksiyon şirketleri, müzik ve performans grupları da bulunuyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla dergisinden çevrildi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.