New York Times, Gazze'nin sesini sosyal medyada duyuran isimleri anlattı

Gazetenin haberinde İsrail'in saldırılarında evini kaybeden AA muhabiri Hind Khoudary'nin Gazze'den yaptığı paylaşımlar ve hayat hikayesi anlatıldı

(AA)
(AA)
TT

New York Times, Gazze'nin sesini sosyal medyada duyuran isimleri anlattı

(AA)
(AA)

ABD merkezli New York Times gazetesi, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında bölgede yaşananları Instagram başta olmak üzere sosyal medya hesaplarından aktaran, aralarında AA muhabiri Hind Khoudary'nin de bulunduğu isimleri anlatan özel haber hazırladı.

İsrail ve Mısır'ın birçok gazetecinin Gazze'ye girmesini engellediğine işaret edilen haberde, Gazzelilerin yaşananları birinci ağızdan, sosyal medya hesaplarında paylaştığı belirtildi.

Gazetecileri Koruma Komitesi verilerine göre, bugüne kadar Gazze'de 33 Filistinli medya çalışanının yaşamını yitirdiği kaydedilerek, "Buna rağmen, Gazze'deki Filistinliler gaddar savaşı belgeleyerek, tüm dünyadan milyonlarca takipçiyi çekiyor." ifadesi kullanıldı.

Haberde,  Khoudary'nin ve diğer 2 Filistinlinin yaptığı yayınlar anlatıldı.

Motaz Azaiza

Haberde ilk olarak Birleşmiş Milletler (BM) için videolar hazırlayan 24 yaşındaki Motaz Azaiza'nın hikayesine yer verilirken, Azaiza'nın bombardımanın başladığı ilk anlarda kamerasını alarak olayları kayık altına almaya başladığı aktarıldı.

İngilizce tercümanlık mezunu Azaiza'nın Instagram hesabını Gazze'nin güzellikleri için açtığına işaret edilen haberde, "Gazze'deki savaş, onu sosyal medya çağında bir savaş muhabirine çevirdi." ifadesi kullanıldı.

Haberde, sosyla medya hesabında 13 milyon takipçisi bulunan Azaiza'nın Gazze'ye yönelik saldırılarda birçok yakın arkadaşı ve akrabasını kaybettiği belirtildi.

AA muhabiri Khoudary'nin yaşadıkları aktarıldı

Haberde, 28 yaşındaki AA muhabiri Khoudary'nin ailesinin Gazze'nin kuzeyini terk ettiği, ardından evlerinin bombalandığı ancak Khoudary'nin Gazze'de kalmayı sürdürdüğü kaydedildi.

Khoudary'nin haberden habere koşarken yeterince kıyafeti bile bulunmadığı vurgulanan haberde, "Khaudary, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor. Aynı zamanda saldırı alanlarındaki birkaç kadın muhabirden birisi ve sonu gelmeyen yıkımı anlatıyor." ifadesi yer aldı.

Hind Khoudary ise New York Times'a verdiği demeçte, "Gazze'de ön ya da arka cephe yok. Her yer ön cephe." değerlendirmesinde bulundu.

Haberde Khoudary'nin şu anda eşi, annesi, 3 kardeşi ve 3 yaşındaki yeğeninden uzak kaldığına işaret edilerek, "Ancak Khoudary, takipçilerini bilgilendirmeye devam etmeye kararlı." ifadesi kullanıldı.

Khoudary, "Fiziksel olarak çok iyiyim ama psikolojik olarak değilim." dedi.

Ayrıca haberde, İsrail saldırılarında 4 çocuğu, 4 kardeşi ve 3 yeğenini kaybeden AA kameramanı Muhammed Alaloul'dan da bahsedildi.

Çin haber kanalı çalışanının hikayesine de yer verildi

New York Times'ın haberinde yer alan bir diğer isim de Çin haber kanalı CGTN Muhabiri Noor Harazeen oldu.

Harazeen, anne olarak önceliğinin güvenlik olduğunu belirterek, "Bu savaşın en kötü yanı onurunuzu yitiriyorsunuz. Çocuklarımı öptüm ve ne olacağını bilmeden onları arabanın içine battaniyelerin ve yastıkların altına sakladım." dedi.

Genç annenin hem CGTN'ye yayın hem de Instagram'dan paylaşımlar yaptığına işaret edilen haberde, "İkinci bir Nekbe" korkusuyla ailesinin Gazze'den ayrılmayı reddettiği aktarıldı.

Harazeen'in bugünlerde 20 kişiyle aynı yerde yaşadığı ve duş almak için bir kahve dükkanını kullandığı kaydedilen haberde, "Ancak günün büyük kısmında yaralıları anlatmak için hastanede oluyor." ifadesine yer verildi.

Harazeen, Instagram paylaşımlarını İngilizce yapmasının nedenine ilişkin ise "Araplar neler olduğunu zaten biliyor. İngilizce konuşmak için bir sorumluluk hissettim." dedi.



Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
TT

Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)

Lübnan'da her hafta, DEAŞ örgütüyle bağlantılı bir ağın, ibadethaneleri ve halk toplantılarını hedef alan bombalı saldırılar planladığına dair bir açıklama yapılıyor. Son olarak Lübnan ordusu, ‘askeri kurumu hedef alan terör eylemleri planlayan bir hücreyi durdurduğunu’ duyurdu. Öte yandan Lübnanlı bir yargı kaynağı, Şarku'l Avsat'a, Aley bölgesinde Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampının dağıtıldığını açıkladı.

Hamas ve Cemaat-i İslami

Lübnan Dağı’nda yer alan Aley kentindeki Tebiyat kasabası yakınlarında silahlı bir grubun gözaltına alınmasının üzerinden üç hafta geçmesine rağmen, askeri yargı henüz bu kişilere karşı dava açma kararı almadı. Yargı kaynağı, ‘bu olayla ilgili gelişmeleri takip etmeye’ çağırdı.

Kaynak, Lübnan ordusunun ‘Lübnanlı ve diğer uyruklardan silahlı kişileri eğitmek için özel olarak kurulmuş ve silah ve teçhizatla donatılmış bir kampı dağıtmayı başardığını’ açıkladı. Yargı kaynağı, “Bu eğitim kampında Hamas Hareketi ve Lübnan'daki Cemaat-i İslami’nin askeri kanadı Fecr Kuvvetleri'nden silahlı kişiler bulunuyor, bu da onların askeri yaklaşımlarında ısrarcı olduklarını ve savaşma yeteneklerini yeniden geliştirmeye devam ettiklerini gösteriyor” dedi. Kaynak, ‘10'dan fazla kişinin tutuklandığını ve bunların çoğunun Beyrutlu olduğunu, ayrıca Ürdün vatandaşı arkadaşlarının da bulunduğunu’ belirtti. Tutuklananları ‘önemli kişiler’ olarak nitelendiren kaynak, özellikle de bazılarının babalarının güney cephesinde savaşırken son savaşta İsrail tarafından öldürüldüğünü ifade etti.

DEAŞ'dan tutuklamalar

Lübnan Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Terör örgütlerinin izlenmesi ve takip edilmesi kapsamında, istihbarat müdürlüğü bir dizi güvenlik operasyonu düzenledi ve sonuç olarak DEAŞ terör örgütünü destekleyen bir hücre kurdukları gerekçesiyle üç vatandaşı tutukladı” denildi. Açıklamada, “İlk soruşturmalarda, hücrenin ülke dışındaki örgüt liderlerinin talimatıyla orduya karşı güvenlik operasyonları planladığı ortaya çıktı. Hücrenin geri kalan üyelerinin tutuklanması için çalışmalar devam ediyor ve tutuklananlar hakkında yetkili yargı makamlarının gözetiminde soruşturma başlatıldı” ifadeleri yer aldı.

Yeni endişeler

Lübnan sokaklarında, özellikle Suriye'de son zamanlarda yaşanan olayların ardından, aşırılıkçı grupların ülkeye sızdığına dair endişeler yeniden güçlendi. Ancak konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak bu endişeleri hafifleten açıklamalarda bulundu. Bazı medya kuruluşlarının, Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı'nın, üyelerinden birinin Beyrut'un güney banliyölerinde intihar saldırısı planladığı bir terör şebekesini durdurduğunu sızdırması, Lübnan'ın, 2013 ila 2015 yılları arasında yaşadığı bombalı saldırı kabusunun geri döndüğünü düşündürdü.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynak, “Lübnan yargı ve güvenlik kurumları, uyuyan ya da aktif olan güvenlik hücreleriyle sürekli bir mücadele içinde. Son gelişmeler, Suriye uyruklu iki gencin (Halid ez-Zubi ve Muhammed el-Acluni) tutuklandığını ortaya çıkardı. Bu iki genç, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün ardından gizlice Lübnan'a girmiş ve Güney Lübnan'ın Sayda kentinde bir akrabalarının yanında kalarak, banliyöde kalabalık bir alanda motosiklet bombalamak gibi operasyonlar hazırlamak için harekete geçmiştir” ifadelerini kullandı.

Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)

Kaynak, ‘tutuklananların çoğunun aşırıcı eğilimleri olduğunu, ancak Lübnan'da güvenlik operasyonu planları olmadığını ve gerekli imkanlara sahip olmadıklarını’ gizlemedi. “Lübnan güvenlik güçlerinin son yıllarda terör hücrelerini takip ederken edindiği deneyim, DEAŞ'ın hedef bankası belirlemediği ve bu görevler için silah ve patlayıcı sağlamadığı sürece kişileri veya grupları örgüte dahil etmediğini gösteriyor” diyen kaynak, ‘son zamanlarda dolaşan bilgilerin, özellikle Suriye'nin Suveyda vilayetinde yaşanan olayların ardından, bu aşamada istismar edilip kullanılmak üzere abartıldığını’ vurguladı.

DEAŞ ile bağlantısı olmayan tutuklular

Güvenlik güçleri, birkaç hafta önce güney banliyösündeki Burc el-Baracna bölgesinde ve Bekaa Vadisi'ndeki Şemstar kasabasında DEAŞ mensubu olduğundan şüphelenilen iki grup Suriyeliyi gözaltına aldı. Ancak bir güvenlik kaynağı, ‘bu kişilerin DEAŞ veya herhangi bir terör örgütüyle ilgisi olmadığını’ kesin bir dille ifade etti. Güvenlik kaynağı, Burc el-Baracna'da gözaltına alınanların Suriyelileri iş bulmak için Lübnan'a kaçak olarak sokan bir grup olduğunu ve sözde Şemstar hücresinin herhangi bir faaliyet yürütmediğini, sadece kimlik belgeleri olmadığı için şüpheli görülen işçiler olduğunu belirtti. Güvenlik kaynağı, “Bu aşamada ihtiyatlı olmak anlaşılabilir ve haklıdır; ancak bu, insanları korkutmak için bir araç olarak kullanılmamalıdır” dedi.