İsrail, 7 Ekim’den bu yana El Halil'deki 11 mahallede sokağa çıkma yasağı uyguluyor

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil kentinde 11 mahallede sokağa çıkma yasağı getirerek binlerce Filistinliyi eve hapsetti.

AA
AA
TT

İsrail, 7 Ekim’den bu yana El Halil'deki 11 mahallede sokağa çıkma yasağı uyguluyor

AA
AA

İsrail, tüm dünyanın gözü 7 Ekim’den bu yana İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıların üzerindeyken, işgal altındaki Batı Şeria'da uyguladığı baskı ve ihlallerini giderek artırdı.

İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem, İsrail ordusunun bir aydan uzun süredir Batı Şeria'nın güneyindeki El Halil şehrinin Eski Şehir bölgesinde 11 mahalleye sokağa çıkma yasağı uyguladığını bildirdi.

B'Tselem’in saha araştırması raporuna göre, El Halil'in H2 Bölgesi'ndeki mahallelerde uygulanan sokağa çıkma yasağı sonucu mağazalar ve işyerleri kapatıldı, yaklaşık 750 aileden oluşan binlerce kişi evlerinde hapsedildi.

Ordu, iki hafta süren tam kapsamlı sokağa çıkma yasağının ardından 21 Ekim’den bu yana bölge sakinlerinin pazar, salı ve perşembe günleri sabah ve akşam birer saat olmak üzere evlerinden çıkmalarına izin veriyor.

Ancak evden dışarı çıkmak, İsrail ordusunun kontrol noktalarından geçmeyi ve askerlerle karşılaşmayı gerektiriyor. Bu ise her zaman ayrıntılı vücut aramalarını içeren aşağılayıcı muameleyi içeriyor ve bölge sakinlerine ayrılan kısa zamanın çoğu bu uygulamalarla geçiyor.

Sokağa çıkma yasağının H2'de hayatı tamamen sekteye uğrattığına dikkat çekilen B’tselem raporunda, işe ve okula gidemeyen, yakınlarını ziyaret edemeyen ve tüm işyerlerinin kapalı olduğu bölgenin sakinlerinin, “Ne zaman normale döneceklerini bilmeden tam bir belirsizlik içinde yaşadıkları” vurgulandı.

Raporda, El Halil’deki yasa dışı yerleşimlerde yaşayan Yahudi yerleşimcilerin ise tam bir hareket özgürlüğünden yararlandığı ve bunu bölge sakinlerini taciz etmek ve mülklerine zarar vermek için kullandıklarına dikkat çekildi.

Raporda, İsrail yönetiminin uluslararası hukuku ihlal ederek sivilleri toplu cezalandırma uyguladığına işaret edilerek, şu tespitlere yer verildi:

“İsrail, uluslararası hukukta yasaklanan toplu cezalandırma teşkil eden geniş kapsamlı yöntemleri uygulamaya koymak için yerel ve uluslararası dikkatin şu anda Batı Şeria'dan başka yöne (Gazze) çevrilmesi gerçeğinden yararlanıyor. Bu uygulama, İsrail'in El Halil'de en açık şekilde görülen apartheid rejiminin ayrılmaz bir parçasıdır.”

Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşimleri

İsrail’in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 690 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.

Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşimler yasa dışı sayılıyor.

Batı Şeria, sık sık İsrail güçlerinin ve onların koruması altındaki silahlı Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına ve saldırılarına tanık oluyor.



Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.