Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde son durum ne?

Yeni doğan bebekler ve yoğun bakım hastaları yüksek risk altında

Reuters'a göre bebekler onar onar yetişkin yataklarına yerleştirildi ve battaniyelerle ısıtılmaya çalışılıyor (Reuters)
Reuters'a göre bebekler onar onar yetişkin yataklarına yerleştirildi ve battaniyelerle ısıtılmaya çalışılıyor (Reuters)
TT

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde son durum ne?

Reuters'a göre bebekler onar onar yetişkin yataklarına yerleştirildi ve battaniyelerle ısıtılmaya çalışılıyor (Reuters)
Reuters'a göre bebekler onar onar yetişkin yataklarına yerleştirildi ve battaniyelerle ısıtılmaya çalışılıyor (Reuters)

Dünyanın gözü günlerdir hedef haline gelen Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde. 

İsrail güçleriyle Hamas arasındaki çatışmalar hastane çevresinde yoğunlaşırken, yakıtsız ve elektriksiz kalan hastanenin yoğun bakım ve yenidoğan ünitelerindeyse kelimenin tam anlamıyla bir can pazarı yaşanıyor.

İsrail ordusu tarafından kuşatılan ve yakıt krizinin yaşandığı Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde elektrik kesintisi ve hizmetlerin durması nedeniyle 6'sı prematüre bebek olmak üzere toplam 20 kişi hayatını kaybetti.

Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tıbbi malzeme yetersizliği ve elektrik kesintisi nedeniyle dün yoğun bakımdan ve diğer servislerden 7 hastanın öldüğünü belirtti.

Yoğun bakımdaki 6 prematüre bebek ile 9 yaralı ve hastanın da hayati ekipmanlarda yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle hayatını kaybettiğini aktaran Ebu Silmiyye, üç gün önce İsrail ordusu tarafından kuşatılan hastanede şu ana kadar yaşamını yitirenlerin sayısının 20'ye yükseldiğini kaydetti.

İsrail'in yakıt girişine izin vermemesi neticesinde bu ölümlerin yaşandığına dikkati çeken Ebu Silmiyye, hastanede hayatları tehlike altında olan 33 prematüre bebeğin daha bulunduğunu söyledi.

İsrail ordusu bebekleri daha güvenli bir hastaneye götürmeyi teklif etse de, Birleşik Krallık merkezli sivil toplum örgütü Filistinliler İçin Tıbbi Yardım, bunun oldukça zor bir işlem olacağına dikkat çekti.

Kurumdan yapılan açıklamada, "Kritik durumdaki erken doğan çocukları bir yerden bir yere taşımak karmaşık ve teknik bir işlemdir. Ambulansların hastaneye ulaşamadığı, hiçbir hastanenin kapasitesinin bulunmadığı ortamda, bu işlemin nasıl güvenli şekilde yapılacağına dair bir emare yok" ifadeleri kullanıldı.

Şifa Hastanesi neden hedef haline geldi?

İsrail ordusu, Gazze'deki öncelikli hedeflerden biri olarak gördüğü Şifa Hastanesi'nin Hamas'ın ana karargâhlarından biri olduğunu öne sürüyor.

İsrailli güvenlik yetkililerine göre Hamas, 16 yıl boyunca hastanenin altına büyük bir komuta merkezi inşa etti. İddiaya göre benzer üsler diğer sağlık merkezlerinin altındaki tünellere de kuruldu.

ABD'li istihbarat yetkilileri, İsrail'in bu değerlendirmesini doğrulasa da Hamas, hastanelerin altında üsler bulunduğuna ilişkin iddiaların doğru olmadığını belirtiyor.

Hastane yetkilileriyse, binada hasta ve yaralılarla onlara yardım etmeye adanmış sağlık çalışanlarından başka kimsenin olmadığını ifade ediyor.

New York Times'a konuşan İsrailli yetkililer, hastanenin daha önceki operasyonlarda sivil kayıplardan endişe edilerek hedef alınmadığını ancak bu kez "aynı hatanın tekrarlanmayacağını" söyledi.

Şifa Hastanesi'nin İsrail ordusunun ana hedeflerinden biri olduğunu belirten yetkililer, hastanenin altında bulunduğunu iddia ettikleri askeri üssün mutlaka ortaya çıkarılacağını vurguladı.

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog: Hamas üssünde Hitler'in kitabı bulundu

Dünya kamuoyunun yakından takip ettiği Şifa Hastanesi'ndeki krizle ilgili bir açıklama da İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan geldi.

İsrail ordusunun hastaneyi vurmadığını söyleyen Herzog, "Bunu tamamen reddediyoruz. Hamas tarafından uydurulan çok fazla şey var. Şifa'da elektrik mevcut ve hastanede her şey çalışıyor" dedi.

Şifa Hastanesi'nin uydudan görünüşü (Reuters)
Şifa Hastanesi'nin uydudan görünüşü (Reuters)

Herzog ayrıca "Hamas tarafından askeri üsse dönüştürülen bir çocuk odasında", Adolf Hitler'in "Kavgam" isimli kitabının Arapça bir versiyonunun bulunduğunu söyledi.

Öte yandan İsrail ordusunun Şifa Hastanesi'ne 300 litre yakıt sağlamayı teklif ettiği ancak bu teklifin Hamas tarafından reddedildiği iddia edildi.

ABC News'e konuşan hastane yetkilileri, günlük yakıt ihtiyacının 10 bin litre civarında olduğunu ve 300 litrelik yakıt için risk almanın güvenli olmadığı değerlendirmesi yapıldığını belirtti.

Yetkililer İsrail'in teklif ettiği 300 litre yakıtın, hastanenin bir saatlik ihtiyacını bile karşılamayacağını söyledi.

Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye, hastaneye sağlanan 300 litre yakıtın reddedildiği iddialarına ilişkin ise "Yalan ve iftiradan ibaret." ifadesini kullanarak, İsrail'in teklif ettiği yakıtın "hastanenin jeneratörlerini yalnızca 15 dakika çalıştırabileceğini" söyledi.

Hastanedeki sağlık ve idari personelin az miktardaki bu yakıtın teslim alınması durumunda hedef alınmaktan korktuğunu dile getiren Ebu Silmiyye, İsrail tarafından, hastaneye yakıtın Uluslararası Kızılhaç veya herhangi bir uluslararası kuruluş aracılığıyla ulaştırılmasını istediklerini aktardı.

Haberde, hastanede görevli doktorların binadan ayrılmaya çalışanlara keskin nişancıların ateş açtığını aktardıkları hatırlatıldı.

Cuma günü 4 hastanenin tahliye edildiği Gazze'de İsrail ordusu, Şifa Hastanesi'nin içinde bulunduğu hastanelere sığınan kişilerin ve hastaların güneye gitmesi çağrılarında bulunuyor.

Ancak New York Times'ın hastane içindeki birden fazla kaynağa dayandırdığı habere göre, cumartesi günü hastaneden ayrılmaya çalışan bir aile İsrail ordusunun bölgeye yerleştirdiği keskin nişancıların hedefi haline geldi. Olayda en az bir kişi hayatını kaybetti.

İsrail ordusu bir askeri hastaneye yakıt taşıdığı görüntüleri paylaştı (Reuters)
İsrail ordusu bir askeri hastaneye yakıt taşıdığı görüntüleri paylaştı (Reuters)

DSÖ: Hastane artık hastane olarak hizmet veremiyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "(Gazze) Şifa Hastanesi'nde durum çok vahim. Hasta ölümlerinde feci oranda artış var. Ne yazık ki hastane artık hastane olarak hizmet veremiyor" ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, İsrail ordusunun hedef aldığı Şifa Hastanesi'ne ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu.

DSÖ'nün Şifa Hastanesi'ndeki sağlık çalışanlarıyla yeniden iletişime geçmeyi başardığını belirten Ghebreyesus, "Şifa Hastanesi'nde durum çok vahim. Hasta ölümlerinde feci oranda artış var. Ne yazık ki hastane artık hastane olarak hizmet veremiyor" değerlendirmesinde bulundu.

Hastanede elektriğin ve suyun olmadığı, internetin ise çok zayıf olduğu üç gün yaşandığını kaydeden Ghebreyesus, bu durumun temel bakım hizmetlerinin sağlanmasını önemli derece etkilediğini belirtti.

Ghebreyesus, bölgede sürekli duyulan silah sesleri ve bombalamaların, zaten kritik olan koşulları daha da kötüleştirdiğini vurguladı.

Güvenli bölge olması gereken hastanelerin, ölüm, yıkım ve çaresizliğin yaşandığı alanlara dönüştürülmesine dünyanın sessiz kalamayacağının altını çizen Ghebreyesus, "derhal ateşkes" çağrısında bulundu.

Hamas: Şifa Hastanesinin yönetiminde taraf değiliz

Hamas Hareketi, kendilerinin Şifa Hastanesinin yönetiminde taraf olmadıklarını, karar alma mekanizmasında bulunmadıklarını duyurdu.

Hamas, Telegram sayfasından yayımladığı yazılı açıklamada, İsrailli yetkililer ve ordu sözcüsü tarafından yapılan açıklamalara cevap verdi.

İsrail Ordusu Sözcüsüne "Nazi Ordusu Sözcüsü" nitelemesi yapılan açıklamada, işgal güçlerinin günlük yalanlar uydurduğunu bunlardan birinin de "İsrail'in Şifa Hastanesi yönetimine yakıt temin edilmesi teklifini Hamas Hareketi'nin reddettiği" suçlaması olduğu belirtildi. Açıklamada, bu suçlamaya karşılık, şu ifadeler yer aldı:

Hamas Hareketi, Şifa Hastanesinin yönetiminde bir taraf değildir. Orada karar alma mekanizmasında herhangi bir varlığı yoktur. Hastane, teknik ve idari işlerini yürüten Filistin Sağlık Bakanlığının yönetimine tümüyle bağlıdır. Şifa Hastanesi, işgal güçlerinin hastaneye yalnızca 300 litre yakıt verilmesi teklifinin elektrik, yiyecek ya da su olmaksızın hastaneye sığınan kuşatma altında olanların, sağlık ekiplerinin, bebeklerin çocukların, hastaların acıları ve çektiği işkenceleri hafife almak anlamına geldiğini ortaya çıkarmıştır. Söz konusu yakıt miktarı, jeneratörleri yarım saatten fazla çalıştırmaya yetmez. İşgal güçleri, bu teklifle yakıt, su ve ilaç girişini engelleyerek, hastanelere saldırılarını, sağlık personelini öldürmeyi, hastaların hayatını tehlikeye atmayı ve insanlık dışı suçlarını gizleme ve çirkin yüzüne makyaj sürmek gibi ucuz bir reklam kampanyası yürütme çabası içindedir.

Sınır Tanımayan Doktorlar: Şifa Hastanesindeki personelimizden dün geceden beri haber alamıyoruz

Sınır Tanımayan Doktorların (MSF) Gazze'deki Şifa Hastanesinde bulunan personelinden dün geceden bu yana haber alınamadığı bildirildi.

MSF, sosyal medya platformu X'ten yaptığı paylaşımda, "Şifa Hastanesindeki personelimizden dün geceden beri haber alamıyoruz." ifadesini kullandı.

Gazze'deki diğer çalışma arkadaşlarının hastane çevresindeki "tehlike" halinin sürdüğünü aktaran MSF, buradaki personelin hayatları için endişe duyduklarını kaydetti.

Gazze'deki MSF çalışanlarından birinin "sokaklarda ölülerin, vurulanların ve yaralıların olduğunu" söylediği aktarılarak, söz konusu çalışanın, "Onların ağladığını duyuyoruz fakat bir şey yapamıyoruz. (Durum) Dışarı çıkmak için çok tehlikeli." dediği ifade edildi.

MSF'nin paylaşımında, "Sağlık çalışanları, durumu ciddi olan hastalar ve yerlerinden edilen siviller, hala Şifa Hastanesinde ve korunmaları gerekiyor." ifadeleri kullanıldı.

Paylaşımda, "hastanelere saldırıların durdurulması, derhal ateşkes yapılması ve hastanelerden ayrılmak isteyenler için güvenli geçiş sağlanması" çağrıları yer aldı.

Independent Türkçe



El-Hureyci Burhan'a güvence verdi: Suudi Arabistan Sudan'ın istikrarını istiyor

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan dün (Cumartesi) Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci'yle görüştü. (Sudan Egemenlik Konseyi/X)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan dün (Cumartesi) Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci'yle görüştü. (Sudan Egemenlik Konseyi/X)
TT

El-Hureyci Burhan'a güvence verdi: Suudi Arabistan Sudan'ın istikrarını istiyor

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan dün (Cumartesi) Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci'yle görüştü. (Sudan Egemenlik Konseyi/X)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan dün (Cumartesi) Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci'yle görüştü. (Sudan Egemenlik Konseyi/X)

Sudan'ın geçici başkenti Port Sudan, ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sona erdirilmesi, savaşın durdurulması ve uluslararası anlaşmalar ile barış girişimlerinin pekiştirilmesi için istikrarlı bir diplomatik harekete sahne oluyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra Sudanlı yetkililerle bir dizi görüşme yapmak üzere kente gelirken, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan da birkaç saat süren kısa bir ziyaret için ülkeye gelen Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci ile bir araya geldi.

Lamamra'nın iki günlük ziyaretinin Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar ve Egemenlik Konseyi üyesi İbrahim Cabir ile görüşmeleri içermesi ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ile sona ermesi bekleniyor.

Söz konusu ziyaret, geçtiğimiz çarşamba günü Moritanya'nın başkenti Nuakşot'ta düzenlenen ve Afrika Birliği (AfB), Avrupa Birliği (AB), Cibuti (Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi'nin (IGAD) dönem başkanı), BM, Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve ABD temsilcilerinin katıldığı istişare toplantısının ardından gerçekleşti.

xascdfvg
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ocak ayında BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra'yı kabul etti. (Sudan resmi haber ajansı SUNA)

Sudan hükümetinin geçici başkenti olmasından bu yana Port Sudan'a ikinci ziyaretini gerçekleştiren Lamamra'nın buradaki temaslarında durumun gelişimi, savaşın devamı ve savaşı durdurmaya yönelik uluslararası hareketlerin ele alınması bekleniyor. Bu ziyaret, bölgesel ve uluslararası barış girişimlerini birleştirmeyi amaçlayan Sudan'a ilişkin Nuakşot istişare toplantısının ardından gerçekleşti.

Lamamra'nın ordu ile HDK arasında, bizzat kendisi tarafından yönetilecek doğrudan müzakerelerin yeniden başlatılması ve sivillerin korunmasına yönelik asgari bir anlaşmaya varılması girişimini yeniden ele alması bekleniyor. Kuşkusuz bu da çatışmaların durdurulması ve savaşın barışçıl bir şekilde sona erdirilmesine yönelik görüşmelere kapı açacaktır.

Sudan'a Suudi ilgisi

Aynı bağlamda Sudan Egemenlik Konseyi medyası Burhan'ın dün (Cumartesi) Port Sudan'da, kısa bir ziyaret için ülkeye gelen Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci ile Sudan-Suudi Arabistan ilişkilerini görüşmek ve iki ülke arasındaki ortak iş birliğini teşvik etmek üzere bir araya geldiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın Egemenlik Konseyi medyasından aktardığına göre el-Hureyci, Suudi Arabistan'ın Sudan'da güvenlik ve istikrarın tesis edilmesi konusunda istekli olduğunu ifade etti.

fbghnt
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan dün (Cumartesi) Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci başkanlığındaki Suudi Arabistan heyetiyle bir araya geldi. (Sudan Egemenlik Konseyi/X)

Port Sudan toplantıda neler konuşulduğunu açıklamadı, ancak el-Hureyci geçen hafta Nuakşot istişare toplantısına katılımı sırasında ülkesinin Sudan krizini çözmek için yoğun çaba sarf ettiğini ifade etmişti. El-Hureyci, Cidde Bildirgesi ile sonuçlanan ‘birinci Cidde görüşmelerine’ ve Sudan'ın güvenlik ve istikrarını, devletin ve kurumlarının bütünlüğünü sağlayan sürdürülebilir bir siyasi çözüm bulmayı ve Sudan'daki çatışmaları durdurmak ve Sudan halkının acılarını hafifletmek için Arap, İslam ve dost ülkeler arasındaki koordinasyonu sürdürmeyi amaçlayan ‘ikinci Cidde görüşmelerine’ atıfta bulundu.

El-Hureyci: Çatışmaların durdurulması bir önceliktir

El-Hureyci, Sudan krizinin çözümünün çatışmaların durdurulması, insani yardımların arttırılması, ülkenin güvenliğini, istikrarını, birliğini ve egemenliğini garanti altına alan bir siyasi geleceğin önünün açılması ve dış müdahalenin durdurulmasıyla başlayacağını vurguladı.

Nuakşot toplantısı, Sudan'daki durumu ve Sudan'daki çatışmaların sona erdirilmesine yönelik çaba, gayret ve girişimleri ele almak üzere bölgesel ve uluslararası koordinasyon ve istişare toplantıları yapılması çağrısında bulundu. Aynı zamanda, ‘ALPS’ olarak bilinen ‘Sudan'da Hayat Kurtarmak ve Barışa Ulaşmak için Müttefikler’ grubu, mart ayı ortasında İsviçre'de sivil toplum aktörleri, kadınlar ve gençlerle istişarelerde bulunarak ordu ile HDK arasındaki görüşmelerin yeniden başlatılması planlarına ilişkin konuları tartıştı.

Port Sudan'da BM Sudan Özel Temsilcisi tarafından yürütülen diplomatik çabalar, Hartum, El Cezire ve Darfur dahil olmak üzere çeşitli eksenlerde ordu ve HDK arasındaki çatışmaların şiddetlenmesi ışığında gerçekleşiyor.

İkinci yılını doldurmak üzere olan savaş nedeniyle sivil kayıpların sayısına ilişkin resmi bir istatistik bulunmamakla birlikte, uluslararası kuruluşlar on binlerce ölü ve yaralı olduğunu tahmin ediyor. BM’ye göre ülke içinde yerinden edilenlerin sayısı 11 milyondan fazla, komşu ülkelere sığınanların sayısı ise yaklaşık 3 milyon. 45 milyonluk Sudan nüfusunun yaklaşık 25 milyonu tarihte eşi benzeri görülmemiş bir insani felaketle karşı karşıya.