Lübnan kamuoyu ülkenin savaşa dahil olmamasını istiyor

UNIFIL “saldırgan faaliyetlerin kapsamının genişlemesine” karşı uyarıda bulundu

İsrail’de Hizbullah’ın bombaladığı bir bölgeden dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail’de Hizbullah’ın bombaladığı bir bölgeden dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Lübnan kamuoyu ülkenin savaşa dahil olmamasını istiyor

İsrail’de Hizbullah’ın bombaladığı bir bölgeden dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail’de Hizbullah’ın bombaladığı bir bölgeden dumanlar yükseliyor (AFP)

Lübnan ile İsrail arasındaki güney cephesi karşılıklı gerilime tanık oluyor. Hizbullah, İsrail ordusunun onarmaya ve sınır bölgelerine yerleştirmeye çalıştığı elektronik ekipmanları bombalamaya devam etti. Hizbullah, elektronik ekipmanların bulunduğu sütunları kaldırmaya çalışan vinçleri hedef aldı. Bu durum Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri’yi “İsrail savaşının yangınlarının bölgede yayılmasının tehlikelerine” karşı uyarıda bulunmaya itti.

Karşılıklı bombardıman güney Lübnan’daki üç bölümü (doğu, orta ve batı) kapsadı. İsrail güçleri ağır toplar ve insansız hava araçlarıyla (İHA) füzeler kullanırken, Hizbullah güdümlü füzeler ve havan topları kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) Komutanı Aroldo Lazaro, tırmanışın yoğunluğunun artmasına ve “daha geniş ve daha şiddetli saldırıların patlak verme olasılığına” karşı uyarıda bulundu. Lazaro “UNIFIL’in şu anki öncelikleri gerilimi önlemek, sivillerin hayatını korumak ve bunu yapmaya çalışan barışı koruma güçlerinin emniyetini ve güvenliğini sağlamaktır” dedi.

Lübnan Meclis Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Lazaro ile görüşmesi sırasında Berri “düşman İsrail’in sivilleri, medya mensuplarını ve acil sağlık görevlilerini tekrar tekrar hedef alarak saldırganlığını aşırı bir şekilde tırmandırmasının, Güney Lübnan’ın derinliklerine doğru saldırılarını genişletmesinin ve Lübnan başkenti Beyrut’u tehdit etmesinin; BM’nin 1701 sayılı Kararı ve angajman kurallarıyla temsil edilen uluslararası meşruiyete bağlılık çağrısında bulunan uluslararası toplumun ve Arap dünyasının tutumlarının aksine, İsrail’in savaş ateşinin bölgede yayılması tehlikesini artırdığını” söyleyerek uyarıda bulundu.

Bu atmosferin ışığında, aktivistler ve siyasi güçler tarafından “Lübnan savaş istemiyor” sloganıyla Lübnan’ın savaştan uzaklaşması talebiyle başlatılan geniş çaplı bir kampanya ortaya çıktı. Siyasilerin, sanatçıların ve medyadan isimlerin katıldığı sosyal medya odaklı kampanya daha sonra başkent Beyrut başta olmak üzere farklı şehirlerde sokaklara yansıdı. Pankartlarda “Geçmişin tekrarlanmaması için Lübnan savaş istemiyor” ifadeleri yazılıydı. Çok sayıda Lübnanlının telefonuna da söz konusu ifadenin yer aldığı kısa mesajlar geldi. Arap Körfezi’ndeki bir reklam şirketinin yöneticisi ve kampanyanın organizatörlerinden Gana el-Hazin, kampanyanın amacının “Lübnan’ı ve Lübnanlıları yıkıcı bir savaştan kurtarmak” olduğuna dikkat çekerek, “kampanyanın siyasi, askeri ve güvenlik açısından istikrar isteyen bir grup genç Lübnanlı ve iş adamı tarafından finanse edildiğini ve bunların Lübnan’ın her bölgesinden geldiğini” kaydetti.



Arap ve İslam ülkelerinin ortak bildirisinde, Netanyahu'nun Büyük İsrail’e ilişkin açıklamaları kınandı

Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)
Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)
TT

Arap ve İslam ülkelerinin ortak bildirisinde, Netanyahu'nun Büyük İsrail’e ilişkin açıklamaları kınandı

Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)
Kudüs şehrinin genel görünümü (Reuters)

31 Arap ve İslam ülkesinin dışişleri bakanları ile Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) genel sekreterleri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Büyük İsrail ile ilgili açıklamalarını kınayan ortak bir bildiri yayınladı.

Ortak bildiride, Netanyahu'nun açıklamalarının Arap ulusal güvenliği, devletlerin egemenliği, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barış için doğrudan bir tehdit oluşturduğu, uluslararası hukuk kurallarını ve uluslararası ilişkilerin temellerini ciddi şekilde ihlal ettiği belirtildi.

Bildiride, Arap ve İslam devletlerinin uluslararası hukuka saygı göstererek barışı güçlendirecek tüm önlemleri alacağı vurgulandı.

(facebook gönderisi)(facebook gönderisi)

Aşırı sağcı İsrailli bakan Bezalel Smotrich'in ‘E1’ bölgesindeki yerleşim planını onaylamasının en sert ifadelerle kınandığı bildiride, Smotrich'in Filistin devletinin kurulmasını reddeden ‘aşırı ırkçı’ açıklamaları da kınandı.

Bildiride şu ifadeler yer aldı: “İsrail'in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde egemenliği yoktur. Yerleşim planını ve İsrail'in tüm yasadışı uygulamalarını kesin olarak reddediyoruz. Filistin topraklarını ilhak etmeyi amaçlayan İsrail'in niyet ve politikalarının tehlikesine karşı uyarıyoruz.”

Bildiri, İsrail'in ideolojik ve ırkçı hayallere dayanmasının çatışmayı alevlendirdiğini; bölgesel ve uluslararası güvenliği tehdit ettiğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)

Bildirinin devamında, “İsrail'in saldırılarını, soykırımı ve etnik temizliği kınıyor ve Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanmasını talep ediyoruz. Uluslararası topluma, İsrail'e saldırıları durdurması ve Gazze Şeridi'nden çekilmesi için baskı kurmasını ve yeniden inşa sürecinin başlaması için hazırlık yapmasını talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

Bildiride, Filistin devletinin, Arap ve uluslararası destekle, Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze Şeridi'nde de yönetim sorumluluklarını üstlenmesi gerektiği vurgulandı.

Bildiriye imza atan ülkeler şunlar: Suudi Arabistan, Cezayir, Bahreyn, Bangladeş, Çad, Komorlar Birliği, Cibuti, Mısır, Gambiya, Endonezya, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler, Moritanya, Fas, Nijerya, Umman, Pakistan, Filistin, Katar, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen.